Yorumları: 78
Konuları: 9
Kayıt Tarihi: 2017
Herkese iyi forumlar dilerim.
Bu baharda başlamak üzere uzun zamanlardır hayalini kurduğum bir işe atılarak çadır kampçılığına başlamak istiyorum. Önümüzdeki ay Bolu Yedigöller'le başlayacağım derslerimin ara verdiği zaman aralığında. Daha önceden kamp yapan ve/veya aktif olarak kampçılığa devam eden komşularımızdan yardım ve fikir almak isterim. Bu arada konunun girişinden kaynaklı olarak amatör olarak birden heveslenip gittiğim düşünülmesin. Dediğim gibi çok uzun zamandır süregelen bir hayal. Araştırmalarım bu konuda had safhada. Fakat bilgisayar başı ve doğanın kendisi pek tabii bambaşka şeyler. Bu noktada el elden üstündür diyorum.
Çadır olarak aklımda Quechua Arpenaz2+ almak var. Artık milli çadırımız gibi bir şey oldu bu. Boyumun 2 metre olması sıkıntı yaratabilir fakat tek kişi olacağımdan çapraz olarak sığarım diye düşünüyorum. Yaz kullanımında Fresh and Black modeli öneriliyor fakat kendi adıma çok klostrofobik buldum çadırı. Kullananlar varsa yorumlarını almak isterim.
Mat kafamda belli, uyku tulumu için hala araştırmalarım devam ediyor. Eğer boş bir konu olarak görülmezse elimden geldiğince güncellemeye çalışacağım. Şimdiden teşekkürler.
Yorumları: 414
Konuları: 7
Kayıt Tarihi: 2014
Merhaba. Dediğiniz çadır işinizi görecektir diye düşünüyorum. Asıl zemin yalıtımı ve uyku tulumu önemli. Önümüzdeki ay Yedigöller geceleri buz gibi olacaktır. Kışlık uyku tulumu almalısınız. Boyunuz nedeniyle de 220 cm modeller şart. SAVAGE YS-530 modeli fiyat/performans olarak camprail'ciler tarafından çok övülüyor. Yurt dışından alabilirseniz Gelert Hibernate 400 çok övülüyor. Marka olan kışlık tulumlar çok pahalı. Çadıra ise çok para vermenize gerek yok.
Yorumları: 78
Konuları: 9
Kayıt Tarihi: 2017
04/03/2018, Saat: 01:56
(Son Düzenleme: 04/03/2018, Saat: 02:22, Düzenleyen: Arkomani.
Sebep: İmla. Falan --> Fakat
)
(04/03/2018, Saat: 01:13)arandur Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Merhaba. Dediğiniz çadır işinizi görecektir diye düşünüyorum. Asıl zemin yalıtımı ve uyku tulumu önemli. Önümüzdeki ay Yedigöller geceleri buz gibi olacaktır. Kışlık uyku tulumu almalısınız. Boyunuz nedeniyle de 220 cm modeller şart. SAVAGE YS-530 modeli fiyat/performans olarak camprail'ciler tarafından çok övülüyor. Yurt dışından alabilirseniz Gelert Hibernate 400 çok övülüyor. Marka olan kışlık tulumlar çok pahalı. Çadıra ise çok para vermenize gerek yok.
Selamlar hocam. Tulum için bu iki modeli de duydum. Yurtiçinde satıldığı için Savage Ys-530 uygun gelmişti hatta. Fakat konfor derecesi -20'lerde diye gördüm. Yazın kullanımda o kadar düşün bir konfor sıcaklığı sıkıntı çıkarır mı bilemiyorum. Sorduğum insanlar bu konuda farklı görüşlere sahip. Zemin yalıtımı için 50kg yogunluklu 12mm askeri bir mat alacağım. Forumlarda çok memnun olduklarını söylüyorlar. Dediğim gibi tulum için araştırmalarım devam ediyor. Teşekkür ederim.
