21/10/2015, Saat: 12:39
Merhabalar,
10 aydır üyeymişim ama daha yeni yazma fırsatım oldu Hatırı sayılır bir süredir konu konu gezip forumu okuyordum. Bir süre iş yoğunluğundan forum okumaya ara verdim ama şimdi geri dönmüşken bir merhaba yazayım dedim.
Tıraş olmaya ilk başladığımda ben de hemen herkes gibi gidip 3 - 5 bıçaklı plastik makinalar kullanıyordum. Hatta hatırı sayılır bir süre bu şekilde devam ettim. O makineleri anlatmama gerek yok sanırım hepiniz biliyorsunuz kötü olduklarını. Resmen sakalı yüzümden kazıyordum. Bir gün bu saçma aletle üst dudağımda çentik açtım hala izi duruyor. Nasıl başardım ben de bilmiyorum o şeyle kendini kesmek zor ama kesince çok güzel kesiyor.
Ardından kızıp çöpe attıktan sonra, DE tipi jiletle çalışan milyonculardan aldığım makineyle tıraş olmaya başladım. Bir iki sene geçti ve makineyi, jilet kullanmayı öğrendim derken biraz da bu forumun yardımıyla usturalara merak saldım ve tahtakaleden bir tane edinmemle ustura kullanmaya başladım. Arada tabi bir de elektrikli makina denemem var ki oraya hiç girmiyorum o başı sapı ayrı oynayan alet yüzümü zımparalıyordu resmen. Sıfır numara zımparayla yüzümü zımparalayarak tıraş olmuş gibi oluyordum.
DE sonrası jiletli ustura, sanırım jilet kullanmayı anlamaya başladığım için kolay geldi. İlk tıraşımı kesiksiz, kızarıksız atlattıktan sonra zaten geri dönmem zordu. İkinci ve üçüncü seferlerde yüzümü kestim iki çizik izim daha var. Ama tamamen benim hatamdı. Tekrarlamayınca bir daha böyle şeyler yaşamadım. Burada bir parantez açıp deyinmek istediğim bir nokta var, o çizikler iz bırakmazdı ama benim hatamla iz bıraktı gibi geliyor. Ben ufacık bir çizik bile olsa kan taşı sürdüğüm zaman o yara mutlaka iz kalıyor. Sizde de böyle midir bilmiyorum. Taş kullanmayı bırakınca bir daha iz kalmadı.
Ustura kullanmaya karar verdikten sonra burayla tanıştım. Lord sağolsun çelik usturalar ve bileyleme konusunda çok yardımcı oldu. İki hatta üç tane hiç kullanmadığım çelik usturam var, öyle duruyorlar. Çünkü hayatıma jiletli usturalarla devam etmeye karar verdim. Bu arada o tahtakaleden edindiğim paslanmaz çelik olan ilk usturam bu sürede paslandı. Bu sebeple, madem böyle devam edeceğim gideyim bari güzel birşeyler alayım dedim.
Jilet olarak hazır yarım jilet alıyorum ama keşke daha fazla markanın yarım jileti olsa. Jilet kırmayı pek sevmiyorum kenarları kıvrık kalıyor. Jiletle ilgili bir diğer alışkanlığım bir jileti asla ikinci defa kullanmamam. Çünkü DE makinadan fark ettim ki jilet köreldikçe sakalı kesmek için daha fazla bastırmak gerekiyor, ya tahriş oluyorsunuz ya da jileti yüzünüze saplıyorsunuz. Hiç gerek yok jilet ucuz birşey ve bunları çekmeye hiç değmez. Tıraş olurken jiletimin en keskin kondisyonunda olmasını istiyorum. Ayrıca bu isteğim benim çelik ustura kullanamayacağımı düşünmemin nedeni, çünkü ben süreli onu bileylemek isteyeceğim ve bu maddi açıdan (taş, strop, paste derken) beni zorlayabiliyor. Sabun olarak Tobs sandalwood var şu an. Ama dayanamayıp sepeti doldurdum sanırım. (Arkonun yeri ayrı)
Herkese sıhhatler olsun şimdiden.
