Yorumları: 1,036
Konuları: 8
Kayıt Tarihi: 2016
(31/05/2020, Saat: 20:38)sudüşleri Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Öncelikle herkese merhaba, bu başlığı açma sebebimi kısaca belirtecek olursam; normalde haftada iki gün R41 ile 3 perde şeklinde tıraş oluyordum ve konforlu jiletlerle de tahriş vs yaşamadan genel anlamda memnun olduğum tıraşlar elde ediyordum. Ancak, bazı komşuların R41 gibi agresif aletlerin cildi yorduğundan ve uzun vadede cilt sağlığı için iyi olmadığından bahsetmeleri nedeniyle haftada 2-3 kez tıraş olduğumdan elimde bulunan R89 başlığın mild kalabileceğini düşünerek R89 ile R41 arasında agresifliği olan ve deneme amacıyla alacağım için makul fiyata bulunabilecek alet arayışına girdim ve Parker 111W aldım. Bu aletle iki kez tıraş oldum ve farklı jiletle denememe rağmen alet resmen yüzümü tırmaladı ve hiç memnun kalmadım. Aynı jiletlerle R41 de çok daha iyi tıraşlar elde etmiştim. Yeni bir alet almak için şuan bir bütçe ayırmak istemediğim için de parkerin sapını R89 başlığa takarak günde 2 kez tıraş olma yoluna gitmeye karar verdim. Parkerin sapı Muhleden biraz daha ağır ve uzun olduğu için belki biraz agresifliği de artar diye düşündüm. Bu şekilde farklı jiletlerle 5-6 kez tıraş oldum. Bölgesel düzeltmeleri saymazsam R41 de 2 perdede aldığım pürüzsüzlüğü bu şekilde 3 perdede alabildim ve tıraş sonrası his olarak R41 den daha az tahriş hissetmedim. Şapı sürünce de hafif yanma dışında sıkıntı yoktu. Benim için bir diğer seçenek de yine haftada 2-3 kez tıraş olup ilk perdeyi R41 ile sonraki iki perdeyi de Parker saplı R89 ile olmak vardı ama onun yerine öncelikle iki günde bir tıraş olmayı denemek istedim. Şimdi tüm bu açıklamalar çerçevesinde benim merak ettiğim şu: R41 jileti daha dik tuttuğu için her durumda cilt için zamanla sıkıntı çıkartır mı yoksa R41 ile haftada 2-3 kez 2 perde+düzeltme şeklinde tıraş olmak mı daha sağlıklı, iki günde bir R89 ile 3 perde+düzeltme mi daha sağlıklı, yine haftada 2-3 kez ilk perde R41 ikinci ve üçüncü perde R89 ile mi daha sağlıklı olur. Bu arada tıraşlarımda hep proraso tıraş kremi, şap ve nivea tıraş sonrası losyon kullandım. Yedekte de tabac ve arko sabunlar var proraso bitince onları kullanıcam. Ben aslında bana uygun olabileceğini düşündüğüm tek bir aletle yola devam etmek istiyorum. Bu nedenle progress veya rocca tarzında bir alet alarak uzun vade kullanmak istiyorum ama Parker tecrübemden dolayı pahalı aletler olduğu için riske de girmek istemiyorum. Günlük tıraş olan arkadaşların tabiki mild aletle tıraş olmaları daha sağlıklı olacaktır ama benim gibi her gün tıraş olmayanların tecrübelerinden faydalanmak isterim. Zaman ayırıp okuduğunuz için ve yapacağınız yorumlar in şimdiden teşekkürler.
ilk aletim future du hocam, ama progres alinca o fiyat araliginda alinabilecek en kaliteli ve, efektif makine diyebilirim. plastik knoba takilmazsaniz eger tek alet olarak bile uzun sure kullandim, ta ki rex ambassador gelene kadar.
hala rotasyonda bazen elim gidiyo donem donem.
butceniz nedir bilmem ama progres fikriniz varsa dolabiniza girince pisman etmeyecek makimeler arasinda, bendeki kisa sap tasima kutusuda seyahatlerde ise yarar diye cezbetmisti beni ve dusuk ayarlarda da isini layikiyla yapti.
tabac sabun icinse kullanin hocam aldiysaniz bitecek diye prorasiyu beklemeyin derim.
keyifli sihhatli tiraslariniz daim olsun.