Yorumları: 414
Konuları: 7
Kayıt Tarihi: 2014
(04/03/2018, Saat: 01:56)Arkomani Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Selamlar hocam. Tulum için bu iki modeli de duydum. Yurtiçinde satıldığı için Savage Ys-530 uygun gelmişti hatta. Falan konfor derecesi -20'lerde diye gördüm. Yazın kullanımda o kadar düşün bir konfor sıcaklığı sıkıntı çıkarır mı bilemiyorum. Sorduğum insanlar bu konuda farklı görüşlere sahip. Zemin yalıtımı için 50kg yogunluklu 12mm askeri bir mat alacağım. Forumlarda çok memnun olduklarını söylüyorlar. Dediğim gibi tulum için araştırmalarım devam ediyor. Teşekkür ederim.
Yaz ve kış uyku tulumunu tek tulumla çözemezsiniz. Genelde kış tulumu önemli ve pahalıdır. Yazın ise ucuz tulumlar dahi yeterli olur, hatta pek çok yörede uyku tulumunda uyuyamazsınız geceleri. Yaz gelince Decathlon'dan ucuz bir tulum alırsınız. Asıl önemli olan bir ay sonraki dondurucu gecelerde geçecek Yedigöller kampınız. Savage için denilen -20 abartılı bir değer ama sıfıra yakın eksi derecelerde ve sıfırın biraz üzeri artı derecelerde başarılı olur diye düşünüyorum.
Yorumları: 29
Konuları: 4
Kayıt Tarihi: 2018
04/03/2018, Saat: 15:05
(Son Düzenleme: 04/03/2018, Saat: 15:06, Düzenleyen: o9uz.)
Komşum yedigöllerde şöyle bir etkinlik yapılmıştı zamanında umarım faydalı olur
https://hackinforest.wordpress.com/2016/...alzemeler/
Yorumları: 118
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 2016
Bu yazıyı 2016 yılında aşağıda linkteki konuda okuyabileceğiniz Gezenbilir sayfasında yazmıştım ancak bilgiler halen günceldir. Umarım faydası dokunur.
https://www.gezenbilir.com/konu/kis-kamp...st-1409829
Öncelikle temel kamp malzemeleri olan giyim ve barınma ekipmanlarını tamamlamalısın. Özellikle kış kampları için uyku tulumu ve mat için masraftan kaçma. Sırt çantası ile kampa gideceğini düşünerek, çantanın hafif olmasını sağlamalısın. Bütün bunlar hep bütçeyle alakalı ama uzun vadeli düşün. Konfor derecesi -10 veya -15 bir uyku tulumu işini görür. Hafif olmasını ve az yer kaplamasını istiyorsan kaz tüyü bir tulum seçmelisin. Unutma, bu ikisi iyi olursa çadıra bile gerek kalmaz (Uzun yürüyüş kamplarında).
Mat için kaliteli bir kapalı hücre mat işini görür. Thermarest, Vaude gibi kaliteli bir mattan bahsediyorum, 30,- TL’ye satılan tepesinde 2 delik olan yeşil matlardan değil. Matı çantanın tepesinde/yanında taşıyacaksan mat kılıfı almanı öneririm, yoksa çalılıklardan geçerken matın lime lime olur. Kamp yerine geldiğinde matın artık olmadığını görürsün. Yok matı çantanın içine koyacaksan, çantan 90lt’den az olmamalı. Bütçen iyiyse kaliteli bir şişme matta alabilirsin. Küçük çantaya sığabiliyorsan ne ala ama çanta büyüdükçe, ağırlaşacağınıda unutma.
Çanta için arkadaşlar bahsetmiş. Mutlaka deneyerek, görerek ve ihtiyaçlarını bilerel al. Çanta sık değiştirilen birşey değildir. Filmlerde, hep sırt çantalarından, uyku tulumları, tencere, tava gibi birşeyler sarkar miley: gerçekte bir süre sonra bu sallanan şeylerin sesi rahatsız eder, yürürken dengeni, sinirini bozar. Ben dağa giderken sadece su şişesi ve batonlar çantanın dışında olurdu.
Ayakkabı: Su geçirmeyen, tercihen gore-tex gibi nefes alabilen membranlı, bot şeklinde ayakkabın olmalı.
İçlik: %100 yün (artık çok kolay bulunmuyor) veya polipropilen oranı yüksek, alt ve üstlükten oluşan bir içlik takımı almalısın. Her gördüğün siyah streç taytlar içlik değildir. Kumaşına dikkat et. Akşam pijama niyetine tulumda bununla yatarsın. Güzel bir kaz tüyü tulumda, buda fazla gelir.
