Yuma ile ilk traş deneyimim
öncelikle herkese merhabalar. yaklaşık 5 yıldır gillette mach 3 blue ice isimli kullan at traş bıçağı kullanan biriydim. 10 yıldır aktif olarak sakal traşı oluyorum. beyaz tenli ve sakalları sert olan biri olarak da 10 yıldır aralıksız kıl dönmeleri ve batmalarından aşırı derecede muzdarip oldum. neredeyse her hafta en az 2 kere suratımda kıl muayenesi yaparım. varsa batık kıl dönen kıl büyümeden çıkartırım. eğer iyice içine girip batan olursa da son çare berberime gidiyorum. kısa bir operasyonla onun iğne ve cımbız yardımı ile kılı çıkartması ile rahatlayabiliyorum. bazı günler traştan sonra cildim tıpkı tüyü yolunmuş tavuk derisi gibi bile olduğu günler gördüm. bazı zamanlar 2 günlük sakalla işe gitmek zorunda olduğum günler oldu. memurum. müdürüm gördüğünde bile içimdeki acizliği ve suratımdaki acıyı anlar oldu. hayrola evlat gene suratın harita gibi demekten bile bi kaç kez kendini alamadı. anlayışlı davrandı ve beni gerçekten de bu zamana kadar idare etti.
klasik metal traş makineleri ile tanışmam aslında çok eski... babam kullanırdı sonradan zor geliyor diye permatiğe geçiş yaptı. şimdi duvar takvimi gibi kartonla satılan permatiklerden alıp eve getiriyor. sırayla kullanıyor. eski demir ve plastik karışımı kelebekli makinayı ise ben sadece evdeyken koltuk altı amaçlı kullanıyordum. biraz tok ve dengeli bir alet, sapı siyah plastik. markasını modelini hiç bilmiyorum. koltuk altında çok iyi ve dengeli bir performansı vardı.
ondan başka evde bir tane de 2 parça demir makinesi var, zannediyorum onun sapı pirinç, o biraz bana aşırı agresif geldiği için sadece bir kaç kere deneme imkanım oldu. hiç de o 2 parçalı makinadan koltuk altında memnun kalmadım. hatta bir kaç kere küçük kesik attığım oldu. o zamandan beridir o makineyi elime almadım. almak da istemiyorum. beni resmen klasiklerden soğutmuştu.
Türk Malı Yuma ile tanışmam tam anlamı ile 1 kasım 2015, mahallemdeki (Örnek Mh. Ataşehir) ana caddede bulunan 1 milyoncuya gittim. elinizde demir traş makinası var mı dedim. adam aradı taradı karıştırdı. dükkanda her bi malzemeden var o yok. abi dedi kalmamış bir kaç güne gelir. neyse tamam dedim. 2 gün sonra gittim yuma vardı ellerinde. markasına vs bakmadan aldım. yanında da 5 li paket rus üretimi permasharp jilet aldım. toplam 4 tl ödedim çıktım. amacım Yumayı koltuk altı için kullanmaktı. amacım plastik banyo permatiklerinden kurtulup daha kolay temizlenebilen bir metal makine ile bu işi kısa sürede çözmekti. ardından da aleti ilk olarak dezenfekte edip koltuk altında denedim. çok da çabuk oldu. üstelik hızlı performansı beni rahatlattı. ama çelik jiletin tahriş gücünü kesememiş aksine bir gün boyunca o tahrişin acısını yaşamıştım. içimde tereddütler oluşmuştu. hatta ve yüze vurmayı bırakın koltuk altı için bile yuma aklımın ucundan bile geçmez olmuştu.