Yorumları: 139
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 2020
Fikrimce agresif aletle az perde. Alet mild de olsa 3. Perde bir kat daha fazla yorar kanısındayım.
Edwin jager de8 başlıklı setle başladım, ömürlük yeter diye düşünürken, bir çoğumuzun aldığı zehirden habersizdim. Geçen karantina sürecinde keyfi çeşitlendireyim diye araştırmaya başladım. Sonuç olarak taraklı ve agresif model olarak fatip grande, orta üstü agresif parker 111 ve agresif slant model olarak merkur 39C aldım. Hepsini 3er 5er kullandım. Yolun başındayım belki ama şimdilik hepsinin ayrı ayrı keyifli makineler olduğunu söyleyebilirim. Yalnız merkur 39c slantın yeri ayrı, sizin mantığınızda tek makine seçenek olsam net 39 c derim.
Konuya dönecek olursam r41 sürekli kullanmanın cildi yoracağını düşünüyorum, bendeki fatip grande kullandığımda sonraki tıraşı mild ej de8 ile oluyorum.
R89 ile biraz daha keskin jiletler denemenizi önerebilirim. Ya da parker ı farklı jiletlerle. Diğer yazınızda 15 20 jiletim var demiştiniz. Çok değil bence optimum jileti bulmak için yorumlara bakmadan daha çok jilet almak gerekli. Bu zamana kadar 45 50 çeşit jilet edindim, zaza gold ve dorco titan yüzüme en uygun jiletler oldu. Yorumlara takılıp az daha zaza gold Kırmızı kutuyu almayacaktım.
Dolayısıyla Makine çeşitliliğiniz çok iyi bence jiletle bu işi çözebilirsiniz. Makine değişikliği düşünüyorsanız da dediğim gibi merkur slant makine favorim, ayarlı progress ya da futur da düşünülebilir. Saygılar
Gülmesini bilmeyen dükkan açmasın
Yorumları: 3,517
Konuları: 125
Kayıt Tarihi: 2011
Benim tercihim orta agresif makine ile yüksek keskinlikte konforlu jilet kombinasyonu. Misal punktal+polsilver gibi. Kişiye göre değişir cilt, sakal vs, ancak çok agresif makinelerin cildi çabuk yoracağını söylemek için bilim insanı olmaya gerek yok.
Piyasadaki çok agresif makinelerin hemen hepsinin konforu düşük, en azından bende. Bir tek futur hariç. Tek perdede çok iyi tıraş için bence en iyi makine o. Eskilere bakarsak Gem micromatic open comb bulablirseniz piyasadaki en agresif ama konforlu bir kaç makineden birisidir. 2011 r41'den daha agresif olmasına rağmen, kesimi ve konforu çok daha zevklidir. Se'lerin tıraş keyfi malum kalın jiletlerinden dolayı farklı oluyor.
Ancak ortalamanın hallice üstünde jiletli makine kullanmak yerine stardart bir çelik ustura kullanmak kıyas edilemeyecek kadar konforlu oluyor ciltte. Dolayısıyla "ben sadece futur, r41 ile iyi tıraş elde edebiliyorum" diyenlere ya tıraş tekniklerini geliştirmelerini ya da usturalara geçiş yapmayı düşünmelerini tavsiye ederim.
Benim konfor sıralamam en iyiden azalan şekilde şöyle:
çelik ustura - se makine - de makine - feather ustura/çelik kamisori - normal jiletli ustura
En az eforla tıraş yakınlığı sıralamam yine azalan şekilde
Feather ustura/çelik kamisori - çelik ustura - jiletli ustura - se makine - de makine
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
Yorumları: 233
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 2020
Tıraş olma sıklığına göre değişen bu soruyu sahip olduğum jilet ve aletler ile genel olarak şöyle yanıtlayabilirim. Burada şu da önemli her jilet + alet kombinasyonu kişiden kişiye değişmekte.
