Efendim
Tıraş olmayı sevmem, sebebi ustura gibi bir aletin anlamına yeni vakıf olmam. Artık yaş da geçti. kullan-at plastik jiletleri oldum olası sevmem.
Akademisyen olunca (dekan) kimse de bana karışmayınca filan ben de tıraş olmuyorum. Tombik yanaklarım var. Ve çok sert sakal kıllarım. Hatta yerini benim bildiğim (koordinat verebilirim) 0.9 uç kalınlığında bir kılım var. Bazen kaşınıyor rahatsız ediyor. (Birkaç kılın birleşmesi belli) bir bakıyorum kıl dönmesi oldu olacak.
Sakalım Burçak reklamındaki buğday başakları gibi çoğunlukla yön değiştiriyor. beceremiyorum. Sevmemem ondandır. Bir de dediğim gibi usturayı bilmemek. Tadında yumuşak mis gibi kokan sakal sabunu, hoş bir fırça filan hatta tadında bırakılmış sıcak su filan bunlara iyi bir berberin koltuğunda tüm tıraş boyunca ufaktan uyuklama. Bunlar var ya...
neyse benimkisi şımarıklık.
Kitabı okursanız sevinirim. Ancak ha-şa reklam değil bu. Nasıl inandırırım sizi.
Ancak şöyle. SİZE İHTİYACIM VAR BENİM. Okuyucu olarak değil uzmanlar olarak. Okursanız da çok sevinirim ayrı mesele. Kim yazdığının okunmasını istemez ki. Komiktir. Usturanın kerameti kitabın sonunda çıkar.
Kitabın ismi ustura olmayacaktı. Fakat diğer isimleri yayıncı beğenmedi. Şimdi ben de ustura olsun dedim. Onu da beğenmedi. kadınlar almazmış. Almıyorlar tabii. Onlar şak meşk filan seviyorlar. Ustura diye kitap ismi mi olurmuş? Neyse ancak bu da gairp bir roman zaten.
Sizi temin ederim ilk 50 sayfayı geçerseniz bırakamazsınız.:-))9
Şimdi kendimi öevmeyi bırakayım. Forumu okudum da okudum. örneğin şam çeliğinden pakistan temelli usturalarda iş yok demişsiniz. ben zaten onla ihiç tıraş olmadığımdan 1800'lü yıllarda olanla haşı neşir olduğumdan önemli.
Bir tane satın aldım. Ebay'den 50 -55 usd verdim. Amaç kitabın kapağını çizmekti.
Şimdi kitabın ikinci cildini yazıyorum. O ustura ile başlayacak. Bu kitap bir dizi aslında. Bir okusanız komik momik.
neyse ikincisinin ismini "yatağan" ya da "kayış" koymak istiyorum. Fakat daha ikinci cilt bitmedi. Az kaldı ama bitmedi.
Size usturalar hakkında bazı şeyler sormak istiyorum.
Bu arada ayasofya jenerik olmuş. Aya irini'ye o zamanlar öyle denmezmiş. Ayasofya hem Ayasofya olmuş. Uzun yıllar cami olarak kullanıldığı için. Ancak bazı mimarlık tarihçileri Aya sofya yazar. Aziz Hikmet demektir.
https://pbs.twimg.com/media/BeDjBuQCEAAWlcK.jpg
Bu usturayı ben çizdim. Umarım beğenirsiniz. Buradan soru sormam forum kurallarına aykırı değilse sorayım izninizle.
Teşekkürler.
Tıraş olmayı sevmem, sebebi ustura gibi bir aletin anlamına yeni vakıf olmam. Artık yaş da geçti. kullan-at plastik jiletleri oldum olası sevmem.
Akademisyen olunca (dekan) kimse de bana karışmayınca filan ben de tıraş olmuyorum. Tombik yanaklarım var. Ve çok sert sakal kıllarım. Hatta yerini benim bildiğim (koordinat verebilirim) 0.9 uç kalınlığında bir kılım var. Bazen kaşınıyor rahatsız ediyor. (Birkaç kılın birleşmesi belli) bir bakıyorum kıl dönmesi oldu olacak.
Sakalım Burçak reklamındaki buğday başakları gibi çoğunlukla yön değiştiriyor. beceremiyorum. Sevmemem ondandır. Bir de dediğim gibi usturayı bilmemek. Tadında yumuşak mis gibi kokan sakal sabunu, hoş bir fırça filan hatta tadında bırakılmış sıcak su filan bunlara iyi bir berberin koltuğunda tüm tıraş boyunca ufaktan uyuklama. Bunlar var ya...
neyse benimkisi şımarıklık.
Kitabı okursanız sevinirim. Ancak ha-şa reklam değil bu. Nasıl inandırırım sizi.
Ancak şöyle. SİZE İHTİYACIM VAR BENİM. Okuyucu olarak değil uzmanlar olarak. Okursanız da çok sevinirim ayrı mesele. Kim yazdığının okunmasını istemez ki. Komiktir. Usturanın kerameti kitabın sonunda çıkar.
Kitabın ismi ustura olmayacaktı. Fakat diğer isimleri yayıncı beğenmedi. Şimdi ben de ustura olsun dedim. Onu da beğenmedi. kadınlar almazmış. Almıyorlar tabii. Onlar şak meşk filan seviyorlar. Ustura diye kitap ismi mi olurmuş? Neyse ancak bu da gairp bir roman zaten.
Sizi temin ederim ilk 50 sayfayı geçerseniz bırakamazsınız.:-))9
Şimdi kendimi öevmeyi bırakayım. Forumu okudum da okudum. örneğin şam çeliğinden pakistan temelli usturalarda iş yok demişsiniz. ben zaten onla ihiç tıraş olmadığımdan 1800'lü yıllarda olanla haşı neşir olduğumdan önemli.
Bir tane satın aldım. Ebay'den 50 -55 usd verdim. Amaç kitabın kapağını çizmekti.
Şimdi kitabın ikinci cildini yazıyorum. O ustura ile başlayacak. Bu kitap bir dizi aslında. Bir okusanız komik momik.
neyse ikincisinin ismini "yatağan" ya da "kayış" koymak istiyorum. Fakat daha ikinci cilt bitmedi. Az kaldı ama bitmedi.
Size usturalar hakkında bazı şeyler sormak istiyorum.
Bu arada ayasofya jenerik olmuş. Aya irini'ye o zamanlar öyle denmezmiş. Ayasofya hem Ayasofya olmuş. Uzun yıllar cami olarak kullanıldığı için. Ancak bazı mimarlık tarihçileri Aya sofya yazar. Aziz Hikmet demektir.
https://pbs.twimg.com/media/BeDjBuQCEAAWlcK.jpg
Bu usturayı ben çizdim. Umarım beğenirsiniz. Buradan soru sormam forum kurallarına aykırı değilse sorayım izninizle.
Teşekkürler.