bu forumu keşfettikten sonra yuma ile ilgili sayfaları taradım yorumları okudum videoları izledim. bu arada discovery kanalında Merkur Futur'un ve bir jiletin yapılışını izledikten sonra klasik makinelere olan hayranlığım 29 bin kat artmıştı. bunun dışında youtube da izlediğim bir kaç yuma videosu bana yavaş yavaş zamanı geldi dedi. artık denemeliydim! "yapabilirsin" dedim kendime. içimde tedirginlik vardı sebebi ise kesik atmak idi. çünkü bunu daha önce 2 parçalı eski makinede koltuk altında yaşamıştım. ama yuma farklıydı. koruması vardı, çok da agresif değildi. tahriş gücü belki biraz abartılı idi bunu azaltırsam yapabilirim dedim. kararlıydım çünkü günlerden pazardı ve sakal 3 günlüktü. (perşembe gecesinden pazar akşamına kadar sık ve gür bir "sorunlu" sakal)
kaynar su benim sakaldaki vazgeçilmezim, yoksa asla sakal olamam, olsam bile gece acıdan uyuyamam. klasik arko traş sabunu ve çeşit çeşit sakal tasları, ayrıca bim'den aldığım plastik bardak bana köpük kasesi görevi yapıyor. bunu herkese tavsiye ederim. ne kılı olduğunu bilmediğim 2 fırçam, ayrıca yedekte duran bir 3 bıçaklı blue 3 ice vsvs. belli bendeki tedirginlik işte hepsini hazır ettim. çünkü kesik atmaktan korkan biriyim. kanadı mı durmuyor "bittik" demektir. anca pamuk bant ve üstüne plastik bant yaparak uyuyabiliyorum. evde de kan taşı yoktu. yakında alacağım inş..
Yuma'ya sadece 1 kere iplik kestiğim permasharp jileti taktım. bunun sebebi ilk agresifliği almaktı. jileti sadece bir gömleğimin penslerini açmakta kullanmıştım. aklıma o geldi çünkü ilk defa böyle bir işe kalkışıyordum. ve ilk tanışma faslı benim için olumlu olmalıydı. kaynar su sabun ve fırçayla işe başladım. aşırı sıcak su yüzümü yakarcasına değdiğinde kendimi iyi hissettim. ilk başta biraz zor gelir, ancak alışınca süper oluyor. köpükleme bir dk içinde tamam! ardından yuma işe koyuldu. ben kulaktan başladığım için çeneye kadar rahatlıkla bir kaç çekişle geldim. sürekli tedirginlik duyduğum bu ilk deneyim iyi başlamıştı. performansı beni oldukça şaşırtıyor en sık sakala sahip olduğum çenemde bile kendi halinde ilerliyordu. temizliği ise aşırı kolay olduğu için önce çeşmeye tutup ardından sıcak su dolu kaba batırıyordum. çünkü soğuk makinenin sakala değmesini istemiyorum. ayrıca en çok korktuğum bölge olan alt boyun ve gırtlakta bile beni oldukça memnun etti. üstelik bir tek küçük tahriş bile olmadı. çene altı ve çene performansı ise beni oldukça memnun etti. traşı bıyıkla bitiren biri olarak bir türlü burun deliklerimin önünü alamadım çünkü jilet oraya yanaşmadı. bunu ilk seferliğine verip blue 3 ice ile hallettim. yuma ise ağız çevresi ve alt dudak sakalımı gayet iyi almayı başardı. sonuç olarak sıfır tahriş sıfır sıkıntı sıfır kıl dönmesi oldu. 3 bıçaklılarda yaşadığım traş sonrası yanma asla olmadı. ancak bol suyla yıkayınca o yanma geçiyordu. yüzümü 2 dakika inceledim yıkamadan, fark ettim ki o yanma yok. buna çok şaşırmıştım.
2. perdede ise sadece jilet gezdirdim bazı yerlerde kalan kıllar vardı onları da kolayca yumayla temizledim. bu sadece benim isteğimdi. sinekkaydı olması için yumayı birazda tecrübe ettim.
