80 yaş üstü dedelerimizin çoğunun ortak özelliği ustura kullanmayı bilmeleridir. Ustura kullanmayı bilmeyenler genelde tıraş olunmasını gerektirmeyecek işlerde çalışanlardır. O dönemde tıraş olmayı gerektirecek bir işte çalışmak genelde kamu görevi(hakim, subay, öğretmen, polis, diplomat, mülki idareciler, siyasetçiler vs.) gerektiriyordu. Bunların haricinde özel sektör(kastım büyük fabrikalar) yok denecek kadar az olduğu için buralarda çalışanlar da en az kamu görevlileri kadar liyakat sahibi ve gelir seviyesi iyi olan insanlardı.
Yani bu dönemde günlük tıraş olacak insanlar ya ustura kullanıyorlardı ya da yurt dışında o dönem için satılan(şimdiki vintage) aletleri alabilecek; hukuki, coğrafi( eş dost sahibi, gurbetçi akrabalar, resmi görevli vs.) ve ekonomik alt yapıya sahiptiler.
Tüm bunların da haricinde mahalle/semt berberi kültürü o dönemlerde çok daha yaygındı. Usturaya ya da jilete ihtiyacı olmayan ve hizmetini berberlerden alan da çok büyük bir kesim vardır. Ayırca günümüze ulaşmış kaliteli aletlerin haricinde bakalit plastik gibi malzemelerden yapılmış, Rus üretimi vb. kullan at ya da jilet takılabilen makineler de vardı.
2000 yılında üniversitede okurken okul yurdunda kalıyordum. Anadolu'dan gelen (köy ya da az nüfuslu yerler) öğrencilerin bir kısmı ustura ile günlük çok rahat tıraş oluyordu. Onlara garipseyerek bakıyordum ama onlar için çok sıradan bir işti.
Benim kanaatimce çok da güzel bir dönemmiş