Yorumları: 285
Konuları: 6
Kayıt Tarihi: 2012
25/11/2012, Saat: 21:09
(Son Düzenleme: 25/11/2012, Saat: 21:09, Düzenleyen: Wilkinson.)
(25/11/2012, Saat: 21:01)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:55)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:36)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 19:44)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: İzmir Nato'da (Or general vecihi akın kışlası Şirinyer) Koğuşlar 12 kişilik Karyolalı (Ranza yok) Klimalı. Motorpool kısmında millet sabahtan akşama kadar oturuyor tv izliyor iş çıkarsa şöförler arabayla çıkıyorlar sonra geri dönüyorlar. Eğer yapacak hiçbir işin yoksa yani elinden birşey gelmiyorsa nöbet mangasına geçip 2 saatten 4 saat gündüz nöbeti tutuyorsun gece nöbetlerini zaten gündüz işi olanlar tutuyor ve tüm gün bomboşsun. Vücut geliştirme salonu, yüzme havuzu (Eskiden değilmiş sonradan ere yasaklanmış) ve buna benzer yığınla imkan olanak mevcut. Tek eksisi eğer Er isen akşamları eve gidemiyorsun. Kısa dönem asker ve asteğmen eğer torpili falan çok yüksek değilse orada askerlik yapamıyordu. Hatta Teğmen bile yoktu. Subaylarda rütbe genelde Üsteğmenden, Astsubaylarda Üst çavuştan başlıyordu. (Nato LSE kıdemli subaylığı) Bu anlattıklarım 10 sene önce. Bir asteğmen bir kısa dönem vardı ama kısa dönemin dayısı general miydi neydi. Böyle uç örnekler dışında askerlik demek amelelik ve uzun bir süre ezilmek demektir. Kaç aysa 6 ay mı ne yapın bitsin. Sonra askerlikle ilgili ne varsa unutun. Babam sıradan 4 yıllık bir üniversite mezunu 1978 de asteğmenlik yapmış. Artık milyonlarca insan üniversite mezunu. O yüzden asteğmen olmak zor olamadım diye üzülmeyin.
hocam tatilköyü gibi anlattınız valla gönüllü olarak yazılıyordum bir an o ne güzel olanaklardı öyle değil 6 ay 36 ay askerlik yapılır orada
Öyle ama hafif kafadan kırık bir Yarbay vardı. Salı ve Perşembe günleri 500 küsür er erbaş (Zaten bildiğimiz anlamda askerlik yapan Türk tarafının er mevcudu o kadardı ve Subay Astsb ları dikip 1.5 saat kendince birşeyler anlatırdı. Hiç de yorulmazdı. Kendisi de o kadar süre ayakta dururdu. Birde pass card denen bişey vardı yabancıların oldugu binaya girmeye yarıyor ve üzerinde hangi katlarda dolaşılabilecek yetki varsa o kadar yuvarlak açık oluyor onu kaybetmenin cezası acaip büyüktü. Birde yine fazla ayak altında görünmemek gereken yerler vardı (Yabancıyla karşılaşma ihtimalinin yüksek oldugu yerler) oralarda şapkasız dolaşmak, üst baş kılık kıyafetin bozuk olması kısacası Türk askerini rezil etmek ciddi suçtu. Bazen kartları kontrol edebiliyorlardı kaybeden oldu da, acaba haber vermiyor mu hesabı.
Tatli dert hocam bunlar en buyuk derdiniz bu olsun goruyosun lord hocanin karsilastigi durunlari daha da koyusu dagda askerligini yapanlari Allah yardimcilari olsun
Ülke gerçekleri böyle hocam. Anlatmak istediğim bu ülkede torpilin tanıdığın vs. varsa istersen ER ol, paşa gibi askerlik yaparsın. Benim anlattığım yerde çeşit çeşit adam vardı mesela. Kimisi öyle yüksek torpilliydi, ne isterse, hangi görevi isterse getiriyorlardı. Askerliği boyunca üzerine kamuflaj giymemiş, mercedes S300 sürmüş, takım elbiseyle dolaşan adamlar vardı. (General şöförleri falan) 2 tane astsubayı sırf azar işitti diye yüksek rütbeli subay'a şikayet edip, önlerine harita açtıran, buradan yer beğenin diye azarlatan adam bile gördüm duydum. Ben onların yanında yine askerlik yaptım derim yani. Onlar hiç askerlik yapmadılar.
