29/01/2018, Saat: 15:15
Herkese merhaba ben Arda. 31 yaşındayım . 16 yaşından beri okulum ve 18 yaşından beri işim sebebiyle her gün sinekkaydı tıraş olmak zorundayım. Yaklaşık 8/9 aydır ıslak tıraşla ilgileniyorum , bu süre zarfında forumunuzun sıkı bir takipçisi oldum.
Sonunda üye olup kendimi tanıtmak istedim. Elimden geldiğince katkıda bulunmak isterim . Sizler farkında olmadan , sizler sayesinde güzel bilgiler edindim, fırsat buldukça umarım ben de tecrübelerimden bahsedebilirim.
Askeri okula girdiğimde daha sakallarım yoktu ancak bir gün komutanımın “sen tıraş olmamışsın” cezası yüzünden ertesi gün mach3 ve Gillette tıraş jeli ile tıraş olmaya başladım. İlk aftershave losyonum Fa’nın kırmızı splash on kolonyasıydı (yıllardır bulamam içimde hala uktedir)
Mach3 ile yolculuğumuz 4/5 sene devam etti ancak kısa bir süre bodyshop’ın maca root shaving cream’ini kullandım 5 liralık domuz kılı fırça ile. Ancak o zamanlar bekardım ve o tıraş kremi hoşuma gitmesine rağmen “ulan dur bakalım başka neler var?” diye araştırmadım. Çünkü interneti 19/20 yaşlarında yeni yeni para kazanmaya başlamış bir izmirlinin kullandığı gibi yani boş vakitlerde hatun avlamak için ( ıyhh ne kadar kaba tabir oldu) kullanıyordum.
Neyse; yıllar geçti evlendim . İlk doğum günümdü sanırım evlendikten sonra, eşim yakın arkadaşlarımdan birine bana ne hediye aşabileceğimi sormuş o da “tıraş olduktan sonra boynu kıpkırmızı oluyo , bi tıraş makinası al rahat etsin”demiş ve kendi kullanıp memnun kaldığı braun 7serisi bir makinayı önermişti. Eşim de bi indirim denk getirip bana hediye etti.
Efendiler ; yalan yok , kuru yüzle kalkar kalkmaz o makinayla tıraş olmak kadar kolay bir yöntem olamaz. Hala daha o konuda braun’un hakkını ödeyemem. İlk gün tıraş oldum, süper, ertesi gün oldum yine harika... kendi kendime o güne kadar aldığım her jilete kartuşa lanet olsun dedim. Ne bir yanma ne bir tahriş , ama...
Ama’sı arkadaş iyi güzel rahat , neredeyse hergün sinekkaydı tıraş edebilen , tabiri caiz ise memur makinası olmasına rağmen öğleden sonra kıl dönmeleri, batıklar ıvır zıvırlarla uğraştırmaya başlamıştı beni.
Yine de ses etmedim . Her sabah kalkıp 2 dakikada tıraş işini halledip duşa girmek o kadar kolaydı ki, ayılıp evden çıkana kadar o yöntemin dezavantajını farketememişim.
Aradan yine yıllar geçti...
Bir akşam bir devre arkadaşımla nöbetteyken tıraştan açıldı muhabbet.
Bana “ben anam babam usulü tıraş oluyorum kardeşim, şu tepesine yaprak jilet taktığın var ya? Hah ondan işte” diye beni zehirledi
O gece sabaha kadar adeta kafasının etini yedim sorularla, “olm manyak mısın 200lira verilir mi kıçıkırık (!) alete ? Benim tıraş makinamın sıfırı 600lira en azından kendi kendini temizleyip dezenfekte ediyo” gibi konuşmalar yerini “ e şimdi bu astra dediğin jiletin 100tanesi ne kadar? Haaa , e kaç gün gidiyo? “ gibi diyaloglara , ardından “nerden alıcaz bunları aga?” Sorusuna bıraktı.