Pantolon: Nasıl bir kamp faaliyeti düşündüğünü bilmediğim için, pantolon işi biraz sana kalmış. Bitki örtüsü az, yüksek kar kaplı dağ ortamında kamp yapacaksan, yine nefes alır, yarı salopet (omuzdan askılı pantolon) veya salopet olmayan hafif bir pantolon öneririm. Bunu ateş yakmayacağın veya yakamayacağını farzederek öneriyorum. Bu tip bir faaliyette dağcılık için üretilmiş pantolonları kullanabilirsin. Bu pantolonlar genelde içlik ile kullanılır. Eğer ormanlık bir alanda kamp yapıp, ateş vs yakacaksan daha dayanaklı kumaştan bir pantolon öneririm. Ormanda dizlerinin üstüne çökeceğin ve yere oturabileceğin için diz ve kalça kısımları takviyeli olmalı. Pantolonun suya dayanıklı, çalıdan, çırpıdan, çamurdan hemen zarar görmeyecek bir kumaştan olmalı. Çok sentetik malzemeden kumaşları önermiyorum. Ateşten bir kıvılcım sıçradığında hemen deliniyor. Genelde polyamidle (sentetik) karışık pamuklu kumaşlar var.
Üst: Kış bile olsa, karlı ve güneşli bir havada tişörtle bile yürünebiliniyorken, yağış anında, durduğunda ve akşamları ısı çok düşük olacaktır. Bu yüzden katman katman giyinmen gerekir. Yağışsız bir havada içlikle veya üstünde polar bir ceketle yürüdüğünü farzedersek. Çantanda, su ve rüzgar geçirmez, nefes alabilir bir ceketin olması lazım. Bu ceket en dışa giyeceğin giysi olmalı. Yine çok soğuk ortamlarla karşılaştığında, bu ceketin altına giyebileceğin kalın bir polar veya ince kaz tüyü ceketlerden çantanda bulundurmalısın. Ateşten kıvılcım sıçrama ihtimaline karşı kaz tüyü ceketin ile ateşin başına oturma. Bu ihtimal değil aslında, ateşten kıvılcım her zaman sıçrar.
Bere, balaklava ve eldiven (1 ince, 1 kalın) yanında bulundurmalısın.
Yukarıda saydıklarım sadece temel barınma ve giyim ekipmanlarını içeriyordu ve yine yalnız olacağını farzederek önerilerde bulundum. Yoksa biriniz çadırı taşır, diğeriniz mutfak malzemelerini, vs.
Kampta kullanacağın alet çeşitleri neredeyse sonsuz, kişinin zevkine, yapacağı faaliyetlere, bütçesine göre değişir. Temelde önereceğim. Hiçbir zaman ucuza kaçma. Biliyorum malzemeler ucuz değil ama “Hiçbirşeyin en ucuzunu alacak kadar zengin değilim” demiş bir büyüğümüz. Senin linkini verdiğin malzemeleri referans alırsak Pirana’yla falan olmaz. Kombine aletlerin de (hem kürek, hem balta, hem testere olanı) çok kullanışlı olduğunu pek göremedim ben. Birinin sapından olta çıkıyor, öbürününkünden kazma. Balta baltadır, bıçakta bıçakJ
Bıçak: Bıçağın ne kadar büyükse o kadar zor ve az işte kullanırsın. Toplam boyu 22-26 cm olan, drop knife tabir edilen bir bıçak ile ekmeğe yağ sürmek, küçük ağaçları kesmek dahil bir çok işi yapabilirsin. Bıçağın gövdesi, sapının sonuna kadar yekpare olsun. Piyasada çok bıçak var. Sog, Cold Steel, Kabar, Bora, Esee Knives, Leatherman, Gerber vs. İyi bir markanın outdoor ve survival kategorisi altında sınıflandırılmış her bıçağına bakabilirsin. Tactical olanlar dahil bu sınıfa giren çakılarada bakabilirsin. Çok sert çelikten yapılmış olan birincil ekipman olarak kullanma, kötü olduğundan değil, doğada kolayca bileyemeyeceğinden. Karbon çelik veya Aus8 gibi göreceli olarak biraz daha yumuşak çelikten yapılmış bıçakları doğada gerektiğinde daha çabuk bileyebilirsin. S30V gibi sert bir çelikten yapılma ve pahalı bir ürünü beğenip alırsanda sen bilirsin artık, alma diyemeceğim doğrusuJ
Normal bıçağın yanında Leatherman veya Swiss knife gibi bünyesinde tornavida, konserve açacağı, testere bulunduran bir çakı çok işine yarayacaktır. Birde küçük kamp baltası. Özellikle ağacı bol olan biryere gittiğinde. Bunları gideceğin yere göre kendin seçeceksin artık, herşeyi heryere götüreceğim diye birşey yok. Malzemelerini yapacağın faaliyete göre kendin seçeceksin. Bir kaç kişilik faaliyet yapacaksanız, ortak malzemeleri paylaşın.
