Bic Chrome Platinum

[pilotic]

Bic Chrome Platinum - İnceleme

Üretim Yeri : Yunanistan
Ambalaj : 5'li karton paket içinde her bir jilet tek kat yağlı kağıda sarılı
Fiyat : 1,5 TL ( = $0,43 = €0,36 )

Sakallarım sert ve bence jilet düşmanı. Sıklık normal denebilir (Beşiktaş eski teknik direktörü Slaven Bilic'inki kadar veya belki bir tık daha fazla sıklıkta diyeyim. Daha açıklayıcı olsun. Şu linkten Bilic'in sakalını görebilirsiniz http://www.lodoshaber.com/wp-content/upl.../bilic.jpg ).Öncesinde kullandığım Mach3, Blue3 gibi kullan at jiletlerle aylarca tıraş olduklarını söyleyenleri çok duydum ama çok zorlamama rağmen 10 kez bile üst üste aynı kullan-at jiletle tıraş olabildiğimi hatırlamıyorum. 3-4 seferde konforunu kaybetmeye başlıyor ve 5.-6 seferde tıraşı keyifsiz hale getirecek kadar köreliyor bu bıçaklar benim sakalımda. Yaprak jiletler için de benzer durum söz konusu. 3-4 tıraşı henüz geçemedim. Belki de ben keyfime fazla düşkünüm. Yorum sizin...

Ön bilgilendirmeden sonra gelelim inceleme kısmına.
Sakal Sertliği : 8/10
Sakal Sıklığı : 7/10

Jilet fotoğrafta görüldüğü gibi 5'li karton kutuda satılıyor ve kutunun içinde tek kat yaprak kağıda sarılı şekilde çıkıyor. Burada eklenmesi gereken bir şey: bazılarımız yağlı kağıttan jilete bulaşan yapıştırıcıdan rahatsız oluyor. Bu jilette öyle birşey yok. Çok az miktarda yapıştırıcı yağlı kağıdı birbirine yapıştırmak için kullanılmış, jilete bir yapıştırıcı teması söz konusu değil. Bu konuyu önemseyenler için faydalı olabilir.

Jiletle 1-2 günlük sakalla her seferinde 3,5 perde (3 perde artı rötuş şeklinde) tıraş oldum. Tıraştan önce yüzümü su ile yıkayıp bir iki dakika bekledim.

Tıraş Aleti : Rimei A2002 (Başka bir makinem olmadığı için böyle testlerde sonuçların daha tutarlı olmasını sağlıyor )
Sabun : Arko

Ömür : Jiletle ters düz etmeme ve bir sonraki tıraştan önce elde basit bileme yapmama rağmen 3 kez tıraş olabildim. 4. tıraşı olmayı düşünmüyorum ki zaten atık jilet kutusunun içindeki yerini çoktan aldı bile. Kullandığım diğer jiletlerle kıyasladığımda ömür konusunda ortalama diyebilirim. (6/10)

Keskinlik : Yaprak jiletle tıraşa yeni başladığım için diğer bileşenler sabit kalmak kaydıyla elime geçirdiğim her jileti deniyorum. Bunların arasında tıraşın ortasında değiştirmek zorunda kaldığım jiletler oldu. Onlara kıyasla iyi, fakat daha keskin (ya da Rimei ile daha keskin davranan) jiletler kullandım. Bu açıdan baktığımda keskinliği de ortalama bir jilet. Fakat 3. tıraşta keskinliğin azalması kendini bariz şekilde belli ediyor. (6/10)

Konfor : Kullan-at bıçaktan yaprak jilete geçen bir çok kişinin yaptığı ortak hata jileti bastırmak oluyor ve sonucunda tahriş, jilet yanığı gibi sıkıntılar yaşıyorlar. Geçen haftaya kadar çok farkında değildim ama ben de benzer problemler yaşıyormuşum. Yaşıyormuşum diyorum çünkü kullan-atla tıraş olurken de benzer şeyler yaşıyordum ve bana normal geliyordu. 1 metre uzaktan bakınca suratımda herhangi bir sıkıntı görünmemesine rağmen, yakından bakınca bayağı bir tahriş ettiğimi gördüm. Aletin açısını biraz daha tutturmaya çalışarak ve baskıyı olabildiğince azaltarak bir de fazla yakın tıraş sevdasından şu an için vazgeçerek bu sorunun önüne geçtim.

Burada asıl gelmek istediğim nokta şu: Yeni başlayanlar aleti bastırıyorlar evet. Fakat kendi adıma bunun iki tane ana sebebi var. Birincisi kullan-attan kalma alışkanlık. Kullan-atlar etrafındaki korumalarla, kaygan bantlarla, oynar başlıklarıyla vs. bayağı bir koruma sağlıyorlar ve ne kadar bastırırsanız bastırın tahriş konusunda kullanıcıya önemli ölçüde koruma sunuyorlar. Klasik tıraş aletlerinde fazla bastırıldığında oynar başlık vb. koruma olmadığından ve acemilikle yapılan açı hatalarından mikron seviyesinde dahi olsa jilet derinin içine giriyor ve her çekişte sakalla birlikte deriyi de alıp götürüyor. Bu da tahriş ve jilet yanıklarına neden oluyor. İkinci sebep ise uygun alet-jilet(ve hatta belki sabun) kombinasyonunu bulamamış olmaları. Jiletlerin üreticiden üreticiye değişen çelik tipleri, kaplama tipleri, sertlikleri, bilenme açıları var. Tıraş aletinin de tasarımı gereği jileti tutuş açısı ve mesafesi var. Bizim de sakal sıklığı, sertliği, cilt tipi gibi değişkenlerimiz var. Bu nedenle henüz yolun başında iken bütün doğruların bir araya getirilmesi pek mümkün olmadığından yaşanıyor sıkıntıların büyük kısmı. Nitekim birbirine uygun olmayan, ya da birbirine uygun olsa dahi kesilecek sakala uygun olmayan alet ve jilet bir araya geldiğinde o sakalı kesmiyor. Kesmeyince kişi daha çok bastırma ihtiyacı hissediyor. Bastırınca tahriş oluyor... Derken müthiş bir kısır döngü başlıyor. Buraya denemeler sırasında fazla ısrarcı olmayıp herkesin kendisi için en konforlusunu arayıp bulmasında yarar var diye düşünüyorum.

Mesela bende jilet sakalı kesmeyince bastırmazsam zıplaya zıplaya gidiyor suratımda. Burada çözümü bastırmak yerine açıyı az birşey değiştirip uzak tıraşa razı olmak olarak buldum. En azından sıfıra yakın tahriş.

Gevezelikle fazla uzattım tekrar konfor konusuna geleyim. Konfor konusunda hiç fena bir jilet değil. Sıfıra yakın tahriş yaşadım. Kesik vb. sıkıntılar çıkartmadı. (7/10)

Sonuç : Orta sertlikte veya yumuşak yahut seyrek sakalı olanların 3-4 sefer rahatlıkla kullanabilecekleri konforlu, orta keskinlikte ve hesaplı bir jilet. Bir Başka bir tıraş aleti alınca tekrar denemek isterim. O zamana kadar da her bir yüzünü bir tıraşta kullanmak üzere zaman zaman kullanacağım.

Ortalama : 6,34/10