(bu arada gillette blue 3 ten kalma 4-5 tane kıl dönmesini ayna karşısında iğne ve cımbızla çıkardım, demek ki perşembe gecesi veya öncesi kendime plastik gillette ile baya işkence etmiştim)
yuma için ilk sakal alma deneyimimden söyleyebileceklerim şimdilik bunlar. yüksek derecede sorunlu sakalı olan biri olarak ben yuma'dan ilk traş için aşırı memnun kaldım diyebilirim. uzun sap bir merkur almayı düşünüyorum ama biraz yuma ile çalışmaya da devam edeceğim. yuma beni ilk traşta tatmin etti.
yuma için ilk deneyimden edindiğim yorumlar ise...
sapı kısa, bana ilk başta biraz yabancı geldi. plastik kutusu çok iyi iş görüyor. yedek jiletinizi de kutu içine koyabiliyorsunuz. fiyatı 1,5 tl (birbuçuk lira) f/p bence aşırı iyi. ağırlığı bana ideal geldi. ergonomisi güzel. suyun altında çok kolay temizleniyor. bide sıcak suya bandırıp benim gibi sakala vurursanız tadından yenmez desem yeridir. bunu deneyebilirsiniz. yanmayın ama... sapı elde rahat, ama dediğim gibi sapın kısa olması bana biraz ilginç geldi. çünkü alıştığım o plastik 3 bıçaklıların sapını arıyorum.
traşımda permasharp jilet kullandım. ilk agresifliğini biraz olsun iplik keserek gidermiştim. buna gerek yokmuş. elimde o vardı onu kullandım. ama bi kaç üstün marka jilet daha denenebilir. zaza handa bulursam kesinlikle değişik markaları da denemeyi düşünüyorum.
memurum sürekli traş oluyorum. ilk deneyim 10 üzerinden 8 oldu. (2 puanı burun deliklerinin önünden kırdım bide saptan) ama plastik jiletlerden 10 kat daha iyiydi diyebilirim. resimlerim ektedir.
saygılar herkese sıhhatler sağlıklar olsun efendim....
öncelikle herkese merhabalar. yaklaşık 5 yıldır gillette mach 3 blue ice isimli kullan at traş bıçağı kullanan biriydim. 10 yıldır aktif olarak sakal traşı oluyorum. beyaz tenli ve sakalları sert olan biri olarak da 10 yıldır aralıksız kıl dönmeleri ve batmalarından aşırı derecede muzdarip oldum. neredeyse her hafta en az 2 kere suratımda kıl muayenesi yaparım. varsa batık kıl dönen kıl büyümeden çıkartırım. eğer iyice içine girip batan olursa da son çare berberime gidiyorum. kısa bir operasyonla onun iğne ve cımbız yardımı ile kılı çıkartması ile rahatlayabiliyorum. bazı günler traştan sonra cildim tıpkı tüyü yolunmuş tavuk derisi gibi bile olduğu günler gördüm. bazı zamanlar 2 günlük sakalla işe gitmek zorunda olduğum günler oldu. memurum. müdürüm gördüğünde bile içimdeki acizliği ve suratımdaki acıyı anlar oldu. hayrola evlat gene suratın harita gibi demekten bile bi kaç kez kendini alamadı. anlayışlı davrandı ve beni gerçekten de bu zamana kadar idare etti.
klasik metal traş makineleri ile tanışmam aslında çok eski... babam kullanırdı sonradan zor geliyor diye permatiğe geçiş yaptı. şimdi duvar takvimi gibi kartonla satılan permatiklerden alıp eve getiriyor. sırayla kullanıyor. eski demir ve plastik karışımı kelebekli makinayı ise ben sadece evdeyken koltuk altı amaçlı kullanıyordum. biraz tok ve dengeli bir alet, sapı siyah plastik. markasını modelini hiç bilmiyorum. koltuk altında çok iyi ve dengeli bir performansı vardı.
ondan başka evde bir tane de 2 parça demir makinesi var, zannediyorum onun sapı pirinç, o biraz bana aşırı agresif geldiği için sadece bir kaç kere deneme imkanım oldu. hiç de o 2 parçalı makinadan koltuk altında memnun kalmadım. hatta bir kaç kere küçük kesik attığım oldu. o zamandan beridir o makineyi elime almadım. almak da istemiyorum. beni resmen klasiklerden soğutmuştu.