Mutfak: Temel olarak içine yemek koyacağın kap ve pişirme setinden oluşur. Bu başlık altındada 20 TL’lik alüminyum tabak çanaktan, 250,- TL’lik titanyum setlere kadar inanılmaz çok seçenek vardır. Marka ve model önerme yerine izleyeceğin yolu tavsiye edebilirim. Zira, bana bir adet tava yetebilirken, yanında sadece kahve seti taşıyıp, ekmek arası sandviç yiyen insanlarla tanıştım. Kendimi örnek vermek gerekirse 1993 yılından beri heryerde MSR Alpinist çelik tencere takımını kullanıyorum. İçiçe geçen 2 tencere ve tabak/tava olarak kullanabileceğiniz bir kapaktan oluşuyor. Bu tencere takımı halen aynı şekilde satılıyor. Sözgelimi bu set alüminyum olsaydı bu kadar uzun süre dayanmazdı. Anodized alüminyum setleri bunları dışında tutuyorum, onlar daha sağlam. Ben bu setime son zamanda bir adette karbon çelik bir tava ekledim. Ben yemek pişirmeyi seviyorum.
Belirtmek istediğim çok önemli bir noktada ateş üstünde kullanacağın malzeme ile ocakta kullanacağın malzeme ayrı olmalı. Alüminyum ve çelik kuvvetli ateşte yiyeceği yakar, kendisi kararır, alüminyum delinir. Malzemeyi bozarsın yani, bozmazsanda ömrünü kısaltırsın. Titanyum fiziksel olarak zarar görmez ama o da ısıyı çok iletir. Ateşte kullanacaksanız malzemeniz saf demir (karbon çelik) olmalı. Ağırlığı yüzünden, bazı istisnai durumlar dışında bu tip tavalar sırt çantasında taşınmaz.
Ocak: Pişirme setinizi aldınız sayalım. Bu bir adet çukur kap veya iç içe 20 tane kapta olabilir. Siz kış kampını sorduğunuz için en kötü şartları düşünerek ateş yakamadığınızı düşünüyorum. Bu durumda bir adet ocağa ihtiyacınız olacak. Ocaktada seçenek çok. 10 liraya satılan Lpg’li Çing Ming’ten 600 liralık Primus’lara kadar. Bu durumdada size “Ne kadar ekmek o kadar köfte” diyeceğim. Markaların dışında, tür olarak en kolay kullanabileceğiniz ocak türü lpg ve bütan-propan tüpleri ile çalışanlardır. Lpg en ucuz olandır, yaz mevsiminde, deniz kamplarında işinizi görür. Ama kışın soğuk havalarda ve yüksek irtifada verim alamazsınız. Bu tip ortamlarda bütan-propan tüpleri ile çok daha yüksek verim alabilirsiniz. Verimden kastım, biriyle 1lt suyu 3 dakikada kaynatırsınız öbürüyle 10 dakikada. Birde Trangia gibi ispirto ile çalışan ocaklar vardır, genelde tencere seti ile beraber satılır. Ocağın kendisi çok az yer kaplar ama yavaş yanar. Dediğim gibi kullanımı en kolay ve en temiz ocak türü lpg veya bütan-propan tipidir. Ancak tüp bulabildikçe ocağınızı yakabilirsiniz. Seyahatlerinizde ne kadar harcayabileceğinizi hesap ederek, yanına yedek tüp alman gerekir. Şimdi en önemli bir konuya geçiyorum. Eğer biraz paranoyaksanız ve dünyanın bir gün “The Walking Dead” teki bir ortama dönüşeceğini düşünüyorsanız veyahut 