Her gün tıraş: Mild alet (Gillette Slim) + Konforlu orta keskin jilet (Astra yeşil veya Astra Mavi) + Tek perde
Haftada 2 gün tıraş: Orta Agresif alet (Gillette Adjustable #3 veya #4) + Konforlu keskin jilet (Permasharp) + 2 Perde
Tıraş olmak başlı başına cildi yoran bir eylem. Perde sayısı arttıkça cilt daha fazla etkileniyor. Bu aralar yabancı forumlarda en çok gördüğüm başlık mild alet ile tek perde tıraş. İnsanlar çok perdeli tıraşlarda ciltlerini yok yere yorduklarından bahsediyorlar. Her tıraşta sinekkaydı yakalamak için cildi zorlamak doğru değil bence. Tek perde tıraş olduktan 1 saat sonra bile cilt gözenekleri normal haline dönüp zaten pürüzsüz bir görünüm sağlıyor. Ayna karşısında cildimize çok yakından baktığımız ve cilt fırçalama/sıcak su etkisiyle gözenekleri açıldığı için hala yüzümüzde sakal var gibi görüyoruz.
Yorumları: 1,201
Konuları: 21
Kayıt Tarihi: 2012
(01/06/2020, Saat: 13:01)Nazikas Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Tıraş olma sıklığına göre değişen bu soruyu sahip olduğum jilet ve aletler ile genel olarak şöyle yanıtlayabilirim. Burada şu da önemli her jilet + alet kombinasyonu kişiden kişiye değişmekte.
Her gün tıraş: Mild alet (Gillette Slim) + Konforlu orta keskin jilet (Astra yeşil veya Astra Mavi) + Tek perde
Haftada 2 gün tıraş: Orta Agresif alet (Gillette Adjustable #3 veya #4) + Konforlu keskin jilet (Permasharp) + 2 Perde
Tıraş olmak başlı başına cildi yoran bir eylem. Perde sayısı arttıkça cilt daha fazla etkileniyor. Bu aralar yabancı forumlarda en çok gördüğüm başlık mild alet ile tek perde tıraş. İnsanlar çok perdeli tıraşlarda ciltlerini yok yere yorduklarından bahsediyorlar. Her tıraşta sinekkaydı yakalamak için cildi zorlamak doğru değil bence. Tek perde tıraş olduktan 1 saat sonra bile cilt gözenekleri normal haline dönüp zaten pürüzsüz bir görünüm sağlıyor. Ayna karşısında cildimize çok yakından baktığımız ve cilt fırçalama/sıcak su etkisiyle gözenekleri açıldığı için hala yüzümüzde sakal var gibi görüyoruz.
@Nazikas komşum, son paragrafta resmen benim son 2 - 3 haftalık durumumu özetlediniz. Bir süredir tek perde tıraş oluyorum, bazan gün aşırı, bazan günlük. Cildim hissedilir derecede toparlandı. Son 2 - 3 tıraşımda rahatlıkla kolonya kullandım, yanma veya diğer olumsuz etkiler olmadı. Ekipman; Merkur 42C, Gillette Platinum, Arko sabun, Mühle Silvertip Fibre 21 mm. Mühle fırçanın cildi hazırlayışı ve sakalları kaldırışı da ayrıca önemli tabi. Kolonya olarak Arko'nun ekürisi yine Evyap üretimi Duru kullanıyorum, yüz ve eller ıslak bir şekilde uygulayınca pek sorun çıkmıyor.
As long as you have drinking days than hungover days, you're fine ...
Yorumları: 124
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 2020
Tıraşta sakal yapısı, cilt, o gün ki moral, durum vs ile alakalı bir sürü etken var. Uzun yıllardan beri (10 yılı aşkın) orta karar bir makine (Mühle R89) ve keskin bir jilet (Feather) kombinasyonu beni tatmin ediyor. Jilet keskinliğinden dolayı alet ne kadar orta olsa da bazen cilt ister istemez yoruluyor. Bazen jilet tercihini değiştirip (yeşil Astra) daha konforlu bir tıraş tercih de ediyorum.
