08/04/2020, Saat: 23:21
(Son Düzenleme: 09/04/2020, Saat: 04:11, Düzenleyen: CtrlKML.
Sebep: imla vs.
)
Ben siparişimi 30 Mart'ta verdim 2 Nisan'da teslim aldım. Kargolamada veya teslimatta herhangi bir gecikme yaşanmadı, paketleme gayet düzgün @izbe komşumun koyduğu görselin aynısı, ürünler de sorunsuz ve eksiksiz. Gayet memnunum. Bir sonraki siparişimde bu kadar memnun da kalmayabilirim. Memnuniyetsizliğim kabul edilemez seviyede olursa firmaya iletir ihtiyacımın aciliyetine göre bir süre beklerim, uzlaşılabilecek bir çözüm üretilmezse, haksızlığa uğradığımı düşünürsem alışverişi keserim. Her problem, yaşayanı için önemlidir elbet fakat bakıyorum ki hep çok erken ve orantısız reaksiyon veriyoruz. Hele ki protesto, alışverişi kesme vs. gibi çağrıları hayretle izliyorum. Örgütlü toplum hareketleri, feminist kadın toplulukları gibi.
Bunları neden diyorum;
Öncelikle problem yaşayan arkadaşlarımızın sorunları çözülmeli; düzgün iş yapan bir firma, müşteriye bunal(t)madan makul, uzlaşılabilir bir çözüm sunabilmeli. Bu iade olur, değişim olur, bir sonraki alışverişe ilave ürün olur vs. taraflar anlaşabiliyorsa sorun var mı?
Fakat hayattaki her sorunu bu kadar hızlı, yoğun kovalamaya çalışmanın da kimseye bir faydası olmasa gerek. Şurada hobi için toplandığımız ortamda kaliteli zaman geçirecekken sayfa sayfa gerginlikle karşılaşıyoruz.
Bakın bir virüs çıktı neredeyse herkesi eve kapattı. Ama Biz halen iade mi, değişim mi; bunlar henüz telefonu kapatırken mi yoksa işte en fazla iki-üç günde mi gerçekleşmeli diyerek strese giriyoruz. Bu panik niye?
İmpa, Razorus, MuhleTürkiye gibi tedarikçilerimiz müşteri hizmetlerindeki standart ve beklentilerimizi yukarı taşımış olabilirler fakat kabul edelim ki bu firmalar piyasada farklı rollerin aktörleri.
ToptanTr belki de internetten sattığından fazlasını işyerinde veya telefonla satıyordur. Yoğunluğu daha fazla, paketlemede dikkatsizce yapılan iş oranı daha yüksek de olabilir. Veya her şey iyiyken ürün kargoda kötü taşınmıştır. Bunlar olağan dışı durumlar mı? Belki bu firmanın iletilen problemlere dönüş hızı aşina olduklarımıza göre daha yavaş olabilir ama okuduklarıma göre henüz bu firma sorunlarımızı umursamıyor diyebileceğimiz bir durumla karşılaşmış değiliz. Firmayı müdafaaya çabalıyor değilim, kendimiz ne yapıyoruz onu işaret etme derdindeyim. Gündelik hayatımızdaki tecrübelerimiz her meselede hemen yüksek ses çıkarmaya, sürekli konumuzu takibe, muhatabımızı markaja almaya itiyor bizi evet ama hobimizin peşindeyiz burada, hobi hayatı yavaşlatır bizim hobimiz bizzat ikâmesi yöntemlere göre zaten daha yavaş bir süreç izletiyor bize. Sorun yaşayan arkadaşlarımızdan birinin paketi teslim aldığı tarih ile değişim yapalım paketi gönderin diye dönüş yapılan tarih arasında 2 gün var. Bu süre, işinizi takip etmezseniz belki 3-4 gün olur. Ya da değişim değil sadece iade işlemi yapılır. Bunların hangisi çok önemli? Bakın bunlar çok önemli ise o zaman paketi teslim alırken kargocuyu iki dakika bekletip kapıda kontrol işini yapmak lazım. Ben kendi adıma cep telefonu alırken dahi yapmıyorum bunu. Çünkü önce kendimce güvenilir olduğuna kanaat ettiğim bir firma seçiyorum sonra da sorun yaşarsam firmayla anlaşabileceğimi düşünüyorum. Ama kutudan telefon değil terlik çıksa firmanın ahlakına teslim durumdayım. Dahil olduğumuz kültür böyle, Akdeniz coğrafyasında hayat bu şekilde işliyor. Kapıda kontrol etmek, sorun varsa orada tutanağa bağlayıp paketi geri çevirmek sanki düşük bir hareket tarzıymış gibi hepimize itici geliyor.
Kameraya bakalım demek bize dolandırıcı muamelesi çekmek değil arkadaşlar. Ya da yönetime bildirelim sonucuna göre size haber veririz demek de bizi oyalayıp tokatlamaya çalışmak değil. "Abi sıkıntı yok kullan işte" diye firmanın biraz naza çekmesi itici hakikaten fakat yine de öyle hayati bir sorun olmaması gerekir diye zannediyorum. Çünkü elektronik ticaretin kurallarına göre alışveriş yapmıyoruz. Ve çünkü bunlar gerçekten büyütülecek meseleler değiller. Herkesin problemi kendisi için büyük evet fakat bu tarz problemler ne kendimiz için ne muhatabımız için hayatı durduracak işler.