10-15 sene önce olduğu gibi bu tip tüplerin Türkiye’ye ithali birdenbire yasaklanırsa bu ocaklarınız çöpe döner (Nurgaz adlı yerli bir firmanın bütan-propan tüpleri var ama kendi mi üretiyor yoksa ithal mi bilmiyorum). Bu durumda, Msr, Primus, Kovea, Optimus gibi firmaların ürettiği benzin ocakları ön plana çıkar. Benzin ocakları pis yanmasına ve bazı şartlarda ön ısıtma istemesine (ben hiç ön ısıtma yapmadım) rağmen her türlü şartta korkunç yanma güçleri ile bu segmentin lideridirler. Bu ocaklardan bazıları “multi fuel” özelliği taşır. Yani benzinin yanında, mazot, kerosen, gazyağı gibi yakıtlarlada çalışırlar. Anlayacağınız gibi en pahalı ocak türleri bunlardır.
Son olarak yaz-kış küçük bir ilk yardım çantasını yanınızdan ayırmamalısınız.
Biraz uzun oldu ama nedense bugün yazma günümdeydim sanırım. Ancak bu yazdıklarım sadece temel malzemeleri ve bilgileri içeriyor, malzeme üzerine daha sayfalarca yazmak mümkün. Gelişen teknoloji ile malzemelerde değişiyor. Bütün bunlar zorluklar karşısında hayatımızı kolaylaştıran gelişmeler. Yoksa Amudsen 1911’de Güney Kutbu'na vardığında ne polar vardı, ne gore-tex. Primus ocak vardı ama miley:
Saygılar,
Yorumları: 1,104
Konuları: 1
Kayıt Tarihi: 2016
ben de @Arapaho gardaşıma mesaj atın böyle bir bilgilendirme yazısı olcaktı diyecektim.
Maşallah ne yazmış be, kampa gidesim geldi, ateşin başında @Arapaho ile kavga döğüş, pipo, et of of of
kürkü yırtık kel kör kirpi'nin arkadaşı...
Yorumları: 1,015
Konuları: 26
Kayıt Tarihi: 2016
Valla el kitabı kıvamında olmuş. Tesekkurler @Arapaho
MWF'nin koyunu, sonra çıkar oyunu...
Yorumları: 78
Konuları: 9
Kayıt Tarihi: 2017
(04/03/2018, Saat: 15:05)o9uz Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Komşum yedigöllerde şöyle bir etkinlik yapılmıştı zamanında umarım faydalı olur
https://hackinforest.wordpress.com/2016/...alzemeler/
İnceleyeceğim komşum, teşekkürler
(04/03/2018, Saat: 15:30)Arapaho Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bu yazıyı 2016 yılında aşağıda linkteki konuda okuyabileceğiniz Gezenbilir sayfasında yazmıştım ancak bilgiler halen günceldir. Umarım faydası dokunur.
https://www.gezenbilir.com/konu/kis-kamp...st-1409829
Öncelikle temel kamp malzemeleri olan giyim ve barınma ekipmanlarını tamamlamalısın. Özellikle kış kampları için uyku tulumu ve mat için masraftan kaçma. Sırt çantası ile kampa gideceğini düşünerek, çantanın hafif olmasını sağlamalısın. Bütün bunlar hep bütçeyle alakalı ama uzun vadeli düşün. Konfor derecesi -10 veya -15 bir uyku tulumu işini görür. Hafif olmasını ve az yer kaplamasını istiyorsan kaz tüyü bir tulum seçmelisin. Unutma, bu ikisi iyi olursa çadıra bile gerek kalmaz (Uzun yürüyüş kamplarında).