Sizin dediğiniz azıcık aşım ağrısız başım olayı benim içinde geçerli. 3 günde bir tıraş olduğum, sakal yapım sert, yoğun ve kalın, cildim de hassas olduğu için ikisini de bir arada yapan alet arayışı ister istemez söz konusu oluyor.
Benim de ilk perdeleri R41 ile alıp daha sonra ki perdelerde R89'a geçmişliğim çoktur. Aksi takdirde agresif makinelerin cildi tarumar etmesi çok olası bir durum.
Ama konfor olarak tercihim DE makineler de orta karar + keskin-konforlu bir jilet tercihi olur.
Yorumları: 165
Konuları: 11
Kayıt Tarihi: 2019
(01/06/2020, Saat: 04:40)Ferat Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Fikrimce agresif aletle az perde. Alet mild de olsa 3. Perde bir kat daha fazla yorar kanısındayım.
Edwin jager de8 başlıklı setle başladım, ömürlük yeter diye düşünürken, bir çoğumuzun aldığı zehirden habersizdim. Geçen karantina sürecinde keyfi çeşitlendireyim diye araştırmaya başladım. Sonuç olarak taraklı ve agresif model olarak fatip grande, orta üstü agresif parker 111 ve agresif slant model olarak merkur 39C aldım. Hepsini 3er 5er kullandım. Yolun başındayım belki ama şimdilik hepsinin ayrı ayrı keyifli makineler olduğunu söyleyebilirim. Yalnız merkur 39c slantın yeri ayrı, sizin mantığınızda tek makine seçenek olsam net 39 c derim.
Konuya dönecek olursam r41 sürekli kullanmanın cildi yoracağını düşünüyorum, bendeki fatip grande kullandığımda sonraki tıraşı mild ej de8 ile oluyorum.
R89 ile biraz daha keskin jiletler denemenizi önerebilirim. Ya da parker ı farklı jiletlerle. Diğer yazınızda 15 20 jiletim var demiştiniz. Çok değil bence optimum jileti bulmak için yorumlara bakmadan daha çok jilet almak gerekli. Bu zamana kadar 45 50 çeşit jilet edindim, zaza gold ve dorco titan yüzüme en uygun jiletler oldu. Yorumlara takılıp az daha zaza gold Kırmızı kutuyu almayacaktım.
Dolayısıyla Makine çeşitliliğiniz çok iyi bence jiletle bu işi çözebilirsiniz. Makine değişikliği düşünüyorsanız da dediğim gibi merkur slant makine favorim, ayarlı progress ya da futur da düşünülebilir. Saygılar
değerli görüşleriniz için teşekkürler komşum
(01/06/2020, Saat: 11:28)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Benim tercihim orta agresif makine ile yüksek keskinlikte konforlu jilet kombinasyonu. Misal punktal+polsilver gibi. Kişiye göre değişir cilt, sakal vs, ancak çok agresif makinelerin cildi çabuk yoracağını söylemek için bilim insanı olmaya gerek yok.
Piyasadaki çok agresif makinelerin hemen hepsinin konforu düşük, en azından bende. Bir tek futur hariç. Tek perdede çok iyi tıraş için bence en iyi makine o. Eskilere bakarsak Gem micromatic open comb bulablirseniz piyasadaki en agresif ama konforlu bir kaç makineden birisidir. 2011 r41'den daha agresif olmasına rağmen, kesimi ve konforu çok daha zevklidir. Se'lerin tıraş keyfi malum kalın jiletlerinden dolayı farklı oluyor.
Ancak ortalamanın hallice üstünde jiletli makine kullanmak yerine stardart bir çelik ustura kullanmak kıyas edilemeyecek kadar konforlu oluyor ciltte. Dolayısıyla "ben sadece futur, r41 ile iyi tıraş elde edebiliyorum" diyenlere ya tıraş tekniklerini geliştirmelerini ya da usturalara geçiş yapmayı düşünmelerini tavsiye ederim.
