18/11/2015, Saat: 01:14
Üniversite yıllarımı kirli sakalın büyüsüne kapılarak geçirdim. Sakallar çığırından çıkmaya başladıkça zamanında halamın Almanya'dan getirdiği braun traş makinası ile küçük dokunuşlar yaparak traş oldum saydım kendimi. Bir damla sudan sakındığım makinada günün birinde "washable" yazısını gördüğümde kahrolmuştum.
Derken askere gittim ve günübirlik traşın ilk çilesini derby samurai ile yaşadım. Kıl tahliyesinin mümkün olmadığı bir makineydi. Lavaboya vurdukça kafası sağa sola zıplayarak düşerdi. Suyun altına tutmakla da hiç birşey değişmiyordu. Daha sonra badimin tavsiyesi ile kullan-at gillette blu 3'e terfi ettim. Daha oturaklı, temizliği kolay, bıçakları uzun süre dayanan bir makineydi. Derby'nin mentollü köpüğü ile iyi bir ikili oldular. Askerlikten sonra iş hayatına atıldık. Olaya biraz daha profesyonellik katalım dedim ve gittim blu 3'ün sapını aldım. Aydan aya 6'lı bıçak kutusu alarak haftaları, ayları geçirdim. Bu arada içine su doldurduğum küçük bir kabın içinde makineyi çalkaladıkça tıkanan başlıkların gayet güzel temizlendiğini ve sudan tasarruf yapmanın zevkini keşfettim.
Gel zaman git zaman büyük bir marketin bakım reyonunda "oo güzel fırça" diyerek aldığım sentetik kıllı klasik banat fırça ve yanıbaşında dikilen "baya ucuzmuş bu" diyerek dikkat kesildiğim arko traş sabunu ile geleneksel traşa doğru adım adım yaklaşmaktaydım. "Şu aftershave olayına da bi yorum katmak lazım" diye düşündüğüm bir günün gecesinde karşıma Geltir çıktı.
Traşa dair ne varsa aşkla şevkle paylaşımda bulunan üyeleriyle madene düşmüş gibi hissettim. Gizlice berber salonlarında toplanıp ayin yapar gibi traş olduklarını düşündüğüm bu topluluğa uzaktan uzağa dikkat kesildim. Söyleyecek pek birşeyim olmadığından bol bol okudum.
DE, FS, WS, EJ'ler havada uçuşuyor knot, backbone, mild, lathering, 26mm'lerden geçilmiyordu ortalık. "Arkadaş ne kadar uzun olabilir ki herkes biliyormuşcasına kısaltarak yazıyosunuz şunları" diye sitemlerde bulunarak, gözlerim kızararak araştırdım ve okumaya devam ettim.
Traş formu okuyarak sabahlamak da varmış bu hayatta. Her girişimde yeni birşey öğrendim. Ki "tasa sabun basma" olayı bunlardan sonuncusu.
Daha fazla dayanamadım ve bir hafta önce sipariş verdim. Wilkinson sword classic makine ve mavi astra ile geltir'e merhaba diyorum. Fırçam hala banat sentetik. Daha önce defalarca baktığım "porsuk kılı fırça" konularından sonra kendimi aliexpress'ten 46$'lık Frank Shaving siparişi verecekken buldum ve niyeyse her seferinde vazgeçtim. Derken yerli gururumuz "Tipsoft"'u keşfettim Herkesin ağzından bal damlıyor. Yetkili arkadaş ile görüştüm, fiyat alır almaz siparişimi vereceğim. İlk traşımı dün oldum. Bir kaç sorum olacak şimdi;
1 - Yüzüm ciddi şekilde yandı traştan sonra. Bu klasik traşa geçişin ilk sancısı mı yoksa sentetik fırçanın çirkin yüzü mü? Bu duyguyu silecek ve "traş olmak ne güzel şey be" dedirtecek sağlam bir aftershave krem-kolonya tavsiyeniz var mı?
2 - Bu işin normali 3 perdelik traş mıdır? Sakalları aşağıdan yukarı doğru kesmenin pek matah olmadığına dair şeyler söylenir yıllardır. Bunun aslı astarı var mıdır?
3 - Berberlerin iple-çakmakla müdahale ettiği yanaklardaki kılları ne yapıyoruz? Oralara da bıçak vursak olur mu? Vursak ne olur?