Mat için kaliteli bir kapalı hücre mat işini görür. Thermarest, Vaude gibi kaliteli bir mattan bahsediyorum, 30,- TL’ye satılan tepesinde 2 delik olan yeşil matlardan değil. Matı çantanın tepesinde/yanında taşıyacaksan mat kılıfı almanı öneririm, yoksa çalılıklardan geçerken matın lime lime olur. Kamp yerine geldiğinde matın artık olmadığını görürsün. Yok matı çantanın içine koyacaksan, çantan 90lt’den az olmamalı. Bütçen iyiyse kaliteli bir şişme matta alabilirsin. Küçük çantaya sığabiliyorsan ne ala ama çanta büyüdükçe, ağırlaşacağınıda unutma.
Çanta için arkadaşlar bahsetmiş. Mutlaka deneyerek, görerek ve ihtiyaçlarını bilerel al. Çanta sık değiştirilen birşey değildir. Filmlerde, hep sırt çantalarından, uyku tulumları, tencere, tava gibi birşeyler sarkarmiley: gerçekte bir süre sonra bu sallanan şeylerin sesi rahatsız eder, yürürken dengeni, sinirini bozar. Ben dağa giderken sadece su şişesi ve batonlar çantanın dışında olurdu.
Ayakkabı: Su geçirmeyen, tercihen gore-tex gibi nefes alabilen membranlı, bot şeklinde ayakkabın olmalı.
İçlik: %100 yün (artık çok kolay bulunmuyor) veya polipropilen oranı yüksek, alt ve üstlükten oluşan bir içlik takımı almalısın. Her gördüğün siyah streç taytlar içlik değildir. Kumaşına dikkat et. Akşam pijama niyetine tulumda bununla yatarsın. Güzel bir kaz tüyü tulumda, buda fazla gelir.
Pantolon: Nasıl bir kamp faaliyeti düşündüğünü bilmediğim için, pantolon işi biraz sana kalmış. Bitki örtüsü az, yüksek kar kaplı dağ ortamında kamp yapacaksan, yine nefes alır, yarı salopet (omuzdan askılı pantolon) veya salopet olmayan hafif bir pantolon öneririm. Bunu ateş yakmayacağın veya yakamayacağını farzederek öneriyorum. Bu tip bir faaliyette dağcılık için üretilmiş pantolonları kullanabilirsin. Bu pantolonlar genelde içlik ile kullanılır. Eğer ormanlık bir alanda kamp yapıp, ateş vs yakacaksan daha dayanaklı kumaştan bir pantolon öneririm. Ormanda dizlerinin üstüne çökeceğin ve yere oturabileceğin için diz ve kalça kısımları takviyeli olmalı. Pantolonun suya dayanıklı, çalıdan, çırpıdan, çamurdan hemen zarar görmeyecek bir kumaştan olmalı. Çok sentetik malzemeden kumaşları önermiyorum. Ateşten bir kıvılcım sıçradığında hemen deliniyor. Genelde polyamidle (sentetik) karışık pamuklu kumaşlar var.
Üst: Kış bile olsa, karlı ve güneşli bir havada tişörtle bile yürünebiliniyorken, yağış anında, durduğunda ve akşamları ısı çok düşük olacaktır. Bu yüzden katman katman giyinmen gerekir. Yağışsız bir havada içlikle veya üstünde polar bir ceketle yürüdüğünü farzedersek. Çantanda, su ve rüzgar geçirmez, nefes alabilir bir ceketin olması lazım. Bu ceket en dışa giyeceğin giysi olmalı. Yine çok soğuk ortamlarla karşılaştığında, bu ceketin altına giyebileceğin kalın bir polar veya ince kaz tüyü ceketlerden çantanda bulundurmalısın. Ateşten kıvılcım sıçrama ihtimaline karşı kaz tüyü ceketin ile ateşin başına oturma. Bu ihtimal değil aslında, ateşten kıvılcım her zaman sıçrar.
Bere, balaklava ve eldiven (1 ince, 1 kalın) yanında bulundurmalısın.
Yukarıda saydıklarım sadece temel barınma ve giyim ekipmanlarını içeriyordu ve yine yalnız olacağını farzederek önerilerde bulundum. Yoksa biriniz çadırı taşır, diğeriniz mutfak malzemelerini, vs.