Söylediğiniz gibi Allah herkesin yardımcısı olsun. Askerlik zor şey. Siz de umarım en kısa zamanda gider gelirsiniz. Şimdiden hayırlı teskereler.
Yorumları: 3,517
Konuları: 125
Kayıt Tarihi: 2011
(25/11/2012, Saat: 21:01)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:55)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:36)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 19:44)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: İzmir Nato'da (Or general vecihi akın kışlası Şirinyer) Koğuşlar 12 kişilik Karyolalı (Ranza yok) Klimalı. Motorpool kısmında millet sabahtan akşama kadar oturuyor tv izliyor iş çıkarsa şöförler arabayla çıkıyorlar sonra geri dönüyorlar. Eğer yapacak hiçbir işin yoksa yani elinden birşey gelmiyorsa nöbet mangasına geçip 2 saatten 4 saat gündüz nöbeti tutuyorsun gece nöbetlerini zaten gündüz işi olanlar tutuyor ve tüm gün bomboşsun. Vücut geliştirme salonu, yüzme havuzu (Eskiden değilmiş sonradan ere yasaklanmış) ve buna benzer yığınla imkan olanak mevcut. Tek eksisi eğer Er isen akşamları eve gidemiyorsun. Kısa dönem asker ve asteğmen eğer torpili falan çok yüksek değilse orada askerlik yapamıyordu. Hatta Teğmen bile yoktu. Subaylarda rütbe genelde Üsteğmenden, Astsubaylarda Üst çavuştan başlıyordu. (Nato LSE kıdemli subaylığı) Bu anlattıklarım 10 sene önce. Bir asteğmen bir kısa dönem vardı ama kısa dönemin dayısı general miydi neydi. Böyle uç örnekler dışında askerlik demek amelelik ve uzun bir süre ezilmek demektir. Kaç aysa 6 ay mı ne yapın bitsin. Sonra askerlikle ilgili ne varsa unutun. Babam sıradan 4 yıllık bir üniversite mezunu 1978 de asteğmenlik yapmış. Artık milyonlarca insan üniversite mezunu. O yüzden asteğmen olmak zor olamadım diye üzülmeyin.
hocam tatilköyü gibi anlattınız valla gönüllü olarak yazılıyordum bir an o ne güzel olanaklardı öyle değil 6 ay 36 ay askerlik yapılır orada
Öyle ama hafif kafadan kırık bir Yarbay vardı. Salı ve Perşembe günleri 500 küsür er erbaş (Zaten bildiğimiz anlamda askerlik yapan Türk tarafının er mevcudu o kadardı ve Subay Astsb ları dikip 1.5 saat kendince birşeyler anlatırdı. Hiç de yorulmazdı. Kendisi de o kadar süre ayakta dururdu. Birde pass card denen bişey vardı yabancıların oldugu binaya girmeye yarıyor ve üzerinde hangi katlarda dolaşılabilecek yetki varsa o kadar yuvarlak açık oluyor onu kaybetmenin cezası acaip büyüktü. Birde yine fazla ayak altında görünmemek gereken yerler vardı (Yabancıyla karşılaşma ihtimalinin yüksek oldugu yerler) oralarda şapkasız dolaşmak, üst baş kılık kıyafetin bozuk olması kısacası Türk askerini rezil etmek ciddi suçtu. Bazen kartları kontrol edebiliyorlardı kaybeden oldu da, acaba haber vermiyor mu hesabı.
