23/03/2012, Saat: 21:47
onuda yapmayabilir
çok insan tanıyorum yuma+rapira+arko+limon kolonyası
ile ömür geçiren...
çok insan tanıyorum yuma+rapira+arko+limon kolonyası
ile ömür geçiren...
Bir de böyle düşün - Büyük Hilmi
Neden Geleneksel Tıraş?
|
23/03/2012, Saat: 21:47
onuda yapmayabilir
çok insan tanıyorum yuma+rapira+arko+limon kolonyası ile ömür geçiren...
Bir de böyle düşün - Büyük Hilmi
23/03/2012, Saat: 21:53
(23/03/2012, Saat: 21:47)McOrco Adlı Kullanıcıdan Alıntı: onuda yapmayabilir Tabii hocam yapmaz isterse. Mutlaka Edwin Jagger alınmalı, Frank alınmalı diye birşey de yok. Ucuz makine bile milletin kullandıgı kartuştan daha iyi ve zevkli tıraş veriyor mu? Veriyor... O zaman kartuşa göre tercih edilebilirliği yinede çok yüksek. En azından bu zevkin tatmin edilebilmesine olanak sağlıyor. Dedelerimizin hepsi Slim yada EJ kullanarak 70 yaşına gelmediler ki... Ama mecburiyet olmasa bile yinede en azından kaliteli Razor (Merkur yada EJ) alınmasında da hiçbir sakınca yok. Çünkü kartuşa vereceğimiz parayı 1 kez toplu verdikten sonra uzun vadede razor parası fersah fersah çıkıyor kartuştan. Hesap o kadar ortada ki... Mach 3 2'li kartul için en ucuz sahip olma fiyatım 8 TL idi. 8 TL veriyordum ve 2 tane kıytırık plastik parçası alıyordum. Buna döktüğüm para artık son buldu. Bu demek oluyor ki, şimdiye kadar aldıgım EJ ve Frank bana kesinlikle bedavaya gelmiş oluyor.
23/03/2012, Saat: 22:03
arkadaşlar benim demek istediğim genelimizin yaşadığı durum.bakın Mc bile dayanamadı
ama tabii ki aramızda kendini tutabilen arkadaşlar da yok değil Kızmadın di mi psycho ?, kötü maksatlı demedim yav.... Saygılar
23/03/2012, Saat: 22:09
Tamaen hissiyatla alakalı,geleneksel tıraş olmam.Tıraş sonrası,
cildimin pürüzsüz olması hoşuma gidiyor.Ayrıca yenilikler her zaman benı heyecanlandırmıştır.Yeni bir krem,yada yeni bir jilet,yada makına vb şeyler. Etrafımda hergun tıraş olan çok fazla ınsan var ve inanın sadece şaşırıyorum.Çunku tıraş olduklarını sanıyorlar.Boyunlarında kalan sakallarmı dersınız yada yuzlerının bır kısmında sakal olup diğer kısmı tamaen tıraşlanmış insanlarmı. Herkes aynı şeyleri eşit derecede umursamıyor.Ama ben tıraşı umursadığım için ve boyle bır oluşumun ıçinde olduğum için mutluyum.......
23/03/2012, Saat: 22:14
(23/03/2012, Saat: 22:03)papazerigi Adlı Kullanıcıdan Alıntı: arkadaşlar benim demek istediğim genelimizin yaşadığı durum.bakın Mc bile dayanamadı evet ben makine makinedir alıpda napıcam diyen mddi durumuda çokda iyi olamyan biri olarak merkur futur alayım yeter dedim iyisini alayım bikere alayım dahada almıyayım... olmadı koleksiyon git gide büyümekle beraber birçok parcanın yaşı benden büyük birkaçının yaşı babamdan birde dedemdende ülkemizin kuruluşundanda yaşlı 1921 gillette tuckaway ekledim kolleksiyonuma durdurabilene aşk olsun durabilene helal olsun
Bir de böyle düşün - Büyük Hilmi
24/03/2012, Saat: 00:37
(23/03/2012, Saat: 22:03)papazerigi Adlı Kullanıcıdan Alıntı: arkadaşlar benim demek istediğim genelimizin yaşadığı durum.bakın Mc bile dayanamadı Dostum sana niye kızayım. Ben kendi adıma sigarayı bıraktım. Elimde fazladan para var yani durum bu. Ne bulursam alıyorum. Yeni bi hobi benim için. 5-6 ay öncesine kadar mach3 dü fusiondu 3-4-5 bıçaklı tahriş makinaları kullanıyordum. Şimdi tıraştan ciddi anlamda keyif alıyorum ve halimden memnunum. İçkim yok, sigaram yok, sayısal oynama, iddaa bilmem. Bi internet bi tıraş. Durum bundan ibaret. Ha bir de şu var ben gerçekten toplam 5 liralık malzemeyle de tıraş olurken keyif alıyorum.
18/04/2012, Saat: 12:34
Uzun zamandır kartuşlu makineden memnun değildim aklımda başka bir markanın kartuşlu makinesine geçmek vardı.
Sonra bir vesile ile DH içinde bulunan konuyu okudum, blogları okudum en son buraya geldim. O kadar güzel anlatıyordunuz ki dayanamadım (kaybedecek bir şeyim yok) ben de aranıza katıldım. Memnun muyum? Kesinlikle evet.
www.tekyumruk.com
18/04/2012, Saat: 16:44
Benim kısa sürede geleneksel tıraş konusunda edindiğim izlenimler.