Biraz uzun tuttuğum bu tanışma mesajını sabırla okuyan, şu güzel ortamı bilgisiyle tecrübesiyle dolduran tüm geleneksel traşsever arkadaşlarımı selamlıyorum.
Derken askere gittim ve günübirlik traşın ilk çilesini derby samurai ile yaşadım. Kıl tahliyesinin mümkün olmadığı bir makineydi. Lavaboya vurdukça kafası sağa sola zıplayarak düşerdi. Suyun altına tutmakla da hiç birşey değişmiyordu. Daha sonra badimin tavsiyesi ile kullan-at gillette blu 3'e terfi ettim. Daha oturaklı, temizliği kolay, bıçakları uzun süre dayanan bir makineydi. Derby'nin mentollü köpüğü ile iyi bir ikili oldular. Askerlikten sonra iş hayatına atıldık. Olaya biraz daha profesyonellik katalım dedim ve gittim blu 3'ün sapını aldım. Aydan aya 6'lı bıçak kutusu alarak haftaları, ayları geçirdim. Bu arada içine su doldurduğum küçük bir kabın içinde makineyi çalkaladıkça tıkanan başlıkların gayet güzel temizlendiğini ve sudan tasarruf yapmanın zevkini keşfettim.
Gel zaman git zaman büyük bir marketin bakım reyonunda "oo güzel fırça" diyerek aldığım sentetik kıllı klasik banat fırça ve yanıbaşında dikilen "baya ucuzmuş bu" diyerek dikkat kesildiğim arko traş sabunu ile geleneksel traşa doğru adım adım yaklaşmaktaydım. "Şu aftershave olayına da bi yorum katmak lazım" diye düşündüğüm bir günün gecesinde karşıma Geltir çıktı.
Traşa dair ne varsa aşkla şevkle paylaşımda bulunan üyeleriyle madene düşmüş gibi hissettim. Gizlice berber salonlarında toplanıp ayin yapar gibi traş olduklarını düşündüğüm bu topluluğa uzaktan uzağa dikkat kesildim. Söyleyecek pek birşeyim olmadığından bol bol okudum.
DE, FS, WS, EJ'ler havada uçuşuyor knot, backbone, mild, lathering, 26mm'lerden geçilmiyordu ortalık. "Arkadaş ne kadar uzun olabilir ki herkes biliyormuşcasına kısaltarak yazıyosunuz şunları" diye sitemlerde bulunarak, gözlerim kızararak araştırdım ve okumaya devam ettim.
Traş formu okuyarak sabahlamak da varmış bu hayatta. Her girişimde yeni birşey öğrendim. Ki "tasa sabun basma" olayı bunlardan sonuncusu.
Daha fazla dayanamadım ve bir hafta önce sipariş verdim. Wilkinson sword classic makine ve mavi astra ile geltir'e merhaba diyorum. Fırçam hala banat sentetik. Daha önce defalarca baktığım "porsuk kılı fırça" konularından sonra kendimi aliexpress'ten 46$'lık Frank Shaving siparişi verecekken buldum ve niyeyse her seferinde vazgeçtim. Derken yerli gururumuz "Tipsoft"'u keşfettim Herkesin ağzından bal damlıyor. Yetkili arkadaş ile görüştüm, fiyat alır almaz siparişimi vereceğim. İlk traşımı dün oldum. Bir kaç sorum olacak şimdi;
1 - Yüzüm ciddi şekilde yandı traştan sonra. Bu klasik traşa geçişin ilk sancısı mı yoksa sentetik fırçanın çirkin yüzü mü? Bu duyguyu silecek ve "traş olmak ne güzel şey be" dedirtecek sağlam bir aftershave krem-kolonya tavsiyeniz var mı?
2 - Bu işin normali 3 perdelik traş mıdır? Sakalları aşağıdan yukarı doğru kesmenin pek matah olmadığına dair şeyler söylenir yıllardır. Bunun aslı astarı var mıdır?
3 - Berberlerin iple-çakmakla müdahale ettiği yanaklardaki kılları ne yapıyoruz? Oralara da bıçak vursak olur mu? Vursak ne olur?
Biraz uzun tuttuğum bu tanışma mesajını sabırla okuyan, şu güzel ortamı bilgisiyle tecrübesiyle dolduran tüm geleneksel traşsever arkadaşlarımı selamlıyorum.