Tatli dert hocam bunlar en buyuk derdiniz bu olsun goruyosun lord hocanin karsilastigi durunlari daha da koyusu dagda askerligini yapanlari Allah yardimcilari olsun
Bak ben revirde olduğum için bize en fazla 2 günde bir karakollardan hasta asker gelirdi. Bazen uyuyamazlardı sabaha kadar konuşurduk. Hepsinin de dediği şudur " ya sizin burası ne kadar kötü, hiç bir şeyiniz, hiç bir imkanınız yok, yemekleriniz rezalet, ben karakolda bu yemeği yemem"
ama hepsi mi aynı şeyi söyler. Sınır karakolundan gelen bu askerlerin 12 saat sabit nöbeti var, sonra günün kalan 12 saati serbest ne isterse yapıyor. 5 ten az çeşit yemek çıkmıyor. Hergün mutlaka etli güzel yemekler oluyor. Ne isterlerse döner ocağı dahil komutanları getiriyor. Her hafta sonu çobandan koyun alıp kesip mangal yapıyorlar. Telefon, mp3 çalar serbest. Yani evet kelle koltukta ama imkanları çok iyi. Başka türlü çekilmez zaten, çeker vurur komutanı. Ayrıca komutanları hemen arardı oğlum nasılsın, bir ihtiyacın var mı paran var mı diye. O yüzden küçük yerlere düşmek çok daha avantajlı.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
Yorumları: 1,492
Konuları: 33
Kayıt Tarihi: 2012
(25/11/2012, Saat: 21:19)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 21:01)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:55)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:36)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 19:44)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: İzmir Nato'da (Or general vecihi akın kışlası Şirinyer) Koğuşlar 12 kişilik Karyolalı (Ranza yok) Klimalı. Motorpool kısmında millet sabahtan akşama kadar oturuyor tv izliyor iş çıkarsa şöförler arabayla çıkıyorlar sonra geri dönüyorlar. Eğer yapacak hiçbir işin yoksa yani elinden birşey gelmiyorsa nöbet mangasına geçip 2 saatten 4 saat gündüz nöbeti tutuyorsun gece nöbetlerini zaten gündüz işi olanlar tutuyor ve tüm gün bomboşsun. Vücut geliştirme salonu, yüzme havuzu (Eskiden değilmiş sonradan ere yasaklanmış) ve buna benzer yığınla imkan olanak mevcut. Tek eksisi eğer Er isen akşamları eve gidemiyorsun. Kısa dönem asker ve asteğmen eğer torpili falan çok yüksek değilse orada askerlik yapamıyordu. Hatta Teğmen bile yoktu. Subaylarda rütbe genelde Üsteğmenden, Astsubaylarda Üst çavuştan başlıyordu. (Nato LSE kıdemli subaylığı) Bu anlattıklarım 10 sene önce. Bir asteğmen bir kısa dönem vardı ama kısa dönemin dayısı general miydi neydi. Böyle uç örnekler dışında askerlik demek amelelik ve uzun bir süre ezilmek demektir. Kaç aysa 6 ay mı ne yapın bitsin. Sonra askerlikle ilgili ne varsa unutun. Babam sıradan 4 yıllık bir üniversite mezunu 1978 de asteğmenlik yapmış. Artık milyonlarca insan üniversite mezunu. O yüzden asteğmen olmak zor olamadım diye üzülmeyin.
hocam tatilköyü gibi anlattınız valla gönüllü olarak yazılıyordum bir an o ne güzel olanaklardı öyle değil 6 ay 36 ay askerlik yapılır orada
Öyle ama hafif kafadan kırık bir Yarbay vardı. Salı ve Perşembe günleri 500 küsür er erbaş (Zaten bildiğimiz anlamda askerlik yapan Türk tarafının er mevcudu o kadardı ve Subay Astsb ları dikip 1.5 saat kendince birşeyler anlatırdı. Hiç de yorulmazdı. Kendisi de o kadar süre ayakta dururdu. Birde pass card denen bişey vardı yabancıların oldugu binaya girmeye yarıyor ve üzerinde hangi katlarda dolaşılabilecek yetki varsa o kadar yuvarlak açık oluyor onu kaybetmenin cezası acaip büyüktü. Birde yine fazla ayak altında görünmemek gereken yerler vardı (Yabancıyla karşılaşma ihtimalinin yüksek oldugu yerler) oralarda şapkasız dolaşmak, üst baş kılık kıyafetin bozuk olması kısacası Türk askerini rezil etmek ciddi suçtu. Bazen kartları kontrol edebiliyorlardı kaybeden oldu da, acaba haber vermiyor mu hesabı.
