25/07/2013, Saat: 23:07
1. Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor; ayrılıkları nasıl anlatıyor.
2. Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın herkes ağlayıp inledi.
3. Ayrılık acılarıyla parça parça olmuş bir kalp isterim ki iştiyak derdini ona açayım.
4. Aslından, vatanından uzak düşen bir kişi, vuslat zamanını arar durur.
5. Ben her toplulukta, her mecliste ağladım, inledim durdum. Fena halli olanlarla da eş oldum, iyi halli olanlarla da.
6. Herkes kendi zannınca benim dostum oldu, ama içimdeki sırlarımı kimse araştırmadı.
7. Benim sırrım, feryadımdan uzak değildir. Ancak her gözde onu görecek, her kulakta onu işitecek nur yok.
8. Ten cândan, cân da tenden gizli değildir. Lakin cânı görmek için kimseye izin yok.
9. Bu neyin sesi ateştir, hava değil. Kimde bu ateş yok ise o yok olsun!
10. Aşk ateşidir ki ney"in içine düşmüştür. Aşk coşkunluğudur ki şarabın içine düşmüştür.
11. Ney, yârinden ayrılan kişinin arkadaşı, hâldaşıdır. Ney"in perdeleri, bizim perdelerimizi yırttı.
12. Ney gibi hem bir zehir, hem bir panzehir; ney gibi hem bir dost, hem bir müştâkı kim gördü?
13. Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte, Mecnûn"un aşk kıssalarını söylemektedir.
14. Bu aklın mahremi ve sırdaşı, akılsızdan başkası değildir. Dile de kulaktan başka müşteri yoktur.
15. Bizim gamımızdan günler vakitsiz bir hale geldi; günler (ayrılıktan doğan) yanışlarla yoldaş oldu.
16. Günler geçtiyse, geçip gitsin, korkumuz yok. Ey temizlikte benzeri olmayan, yeter ki sen kal!
17. Balıktan başka her şey suya kandı; rızkı olmayanın da günü uzadıkça uzadı.
18. Ham, pişkinin, olgunun halinden anlamaz. Öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselam.
Veled Çelebi İzbudak"ın (ö.1953) tercümesi (düzenlenerek)
http://akademik.semazen.net/author_artic...hp?id=1241
2. Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın herkes ağlayıp inledi.
3. Ayrılık acılarıyla parça parça olmuş bir kalp isterim ki iştiyak derdini ona açayım.
4. Aslından, vatanından uzak düşen bir kişi, vuslat zamanını arar durur.
5. Ben her toplulukta, her mecliste ağladım, inledim durdum. Fena halli olanlarla da eş oldum, iyi halli olanlarla da.
6. Herkes kendi zannınca benim dostum oldu, ama içimdeki sırlarımı kimse araştırmadı.
7. Benim sırrım, feryadımdan uzak değildir. Ancak her gözde onu görecek, her kulakta onu işitecek nur yok.
8. Ten cândan, cân da tenden gizli değildir. Lakin cânı görmek için kimseye izin yok.
9. Bu neyin sesi ateştir, hava değil. Kimde bu ateş yok ise o yok olsun!
10. Aşk ateşidir ki ney"in içine düşmüştür. Aşk coşkunluğudur ki şarabın içine düşmüştür.
11. Ney, yârinden ayrılan kişinin arkadaşı, hâldaşıdır. Ney"in perdeleri, bizim perdelerimizi yırttı.
12. Ney gibi hem bir zehir, hem bir panzehir; ney gibi hem bir dost, hem bir müştâkı kim gördü?
13. Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte, Mecnûn"un aşk kıssalarını söylemektedir.
14. Bu aklın mahremi ve sırdaşı, akılsızdan başkası değildir. Dile de kulaktan başka müşteri yoktur.
15. Bizim gamımızdan günler vakitsiz bir hale geldi; günler (ayrılıktan doğan) yanışlarla yoldaş oldu.
16. Günler geçtiyse, geçip gitsin, korkumuz yok. Ey temizlikte benzeri olmayan, yeter ki sen kal!
17. Balıktan başka her şey suya kandı; rızkı olmayanın da günü uzadıkça uzadı.
18. Ham, pişkinin, olgunun halinden anlamaz. Öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselam.
Veled Çelebi İzbudak"ın (ö.1953) tercümesi (düzenlenerek)
http://akademik.semazen.net/author_artic...hp?id=1241