Jiletli ustura kullanımına bilimsel bir yorum
"günübirlik değil de haftada bir kaç kere tıraş olan adamın kurtarıcısı olan keyifli eylem.
makineyle girip kısaltmadan jilete illallah dedirten sakalları kolayca ve rahatça almanın en temiz yolu olmasının yanı sıra şekil verme konusunda da arıza çıkartan makine ve jilet kombosuna meydan okur resmen.
kendi kendine bu deneyimi yaşamak için yeni başlayanlar veya başlamaya niyet edenler içinse, ali bıyıklı ve derby kombosuyla bile bir tane dahi acemi kesiği almamış bir adam olarak üç tavsiyem var:
1- ustura tıraşının bir zorunluluk olmadığını, avantajları ve dezavantajlarını düşününce şahsi tıraş için çok daha üstün opsiyonları modern dünyanın sunduğunu unutmayın.
2- hakkında söylenenleri dinleyin ve ayağınızı denk alın, malzemenin kendi yüzünüz olacağının farkında olun.
3- hakkında söylenenleri dinlemeyin ve kafanızı kullanıp kendi yönteminizi geliştirin.
bence ne tutuş açısı, ne vuruş stili ne de malzemeler önemli değil. çünkü bıçağın değme açısı, uygulanacak baskı ve vuruş; sakalın çıkma yönü, sakalın sertliği ve yüz hatlarına göre değişir. dolayısıyla önemli olan ve dikkatle takip edilmesi gerektiğini düşündüğüm iki parametre var:
1- bıçak tene değip de stresi yemeye başladığı anda verdiği hissiyat
2- bilim: temel matematik, geometri ve fizik.
bir şeyler yolunda değilse zaten bıçak kaymayarak, teni gererek veya sakalı çekerek hissettirecektir. bu hissiyat alındığında ise devreye bilim girer. temel mantık sürtünmeli düz bir yüzey üzerinde teması kesmeden mümkün olduğunca yatay bir güç uygulamak. yüzeye dikey olarak inen güç demek, tahriş demektir, kesik demektir. ustura tıraşının en zor kısmının çene olmasının sebebi de budur. çenede deriyi gererek yaratılamayan düz yüzey, dikey gücü yer ve aceminin suratına heves façasını aşkeder. lakin özellikle çenenin köşe kısımlarında gradyanı takip edebilen, sürekli değişen bu paralel vektör üzerinde stabil bir güç uygulayabileyen adam, olmuştur. bunun yolu da bariz bir şekilde bir parabolün türevlenmesi gibi, yanakta 4-5 santimi bulan darbelerin, çenede milimetrik ve değişken darbelere dönüşmesinden geçer.
olur da "bilim yalan hacı hiç gerek yok" diyen bir kafa da heves ediyorsa bu işe, bir aceminin bile en azından berberinin tecrübeyle kazandığı refleksleşmiş hareketlerini analiz edip, tenindeki bıçağın hissiyatını iyice özümsediği takdirde bu işi ilk seferde yavaş da olsa kansız halledebiliyor olması lazım.* dolayısıyla az biraz gözlem yapıp biraz da kafayı çalıştıran bir adamın ciddi dış etkilere maruz kalmadan**** kazasız belasız rahat ve huzurlu bir şekilde tıraş olamaması için bir sebep göremiyorum."
ekşi sözlükten alınıtır.