Kampta kullanacağın alet çeşitleri neredeyse sonsuz, kişinin zevkine, yapacağı faaliyetlere, bütçesine göre değişir. Temelde önereceğim. Hiçbir zaman ucuza kaçma. Biliyorum malzemeler ucuz değil ama “Hiçbirşeyin en ucuzunu alacak kadar zengin değilim” demiş bir büyüğümüz. Senin linkini verdiğin malzemeleri referans alırsak Pirana’yla falan olmaz. Kombine aletlerin de (hem kürek, hem balta, hem testere olanı) çok kullanışlı olduğunu pek göremedim ben. Birinin sapından olta çıkıyor, öbürününkünden kazma. Balta baltadır, bıçakta bıçakJ
Bıçak: Bıçağın ne kadar büyükse o kadar zor ve az işte kullanırsın. Toplam boyu 22-26 cm olan, drop knife tabir edilen bir bıçak ile ekmeğe yağ sürmek, küçük ağaçları kesmek dahil bir çok işi yapabilirsin. Bıçağın gövdesi, sapının sonuna kadar yekpare olsun. Piyasada çok bıçak var. Sog, Cold Steel, Kabar, Bora, Esee Knives, Leatherman, Gerber vs. İyi bir markanın outdoor ve survival kategorisi altında sınıflandırılmış her bıçağına bakabilirsin. Tactical olanlar dahil bu sınıfa giren çakılarada bakabilirsin. Çok sert çelikten yapılmış olan birincil ekipman olarak kullanma, kötü olduğundan değil, doğada kolayca bileyemeyeceğinden. Karbon çelik veya Aus8 gibi göreceli olarak biraz daha yumuşak çelikten yapılmış bıçakları doğada gerektiğinde daha çabuk bileyebilirsin. S30V gibi sert bir çelikten yapılma ve pahalı bir ürünü beğenip alırsanda sen bilirsin artık, alma diyemeceğim doğrusuJ
Normal bıçağın yanında Leatherman veya Swiss knife gibi bünyesinde tornavida, konserve açacağı, testere bulunduran bir çakı çok işine yarayacaktır. Birde küçük kamp baltası. Özellikle ağacı bol olan biryere gittiğinde. Bunları gideceğin yere göre kendin seçeceksin artık, herşeyi heryere götüreceğim diye birşey yok. Malzemelerini yapacağın faaliyete göre kendin seçeceksin. Bir kaç kişilik faaliyet yapacaksanız, ortak malzemeleri paylaşın.
Mutfak: Temel olarak içine yemek koyacağın kap ve pişirme setinden oluşur. Bu başlık altındada 20 TL’lik alüminyum tabak çanaktan, 250,- TL’lik titanyum setlere kadar inanılmaz çok seçenek vardır. Marka ve model önerme yerine izleyeceğin yolu tavsiye edebilirim. Zira, bana bir adet tava yetebilirken, yanında sadece kahve seti taşıyıp, ekmek arası sandviç yiyen insanlarla tanıştım. Kendimi örnek vermek gerekirse 1993 yılından beri heryerde MSR Alpinist çelik tencere takımını kullanıyorum. İçiçe geçen 2 tencere ve tabak/tava olarak kullanabileceğiniz bir kapaktan oluşuyor. Bu tencere takımı halen aynı şekilde satılıyor. Sözgelimi bu set alüminyum olsaydı bu kadar uzun süre dayanmazdı. Anodized alüminyum setleri bunları dışında tutuyorum, onlar daha sağlam. Ben bu setime son zamanda bir adette karbon çelik bir tava ekledim. Ben yemek pişirmeyi seviyorum.
Belirtmek istediğim çok önemli bir noktada ateş üstünde kullanacağın malzeme ile ocakta kullanacağın malzeme ayrı olmalı. Alüminyum ve çelik kuvvetli ateşte yiyeceği yakar, kendisi kararır, alüminyum delinir. Malzemeyi bozarsın yani, bozmazsanda ömrünü kısaltırsın. Titanyum fiziksel olarak zarar görmez ama o da ısıyı çok iletir. Ateşte kullanacaksanız malzemeniz saf demir (karbon çelik) olmalı. Ağırlığı yüzünden, bazı istisnai durumlar dışında bu tip tavalar sırt çantasında taşınmaz.
