19/03/2012, Saat: 16:14
yeter ki istek olsun kaliteli yaşamak için. çok güzel anlattınız markaları hakikaten insan heves ediyor ama ne beyoğlu daha doğrusu "cadde-i kebir" artık cadde-i kebir, ne de selamlaşmanın tadı o zamanki tat. böyle ufak mutluluklar ile kendimizi avutmaya çalışıyoruz.
zihninizde böyle birşey canlandırabilmek pek sevindirdi beni.
selamlar.
zihninizde böyle birşey canlandırabilmek pek sevindirdi beni.
selamlar.
(19/03/2012, Saat: 15:36)retrojunkie Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Üstad şu güzel incelemenin üstüne aklımda -benim için- neredeyse kusursuz olabilecek bir gün tasarlandı kendiliğinden
Sabah uyanıp klasik beyaz Duru sabunla yapılan güzel bir duştan sonra alüminyum tıraş tasına sıcak suyu koyup arko'yu köpürterek etrafa buram buram o nostaljik kokusunu yaydıktan sonra bu jileti aynen üretildiği yıllardaki ekipmanlarla kullanarak sinekkaydı tıraş olup, Rebul aftershave ile de noktayı koyduktan sonra saçları Necipbey briyantinle bir güzel tarayacaksın. Süslenme işi bittikten sonra da Nuri Lef Lef boya ve şeffaf cila ile parlatılmış ayakkabıları giyip vuracaksın kendini Beyoğlu'na...
Eskiden o imkansızlıkların içinde bile insanlar ne kadar kaliteli yaşıyormuş değil mi?