21/06/2016, Saat: 01:17
Arkadaşlar tekrardan merhabalar;
yaklaşık bir haftalık süreçteki gelişmeleri aktarmak istedim.
İlk iki gün güzel giden süreç bugüne kadar tahrişlerle devam etti. Ne kadar bastırmadığımı ve doğru açıyı bulduğumu düşünsem de sanırım bazı melekeler henüz gelişmediği için cildi fazla yoruyordum. XTG yaparken kontrolu tam olarak sağlayamıyordum özellikle de çene ile boynun birleştiği bölgeler çok tahriş oluyordu. Buna domuz kılı fırça ile yüzde köpürtme yapmamın da katkısı oluyordu. Özellikle ikinci ya da üçüncü perdelerde fırçada köpük yetersiz kalınca tekrardan fırçaya malzeme yükleyip yüze çatır çutur sıfırdan girişmem gayet yanlış bir davranışmış. Zaten iyice incelmiş hassaslaşmış cildime resmen eziyet ediyormuşum geç farkettim.
Onun dışında, arko tıraş sabununu ne kadar çok sevmiş olsam da kıvamlı ve nemli bir köpük hazırlamama rağmen bir müddet sonra cildimin kuruduğunu hissediyordum. Çok kuru bir cilt yapım yok fakat benim cildimle iyi anlaşamadı sabun. Hala bir şeyleri yanlış yapma ihtimalim de var tabi.
"Badgerandblade" forumunda soğuk tıraş hakkındaki konuları biraz incelemiştim, bugün yeni siparişlerimin gelmesi ile bir deneme yapmak istedim. Fırçayı soğuk suya bıraktım, yüzümü yine soğuk su ile yıkayıp Proraso tıraş kremi ile yüzde köpürtme yaparak 1 WTG 2 XTG şeklinde tıraşımı oldum. Krem çok hoşuma gitti nemliliğini hiç kaybetmedi ve yeterli korumayı sağladı. Çok yakın olmasa da sıfır tahrişsiz keyifli, buz gibi bir tıraş oldu, mutluyum, huzurluyum.
Benim gibi yolun başında olan arkadaşlara ışık tutması açısından bu kısa süreçte tecrübe edindiğim bazı hatalı davranışları özetleyeyim;
Dövüş klubünün birinci kuralı; asla makinayı bastırmayın. Ben hiç bastırmadığımı düşünüyordum, bastırdığımı farkettiğimde yüzüm tahrişler içerisindeydi.
Yüzünüz kösele ya da mobilya malzemesi değil, sert uçlu fırçalarla tesviye yapmayın. Az efendi olun ya.
Sakalları tersten alma işine bir müddet girişmeyin. Ben yaptım siz yapmayın, önce tekniğinizi geliştirin, sonra hobi olarak yine yaparsınız.
Önce sağlık; şura biraz gölgeli kaldı sanki, az daha mı yakın olsa, bir perde daha mı girişsem diye uğraşmayın ilk etapta. İnsan çok tutulunca tahrişler kaçınılmaz oluyor. Olduğu gibi bırakmak lazım bazen, bir sonraki tıraşta daha dikkatli olursunuz, daha güzel olursunuz.
Yapamıyorum diye asla hemen vazgeçmeyin, biraz gelişme gözlemleyince bir sonraki tıraşı iple çeker hale geliyorsunuz.
Dediğim gibi yolun başındayım, bunlar henüz tecrübe ettiklerim ve kendi görüşlerim. Hatalarım, eksiklerim varsa tecrübeli arkadaşlar lütfen düzeltsinler. Forumda emeği geçen; tecrübelerini, değerli bilgilerini, ilgi ve alakalarını eksik etmeyen tüm komşularıma tekrar tekrar teşekkür ederim.
Son olarak yakında porsuğa geçiyorum, daha fazla dayanamadım.
yaklaşık bir haftalık süreçteki gelişmeleri aktarmak istedim.
İlk iki gün güzel giden süreç bugüne kadar tahrişlerle devam etti. Ne kadar bastırmadığımı ve doğru açıyı bulduğumu düşünsem de sanırım bazı melekeler henüz gelişmediği için cildi fazla yoruyordum. XTG yaparken kontrolu tam olarak sağlayamıyordum özellikle de çene ile boynun birleştiği bölgeler çok tahriş oluyordu. Buna domuz kılı fırça ile yüzde köpürtme yapmamın da katkısı oluyordu. Özellikle ikinci ya da üçüncü perdelerde fırçada köpük yetersiz kalınca tekrardan fırçaya malzeme yükleyip yüze çatır çutur sıfırdan girişmem gayet yanlış bir davranışmış. Zaten iyice incelmiş hassaslaşmış cildime resmen eziyet ediyormuşum geç farkettim.
Onun dışında, arko tıraş sabununu ne kadar çok sevmiş olsam da kıvamlı ve nemli bir köpük hazırlamama rağmen bir müddet sonra cildimin kuruduğunu hissediyordum. Çok kuru bir cilt yapım yok fakat benim cildimle iyi anlaşamadı sabun. Hala bir şeyleri yanlış yapma ihtimalim de var tabi.
"Badgerandblade" forumunda soğuk tıraş hakkındaki konuları biraz incelemiştim, bugün yeni siparişlerimin gelmesi ile bir deneme yapmak istedim. Fırçayı soğuk suya bıraktım, yüzümü yine soğuk su ile yıkayıp Proraso tıraş kremi ile yüzde köpürtme yaparak 1 WTG 2 XTG şeklinde tıraşımı oldum. Krem çok hoşuma gitti nemliliğini hiç kaybetmedi ve yeterli korumayı sağladı. Çok yakın olmasa da sıfır tahrişsiz keyifli, buz gibi bir tıraş oldu, mutluyum, huzurluyum.
Benim gibi yolun başında olan arkadaşlara ışık tutması açısından bu kısa süreçte tecrübe edindiğim bazı hatalı davranışları özetleyeyim;
Dövüş klubünün birinci kuralı; asla makinayı bastırmayın. Ben hiç bastırmadığımı düşünüyordum, bastırdığımı farkettiğimde yüzüm tahrişler içerisindeydi.
Yüzünüz kösele ya da mobilya malzemesi değil, sert uçlu fırçalarla tesviye yapmayın. Az efendi olun ya.
Sakalları tersten alma işine bir müddet girişmeyin. Ben yaptım siz yapmayın, önce tekniğinizi geliştirin, sonra hobi olarak yine yaparsınız.
Önce sağlık; şura biraz gölgeli kaldı sanki, az daha mı yakın olsa, bir perde daha mı girişsem diye uğraşmayın ilk etapta. İnsan çok tutulunca tahrişler kaçınılmaz oluyor. Olduğu gibi bırakmak lazım bazen, bir sonraki tıraşta daha dikkatli olursunuz, daha güzel olursunuz.
Yapamıyorum diye asla hemen vazgeçmeyin, biraz gelişme gözlemleyince bir sonraki tıraşı iple çeker hale geliyorsunuz.
Dediğim gibi yolun başındayım, bunlar henüz tecrübe ettiklerim ve kendi görüşlerim. Hatalarım, eksiklerim varsa tecrübeli arkadaşlar lütfen düzeltsinler. Forumda emeği geçen; tecrübelerini, değerli bilgilerini, ilgi ve alakalarını eksik etmeyen tüm komşularıma tekrar tekrar teşekkür ederim.
Son olarak yakında porsuğa geçiyorum, daha fazla dayanamadım.
15 Perdede Yakın ve Temiz Tıraş Uzmanı