10 aydır üyeymişim ama daha yeni yazma fırsatım oldu Hatırı sayılır bir süredir konu konu gezip forumu okuyordum. Bir süre iş yoğunluğundan forum okumaya ara verdim ama şimdi geri dönmüşken bir merhaba yazayım dedim.
Tıraş olmaya ilk başladığımda ben de hemen herkes gibi gidip 3 - 5 bıçaklı plastik makinalar kullanıyordum. Hatta hatırı sayılır bir süre bu şekilde devam ettim. O makineleri anlatmama gerek yok sanırım hepiniz biliyorsunuz kötü olduklarını. Resmen sakalı yüzümden kazıyordum. Bir gün bu saçma aletle üst dudağımda çentik açtım hala izi duruyor. Nasıl başardım ben de bilmiyorum o şeyle kendini kesmek zor ama kesince çok güzel kesiyor.
Ardından kızıp çöpe attıktan sonra, DE tipi jiletle çalışan milyonculardan aldığım makineyle tıraş olmaya başladım. Bir iki sene geçti ve makineyi, jilet kullanmayı öğrendim derken biraz da bu forumun yardımıyla usturalara merak saldım ve tahtakaleden bir tane edinmemle ustura kullanmaya başladım. Arada tabi bir de elektrikli makina denemem var ki oraya hiç girmiyorum o başı sapı ayrı oynayan alet yüzümü zımparalıyordu resmen. Sıfır numara zımparayla yüzümü zımparalayarak tıraş olmuş gibi oluyordum.
DE sonrası jiletli ustura, sanırım jilet kullanmayı anlamaya başladığım için kolay geldi. İlk tıraşımı kesiksiz, kızarıksız atlattıktan sonra zaten geri dönmem zordu. İkinci ve üçüncü seferlerde yüzümü kestim iki çizik izim daha var. Ama tamamen benim hatamdı. Tekrarlamayınca bir daha böyle şeyler yaşamadım. Burada bir parantez açıp deyinmek istediğim bir nokta var, o çizikler iz bırakmazdı ama benim hatamla iz bıraktı gibi geliyor. Ben ufacık bir çizik bile olsa kan taşı sürdüğüm zaman o yara mutlaka iz kalıyor. Sizde de böyle midir bilmiyorum. Taş kullanmayı bırakınca bir daha iz kalmadı.
Ustura kullanmaya karar verdikten sonra burayla tanıştım. Lord sağolsun çelik usturalar ve bileyleme konusunda çok yardımcı oldu. İki hatta üç tane hiç kullanmadığım çelik usturam var, öyle duruyorlar. Çünkü hayatıma jiletli usturalarla devam etmeye karar verdim. Bu arada o tahtakaleden edindiğim paslanmaz çelik olan ilk usturam bu sürede paslandı. Bu sebeple, madem böyle devam edeceğim gideyim bari güzel birşeyler alayım dedim.
Jilet olarak hazır yarım jilet alıyorum ama keşke daha fazla markanın yarım jileti olsa. Jilet kırmayı pek sevmiyorum kenarları kıvrık kalıyor. Jiletle ilgili bir diğer alışkanlığım bir jileti asla ikinci defa kullanmamam. Çünkü DE makinadan fark ettim ki jilet köreldikçe sakalı kesmek için daha fazla bastırmak gerekiyor, ya tahriş oluyorsunuz ya da jileti yüzünüze saplıyorsunuz. Hiç gerek yok jilet ucuz birşey ve bunları çekmeye hiç değmez. Tıraş olurken jiletimin en keskin kondisyonunda olmasını istiyorum. Ayrıca bu isteğim benim çelik ustura kullanamayacağımı düşünmemin nedeni, çünkü ben süreli onu bileylemek isteyeceğim ve bu maddi açıdan (taş, strop, paste derken) beni zorlayabiliyor. Sabun olarak Tobs sandalwood var şu an. Ama dayanamayıp sepeti doldurdum sanırım. (Arkonun yeri ayrı)
Herkese sıhhatler olsun şimdiden.