Tatli dert hocam bunlar en buyuk derdiniz bu olsun goruyosun lord hocanin karsilastigi durunlari daha da koyusu dagda askerligini yapanlari Allah yardimcilari olsun
Bak ben revirde olduğum için bize en fazla 2 günde bir karakollardan hasta asker gelirdi. Bazen uyuyamazlardı sabaha kadar konuşurduk. Hepsinin de dediği şudur " ya sizin burası ne kadar kötü, hiç bir şeyiniz, hiç bir imkanınız yok, yemekleriniz rezalet, ben karakolda bu yemeği yemem"
ama hepsi mi aynı şeyi söyler. Sınır karakolundan gelen bu askerlerin 12 saat sabit nöbeti var, sonra günün kalan 12 saati serbest ne isterse yapıyor. 5 ten az çeşit yemek çıkmıyor. Hergün mutlaka etli güzel yemekler oluyor. Ne isterlerse döner ocağı dahil komutanları getiriyor. Her hafta sonu çobandan koyun alıp kesip mangal yapıyorlar. Telefon, mp3 çalar serbest. Yani evet kelle koltukta ama imkanları çok iyi. Başka türlü çekilmez zaten, çeker vurur komutanı. Ayrıca komutanları hemen arardı oğlum nasılsın, bir ihtiyacın var mı paran var mı diye. O yüzden küçük yerlere düşmek çok daha avantajlı.
Aman hocam kelle koltukta günleri geçirmek nerde kötü şartlarda askerlik nerede
Yorumları: 285
Konuları: 6
Kayıt Tarihi: 2012
(25/11/2012, Saat: 21:19)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 21:01)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:55)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 20:36)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: (25/11/2012, Saat: 19:44)Wilkinson Adlı Kullanıcıdan Alıntı: İzmir Nato'da (Or general vecihi akın kışlası Şirinyer) Koğuşlar 12 kişilik Karyolalı (Ranza yok) Klimalı. Motorpool kısmında millet sabahtan akşama kadar oturuyor tv izliyor iş çıkarsa şöförler arabayla çıkıyorlar sonra geri dönüyorlar. Eğer yapacak hiçbir işin yoksa yani elinden birşey gelmiyorsa nöbet mangasına geçip 2 saatten 4 saat gündüz nöbeti tutuyorsun gece nöbetlerini zaten gündüz işi olanlar tutuyor ve tüm gün bomboşsun. Vücut geliştirme salonu, yüzme havuzu (Eskiden değilmiş sonradan ere yasaklanmış) ve buna benzer yığınla imkan olanak mevcut. Tek eksisi eğer Er isen akşamları eve gidemiyorsun. Kısa dönem asker ve asteğmen eğer torpili falan çok yüksek değilse orada askerlik yapamıyordu. Hatta Teğmen bile yoktu. Subaylarda rütbe genelde Üsteğmenden, Astsubaylarda Üst çavuştan başlıyordu. (Nato LSE kıdemli subaylığı) Bu anlattıklarım 10 sene önce. Bir asteğmen bir kısa dönem vardı ama kısa dönemin dayısı general miydi neydi. Böyle uç örnekler dışında askerlik demek amelelik ve uzun bir süre ezilmek demektir. Kaç aysa 6 ay mı ne yapın bitsin. Sonra askerlikle ilgili ne varsa unutun. Babam sıradan 4 yıllık bir üniversite mezunu 1978 de asteğmenlik yapmış. Artık milyonlarca insan üniversite mezunu. O yüzden asteğmen olmak zor olamadım diye üzülmeyin.
hocam tatilköyü gibi anlattınız valla gönüllü olarak yazılıyordum bir an o ne güzel olanaklardı öyle değil 6 ay 36 ay askerlik yapılır orada
Öyle ama hafif kafadan kırık bir Yarbay vardı. Salı ve Perşembe günleri 500 küsür er erbaş (Zaten bildiğimiz anlamda askerlik yapan Türk tarafının er mevcudu o kadardı ve Subay Astsb ları dikip 1.5 saat kendince birşeyler anlatırdı. Hiç de yorulmazdı. Kendisi de o kadar süre ayakta dururdu. Birde pass card denen bişey vardı yabancıların oldugu binaya girmeye yarıyor ve üzerinde hangi katlarda dolaşılabilecek yetki varsa o kadar yuvarlak açık oluyor onu kaybetmenin cezası acaip büyüktü. Birde yine fazla ayak altında görünmemek gereken yerler vardı (Yabancıyla karşılaşma ihtimalinin yüksek oldugu yerler) oralarda şapkasız dolaşmak, üst baş kılık kıyafetin bozuk olması kısacası Türk askerini rezil etmek ciddi suçtu. Bazen kartları kontrol edebiliyorlardı kaybeden oldu da, acaba haber vermiyor mu hesabı.