Hah işte o anda “geleneksel ıslak tıraşa başladım” diyeceğimi sandınız Hayır efendiler , 10 gün sadece hangi makinayı alacağımı araştırdım. Yerli / yabancı kaynakları , forumları gezdim en sonunda razorus.com’dan ej89 + proraso kırmızı kase sabun , yeşil (mentollü) pre-shave ve omega domuz kılı fırça ile başlangıcımı yaptım.
Araştırma yaptığım için bastırmadan ufak vuruşlarla ilk tıraşlarımı oldum. Zaman zaman Normalde en fazla 2 perdede bitecek tıraş , verdiği haz yüzünden 3 hatta 4 perdeye kadar uzuyordu. Sonraları “bu porsuk fırça ne ola ki? “ , “ hımm bi de şu shavette dedikleri naneye bakalım” derken bir de bakmışım ev taşınırken tıraş aletlerim ve krem, sabun vs için büyük bir valiz doldurmuşum.
Aranızdan bazı üstadlar “komşular” var ki onların ağdalı anlatımları yüzünden haftada bir kere extrashaving ya da razorustan sipariş verir olmuştum.
Her neyse , şu an ara sıra tıraş olmayı denediğim 6/8lik dovo bismarck çelik usturam, pazar akşamları tıraş olduğum feather ss usturam, işyerinde kullandığım (ki bu aralar zeytindalı operasyonu dolayısıyla sıksık kullanmak zorunda kaldığım) bluebeard’s revenge usturam ve ilk ej de89 , merkur futur ve son aletim merkur 37c slant ile mutlu bir beraberlik içindeyiz. FS silvertip 30mm knot , thater ufak tefek bir porsuk fırça , bugün aldığım ve 4gözle yolunu beklediğim Thater 4125/4 ivory fırçam da yüzümü boyadıklarım...
Sabun ve pre/after shave losyon , yağ , ıvır zıvır işinin biraz bokunu çıkarsam da cella , tabac ve tobs jermyn street sabunum ve tabi bunların losyonları favorim.
Ha bu arada yere göğe sığdıramadığınız mwf sabununu bulursam muhtemelen sizin yüzünüzden gelir gelmez tavaya atıp üzerine yumurta kıracağım. O derece yani.
Biraz uzun oldu sanırım. Sıkılmadan buraya kadar okuyan arkadaşlara teşekkür ederim.
Bana bugüne kadar kattıklarınıza da ayrıca müteşekkirim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Sonunda üye olup kendimi tanıtmak istedim. Elimden geldiğince katkıda bulunmak isterim . Sizler farkında olmadan , sizler sayesinde güzel bilgiler edindim, fırsat buldukça umarım ben de tecrübelerimden bahsedebilirim.
Askeri okula girdiğimde daha sakallarım yoktu ancak bir gün komutanımın “sen tıraş olmamışsın” cezası yüzünden ertesi gün mach3 ve Gillette tıraş jeli ile tıraş olmaya başladım. İlk aftershave losyonum Fa’nın kırmızı splash on kolonyasıydı (yıllardır bulamam içimde hala uktedir)
Mach3 ile yolculuğumuz 4/5 sene devam etti ancak kısa bir süre bodyshop’ın maca root shaving cream’ini kullandım 5 liralık domuz kılı fırça ile. Ancak o zamanlar bekardım ve o tıraş kremi hoşuma gitmesine rağmen “ulan dur bakalım başka neler var?” diye araştırmadım. Çünkü interneti 19/20 yaşlarında yeni yeni para kazanmaya başlamış bir izmirlinin kullandığı gibi yani boş vakitlerde hatun avlamak için ( ıyhh ne kadar kaba tabir oldu) kullanıyordum.
Neyse; yıllar geçti evlendim . İlk doğum günümdü sanırım evlendikten sonra, eşim yakın arkadaşlarımdan birine bana ne hediye aşabileceğimi sormuş o da “tıraş olduktan sonra boynu kıpkırmızı oluyo , bi tıraş makinası al rahat etsin”demiş ve kendi kullanıp memnun kaldığı braun 7serisi bir makinayı önermişti. Eşim de bi indirim denk getirip bana hediye etti.