1-Zamanınız çok olacak, keyfi böyle çıkıyor. 2-Hergün tıraş olmak zorunda olmayacaksınız. 3-Her ne kadar Arko'nun kokusuna hasta olsak da, daha iyi bir tıraş için yabancı sabun veya kremleri kullanacağız. 4-Ucuz bir yöntem değil (Sabun dene, jilet dene,makina dene,fırça dene ve bunların kalitelilerinin çoğu Türkiye'de bulunmuyor) Sonuç olarak bu keyif veren pahalı bir hobi bence. Not: Bugün benim berbere sordum 'Evde ya da tatilde tıraş olurken ne kullanıyorsun diye' Cevap: Evde tıraş olmam burada olurum tatilde ise duştan sonra sabunsuz permatikle tıraş olurum. Bir de fıkra: İngiliz asilzadeler evlilikte seksin yüzde kaçı zevk yüzde kaçı görev diye tartışıyorlarmış, bir türlü aralarında anlaşamayınca uşak Alfred'i çağırıp sormuşlar. Alfred yüzde yüz zevktir demiş, görev olsa bize yaptırırdınız. Bence bizim geleneksel tıraşta yüzde yüz zevk yoksa aslında diğer yöntemlerde çok farklı sonuçlar vermiyor kalite açısından.
18/04/2012, Saat: 17:09
kesinlikle zevk. calisirken iki gunde bir olur tatillerde hic olmazdim.
simdi farketmiyor her gun oluyorum ve tiras on dakika surmesine ragmen en az 30 dakika kopuktu fircaydi oyalaniyorum.
18/04/2012, Saat: 18:08
geleneksel tıraş iyidir, çünkü gelenekseldir... Dikkat ederseniz insanın yaşamından kendisine ayırdığı vakit giderek azalıyor. Hızlı yemek yemek için güzelim zeytinyağlıları unuttuk hamburgerler yiyoruz mesela... yada arada sırada bile olsa sağlam bir hama sefası yapamıyoruz, temizlik anlayışımız maksimum beş dakika süren duş seanslarından ibaret oldu...artık buruşmayan kumaşlardan yapılan gömlekler takım elbiseler var, petrol esaslı kumaşlar bunlar, yünün sıcaklığını, ketenin serinliğini unuttuk.
Örnekler çoğalır da çoğalır... İnsanların genel anlamda eskiyi araması, nostaljiye duyulan özlem hep bu yüzden. Sürekli olarak iki buyruk var yaşamımızı yöneten, ilki hızlı ol, diğeri tüket... Ve bu buyruklara uymak için hep güzel olan şeylerden kendimizi mahrum ediyor, sonra da o güzellikleri unutuyoruz. Tıraş meselesinde de gelişim bu yönde olmuş... hızlı ama pürüzsüz tıraş, kullan at kartuşlar...İnsan belirli yaşlarında yaşamına yukarıdan bakmayı becerebiliyor... Çok keyifli bir ritüel haline gelebilecek bir mevzuyu neden on dakika içinde halletmek ve günün kalanında bunun tahrişi sıkıntısı ile uğraşmak zorunda kalıyoruz ? Üstelik memnun olmadığımız bir sonuca rağmen avuç avuç para döküyoruz kartuşa, köpüğe, jele... Oysa hiçbirisi porsuk fırçanın ve sıcak köpüğün verdiği keyfi vermiyor. hiçbirinde futurun sakal keserken çıkardığı o tatlı çıtır çıtır sesi yok... arkonun kokusunun verdiği temizlik hissi, tobs sandalwoodun muhteşem kokusu, yenilerden fümenin lavanta kokusu, tıraş sonrası cildimizdeki yumuşaklık, hepsinden önemlisi kendimiz için ayırdığımız keyifli 20 dakika... Ve tıpkı babamızdan bize kalan adjustableler gibi oğlumuza bizden kalacak olan slantlar, futurlar, 89lar... Bir delikanlının adam olmaya adım attığı yola, bizden kalan bir şeyler ile çıkması... Bir takım objeler var, babalardan evlatlara geçiyor. Bunları eline alıp baktığında, rutininde unuttuğun pek çok anıyı tetikliyor. Bir saat, sigara ağızlığı, tabaka, çakı, tesbih... ama şimdi saatler quartz, sigaralar filtreli, çakılar çinden, tıraş aletleri ucuna kartuş takılan nikel kaplı çubuklar halinde... Çokta uzatmak istemiyorum, ama geleneksel tıraş benim için kendim için bir şeyler yapma meselesi, oğluma kendisi için bir şeyler yapması gerektiğini öğretmenin yollarından biri, vaktim gelip göçüp gittiğimde oğlumun yanında durabilmenin çözümü, ona hayat adına doğru şeyler öğretebilme yöntemim... Eskiden kopmamaız, çocuklarımıza eskiyi öğretmemiz gerekli, eskinin neden güzel olduğunu bilmeliler. Geleneksel tıraşta bunun en basit yöntemi bence... Çok mu fazla anlam yüklüyorum bilmiyorum. En sevdiğim tıraş makinem olan slanttan hiç kullanmadığım bir adet daha var kutusunda, yakın zamanda bir kuyumcuya gidip üzerine bir ufacık kelime ile tarih yazdıracağım. Zamanı gelince gerçek sahibine hediye edilmek üzere bir kenarda duruyor... Selamlar...
sinekkaydı tıraş, boyalı ayakkabı, ütülü pantolon...
|
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|