28/12/2016, Saat: 11:17
Eskiye duyulan özlem mi yoksa kaliteli tıraş mı?
Sorusuna benim cevabım her ikisi de.
Eskiye duyduğum özlem;
Rahmetli babamın kış aylarında pazar sabahları kahvaltı sonrası salon sobası üzerinde ısınan sıcak su, Arko stick sabun, no name domuz fırça, Perma Sharp jilet, no name 3 parçalı DE alet ile olduğu tıraşı izlerken aldığı keyfi hissetmek forumumuz özelinde eskiye duyduğum özlemin somutlaşmış bir örneği. Tıraş sonrası babam, ben ve erkek kardeşimin hunharca Boğaziçi limon kolonyası tüketmemiz ise (soba da bol bol nasibini alırdı) ayrı bir hatıradır benim için.
Kaliteli tıraş;
Ben bu foruma üye olduğum günden beri bu forum dışındaki insanlarla ilgili hiç yorum yapmadım. Hatta forum üyesi arkadaşlarımızın tercihleri de beni hiç ilgilendirmiyor. Herkesin tercihleri için saygılı olurum. Benim kaliteli tıraş anlayışımda ilk kriterim hijyendir. Bu nedenle kartuş olayına hiç bulaşmadım. Hem hijyen, hem tahriş nedeniyle her tıraşta yeni jilet açarım, ikinci defa kullanmam. Tercihim Rapira. Temel sabunum Arko stick, ancak bugünlerde Barbaros sabun kullanıyorum ve çok memnunum. Fırçam Omega domuz, kullanılmamış yedeği her zaman hazır bekler. Bastıra bastıra yüzümde köpük yapmayı sevdiğim için porsuk fırçalara uzağım. Forumda bulursam bir tane Tipsoft edinmek istiyorum. Alet Mühle R106, yıllardır kullandığım için sıkıldım, Merkur 42C ile devam etmek istiyorum. Acelem yok, IMPA'ya gelince alırım. Foruma üye olduktan sonra aşırı limon kolonyası tüketimini bıraktım. Tıraş sonrasını hanıma ait soothing özelliği olan, kokusuz ve herbal kremler ile hallediyorum. Vazgeçilmez parfümüm Zino Davidoff ile son noktayı koyuyorum. Bunu hemen hemen her gün yapıyorum. Hassas bölgeleri de aynı yöntem ile Feather TTO alet kullanarak tıraş ediyorum. Parfüm sıkmıyorum.
Sorusuna benim cevabım her ikisi de.
Eskiye duyduğum özlem;
Rahmetli babamın kış aylarında pazar sabahları kahvaltı sonrası salon sobası üzerinde ısınan sıcak su, Arko stick sabun, no name domuz fırça, Perma Sharp jilet, no name 3 parçalı DE alet ile olduğu tıraşı izlerken aldığı keyfi hissetmek forumumuz özelinde eskiye duyduğum özlemin somutlaşmış bir örneği. Tıraş sonrası babam, ben ve erkek kardeşimin hunharca Boğaziçi limon kolonyası tüketmemiz ise (soba da bol bol nasibini alırdı) ayrı bir hatıradır benim için.
Kaliteli tıraş;
Ben bu foruma üye olduğum günden beri bu forum dışındaki insanlarla ilgili hiç yorum yapmadım. Hatta forum üyesi arkadaşlarımızın tercihleri de beni hiç ilgilendirmiyor. Herkesin tercihleri için saygılı olurum. Benim kaliteli tıraş anlayışımda ilk kriterim hijyendir. Bu nedenle kartuş olayına hiç bulaşmadım. Hem hijyen, hem tahriş nedeniyle her tıraşta yeni jilet açarım, ikinci defa kullanmam. Tercihim Rapira. Temel sabunum Arko stick, ancak bugünlerde Barbaros sabun kullanıyorum ve çok memnunum. Fırçam Omega domuz, kullanılmamış yedeği her zaman hazır bekler. Bastıra bastıra yüzümde köpük yapmayı sevdiğim için porsuk fırçalara uzağım. Forumda bulursam bir tane Tipsoft edinmek istiyorum. Alet Mühle R106, yıllardır kullandığım için sıkıldım, Merkur 42C ile devam etmek istiyorum. Acelem yok, IMPA'ya gelince alırım. Foruma üye olduktan sonra aşırı limon kolonyası tüketimini bıraktım. Tıraş sonrasını hanıma ait soothing özelliği olan, kokusuz ve herbal kremler ile hallediyorum. Vazgeçilmez parfümüm Zino Davidoff ile son noktayı koyuyorum. Bunu hemen hemen her gün yapıyorum. Hassas bölgeleri de aynı yöntem ile Feather TTO alet kullanarak tıraş ediyorum. Parfüm sıkmıyorum.
As long as you have drinking days than hungover days, you're fine ...