11/12/2019, Saat: 10:38
https://www.sozcu.com.tr/2019/ekonomi/er...r-5502132/
Yatırımların rotasını yurtdışına çeviren perakende sektöründe, ayakkabı şirketlerinden sonra şimdi de ikinci konkordato dalgasının erkek hazır giyiminde yaşanması bekleniyor.
Erkek giyim de darboğaza giriyor
Kur krizinin başladığı 2018'de ayakkabı şirketlerindeki finansal sıkıntılarla sarsılan perakende sektöründe, ikinci konkordato dalgasının erkek hazır giyim şirketlerinde yaşanması bekleniyor. İlk 9 ayda gıda şirketlerinin ardı ardına mağaza açması ile yüzde 5'lik büyümeye ulaşan sektörde hazır giyim şirketleri rotasını yurtdışına çevirmişti. Sektör temsilcileri kriz ile birlikte ilk frene basılan alanın takım elbise ve erkek hazır giyimi olduğuna dikkat çekerken, gelecek 2 yıl boyunca bu alandaki şirketlerin darboğaza girebileceğini vurguladı.
2021 SONUNU GÖREMEZLER
Perakende İnovasyon Forumu'nda bir araya gelen sektörün önde gelen isimleri 2020'ye dair hedeflerini ve öngörülerini açıkladı. Hazır giyim sektörünün kârlı olmaktan çıktığına işaret eden Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, Türkiye ekonomisinde çizilen pembe tablonun sektöre yansımadığını dile getirdi. Kiğılı, Türkiye'de en çok para getiren ve kârlı alan olarak öne çıkan takım elbise satışlarının baş aşağı indiğine dikkat çekerek, “Ayakkabı sektörü çöktü. Konkordatolar aldı başını gidiyor. Ayakkabı sektöründe on binlerce insan iflas noktasına geldi. Şimdi erkek giyim sektörü darboğaza giriyor. Erkek giyim markalarının büyük bölümü 2021 sonunu göremez” değerlendirmesini yaptı.
KRİZDEN SONRA TAKIM ELBİSE SATIŞLARI frene bastı
Sektör temsilcileri, geçen yılki kur krizinden sonra en çok kâr getiren takım elbise satışlarının düştüğünü söyledi.
TÜRKİYE'DE YATIRIM HEDEFİ YOK
Kiğılı, artık Türkiye'de yatırım yapacak yerin kalmadığını da dile getirdi. “Yapacağımız kadar yapmışız, gelebileceğimiz yere geldik. Türkiye'de perakendecilerin gidecekleri yer kalmadı. Ben 70 ilde Ziraat Bankası gibiyim, sabah açıp akşam kapatıyorum” diyen Kiğılı, yurtdışı yatırımlarından memnun olduklarını belirtti.
Kiğılı, Türkiye'deki alışveriş merkezi (AVM) enflasyonuna da değinerek, bir markanın AVM'deki sadece kira ve ortak alan giderinin yüzde 20'yi aştığını belirtti. Kiğılı, artık kâr etmeyen mağazayı kapattıklarını açıklayarak, “Gelecek dönemde her yıl 3-5 yeni AVM açılır, aşağı yukarı 15-20 AVM de ya şehir hastanesi ya da okul, üniversite olur” şeklinde konuştu.
Vahap Küçük
500 kişilik istihdama 7 bin kişilik başvuru
TÜrkiye'nin en büyük hazır giyim şirketlerinden LCW Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük de, krizin ilk etkisinin hazır giyimde görüldüğünü, yatırımlarında ise işsizlik sorununu gördüklerini belirtti. “2018 Ağustos'unda Türkiye'de kriz oldu. İlk frene basan erkek giyimi oldu” diye konuşan Küçük, şöyle devam etti:
“2020'de yurtdışı satışlar toplam satışların yüzde 45-50'sine gelecek. Yurtdışı satışları neredeyse toplamın yarısına geldi. Bin mağazaya yakında geliriz. Erzurum'da fabrika açma kararı verdik, bir günde 7 bin kişi iş için müracaat etti. Eğer bu kadar başvuru oluyorsa demek ki biz bazı şehirleri gözardı etmişiz, devletimiz göz ardı etmiş demektir. Bir nebze katkı sağlayabiliyorsak ne mutlu bize.”