Başıma gelmesinden hoşlanmıyorum, façası düzgün kartela istiyorum ve çoğu zaman da öyle geliyor. Ama bir defa G&C'dan buradaki görüntülere yakın SuperPlatinum geldi, kafam attı biraz ama dünyanın sonu mu? En bozuk üç-dört paketi ayırıp bir kenara onlardan açıp tıraşa başladım... sonrası ne gam.
Sayfalar dolusu gerginlik, korku filmi gibi. Çözüleceğini bildiğimiz işlere bu kadar yorulmaya lüzum yok.
@Toptantr de bizi üzmesin.
Bunları neden diyorum;
Öncelikle problem yaşayan arkadaşlarımızın sorunları çözülmeli; düzgün iş yapan bir firma, müşteriye bunal(t)madan makul, uzlaşılabilir bir çözüm sunabilmeli. Bu iade olur, değişim olur, bir sonraki alışverişe ilave ürün olur vs. taraflar anlaşabiliyorsa sorun var mı?
Fakat hayattaki her sorunu bu kadar hızlı, yoğun kovalamaya çalışmanın da kimseye bir faydası olmasa gerek. Şurada hobi için toplandığımız ortamda kaliteli zaman geçirecekken sayfa sayfa gerginlikle karşılaşıyoruz.
Bakın bir virüs çıktı neredeyse herkesi eve kapattı. Ama Biz halen iade mi, değişim mi; bunlar henüz telefonu kapatırken mi yoksa işte en fazla iki-üç günde mi gerçekleşmeli diyerek strese giriyoruz. Bu panik niye?
İmpa, Razorus, MuhleTürkiye gibi tedarikçilerimiz müşteri hizmetlerindeki standart ve beklentilerimizi yukarı taşımış olabilirler fakat kabul edelim ki bu firmalar piyasada farklı rollerin aktörleri.
ToptanTr belki de internetten sattığından fazlasını işyerinde veya telefonla satıyordur. Yoğunluğu daha fazla, paketlemede dikkatsizce yapılan iş oranı daha yüksek de olabilir. Veya her şey iyiyken ürün kargoda kötü taşınmıştır. Bunlar olağan dışı durumlar mı? Belki bu firmanın iletilen problemlere dönüş hızı aşina olduklarımıza göre daha yavaş olabilir ama okuduklarıma göre henüz bu firma sorunlarımızı umursamıyor diyebileceğimiz bir durumla karşılaşmış değiliz. Firmayı müdafaaya çabalıyor değilim, kendimiz ne yapıyoruz onu işaret etme derdindeyim. Gündelik hayatımızdaki tecrübelerimiz her meselede hemen yüksek ses çıkarmaya, sürekli konumuzu takibe, muhatabımızı markaja almaya itiyor bizi evet ama hobimizin peşindeyiz burada, hobi hayatı yavaşlatır bizim hobimiz bizzat ikâmesi yöntemlere göre zaten daha yavaş bir süreç izletiyor bize. Sorun yaşayan arkadaşlarımızdan birinin paketi teslim aldığı tarih ile değişim yapalım paketi gönderin diye dönüş yapılan tarih arasında 2 gün var. Bu süre, işinizi takip etmezseniz belki 3-4 gün olur. Ya da değişim değil sadece iade işlemi yapılır. Bunların hangisi çok önemli? Bakın bunlar çok önemli ise o zaman paketi teslim alırken kargocuyu iki dakika bekletip kapıda kontrol işini yapmak lazım. Ben kendi adıma cep telefonu alırken dahi yapmıyorum bunu. Çünkü önce kendimce güvenilir olduğuna kanaat ettiğim bir firma seçiyorum sonra da sorun yaşarsam firmayla anlaşabileceğimi düşünüyorum. Ama kutudan telefon değil terlik çıksa firmanın ahlakına teslim durumdayım. Dahil olduğumuz kültür böyle, Akdeniz coğrafyasında hayat bu şekilde işliyor. Kapıda kontrol etmek, sorun varsa orada tutanağa bağlayıp paketi geri çevirmek sanki düşük bir hareket tarzıymış gibi hepimize itici geliyor.
Kameraya bakalım demek bize dolandırıcı muamelesi çekmek değil arkadaşlar. Ya da yönetime bildirelim sonucuna göre size haber veririz demek de bizi oyalayıp tokatlamaya çalışmak değil. "Abi sıkıntı yok kullan işte" diye firmanın biraz naza çekmesi itici hakikaten fakat yine de öyle hayati bir sorun olmaması gerekir diye zannediyorum. Çünkü elektronik ticaretin kurallarına göre alışveriş yapmıyoruz. Ve çünkü bunlar gerçekten büyütülecek meseleler değiller. Herkesin problemi kendisi için büyük evet fakat bu tarz problemler ne kendimiz için ne muhatabımız için hayatı durduracak işler.
Başıma gelmesinden hoşlanmıyorum, façası düzgün kartela istiyorum ve çoğu zaman da öyle geliyor. Ama bir defa G&C'dan buradaki görüntülere yakın SuperPlatinum geldi, kafam attı biraz ama dünyanın sonu mu? En bozuk üç-dört paketi ayırıp bir kenara onlardan açıp tıraşa başladım... sonrası ne gam.
Sayfalar dolusu gerginlik, korku filmi gibi. Çözüleceğini bildiğimiz işlere bu kadar yorulmaya lüzum yok.
@Toptantr de bizi üzmesin.