Yorumları: 1,922
Konuları: 45
Kayıt Tarihi: 2016
(05/01/2018, Saat: 15:24)FurkanY Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Yine mükemmel bir yazı değerli komşum, elinize sağlık. Daha önce bilmediğimiz bir bilgi daha zevkle öğrenildi Bu gibi durumların adını, özelliklerini, etkisini, geçmişini vs öğrenince insan bir anda daha önce yaşadığı ama tanımlayamadığı veya fark etmediği benzer durumları düşünüveriyor. Aydınlanma gibi, anılar muhakemeler havada uçuşuyor şurada da bana şu kişi şöyle yaptı demek ben de ondan böyle yaptım diye
Birazcık da olsa farklı bir bakış açısı kazandırabiliyorsam ne mutlu bana.Benzer durumları defalarca ben de yaşadım,davranışlarımın nedenlerini ve sonuçlarını bildiğim halde yaptıklarımda oldu.İnsanız sonuçta.Beğenmenize sevindim.Teşekkürler.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(05/01/2018, Saat: 15:29)dikdik_s Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bagıs adı altında turlu isler. Entresan isler.
Zevkle okudugumuz bir yazı daha sagolasın Canerim.
Abim teşekkür ederim.Bağış yapmak yerine gönüllü çalışmada olabilir aslında,önemli olan niyet.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
Yorumları: 506
Konuları: 17
Kayıt Tarihi: 2017
(05/01/2018, Saat: 01:56)ahraz Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Beni bu güzel havalar mahvetti.
Ne vakit azıcık güneş görsem atarım kendimi sokaklara.Belgesel seyretmektense sokağı izlemek temel güdüler farklı olmamakla beraber daha eğlenceli.Bir kere sosyal ya da statü sınırları henüz idrarla çizilmiyor canım ülkemde,çok şükür ,uluorta ilişkiye giren ya da kendisinden önceki rakibinin yavrularını boğan da olmuyor pek.Ama güç gösterileri,statü kazanma çabaları,avcılar ve avlar hep aynı.Yöntem değişiyor sadece.İnsan; maalesef, daha akıllı.
Yıllar önce yine kendi halinde yürüdüğüm bir sırada yanıma bir kadın yaklaştı.Önce saat ya da adres soracağını düşündüm ama hayır.Giyim şık olmamakla beraber modern,saçlar normal,ben normalim,anormal olan kadının bana doğru yürüyor olması.Yolumu değiştirmek saniyenin binde biri zaman zarfında beynimden geçen düşüncelerin kimyasal tepkimesiyle ortaya çıkan en son düşünce.Kadın ''Affedersiniz'' dedi,kocaman çantasından ki o zamana kadar kocaman olduğuna bu kadar dikkat etmemiştim,hoş,konu kadın çantası olduğunda herşey bana normal geliyor,bir poşet içinde kokulu kurumuş gül yapraklarını uzattı.''Buyrun'' dedi,''Bu bizim size hediyemiz!''.Kibarca yok,ne gerek vardı falan nafile,''Alın,alın,ücretsiz.'' En kötü eve bir yere koyarım düşüncesi ile tam sağolun deyip uzaklaşacağım,''Bunları bilmem ne derneğine yardım amacıyla ben yaptım.'' dedi Kadın.Makbuz benzeri olan bir kağıt parçasını gözüme sokup ''Gönlünüzden ne koparsa''.Biliyorum ki öyle bir dernek yok,biliyorum ki makbuz da sahte ama ne fayda.En dandiğinden bir poşet gül kurusu bana 20 papele mal oldu.Bu kadar şüpheci olmasam sevinerek bile gidebilirdim eve,içimde yardımcı olmanın verdiği tarifsiz mutluluk ''Bak Hanım!'' derdim,''Bilmem ne derneğine yardım karşılığı bunu aldım.'' Tabii,''karşılık'' etkisini bilmeseydim elbette.
Robert Cialdini ''İknanın Psikolojisi'' adlı eserinde insanların borçlu kalmaya güçlükle katlanabildiğini ortaya koyar..Öyle ki sözde hiç bir bedel olmadan verilen şeyler karşılığında bir şey verme ihtiyacı hissediyoruz.Bunu en çok publarda hemcinslerimiz bilmeden de olsa uygular.Siz farkına varmasanız da ''Bir içki ısmarlayabilir miyim?'' dediğiniz hatun kişi,kendisini size karşı borçlu hisseder,zoraki de olsa konuşmasının temel nedeni budur.Gerisi sizin ikna kabiliyetiniz.Hiç kimseye içki ısmarladığım düşünüldüğünde...