Yatırımların rotasını yurtdışına çeviren perakende sektöründe, ayakkabı şirketlerinden sonra şimdi de ikinci konkordato dalgasının erkek hazır giyiminde yaşanması bekleniyor.
Erkek giyim de darboğaza giriyor
Kur krizinin başladığı 2018'de ayakkabı şirketlerindeki finansal sıkıntılarla sarsılan perakende sektöründe, ikinci konkordato dalgasının erkek hazır giyim şirketlerinde yaşanması bekleniyor. İlk 9 ayda gıda şirketlerinin ardı ardına mağaza açması ile yüzde 5'lik büyümeye ulaşan sektörde hazır giyim şirketleri rotasını yurtdışına çevirmişti. Sektör temsilcileri kriz ile birlikte ilk frene basılan alanın takım elbise ve erkek hazır giyimi olduğuna dikkat çekerken, gelecek 2 yıl boyunca bu alandaki şirketlerin darboğaza girebileceğini vurguladı.
2021 SONUNU GÖREMEZLER
Perakende İnovasyon Forumu'nda bir araya gelen sektörün önde gelen isimleri 2020'ye dair hedeflerini ve öngörülerini açıkladı. Hazır giyim sektörünün kârlı olmaktan çıktığına işaret eden Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, Türkiye ekonomisinde çizilen pembe tablonun sektöre yansımadığını dile getirdi. Kiğılı, Türkiye'de en çok para getiren ve kârlı alan olarak öne çıkan takım elbise satışlarının baş aşağı indiğine dikkat çekerek, “Ayakkabı sektörü çöktü. Konkordatolar aldı başını gidiyor. Ayakkabı sektöründe on binlerce insan iflas noktasına geldi. Şimdi erkek giyim sektörü darboğaza giriyor. Erkek giyim markalarının büyük bölümü 2021 sonunu göremez” değerlendirmesini yaptı.
KRİZDEN SONRA TAKIM ELBİSE SATIŞLARI frene bastı
Sektör temsilcileri, geçen yılki kur krizinden sonra en çok kâr getiren takım elbise satışlarının düştüğünü söyledi.
TÜRKİYE'DE YATIRIM HEDEFİ YOK
Kiğılı, artık Türkiye'de yatırım yapacak yerin kalmadığını da dile getirdi. “Yapacağımız kadar yapmışız, gelebileceğimiz yere geldik. Türkiye'de perakendecilerin gidecekleri yer kalmadı. Ben 70 ilde Ziraat Bankası gibiyim, sabah açıp akşam kapatıyorum” diyen Kiğılı, yurtdışı yatırımlarından memnun olduklarını belirtti.
Kiğılı, Türkiye'deki alışveriş merkezi (AVM) enflasyonuna da değinerek, bir markanın AVM'deki sadece kira ve ortak alan giderinin yüzde 20'yi aştığını belirtti. Kiğılı, artık kâr etmeyen mağazayı kapattıklarını açıklayarak, “Gelecek dönemde her yıl 3-5 yeni AVM açılır, aşağı yukarı 15-20 AVM de ya şehir hastanesi ya da okul, üniversite olur” şeklinde konuştu.
Vahap Küçük
500 kişilik istihdama 7 bin kişilik başvuru
TÜrkiye'nin en büyük hazır giyim şirketlerinden LCW Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük de, krizin ilk etkisinin hazır giyimde görüldüğünü, yatırımlarında ise işsizlik sorununu gördüklerini belirtti. “2018 Ağustos'unda Türkiye'de kriz oldu. İlk frene basan erkek giyimi oldu” diye konuşan Küçük, şöyle devam etti:
“2020'de yurtdışı satışlar toplam satışların yüzde 45-50'sine gelecek. Yurtdışı satışları neredeyse toplamın yarısına geldi. Bin mağazaya yakında geliriz. Erzurum'da fabrika açma kararı verdik, bir günde 7 bin kişi iş için müracaat etti. Eğer bu kadar başvuru oluyorsa demek ki biz bazı şehirleri gözardı etmişiz, devletimiz göz ardı etmiş demektir. Bir nebze katkı sağlayabiliyorsak ne mutlu bize.”