Benim konfor sıralamam en iyiden azalan şekilde şöyle:
çelik ustura - se makine - de makine - feather ustura/çelik kamisori - normal jiletli ustura
En az eforla tıraş yakınlığı sıralamam yine azalan şekilde
Feather ustura/çelik kamisori - çelik ustura - jiletli ustura - se makine - de makine
değerli görüşleriniz için teşekkürler üstad
(01/06/2020, Saat: 13:01)Nazikas Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Tıraş olma sıklığına göre değişen bu soruyu sahip olduğum jilet ve aletler ile genel olarak şöyle yanıtlayabilirim. Burada şu da önemli her jilet + alet kombinasyonu kişiden kişiye değişmekte.
Her gün tıraş: Mild alet (Gillette Slim) + Konforlu orta keskin jilet (Astra yeşil veya Astra Mavi) + Tek perde
Haftada 2 gün tıraş: Orta Agresif alet (Gillette Adjustable #3 veya #4) + Konforlu keskin jilet (Permasharp) + 2 Perde
Tıraş olmak başlı başına cildi yoran bir eylem. Perde sayısı arttıkça cilt daha fazla etkileniyor. Bu aralar yabancı forumlarda en çok gördüğüm başlık mild alet ile tek perde tıraş. İnsanlar çok perdeli tıraşlarda ciltlerini yok yere yorduklarından bahsediyorlar. Her tıraşta sinekkaydı yakalamak için cildi zorlamak doğru değil bence. Tek perde tıraş olduktan 1 saat sonra bile cilt gözenekleri normal haline dönüp zaten pürüzsüz bir görünüm sağlıyor. Ayna karşısında cildimize çok yakından baktığımız ve cilt fırçalama/sıcak su etkisiyle gözenekleri açıldığı için hala yüzümüzde sakal var gibi görüyoruz.
değerli görüşleriniz için teşekkürler komşum
(01/06/2020, Saat: 14:04)smltrpn Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Tıraşta sakal yapısı, cilt, o gün ki moral, durum vs ile alakalı bir sürü etken var. Uzun yıllardan beri (10 yılı aşkın) orta karar bir makine (Mühle R89) ve keskin bir jilet (Feather) kombinasyonu beni tatmin ediyor. Jilet keskinliğinden dolayı alet ne kadar orta olsa da bazen cilt ister istemez yoruluyor. Bazen jilet tercihini değiştirip (yeşil Astra) daha konforlu bir tıraş tercih de ediyorum.
Sizin dediğiniz azıcık aşım ağrısız başım olayı benim içinde geçerli. 3 günde bir tıraş olduğum, sakal yapım sert, yoğun ve kalın, cildim de hassas olduğu için ikisini de bir arada yapan alet arayışı ister istemez söz konusu oluyor.
Benim de ilk perdeleri R41 ile alıp daha sonra ki perdelerde R89'a geçmişliğim çoktur. Aksi takdirde agresif makinelerin cildi tarumar etmesi çok olası bir durum.
Ama konfor olarak tercihim DE makineler de orta karar + keskin-konforlu bir jilet tercihi olur.
