16/11/2017, Saat: 04:26
(Son Düzenleme: 16/11/2017, Saat: 12:37, Düzenleyen: Joe Doe.
Sebep: Düzenleme
)
Merhaba Değerli Gel. Tır. üyeleri,
Topluluğa yeni katıldım.
Takip eden üyeliksiz günlerde ana sayfadan denk geldiğim konuları inceleyip, okuyordum.
İlaveten burada yerimi alma dürtüsü üyelik yolunu açı bana...
Geleneksel tıraşa merak salmam çok rastlantı dışı oldu.
Birgün sakalımdan sıkıldım ve kartuşlu hazır makinalardan biriyle tıraş olmaya çalıştım.
Favorilerimi düzgün kesememem, bıyıklarımı diplerinden alamam sonrası aklıma ustura fikri düştü; geçti.
Yine birgün bir mağazada dolaşırken üst üste yığılmış usturaları görüp incelemem ve alıp kasaya götürüp görevliye nasıl kullanıldığını sormam; görevlininde jiletlerden birini kör topal kırıp elini kesme tehlikesiyle makinaya yerleştirmesi ve benim bunları görüp içimden “çok zahmetli” fikrini geçirmem, sonrasında adama vazgeçtim almaktan demiş bulunmam ve onunda “en azından jiletleri ödemeniz gerekiyor, çünkü açtık” demesi sonrası biraz mecbur bulunarak ilk alışverişimi bu şekilde yaptım ve böylelikle geleneksel tıraşa giriş yaptım.
Mağazadan ayrılırken görevlinin bana “şurada bir berber var, en iyisi ona sor” demesi sonrası soluğu berberde almam; berberin de bana “boşver usturayı, makina çok yeni. Öyle yapacaksın, böyle takacaksın. Çok tehlikeli...” sair düşünceler nakletmesi sonrası, benim hayret etmiş tavrımı görüp vazgeçirmeye çalışması derken ilk kez eve gelip kazasız belasız sinek kaydı tıraşımı oldum o gün.
Açıkçası bir ustura aleti ve bir jilet ile başlayan alışverişim sonraları çok daha kapsamlı hale geldi.
Farklı jiletler, köpürtme tası, sentetik bir fırça, kan taşı, tıraş sabunu derken hayli teçhizat dizdim.
İlk tıraştan sonra nedense sonraki tıraşı hevesle başlamaya başladım.
Sakal tıraşı bende bu ilk tıraştan sonra yerini bir seramoniye bıraktı yavaş yavaş.
Yüzü yıkamak, durulamak, köpürtmek, tıraş olmak, durulamak, nemlendirmek, AS uygulamaları derken keyifli bir hobiye dönüştü.
Şayet el nizamımın hassasiyetine güvenmeseydim sanırım usturayı deneyimlemezdim.
Tıraş öncesi çeşitli Türkçe kaynaklardan ustura ile tıraş olmakla ilgili yoruma dayalı bilgileri okumam ve bu bilgilerin çoğunluğunun uyarı, korkutma, yoğun dikkat üzerine olması bende biraz kaygı uyandırdı ilk zamanlar. Kendimi kesmem, yüzümde iyileşmeyecek yaralar bırakma düşüncesi zaman zaman içimde derin bir korku uyandırıyor oldu.
Lakin bunun zamanla azalacağına inanıyorum.
Toplulukta yeni olduğumu söyledim. Her zümrenin kendine has bir takım terimleri, jargonları hatta makul argosu mevcuttur.
Teknik terimler de cabası.
AS: After Shaving
Makina: Kullanılan demirbaş tıraş aleti
DE: Double Edge
gibi birkaç kavramı okuyarak çözdüm. Ancak daha yolun başındayım.
Umulurki belki benim gibi meraklı ve hevesli bir kişiye rehber olsun diye belki birgün yeteri kadar bilgi yetkinliğine erişirsem böyle bir kılavuz hazırlarım.
Şu an için ilk beklentim plastik saplı bir ustura yerine kendim bileylediğim ve avuçlarımda doğasını hissettiğim çelik yahut ağaç bir makina.
Kısmetse inşallah olur.
Sözün özü; başınızı ağrıtmayayım, dost meclisinde ben de yerimi alayım isterim.
Buraya gelmem, burada bulunmam ve bunları yazmam hep bir “ustura” sayesinde olmuştur.
Tıraşın ma’nası da benim için ilk etapta usturadır.