Türk Malı Yuma ile tanışmam tam anlamı ile 1 kasım 2015, mahallemdeki (Örnek Mh. Ataşehir) ana caddede bulunan 1 milyoncuya gittim. elinizde demir traş makinası var mı dedim. adam aradı taradı karıştırdı. dükkanda her bi malzemeden var o yok. abi dedi kalmamış bir kaç güne gelir. neyse tamam dedim. 2 gün sonra gittim yuma vardı ellerinde. markasına vs bakmadan aldım. yanında da 5 li paket rus üretimi permasharp jilet aldım. toplam 4 tl ödedim çıktım. amacım Yumayı koltuk altı için kullanmaktı. amacım plastik banyo permatiklerinden kurtulup daha kolay temizlenebilen bir metal makine ile bu işi kısa sürede çözmekti. ardından da aleti ilk olarak dezenfekte edip koltuk altında denedim. çok da çabuk oldu. üstelik hızlı performansı beni rahatlattı. ama çelik jiletin tahriş gücünü kesememiş aksine bir gün boyunca o tahrişin acısını yaşamıştım. içimde tereddütler oluşmuştu. hatta ve yüze vurmayı bırakın koltuk altı için bile yuma aklımın ucundan bile geçmez olmuştu.
bu forumu keşfettikten sonra yuma ile ilgili sayfaları taradım yorumları okudum videoları izledim. bu arada discovery kanalında Merkur Futur'un ve bir jiletin yapılışını izledikten sonra klasik makinelere olan hayranlığım 29 bin kat artmıştı. bunun dışında youtube da izlediğim bir kaç yuma videosu bana yavaş yavaş zamanı geldi dedi. artık denemeliydim! "yapabilirsin" dedim kendime. içimde tedirginlik vardı sebebi ise kesik atmak idi. çünkü bunu daha önce 2 parçalı eski makinede koltuk altında yaşamıştım. ama yuma farklıydı. koruması vardı, çok da agresif değildi. tahriş gücü belki biraz abartılı idi bunu azaltırsam yapabilirim dedim. kararlıydım çünkü günlerden pazardı ve sakal 3 günlüktü. (perşembe gecesinden pazar akşamına kadar sık ve gür bir "sorunlu" sakal)
kaynar su benim sakaldaki vazgeçilmezim, yoksa asla sakal olamam, olsam bile gece acıdan uyuyamam. klasik arko traş sabunu ve çeşit çeşit sakal tasları, ayrıca bim'den aldığım plastik bardak bana köpük kasesi görevi yapıyor. bunu herkese tavsiye ederim. ne kılı olduğunu bilmediğim 2 fırçam, ayrıca yedekte duran bir 3 bıçaklı blue 3 ice vsvs. belli bendeki tedirginlik işte hepsini hazır ettim. çünkü kesik atmaktan korkan biriyim. kanadı mı durmuyor "bittik" demektir. anca pamuk bant ve üstüne plastik bant yaparak uyuyabiliyorum. evde de kan taşı yoktu. yakında alacağım inş..