Karşılıklılık aslında çok eski bir düzendir.Temelde ''ben sana yardım edeyim,sen de bana yardım et'' barındırır içinde.Öyle ki yıllar evvel koca bir mamutu deviren atalarımız,buzdolabının da icad edilmediğini düşünürsek,grubuyla paylaştığı eti daha sonra aç kaldığında bir koz olarak kullandı.Onun buzdolabı,arkadaşlarının mideleriydi elbette.İşte bu mükemmel bir hayatta kalma stratejisi.Olmasaydı,bugün insan türü ve bazı hayvan türleri olmayacaktı büyük ihtimalle.Şimdi migros,metro vb. yerlerde size ikram edilen sucuk,peynir,salam gibi şeyleri neden yememeniz gerektiğini biliyorsunuz.Peki sadece maddi karşılık mı?
İnsan,değişik bir canlı.Her yıl düzenlenen sivil toplum örgütlerine yardım gecelerinde ortaya çıkan, tezahüratlar eşliğinde ''1 milyon bağışlıyorum'' diyen ve içindeki besleyen bir canlı.O gecelerde sözde vadedilen miktarın o kadar azının toplanabildiğine şahit oldukça mesaj sistemine geçildi şimdilerde.Bir mesajla hesabınıza yansıyan bir bağış.1 milyon bağışlıyorum demek neden o halde?İşte gizem o tezahüratlarda gizli.İçki ısmarlanan kişinin alttan alttan sizinle konuşmaya kendini zorunlu hissetmesi gibi,siz de o insanı olduğundan farklı görme eğiliminde oluyor,onun kendini tatminine araç oluyorsunuz,maalesef.Yoksa,banka hesap numarasından 1 milyon havale etmek,canlı yayına bağlanmaktan daha kolay elbette.Ama konu kendini tatmin ve karşılığında gelen tezahüratlar oldukça daha çok boş yardım görecek gibiyiz.Buna maruz kaldığınızda karşılık etkisinden kurtulmak için,o kişiye ne kadar iyi bir insan olduğunu,duyarlı davranışını takdir ettiğinizi söyleyin.Böyle ince bir davranışın ancak onun gibi bir insanın düşünebileceğini,bu sebeple kendisine makbuzunu size göstermesi halinde naçizane bir hediye göndereceğinizi söyleyin.Makbuzu görünce,Arko'yu verin kargoya.Hem adam gibi sabun görmüş olur,hem de maddi yardım yapmasını sağlamış olursunuz.Karşılıklılık etkisinden kurtulması ise tatlı niyetine.
Biri size bedava,hayır için dediğinde dikkatli olun.En iyi ihtimalle içindeki canavarı besliyordur.Yoksa gerçekten bağış yapmak,size bunu anlatmaktan her daim daha kolay.Hazır aklıma gelmişken gül kuruları mı nerde?Diğer birçok poşet gül kurusu gibi,çöpte.
Hocam yine döktürmüşsünüz. Bu hediye olayı çok ilginç gerçekten. Mesela anadoluda eve gelen misafire en iyi yiyecekler sunulurdu. Ama o da eli boş gelmezdi (Berabere)
Bu tarz konulara meraklıysanız bir kitap önerim olacak : İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
Yorumları: 655
Konuları: 6
Kayıt Tarihi: 2017
@ahraz Üstadım ekmek kadayıfı gibiydi bu yazınızda. Lakin maksadınız yazınızın başında ufaktan bir gizem, heyecan üretmekse eğer bir şey diyemem, değil ise kendinizi tasvir ettiğiniz yerde kadınıda tasvir etse idiniz sanırım odaklanma yazının sonuna daha güzel kayabilirdi, birkaç yorumda kadın ön plana çıkmışya hani Nacizane kendi düşüncemdir. @marek komşumuzda güzel bir noktaya değinmiş, bazen bazı şeyleri nötrlemek lazım, gereken durumlarda basit düşünüp basit kararlar vermek lazım becerebildiğimiz ölçüde, insanız nihayetinde ama duygular-verilen kararlar pîşmanlık doğurabiliyor. Ve de siz bu durumu çok güzel bir lîsanla aklımızda kalacak şekilde izah etmişsiniz. Gönlünüze sağlık...
Yorumları: 243
Konuları: 4
Kayıt Tarihi: 2017
"Peki bedava tiras fircasinda da durum boyle midir? " gibi bir gecis bekledim basligin acildigi gruba bakmadan
Elinize saglik harika yazmissiniz hocam.
Hijyene önem veren elit bey
Yorumları: 1,922
Konuları: 45
Kayıt Tarihi: 2016
(05/01/2018, Saat: 19:33)Dragon Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Hocam yine döktürmüşsünüz. Bu hediye olayı çok ilginç gerçekten. Mesela anadoluda eve gelen misafire en iyi yiyecekler sunulurdu. Ama o da eli boş gelmezdi (Berabere)
Bu tarz konulara meraklıysanız bir kitap önerim olacak : İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
O kitabı okumadım ama yakın zamanda bir inceleyeyim.Teşekkür ederim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
Yorumları: 108
Konuları: 5
Kayıt Tarihi: 2015
(05/01/2018, Saat: 01:56)ahraz Adlı Kullanıcıdan Alıntı: .