Tüm herkese tekrar merhaba.
Üslupla, saygıyla, sevgiyle...
Topluluğa yeni katıldım.
Takip eden üyeliksiz günlerde ana sayfadan denk geldiğim konuları inceleyip, okuyordum.
İlaveten burada yerimi alma dürtüsü üyelik yolunu açı bana...
Geleneksel tıraşa merak salmam çok rastlantı dışı oldu.
Birgün sakalımdan sıkıldım ve kartuşlu hazır makinalardan biriyle tıraş olmaya çalıştım.
Favorilerimi düzgün kesememem, bıyıklarımı diplerinden alamam sonrası aklıma ustura fikri düştü; geçti.
Yine birgün bir mağazada dolaşırken üst üste yığılmış usturaları görüp incelemem ve alıp kasaya götürüp görevliye nasıl kullanıldığını sormam; görevlininde jiletlerden birini kör topal kırıp elini kesme tehlikesiyle makinaya yerleştirmesi ve benim bunları görüp içimden “çok zahmetli” fikrini geçirmem, sonrasında adama vazgeçtim almaktan demiş bulunmam ve onunda “en azından jiletleri ödemeniz gerekiyor, çünkü açtık” demesi sonrası biraz mecbur bulunarak ilk alışverişimi bu şekilde yaptım ve böylelikle geleneksel tıraşa giriş yaptım.
Mağazadan ayrılırken görevlinin bana “şurada bir berber var, en iyisi ona sor” demesi sonrası soluğu berberde almam; berberin de bana “boşver usturayı, makina çok yeni. Öyle yapacaksın, böyle takacaksın. Çok tehlikeli...” sair düşünceler nakletmesi sonrası, benim hayret etmiş tavrımı görüp vazgeçirmeye çalışması derken ilk kez eve gelip kazasız belasız sinek kaydı tıraşımı oldum o gün.
Açıkçası bir ustura aleti ve bir jilet ile başlayan alışverişim sonraları çok daha kapsamlı hale geldi.
Farklı jiletler, köpürtme tası, sentetik bir fırça, kan taşı, tıraş sabunu derken hayli teçhizat dizdim.
İlk tıraştan sonra nedense sonraki tıraşı hevesle başlamaya başladım.
Sakal tıraşı bende bu ilk tıraştan sonra yerini bir seramoniye bıraktı yavaş yavaş.
Yüzü yıkamak, durulamak, köpürtmek, tıraş olmak, durulamak, nemlendirmek, AS uygulamaları derken keyifli bir hobiye dönüştü.
Şayet el nizamımın hassasiyetine güvenmeseydim sanırım usturayı deneyimlemezdim.
Tıraş öncesi çeşitli Türkçe kaynaklardan ustura ile tıraş olmakla ilgili yoruma dayalı bilgileri okumam ve bu bilgilerin çoğunluğunun uyarı, korkutma, yoğun dikkat üzerine olması bende biraz kaygı uyandırdı ilk zamanlar. Kendimi kesmem, yüzümde iyileşmeyecek yaralar bırakma düşüncesi zaman zaman içimde derin bir korku uyandırıyor oldu.
Lakin bunun zamanla azalacağına inanıyorum.
Toplulukta yeni olduğumu söyledim. Her zümrenin kendine has bir takım terimleri, jargonları hatta makul argosu mevcuttur.
Teknik terimler de cabası.
AS: After Shaving
Makina: Kullanılan demirbaş tıraş aleti
DE: Double Edge
gibi birkaç kavramı okuyarak çözdüm. Ancak daha yolun başındayım.
Umulurki belki benim gibi meraklı ve hevesli bir kişiye rehber olsun diye belki birgün yeteri kadar bilgi yetkinliğine erişirsem böyle bir kılavuz hazırlarım.
Şu an için ilk beklentim plastik saplı bir ustura yerine kendim bileylediğim ve avuçlarımda doğasını hissettiğim çelik yahut ağaç bir makina.
Kısmetse inşallah olur.
Sözün özü; başınızı ağrıtmayayım, dost meclisinde ben de yerimi alayım isterim.
Buraya gelmem, burada bulunmam ve bunları yazmam hep bir “ustura” sayesinde olmuştur.
Tıraşın ma’nası da benim için ilk etapta usturadır.
Tüm herkese tekrar merhaba.
Üslupla, saygıyla, sevgiyle...