Yuma'ya sadece 1 kere iplik kestiğim permasharp jileti taktım. bunun sebebi ilk agresifliği almaktı. jileti sadece bir gömleğimin penslerini açmakta kullanmıştım. aklıma o geldi çünkü ilk defa böyle bir işe kalkışıyordum. ve ilk tanışma faslı benim için olumlu olmalıydı. kaynar su sabun ve fırçayla işe başladım. aşırı sıcak su yüzümü yakarcasına değdiğinde kendimi iyi hissettim. ilk başta biraz zor gelir, ancak alışınca süper oluyor. köpükleme bir dk içinde tamam! ardından yuma işe koyuldu. ben kulaktan başladığım için çeneye kadar rahatlıkla bir kaç çekişle geldim. sürekli tedirginlik duyduğum bu ilk deneyim iyi başlamıştı. performansı beni oldukça şaşırtıyor en sık sakala sahip olduğum çenemde bile kendi halinde ilerliyordu. temizliği ise aşırı kolay olduğu için önce çeşmeye tutup ardından sıcak su dolu kaba batırıyordum. çünkü soğuk makinenin sakala değmesini istemiyorum. ayrıca en çok korktuğum bölge olan alt boyun ve gırtlakta bile beni oldukça memnun etti. üstelik bir tek küçük tahriş bile olmadı. çene altı ve çene performansı ise beni oldukça memnun etti. traşı bıyıkla bitiren biri olarak bir türlü burun deliklerimin önünü alamadım çünkü jilet oraya yanaşmadı. bunu ilk seferliğine verip blue 3 ice ile hallettim. yuma ise ağız çevresi ve alt dudak sakalımı gayet iyi almayı başardı. sonuç olarak sıfır tahriş sıfır sıkıntı sıfır kıl dönmesi oldu. 3 bıçaklılarda yaşadığım traş sonrası yanma asla olmadı. ancak bol suyla yıkayınca o yanma geçiyordu. yüzümü 2 dakika inceledim yıkamadan, fark ettim ki o yanma yok. buna çok şaşırmıştım.
2. perdede ise sadece jilet gezdirdim bazı yerlerde kalan kıllar vardı onları da kolayca yumayla temizledim. bu sadece benim isteğimdi. sinekkaydı olması için yumayı birazda tecrübe ettim.
(bu arada gillette blue 3 ten kalma 4-5 tane kıl dönmesini ayna karşısında iğne ve cımbızla çıkardım, demek ki perşembe gecesi veya öncesi kendime plastik gillette ile baya işkence etmiştim)
yuma için ilk sakal alma deneyimimden söyleyebileceklerim şimdilik bunlar. yüksek derecede sorunlu sakalı olan biri olarak ben yuma'dan ilk traş için aşırı memnun kaldım diyebilirim. uzun sap bir merkur almayı düşünüyorum ama biraz yuma ile çalışmaya da devam edeceğim. yuma beni ilk traşta tatmin etti.
yuma için ilk deneyimden edindiğim yorumlar ise...
sapı kısa, bana ilk başta biraz yabancı geldi. plastik kutusu çok iyi iş görüyor. yedek jiletinizi de kutu içine koyabiliyorsunuz. fiyatı 1,5 tl (birbuçuk lira) f/p bence aşırı iyi. ağırlığı bana ideal geldi. ergonomisi güzel. suyun altında çok kolay temizleniyor. bide sıcak suya bandırıp benim gibi sakala vurursanız tadından yenmez desem yeridir. bunu deneyebilirsiniz. yanmayın ama... sapı elde rahat, ama dediğim gibi sapın kısa olması bana biraz ilginç geldi. çünkü alıştığım o plastik 3 bıçaklıların sapını arıyorum.
traşımda permasharp jilet kullandım. ilk agresifliğini biraz olsun iplik keserek gidermiştim. buna gerek yokmuş. elimde o vardı onu kullandım. ama bi kaç üstün marka jilet daha denenebilir. zaza handa bulursam kesinlikle değişik markaları da denemeyi düşünüyorum.
memurum sürekli traş oluyorum. ilk deneyim 10 üzerinden 8 oldu. (2 puanı burun deliklerinin önünden kırdım bide saptan) ama plastik jiletlerden 10 kat daha iyiydi diyebilirim. resimlerim ektedir.
saygılar herkese sıhhatler sağlıklar olsun efendim....