Yorumları: 1,714
Konuları: 28
Kayıt Tarihi: 2012
10/06/2012, Saat: 16:04
(Son Düzenleme: 10/06/2012, Saat: 16:05, Düzenleyen: mancho.)
Forumda yaş olarak sanırım pek çoğunuzdan büyüğümdür.
Tıraş serüvenime 1985 yılında DE makinalarla başlamıştım, sonra pek çokları gibi diğer sistemlere geçtim.
Yaklaşık 3 aydır bu forumla tanıştıktan sonra tekrar eski usule döndüm.
İşin sabun, krem, fırça, köpürtme, köpükle oynama kısmı çok keyifli, burada hem fikiriz.
Jiletli DE sistemlere gelince, önce Wilkinson sonra da Mühle R89 ile devam ettim bu 3 ay boyunca. Kullandığım jiletler PermaSharp,Yeşil Astra,Gillette 7 o'clock Sharp Edge Yellow Pack,Wilkinson ve Rapira.
Aynen kartuşlu sistemlerde olduğum gibi tersten almadan tıraş oldum ve aldığım sonuç, son çıkan 5 bıçaklı kartuşlardan iyi değildi.
DE sistemde kartuşlara göre çok daha fazla dikkatli tıraş olmak zorundasınız, yanlışlıkla sabunsuz bir yerden geçerseniz yanıyor, yüzünüzü kesme olasılığınız daha yüksek.
En önemli avantajı ucuz olması ama kampanyaları takip ederseniz zaten kartuşun(en son çıkan) tanesini de 5 Tl ya da bazen daha da ucuza alabiliyorsunuz.
Aslında gönlümden hep jiletin galip gelmesini istedim bu yarışta ama maalesef ben de kartuş galip çıktı. Belki ben birşeyleri yanlış yapıyorum.
Jiletle tıraş olmaya tabii ki devam edeceğim(sakal kesilme sesi çok hoş), fırça, sabun,krem keyfine asla ara vermeyeceğim (köpük ve jeller çok dandik) ama benim için Geleneksel Tıraşın Kralı 'Jilet' çıplak.
Jiletin, kartuşa sonuç olarak baktığımda bir üstünlüğünü göremedim.
Sizlerin de fikrini almak istiyorum.
Gerçekten sizin aldığınız sonuçlarda DE sistem, kartuşluya göre çok mu önde?
Yorumları: 1,670
Konuları: 66
Kayıt Tarihi: 2012
10/06/2012, Saat: 16:24
(Son Düzenleme: 10/06/2012, Saat: 16:50, Düzenleyen: ohtararan.)
yaklaşık 14 yaş kadar büyüğümsünüz. ben de kartuşlu makinelerde malum markanın hemen hemen bütün makinelerini ve renklerini kullandım vaktinde. hatta, burada olmayanları ingiltereden getirtmiştim. hala durur evde son birkaç modeli. geleneksel tıraşa geçmem de o son çıkan makinenin çıkış tarihini 2 ay kadar geçer. (hemen almıştım onu). bütün bunlara oranla gönül rahatlığı ile diyebilirim ki, geleneksel usul daha iyi geliyor bana. sabunsuz yerden geçince yanıyor, sebebi ise oynar başlıklı makineye alışıp el melekesini kaybetmemiz. ne kadar bastırırsanız bastırın, makine basmıyor çünkü. açı problemi de yok. eliniz zaman içinde geri kazanıyor bu yeteneği. şu anda ustura ile sabunsuz yerden çok kez geçmeme rağmen yanma olmuyor. dikkat etme kısmı da bir süre sonra ehemmiyetini yitiriyor.
benim için;
geleneksel tıraşın artıları
daha düzgün, kızarıksız, daha derinden bir tıraş. jileti uygun seçer iseniz yüzünüzün mükemmel bir hissi olması. (bunu bende feather, 7 o'clock platinium ve çelik ustura en iyi şekilde sağladı, feather' ı genel kullanım için düşünmeye başladım). istenirse çok ucuza mal olması.
kartuşlu makinenin artıları
hızlı, gözü kapalı tıraş. alışmanın kolay olup, herkesin kolayca uygulayabileceği bir seçenek olması. bunun yanında eksileri ise, pahalı ve temiz olmayan bir tıraş. makinenin çabuk tıkanması ve ve uzun kalmış bir sakal, 2-3 tıraştan sonra tahriş olmuş, gerilmiş, kızarık bir cilt. şimdi eşim o dönem kız arkadaşımdı, tıraş olduktan 2-3 saat sonra yanaklarımla ahşap zımparalardı şaka bir yana diken gibi çıkıyordu. şu anda, ustura ile aynı seviyeye ancak 24 saat sonra ulaşıyor sakallarım. hakkını da yemeyeyim, 2. ameliyatım esnasında kullandığım blue 2 ile güzel tıraş almıştım. 5 bıçaklıdan çok daha iyi idi.
elbette farklı görüşler de gelip, bu konu canlı bir hal alacaktır. kendi görüşlerimi paylaşmak istedim.
selamlar.
