Biraz da ben sallayayım, her 2 uca da gitsin.
Tıraş öncesi ılık suyla yüz yıkamak dışında yaptığım her şey bende problem yaratıyor. Sıcak su görmüş ve kendini salmış bir cilt hem ekstra hassas, hem de çok savunmasız. Her türlü tahrişe yatkın. Preshave sürmek filan hepsi hikaye. Duş sonrası tıraş olmak bana her zaman ızdırap verici sonuçlar veriyor, en koruyucu sabunda bile. Ilık suyla ovuşturup yüzde uzunca bir köpürtme (1,5 bazen 2 dk filan) bende en fazla fayda sağlıyor. Sakallar nispeten suyu-köpüğü yemiş, cilt ise gergin. Mis... Hatta soğuk suyla tıraş öncesi hazırlık yapıp cildi gererek daha iyi sonuçlar aldığını söyleyenlerin sayısı hiç az değil, araştırın. Ben sakalın kendini salıp cildin nispeten sabit kalmasını istediğim için ılık su kullanıyorum.
Duştan çıkınca cilt kendini iyice saldığından ve bütün yağdan arındığından (bi de karma cildin varsa) en ufak müdahalede tahriş oluyor ve sürekli elime sakal geliyor. Atg xtg tıraş olup da yüzüm sakallarla birlikte soğuyup geri çekildiğinde de mermer gibi kalıyor, batık kaçınılmaz. Hiç denenmemesi gereken xtg ise boyun altı sıfır açılı sakallar için gerekiyor.
Sabun koruyuculuk açısından çok ama çok önemli. Sabuna yatırım yapın, bir de en uygun fırçaya. Geri kalanı cildinize göre karar vereceksiniz... sakalı da fırça dışında bir şey adam etmez. Sakalın altına köpüğü sokan tek şey fırçadır. Yoksa suyla sakal kaldırmak diye bir şey yok. O sebeple bol kimyasallı jeller daha güzelmiş gibi gelir.
Yani, tıraş koşullarını cildinize göre hazırlayın. Doğrusu yok bu işin. Fırça ve sabun en büyük arkadaşınız, geri kalanı sizin ustalığınız...
Eski bir üye olarak ben de forumun fazlasıyla değişmiş olduğunu söyleyebilirim. Denemekten çok tüketime yönelmiş bir hava hakim... (Kimseye dokundurmuyorum)
Tıraş öncesi ılık suyla yüz yıkamak dışında yaptığım her şey bende problem yaratıyor. Sıcak su görmüş ve kendini salmış bir cilt hem ekstra hassas, hem de çok savunmasız. Her türlü tahrişe yatkın. Preshave sürmek filan hepsi hikaye. Duş sonrası tıraş olmak bana her zaman ızdırap verici sonuçlar veriyor, en koruyucu sabunda bile. Ilık suyla ovuşturup yüzde uzunca bir köpürtme (1,5 bazen 2 dk filan) bende en fazla fayda sağlıyor. Sakallar nispeten suyu-köpüğü yemiş, cilt ise gergin. Mis... Hatta soğuk suyla tıraş öncesi hazırlık yapıp cildi gererek daha iyi sonuçlar aldığını söyleyenlerin sayısı hiç az değil, araştırın. Ben sakalın kendini salıp cildin nispeten sabit kalmasını istediğim için ılık su kullanıyorum.
Duştan çıkınca cilt kendini iyice saldığından ve bütün yağdan arındığından (bi de karma cildin varsa) en ufak müdahalede tahriş oluyor ve sürekli elime sakal geliyor. Atg xtg tıraş olup da yüzüm sakallarla birlikte soğuyup geri çekildiğinde de mermer gibi kalıyor, batık kaçınılmaz. Hiç denenmemesi gereken xtg ise boyun altı sıfır açılı sakallar için gerekiyor.
Sabun koruyuculuk açısından çok ama çok önemli. Sabuna yatırım yapın, bir de en uygun fırçaya. Geri kalanı cildinize göre karar vereceksiniz... sakalı da fırça dışında bir şey adam etmez. Sakalın altına köpüğü sokan tek şey fırçadır. Yoksa suyla sakal kaldırmak diye bir şey yok. O sebeple bol kimyasallı jeller daha güzelmiş gibi gelir.
Yani, tıraş koşullarını cildinize göre hazırlayın. Doğrusu yok bu işin. Fırça ve sabun en büyük arkadaşınız, geri kalanı sizin ustalığınız...
(14/01/2018, Saat: 23:02)Fallschirmjäger Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Ben 7 senedir forumun bir naçizane üyesi olarak kişisel tecrübelerimi paylaşmak istedim galiba buna da hakkım vardır.
Eski bir üye olarak ben de forumun fazlasıyla değişmiş olduğunu söyleyebilirim. Denemekten çok tüketime yönelmiş bir hava hakim... (Kimseye dokundurmuyorum)