.
Karşılıklılık aslında çok eski bir düzendir.Temelde ''ben sana yardım edeyim,sen de bana yardım et'' barındırır içinde.Öyle ki yıllar evvel koca bir mamutu deviren atalarımız,buzdolabının da icad edilmediğini düşünürsek,grubuyla paylaştığı eti daha sonra aç kaldığında bir koz olarak kullandı.Onun buzdolabı,arkadaşlarının mideleriydi elbette.İşte bu mükemmel bir hayatta kalma stratejisi.Olmasaydı,bugün insan türü ve bazı hayvan türleri olmayacaktı büyük ihtimalle.
.
.
Matt Ridley Erdemin Kökenleri isimli kitabında insandaki "erdem" kavramını irdelerken benzer bir örnek verir.
1900 'lü yılların başında Avrupalı antropologlarca incelenen ilkel avcı topluluklarında avcı grubun en havalı/cesur üyesi olan mızraklı/silahlı üyenin, av sürüsünü üzerine süren diğer sıradan üyelerden farklı olarak ganimetten daha fazla pay aldığını, aldığı payın -tüketmek dışında saklama imkanı olmaması nedeniyle- tüketemeyeceği fazla kısmını/artık değeri muhtelif ayrıcalıklar (diğer üyelerin eşlerini ayartmak, kendi çocuklarına ayrıcalık sağlamak vs.) elde etmek için kullandıklarını ifade eder. Kabaca da avcı toplulukların toplayıcı topluluklardan (bakış açısına göre) daha "erdemsiz" oldukları sonucuna varır.
Bu avcı topluluk geleneği, mülkiyet kavramının da güçlenmesiyle zaman içerisinde; soyluluk, ağalık, ruhban sınıfı, başlık parası, ilk gece hakkı vs. değişerek devam eder.
A momentary lapse of reason.
Yorumları: 1,922
Konuları: 45
Kayıt Tarihi: 2016
@Samet Aslında bilerek yaptığım bir olgu.Bazı yazarlar kendinden bahsederek okuyucu ile aralarında bağ kurmayı amaçlar,kimisi ise dışarıda kalıp sadece anlatıcı konumundadır.@Dragon burada olsa eminim bunu daha iyi anlatırdı.Bir tekniğe bağlı kalarak yazmıyorum,bir metodum var ama buna teknik denebilir mi,emin değilim.İlgiyi kadına vermek isteyişim,ana konunun kadının hareketinden kaynaklı oluşu yoksa kendimi tasvirden pek hoşlanmıyorum.Anlatıcılık bana daha uygun.Ama bir sonraki incelemede bunu bir düşüneyim.Teşekkür ederim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(05/01/2018, Saat: 19:38)pundoe Adlı Kullanıcıdan Alıntı: "Peki bedava tiras fircasinda da durum boyle midir? " gibi bir gecis bekledim basligin acildigi gruba bakmadan
Elinize saglik harika yazmissiniz hocam.
Bir sonraki incelememizde Hocam.Artizanları masaya yatırdık: Uncle Martin’den Mike’s’a,Faena’dan Phoenix’e Teşekkür ederim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
(05/01/2018, Saat: 20:14)Cem Hazir Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Matt Ridley Erdemin Kökenleri isimli kitabında insandaki "erdem" kavramını irdelerken benzer bir örnek verir.
1900 'lü yılların başında Avrupalı antropologlarca incelenen ilkel avcı topluluklarında avcı grubun en havalı/cesur üyesi olan mızraklı/silahlı üyenin, av sürüsünü üzerine süren diğer sıradan üyelerden farklı olarak ganimetten daha fazla pay aldığını, aldığı payın -tüketmek dışında saklama imkanı olmaması nedeniyle- tüketemeyeceği fazla kısmını/artık değeri muhtelif ayrıcalıklar (diğer üyelerin eşlerini ayartmak, kendi çocuklarına ayrıcalık sağlamak vs.) elde etmek için kullandıklarını ifade eder. Kabaca da avcı toplulukların toplayıcı topluluklardan (bakış açısına göre) daha "erdemsiz" oldukları sonucuna varır.
Bu avcı topluluk geleneği, mülkiyet kavramının da güçlenmesiyle zaman içerisinde; soyluluk, ağalık, ruhban sınıfı, başlık parası, ilk gece hakkı vs. değişerek devam eder.
Bilmiyordum,güzel bir örnek,teşekkür ederim.O zaman pek yakında Geltir’in Avcıları:Üstadlar-Düpedüz israf mı,hobi çılgınlığı mı?
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
|