28/03/2019, Saat: 10:36
(28/03/2019, Saat: 00:36)dr_green Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bu komşu da bizim meslekten galiba birden cerrahi "travmaya akut yanıt" dersi gibi oldu burası
Mantıklı komşum, katılmamak mümkün değil
Patoloğum komşum.
(28/03/2019, Saat: 00:42)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Süreyle alakası yok, teknik geliştikçe el oturuyor, baskı azalıyor, kesim açısı sabitleniyor, yüz ve sakal tanınmış olup nasıl davranılacağı tecrübe edinmiş oluyor. Yoksa aynı tıraşı uzun uzadıya ama yavaşca fkat yine bu kazanılmış özelliklerle yapmanın bize bir negatif etkisi olmak, aksine hızlı tıraş olmak adına acele etmek istemdışı baskı ve açı bozulmasını beraberinde getirir, ilaveten köpe cildi hazırlaması için daha az zaman tanınmış olur ve bu şekilde kolayca ufak kesikler veya jilet yanıkları oluşabilir.
Dolayısıyla tıraş süresinin tahrişle doğrudan bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum. Olay tamamen nasıl tıraş olduğunuzla alakalı.
Komşum aslında tahriş biraz abartılı kullanım oldu. Yani tahriş ile de alakası olabileceğini hala düşünüyorum ama etkinin büyüğü dediğiniz gibi teknikte.
Ama tıraş sonrası kızarıklık ve kaşıntı hissi ile hele de biraz hassas bir cildiniz varsa sürenin ilişkili olmama ihtimali yok diye düşünüyorum.
Mesela benim cildim hiç tahriş olmaz rengi dolayısıyla kızarıyorsa da belli olmaz ama alerjik olmadığım halde çok kaşınırım ve arttığı zamanlarda soğuk suyun altına tutarak kaşıntıyı önlüyorum. Bu dediklerim de aklıma son 10-15 tıraştır hiç yaşamadığım tıraş sonrası kaşıntı hissi olunca geldi. Düşününce tek değişiklik olarak tıraş sonrası fırçaların temizliği ile uğraşıp yüzümü yıkamayı çok geciktirdiğimi farkettim. Oradan böyle bir bağlantı kurdum.
Hayat amacım: her şey hakkında bir şeyi, bir şey hakkında her şeyi öğrenmek!