değerli görüşleriniz için teşekkürler komşum
TemeT NoscE
Yorumları: 402
Konuları: 3
Kayıt Tarihi: 2019
komşum r89 ve r41 başlığınız var. Tam arasında birde rocca kafa bulursanız daha da başka alete bence ihtiyacınız olmaz.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Yorumları: 165
Konuları: 11
Kayıt Tarihi: 2019
(01/06/2020, Saat: 16:02)shaving nick Adlı Kullanıcıdan Alıntı: komşum r89 ve r41 başlığınız var. Tam arasında birde rocca kafa bulursanız daha da başka alete bence ihtiyacınız olmaz.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
R89 sapının roccaya uyduğunu bilmiyordum. biraz zor bulmak bence ama öğrendiğim iyi oldu denk gelirse kaçırmam
TemeT NoscE
Yorumları: 233
Konuları: 2
Kayıt Tarihi: 2020
(01/06/2020, Saat: 13:41)korgunv Adlı Kullanıcıdan Alıntı: @Nazikas komşum, son paragrafta resmen benim son 2 - 3 haftalık durumumu özetlediniz. Bir süredir tek perde tıraş oluyorum, bazan gün aşırı, bazan günlük. Cildim hissedilir derecede toparlandı. Son 2 - 3 tıraşımda rahatlıkla kolonya kullandım, yanma veya diğer olumsuz etkiler olmadı. Ekipman; Merkur 42C, Gillette Platinum, Arko sabun, Mühle Silvertip Fibre 21 mm. Mühle fırçanın cildi hazırlayışı ve sakalları kaldırışı da ayrıca önemli tabi. Kolonya olarak Arko'nun ekürisi yine Evyap üretimi Duru kullanıyorum, yüz ve eller ıslak bir şekilde uygulayınca pek sorun çıkmıyor.
@korgunv komşum sizin adınıza çok sevindim. Kullanmakta olduğunuz 42C yi 2 kere test amaçlı kullandım ve günlük veya gün aşırılık tıraş için çok güzel bir makine. Siz de keyifle kullanıyorsunuz ne güzel. Tabi burada cilt ile uyumlu olan aynı ekipmanda ısrar da önemli cilt açısından. Ben de her türlü losyon kolonya tarzındaki ürünleri ıslak yüze uyguluyorum daha rahat bir uygulama sağlıyor.
Bu arada 120 yıllık eski bir tıraş kitabı vardı burada paylaşılan. Onu okuduktan sonra ben de kendimde şu değişimi yaptım ve daha konforlu tıraşlar çıkartıyorum. Belki bazı arkadaşlar görüp denemek isterler. Şöyle ki; Eğer banyo öncesi tıraş tercih edilecekse sakal bölgesinin kir ve yağdan arındırılması gerek. Bunun için yüz için kullandığım kükürtlü ve çam katranlı sabun ile yüzümü ılık suyla yıkayıp duruluyorum ve tamamen kuruluyorum havluyu yavaş hareketlerle yüzüme bastırarak. O sabunun da köpüğünü daha çok elimde köpürtüp yüzüme sürüyorum ki yüzüm tıraştan evvel hassaslaşmasın. Tasta hazırladığım tıraş sabununu ''kuruladığım'' yüzüme uyguluyorum. Yüzde köpürtme yapmıyorum. Yüze köpüğü uygularken dairesel hareketten kaçınıyorum, badana yapar gibi kullanıyorum. Daha sonra parmaklarımla çok hafif bir biçimde sakallarıma masaj yapıyor ve ardından ılık suyla duruluyorum. Kitapta tıraş sabunun alkali özelliğinden kılların etrafını sarıp sert hale getirdiğinden (yani kaldırdığı) kesimin kolay olacağını, sakalı çok sıcak suyla yıkamanın kılları fazla yumuşatıp sabunun sakalı sertleştirmede başarısız olacağını ve dolayısı ile kesilmeye direnen sakalla karşılaşılacağını söylüyor. Yüzü ''tamamen kuruladıktan'' sonra tekrar köpüğü yüzüme badana yapar gibi dağıtıp tıraşa başlıyorum. Köpüğün kalın ve hafifi parlak olmasına özen gösteriyorum. Eğer gün aşırı tıraş olacaksam olduğum tek perdeyi sakal çıkış yönü çaprazına alıyorum. 2-3 perdahlık tıraş olacakmışım gibi sabun yüklemesi yapıyorum. Çoğu zaman tıraş sonrasına ihtiyaç duymuyorum ama yine de kullanacaksam Nivea alkolsüz losyonu çok az uyguluyorum.
İyi bir ön hazırlık ve iyi hazırlanmış köpük bir çok tıraş kaynaklı tahrişi minimuma indiriyor. Uzun yıllardır seboreik dermatit hastası olarak ben bu konforlu tıraşları çıkartıyorsam cildinde herhangi bir problem olmayan komşularım daha net sonuçlar alacaktır.
|