Tatli dert hocam bunlar en buyuk derdiniz bu olsun goruyosun lord hocanin karsilastigi durunlari daha da koyusu dagda askerligini yapanlari Allah yardimcilari olsun
Bak ben revirde olduğum için bize en fazla 2 günde bir karakollardan hasta asker gelirdi. Bazen uyuyamazlardı sabaha kadar konuşurduk. Hepsinin de dediği şudur " ya sizin burası ne kadar kötü, hiç bir şeyiniz, hiç bir imkanınız yok, yemekleriniz rezalet, ben karakolda bu yemeği yemem"
ama hepsi mi aynı şeyi söyler. Sınır karakolundan gelen bu askerlerin 12 saat sabit nöbeti var, sonra günün kalan 12 saati serbest ne isterse yapıyor. 5 ten az çeşit yemek çıkmıyor. Hergün mutlaka etli güzel yemekler oluyor. Ne isterlerse döner ocağı dahil komutanları getiriyor. Her hafta sonu çobandan koyun alıp kesip mangal yapıyorlar. Telefon, mp3 çalar serbest. Yani evet kelle koltukta ama imkanları çok iyi. Başka türlü çekilmez zaten, çeker vurur komutanı. Ayrıca komutanları hemen arardı oğlum nasılsın, bir ihtiyacın var mı paran var mı diye. O yüzden küçük yerlere düşmek çok daha avantajlı.
Aslında ne yalan söyleyeyim bende başında böyle düşünmüştüm. Dağın başına düşmeyi istemiştim ama şans öyle yaver gitti işte. Normal bir yere düşseydim mesela acemilik yaptıgım sıradan bir birlik (Malatya da bir er eğitim alayı) orada işte tam şapa otururdum. Allahın günü dayak, tokat, tek yıldızlı çocuk yaşta bir Teğmen bağırıyor usta askere bitmedi mi ulan e.....şek... (Gözlerimle gördüm şahit oldum usta askerlere yapılan muameleyi) Ya doğuda Kral gibi elde silah dağın başında yada İzmirde batıda şanslı azınlığın oldugu yerlerde... Başka türlüsü iğrenç... Ama yinede kısa dönem olmanın ufak da olsa avantajı olaiblir. Okumuş eğitimli adama aşırı pislik yapmaktan çekinirler bence. En azından belki hakkını arar filan diye düşünürler... Aşırı şeylere cesaret edemezler...
Yorumları: 3,517
Konuları: 125
Kayıt Tarihi: 2011
(25/11/2012, Saat: 21:23)emiriko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Aman hocam kelle koltukta günleri geçirmek nerde kötü şartlarda askerlik nerede
O kadar korkmayacaksın, olacağı varsa olur. Diğer konudan devam edelim.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
Yorumları: 714
Konuları: 3
Kayıt Tarihi: 2011
Yorumları: 7,952
Konuları: 98
Kayıt Tarihi: 2012
Yorumları: 1,420
Konuları: 45
Kayıt Tarihi: 2011
Pazar günleri işe gidiyorsam 9:30 da
gitmiyorsam 12-13 arasında uyanıyorum
Hiç bir şey ummuyorum,
hiç bir şeyden korkmuyorum,
özgürüm..
Zorba
Yorumları: 2,008
Konuları: 38
Kayıt Tarihi: 2011
Pazar sabahları kalkmıyorum. Pazar öğleden sonra kalkıp tüm haftanın acısını çıkarırcasına bi kahvaltı keyfi yapıyorum. Sonra da bu saatte (02:00 civarı) hala uyanık oluyorum. Gece geç yattığım için de pazartesileri genelde yorgun ve gergin oluyorum, bu da pazartesi sendromunu bana dibine kadar yaşatıyor.
|