Yorumları: 101
Konuları: 4
Kayıt Tarihi: 2012
doğaldır ki bu da çok kişisel bir konu, orneğin babamda adjustable makine vardı, 80'lerin sonuna kadar kullanırdı, şimdi kullan-at kullanıyor, tekli ...
fakat o da ıslak tıraşdan asla vazgeçmedi ... arko yada derby kremi ve sittin senelik fırçası jel köpük v.s. onlara hiç bulaşmamıştır ... yüz vermez ...
kullan at-lar bana da fena gelmiyor, evet biraz daha pahalı ama gözü kapalı tıraş olabiliyorum ve fena da değil ... acil durum için dolabimda 2 adet var ...
bu konuda da tek bir yol endoğru yerine ... herkezin kendi doğrusu olacaktır...
iki yüz ...
Yorumları: 7,952
Konuları: 98
Kayıt Tarihi: 2012
selam,aynı soruyu geçen ay kendime sordum,sabırsız ve aceleci biriyim,sonra yaptıklarımı gözden geçirdim.
1.yüzümü tıraşa iyi hazırlamadığımı farkettim.yazın,bir kere kullanacağım tıraş sabunu ve fırçayla yüzümü güzelce köpürtüyorum ve yıkıyorum,ardından tıraş sabunu yada kremi fırçayla yüzümde köpürtüyorum.yüz fazla ıslak olursa köpük cıvık ve koruyucusuz olur yüz çok kuru ve köpük su dengesi tutmazsa jilet kaymaz ve sabun çabuk kurur.
2.kışın sıcak su kullanıyorum ilk temizlemeyi tıraş sabunu yada gliserinli sabunla yapıyorum
3.makineyi kesinlikle bastırma
4.sakal yönünde kesildikten sonra aynı yerden sabunsuz 2 kere daha geçebiliyorum.bu tamamen köpük kalitene bağlı , jilet sabununun hepsini kazımaz ,iyi köpürtme ve sıfır baskı geçilen yerde hala kayganlık ve köpük bırakır.
5.sakalların büyürken kaşınma varsa jiletin keskin değil yada makineye baskı uygulamışsındır.
6.kaşınma durumlarında fırçayla sakalları köpürt özellikle arko sabun bu konuda çok iyi
7.gün aşırı tıraş ol
8.arasıra makineden jileti çıkar yüzünde gezdirip hangi bölgelere tam oturuyor nasıl temas ediyor sürtünme sesi vs vs talim yap , ben hala çene altı ve boyun çalışıyorum
9.sıfır baskıyla tersden almak sakalları döndürmez fakat önce ellerin makineyi ve dengeyi tanıması lazım
10.mutlaka bir yerde yanlış yapıyorsun,89 makineyi suratında doğru açıyla tuttuğunu kontrol et bu alet 3 açıylada kesebilir doğru açı ve sakal büyüklüğü çene altlarına dönüş hep zaman hep pratik ister
11.sorunlar çözülene kadar jileti en fazla 3 defa kullan,shark derby ws gibi kör jiletler kısa sakaldada uzun sakalda da uğraştırır.
12.forum da yüz haritası ve xtg atg wtg teknikleri var yüzün her bölgesine ayrı yönde kesim yapmak gerekir
13.mimik dudak çene hareketleri hariç yüzünü tenini ellerinle germe
umarım yardımım dokunur,aynı noktaya bende geldim,uğraştım,bazı haftalar hergün 3 perde tıraş olabiliyorum ,tersden çapraz bütün açılarda kesebiliyorum,şimdi deseler klasik tıraşı bırak asla sakallarım ve yüzüm çok sağlıklı ellerim alıştı,ıslak tıraşdan önce yüzüme kolonya süremezdim şimdi her tıraşdan sonra rebul sürüyorum
saygılar
Yorumları: 714
Konuları: 3
Kayıt Tarihi: 2011
Benim için iki nedenden ötürü kartuş hiç bir zaman galip gelemez ki bunlar aynı zamanda geleneksel tıraşa başlama sebebimdir,
1. Sürekli aralarının dolup tıkanması ve lavabo kenarına vura vura çıkarmaya uğraşırken sinir sahibi olmam,
2. Sakallarımın sert olması sebebiyle en fazla 3 kez tıraş olabildiğim sonrasında çekiştirmeye başlayan bir malzemeye dünya para vermek.
DE makinede tıkanma diye birşey yaşamadım, Jilet keskinliğinde ise kullan at yaptığım için sorun yaşamıyorum. Örneğin arkadaşımın askerde 2 ay kullanıyordum diye överek anlattığı blue 3 bende taş çatlasın 3-4 traş gidebiliyordu. Tersten eskiden de alamazdım şimdi de alamıyorum.
