Bir çay keyfi sırasında aklıma gelen bir şey beni bile güldürdü:
Şöyle düşündüm, mesela bir İngilize desem ki '1916-1918 arası Türk gizli servisinin kullandığı birisi kitap yazdı, sizlere karşı çok düşmanca...bir sürü uydurma bilgiyle dolu, adını da 'bilgeliğin yedi sütunu' koydu, kendi rolünü tecavüz yalanları bile ekleyip iyice abarttı, bizim Türk tarihçiler ve dünya tarihçileri son yıllarda bu adamın yazdıklarının bir çok yalan içerdiğini ispatladı açılan arşivlerdeki yıllarca gizli tutulmuş belgelere ulaşarak ve bu kitap tarihsel bir çalışma değil edebi bir kurgu dedi....işte şimdi bu kitabı siz İngilizce yayınlayacaksınız ve kitap önemli gazetelerinizdeki köşe yazarlarından kendini aydın gören bir gruba kadar hayranlıkla karşılanacak, bilgeliğin sırları diye reklamı yapılacak...'
Adam bana 'git işine, deli misin sen der' ve haklı da olur.
Şöyle düşündüm, mesela bir İngilize desem ki '1916-1918 arası Türk gizli servisinin kullandığı birisi kitap yazdı, sizlere karşı çok düşmanca...bir sürü uydurma bilgiyle dolu, adını da 'bilgeliğin yedi sütunu' koydu, kendi rolünü tecavüz yalanları bile ekleyip iyice abarttı, bizim Türk tarihçiler ve dünya tarihçileri son yıllarda bu adamın yazdıklarının bir çok yalan içerdiğini ispatladı açılan arşivlerdeki yıllarca gizli tutulmuş belgelere ulaşarak ve bu kitap tarihsel bir çalışma değil edebi bir kurgu dedi....işte şimdi bu kitabı siz İngilizce yayınlayacaksınız ve kitap önemli gazetelerinizdeki köşe yazarlarından kendini aydın gören bir gruba kadar hayranlıkla karşılanacak, bilgeliğin sırları diye reklamı yapılacak...'
Adam bana 'git işine, deli misin sen der' ve haklı da olur.