Ocak: Pişirme setinizi aldınız sayalım. Bu bir adet çukur kap veya iç içe 20 tane kapta olabilir. Siz kış kampını sorduğunuz için en kötü şartları düşünerek ateş yakamadığınızı düşünüyorum. Bu durumda bir adet ocağa ihtiyacınız olacak. Ocaktada seçenek çok. 10 liraya satılan Lpg’li Çing Ming’ten 600 liralık Primus’lara kadar. Bu durumdada size “Ne kadar ekmek o kadar köfte” diyeceğim. Markaların dışında, tür olarak en kolay kullanabileceğiniz ocak türü lpg ve bütan-propan tüpleri ile çalışanlardır. Lpg en ucuz olandır, yaz mevsiminde, deniz kamplarında işinizi görür. Ama kışın soğuk havalarda ve yüksek irtifada verim alamazsınız. Bu tip ortamlarda bütan-propan tüpleri ile çok daha yüksek verim alabilirsiniz. Verimden kastım, biriyle 1lt suyu 3 dakikada kaynatırsınız öbürüyle 10 dakikada. Birde Trangia gibi ispirto ile çalışan ocaklar vardır, genelde tencere seti ile beraber satılır. Ocağın kendisi çok az yer kaplar ama yavaş yanar. Dediğim gibi kullanımı en kolay ve en temiz ocak türü lpg veya bütan-propan tipidir. Ancak tüp bulabildikçe ocağınızı yakabilirsiniz. Seyahatlerinizde ne kadar harcayabileceğinizi hesap ederek, yanına yedek tüp alman gerekir. Şimdi en önemli bir konuya geçiyorum. Eğer biraz paranoyaksanız ve dünyanın bir gün “The Walking Dead” teki bir ortama dönüşeceğini düşünüyorsanız veyahut 10-15 sene önce olduğu gibi bu tip tüplerin Türkiye’ye ithali birdenbire yasaklanırsa bu ocaklarınız çöpe döner (Nurgaz adlı yerli bir firmanın bütan-propan tüpleri var ama kendi mi üretiyor yoksa ithal mi bilmiyorum). Bu durumda, Msr, Primus, Kovea, Optimus gibi firmaların ürettiği benzin ocakları ön plana çıkar. Benzin ocakları pis yanmasına ve bazı şartlarda ön ısıtma istemesine (ben hiç ön ısıtma yapmadım) rağmen her türlü şartta korkunç yanma güçleri ile bu segmentin lideridirler. Bu ocaklardan bazıları “multi fuel” özelliği taşır. Yani benzinin yanında, mazot, kerosen, gazyağı gibi yakıtlarlada çalışırlar. Anlayacağınız gibi en pahalı ocak türleri bunlardır.
Son olarak yaz-kış küçük bir ilk yardım çantasını yanınızdan ayırmamalısınız.
Biraz uzun oldu ama nedense bugün yazma günümdeydim sanırım. Ancak bu yazdıklarım sadece temel malzemeleri ve bilgileri içeriyor, malzeme üzerine daha sayfalarca yazmak mümkün. Gelişen teknoloji ile malzemelerde değişiyor. Bütün bunlar zorluklar karşısında hayatımızı kolaylaştıran gelişmeler. Yoksa Amudsen 1911’de Güney Kutbu'na vardığında ne polar vardı, ne gore-tex. Primus ocak vardı amamiley:
Saygılar,
Üstadım elinize emeğinize sağlık. Bildiğiniz Doğada Hayat İdame 101 dersi gibi olmuş. Çok teşekkür ediyorum.
Yorumları: 118
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 2016
04/03/2018, Saat: 17:43
@Arkomani ve @posicor teşekkürler dostlar. Faydası olduysa ne ala.
Şöyle bir sahne hayal ettm; Geltir olarak kampa gitmişiz. Ateş yanıyor, etraf tencere tava, herkes 19. yy'da Afrikayı keşfetmeye çıkan sofistike beyaz adam gibi. Ama illa ki herkes ateşte ısınan su ile ağaca asılmış aynada traş oluyor. Etraf fırça ve sabundan geçilmiyor
|