Özetle bence cilt-jilet-krem-sabun uyumları kişiye göre değişiyor. Yukarıda ihtilaf arkadaşımın da uzun uzun anlattığı yöntem ve teknikler dahi size çare olamıyorsa kartuş kullanın bir süre işinize gelenden devam edersiniz...
Yorumları: 1,714
Konuları: 28
Kayıt Tarihi: 2012
Bütün yanıt veren arkadaşlara çok teşekkürler. Vermeyenlerden de görüşlerini bekliyorum. Kartuşlu da iyidir demekten korkmayın
Sağolsun sevgili İhtilaf dostumuz üşenmemiş madde madde sıralamış, yapılması gerekenleri. Aslında bir çoğunu uyguluyorum ama daha dikkatli, ders çalışır gibi tekrar deneyeyim, ne de olsa ben de Geleneksel Tıraş yandaşıyım.
Yorumları: 1,462
Konuları: 82
Kayıt Tarihi: 2011
Bugünle birlilkte sanırım 2 haftadır ara vermeden tıraş oluyorum hergün.(Dinlendireyim diyorum deneyecek başka birşey çıkıyor)
Kartuşlu kullanırken 2.gün yüzüm berbat olurdu.Ve sinekkaydı tıraşmı ? Onu ancak berberde olan birşey diye bilirdim.
Şimdi 2 hafta hergün sinekkaydı tıraş olabiliyorsam,bu iş ciddi derecede bana zevk veriyorsa ve masraflarım öyle yada böyle daha azsa ya da en azından hoşuma giden şeylere harcıyorsam ben bir daha kartuşlulara dönmem.
En son çıkanı kullanmıştım titreşimli 30küsür lira verip ilk tıraş hayret etmiştim vay be sonunda buldum diye 2. gün tüm yüzüm tahriş olmuştu.Bu bahsettiğim geçen yaz sonra eylül gibide DE'ye geçtim.Şimdi dönüp bakıyorum da eskiden tıraş olduğumu sanıyormuşum.
Sizin açınızdan ise aslında biraz süre ile alakalı.Bende DE'ye geçtiğim gibi harika tıraşalr olamadım.Problemler azaldı tahriş vs ama tam tekniğimi oturtana kadar yüzümü tanıyana kadar harika tıraşlar olamıyordum.
4-5 ay sürdü bende sanırım tam bu işin oturması.
Şimdi öyle bir noktadayımki ne kullansam güzel tıraş oalbiliyorum.Daha bana uyanları kullanıncada harika tıraş
Şunuda ekleyeyim eğer sizde kartuşlu işe yarıyorsa kartuşlu kullanın ancak en azından fırça sabun ve kremle bunun zevkini sürmeye devam edin
En başta herkes diyordu bastırmayın bastırmayın ben bastırmamanın ne olduğunu gerçek anlamda 4-5 ay sonra öğrendim
Yani diyeceğim biraz sabırla oluyor bu iş.Sonuçta senelerin el alışkanlğını değiştiriyoruz.
Hayırlı tıraşlar
Yorumları: 2,450
Konuları: 139
Kayıt Tarihi: 2011
f/p geleneksel daha iyi. hatta celik ustura daha da iyi. bu aralar abarttim gunde iki kere ucer perde tiras. yanma kizariklik sifir. maliyet, ustura 50 lira + tas 10 lira = omur boyu tiras
Yorumları: 514
Konuları: 67
Kayıt Tarihi: 2012
kartusta ozellikle 5 bıcaklılarda kıl donmesi ve yuzeysel onlarca sivilceyle basediyordum ama temiz tıraş oluyordum
3 bıcaklılara dondum kıl donmesi azaldı sivilce ara ara bastırırsam yaptı ancak sinek kaydı olamadım hic bir zaman
dogru teknigi ve hazırlıgı buluncaya kadar biraz zaman gecti ancak suan her gun tıraş oluyor eger malzemem tanımadıgım zayıf kalitesizse yanma oluyor. hic kıl donmesi ve sivilce olmadı.
sanırım siz iyi hazırlık yapmıyorsunuz hızlı da olmamak lazım
Yorumları: 1,420
Konuları: 45
Kayıt Tarihi: 2011
Kartuşa ara sıra ben de şans veriyorum. Köpük ve jele katiyen şans vermesemde, kartuşlu makinelerde çok iyi sinekkaydı olabiliyorum. Double edge makineleri daha kişisel ve nostaljik bulduğum için kullanmasını seviyorum ama bazı kullan-at makinelerin iyi iş çıkardığını yadsıyamam. Bir 10 tıraş idare edebiliyor beni mesela derby çift bıçak.
Biz tıraş olmayı ve kendimize bakmayı seviyoruz, double edge sadece bunu biraz daha özel ve nostaljik kılıyor. benim görüşüm de bu yönde
Hiç bir şey ummuyorum,
hiç bir şeyden korkmuyorum,
özgürüm..
Zorba
|