20/04/2019, Saat: 21:30
Herkese öncelikle keyifli tıraşlar diler ve tanışma faslına geçmek isterim. Yaşım 26 olmakla üniversite mezunu bir işsiz olarak aranıza katıldım. Hayatımdaki tıraş faslına başlamam ise hiç hoş olmadı; taki burayı keşfedene kadar. İlk tıraşımı 13 yaşında berberimin habersiz makine darbeleriyle başladı. Okulların açılmasından bir gün önce saçlarımı kestirmeye gitmiştim. Tam saç tıraşı bitti derken, oooo bıyıklar da uzamış dedi ve makineyi vurdu. O gün ve izleyen 1 hafta elim bıyık bölgemde gezdim. Liseye gidince Okuldaki tek sakallı olan öğrenci bendim diyebilirim. En azından ilk 2 yıl öyleydi. Her sabah müdür yardımcısı "kes o sakalları yoksa okula almam" serzenişleri. Ben de nedense tıraşa karşı hep bir soğukluk. Sanki büyümüş olmaktan korkuyordum derken korktuğum başıma gelmişti. Müdür yardımcısı hakikaten okula almadı. Büfeden bir permatik aldırdı. Tuvalette o permatikle tıraş oldum ama ne tıraş. Ortalık kan revan. O gün tam bir inat abidesine dönüştüm. Lise ikiydi aldım 3 başlıklı oynar kafalı tıraş makinesi her sabah ama her sabah istisnasız tıraş oldum. Liseden mezun olacağım gün son tıraşımı olup, o 3 başlıklı makineyi 8452652 parçaya ayırıp, ebedi istirahatgahına yolladım. Üniversite ilk 2 yıl çok güzeldi. Saçlarla beraber sakalları da ayda bir makineyle alırdım. Bu arada üniversitem Ankarada'ydı. 3.sınıfın ilk aylarında gar saldırısı, daha sonra merasim sokak saldırısı, peşinden kızılaydaki saldırı derken Ankara diken üstündeydi. O yıllarda Ankara'da olanlar bilir. İnsanlar metroya dahi binmekten korkar hale gelmişti. Şimdi bunun konuyla ne alakası var diyeceksiniz. Okuldan çıkıp metroya bineceğim sırada herkes geçiyor, beni durduruyorlar ve durum nerdeyse hergün oluyordu. En son bir bayram günüydü Ankara'da. Kızılaydaydım, o gün 11 defa polis çevirmesine takıldım. En sonunda dayanamayıp polise sordum "neden ben" diye. Cevap "şu sakalları kes şüphelilere benziyorsun" dedi . Peki dedim ondan sonra hep bir arayış içine girdim. "Bu eziyet dolu iş nasıl keyfe dönüştürülür diye" . Lisedeki permatik maceram aklıma geldi. Herhalde dedim köpüksüz olduğumdan öyle oldu dedim. Yine permatik ve market rafındaki en ucuz köpüğü aldım ve tıraş. Ama sonuç yine lisedekinden farksızdı. Daha sonra derby samurai ve aynı köpük. Sonuç yine tatminkar olmadı. Herhalde dedim köpükle olmuyor, bir de jel denedim. Olmadı. Bir de dedim 3 bıçaklıya geçeyim. Blue 3 + jel. Olmadı, olmadı, yine olmadı. Dedim bu kadar insan nasıl tıraş oluyor. İnternette ufak ufak araştırmaya başladım ve farkında olmadan hep GELTİR'e uğramışım. Youtube'de videolar izlemeye başladım. Bu konuda berberbey ve delikanlı tıraş kanallarının katkısı çok büyüktür. Anladım kadarıyla her iki komşum (burada herkes birbirine komşum diyormuş) da buraya üye. Peki geleneksel tıraş konusunda hangi aşamadayım. Tabi burada da alet, sabun, jilet, fırça dene dene bitmez. 1 yıla yakındır geleneksel şekilde tıraş oluyorum. Geltiri çokça okudum, okumadığım konu neredeyse yoktur.(İşsiz olunca zaman çok oluyor.) Bu 1 yıllık dönemde ustura ile tıraş olmaya başladım. Arko kremleriyle şimdilik yoluma devam ediyorum. Tıraş aletim sedef ustura, jiletim yeşil astra, fırçam ise bir milyoncudan alınma ucuz bir fırça. Ekipmanlarımla mutlu, tahrişsiz ve kesiksiz şekilde tıraş olabiliyorum. En önemlisi ise tıraş olurken keyif alıyorum. Hayatımın birçok döneminde benim için zorunluluk olabilecek bir durum keyfe dönüştü.
Tanışma biraz uzun oldu. Bir kusurumuz oldu ise affola.
Tanışma biraz uzun oldu. Bir kusurumuz oldu ise affola.