Efendiler ; yalan yok , kuru yüzle kalkar kalkmaz o makinayla tıraş olmak kadar kolay bir yöntem olamaz. Hala daha o konuda braun’un hakkını ödeyemem. İlk gün tıraş oldum, süper, ertesi gün oldum yine harika... kendi kendime o güne kadar aldığım her jilete kartuşa lanet olsun dedim. Ne bir yanma ne bir tahriş , ama...
Ama’sı arkadaş iyi güzel rahat , neredeyse hergün sinekkaydı tıraş edebilen , tabiri caiz ise memur makinası olmasına rağmen öğleden sonra kıl dönmeleri, batıklar ıvır zıvırlarla uğraştırmaya başlamıştı beni.
Yine de ses etmedim . Her sabah kalkıp 2 dakikada tıraş işini halledip duşa girmek o kadar kolaydı ki, ayılıp evden çıkana kadar o yöntemin dezavantajını farketememişim.
Aradan yine yıllar geçti...
Bir akşam bir devre arkadaşımla nöbetteyken tıraştan açıldı muhabbet.
Bana “ben anam babam usulü tıraş oluyorum kardeşim, şu tepesine yaprak jilet taktığın var ya? Hah ondan işte” diye beni zehirledi
O gece sabaha kadar adeta kafasının etini yedim sorularla, “olm manyak mısın 200lira verilir mi kıçıkırık (!) alete ? Benim tıraş makinamın sıfırı 600lira en azından kendi kendini temizleyip dezenfekte ediyo” gibi konuşmalar yerini “ e şimdi bu astra dediğin jiletin 100tanesi ne kadar? Haaa , e kaç gün gidiyo? “ gibi diyaloglara , ardından “nerden alıcaz bunları aga?” Sorusuna bıraktı.
Hah işte o anda “geleneksel ıslak tıraşa başladım” diyeceğimi sandınız Hayır efendiler , 10 gün sadece hangi makinayı alacağımı araştırdım. Yerli / yabancı kaynakları , forumları gezdim en sonunda razorus.com’dan ej89 + proraso kırmızı kase sabun , yeşil (mentollü) pre-shave ve omega domuz kılı fırça ile başlangıcımı yaptım.
Araştırma yaptığım için bastırmadan ufak vuruşlarla ilk tıraşlarımı oldum. Zaman zaman Normalde en fazla 2 perdede bitecek tıraş , verdiği haz yüzünden 3 hatta 4 perdeye kadar uzuyordu. Sonraları “bu porsuk fırça ne ola ki? “ , “ hımm bi de şu shavette dedikleri naneye bakalım” derken bir de bakmışım ev taşınırken tıraş aletlerim ve krem, sabun vs için büyük bir valiz doldurmuşum.
Aranızdan bazı üstadlar “komşular” var ki onların ağdalı anlatımları yüzünden haftada bir kere extrashaving ya da razorustan sipariş verir olmuştum.
Her neyse , şu an ara sıra tıraş olmayı denediğim 6/8lik dovo bismarck çelik usturam, pazar akşamları tıraş olduğum feather ss usturam, işyerinde kullandığım (ki bu aralar zeytindalı operasyonu dolayısıyla sıksık kullanmak zorunda kaldığım) bluebeard’s revenge usturam ve ilk ej de89 , merkur futur ve son aletim merkur 37c slant ile mutlu bir beraberlik içindeyiz. FS silvertip 30mm knot , thater ufak tefek bir porsuk fırça , bugün aldığım ve 4gözle yolunu beklediğim Thater 4125/4 ivory fırçam da yüzümü boyadıklarım...
Sabun ve pre/after shave losyon , yağ , ıvır zıvır işinin biraz bokunu çıkarsam da cella , tabac ve tobs jermyn street sabunum ve tabi bunların losyonları favorim.
Ha bu arada yere göğe sığdıramadığınız mwf sabununu bulursam muhtemelen sizin yüzünüzden gelir gelmez tavaya atıp üzerine yumurta kıracağım. O derece yani.
Biraz uzun oldu sanırım. Sıkılmadan buraya kadar okuyan arkadaşlara teşekkür ederim.
Bana bugüne kadar kattıklarınıza da ayrıca müteşekkirim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi