03/01/2013, Saat: 21:46
Bez Mendile Dönüş ÇEVREYE OLAN AŞIRI İLGİ, YEŞİLE OLAN ÖZLEM, AĞAÇLARIN KORUNMASI
KÂĞIT MENDİLLERE OUT BEZ MENDİLLER İN DEDİRTİYOR Artık bir nostalji olarak belleklerimizde yer eden eski
bayramlardan, çocuklarımıza söz ederken “ bir
zamanlar ” diye başladığımız ve “... büyüklerimizin
ellerinden öptükten sonra bir kenarda sessizce
otururduk. Kolonya ya da gül suyunu ellerimize
döktkten sonra şekerlerimizi alır, bir kabahat edecekmişiz gibi o renkli şekerleri usulca açardık. Bir
süre sonra gitmek için oturduğumuz yerden
kalktığımızda evin hanımannesi her birimizin
cebine, içlerine bayram harçlığı saklanmış olan
erkek çocuklarına mavili, kız çocuklarına pembeli
küçük süslü mendilleri usulca koyar ve ellerini öptürürlerdi. Saygısızlık ya da görmemişlik etmemek için evden çıkana kadar o
mendillere el süremezdik.” diyerek anlatmaya çalıştığımız o eski günlerden
anılarımızda kalan mendiller nerede. O eski İstanbul beyefendilerinin mendilsiz
sokağa çıkmadığı, hanımefendilerin çantalarından eksik etmediği o süslü mendiller
nerede. Merhum gazeteci Burhan Felek’ in bir şiirinde “mendile tüküremem yazık
diye , sokağa tüküremem yasak diye ” kıymetini belirlediği mendiller nerede... Belleklerimizde yer etmiş türkülerimizden biri “mendilimde gül oya gülmedim doya
doya ” derken , ünlü bir şiirimizin dizeleri arasında da “ sallanmaz o kalkışta ne
mendil ne de bir kol ” ( Y.K.BEYATLI ) diyerek kendinden söz ettiren mendil bugün
ceplerimizden eksik etmediğimiz , işi bitince kaldırıp gelişi güzel şekilde sağa sola
attığımız kağıt mendiller değil tabii. O mendiller ki sevenler arasında bir çeşit
haberleşme aracı olarak kullanılan Anadolu’nun gelenekselleşmiş bir simgesidir. Söylendiği zaman aklımıza ilk gelen şekliyle dört köşe bir bez parçası olan
mendil son yıllarda sıkça kullanmaya başladığımız kağıt mendiller yüzünden
unutulmaya yüz tutmuş bir kullanım eşyası olarak anılarımızda yer etmeye başladı.
Yeni neslin belki de hiç bilmediği bez mendiller folklor hayatımızdan el sanatlarına
giysilerimizdeki yerinden halk oyunlarına, deyimlerden ( mendil açmak –dilenmek;
mendil sallamak –uğurlamak ; mendil kadar -çok küçük ; mendili kurumaz – çok ağlayan ya da sürekli aptesli olan ) manilerimize kadar pek çok yerde sıkça
kullandığımız bir kavram aslında. “ Kağıt mendil çıktı bez mendil öldü ” sözünün
orta yaşın üzerindeki insanlar arasında sıkça kullanılması mendilin yeni nesillere
kolayca aktarılmasına sebep olabilir. Yeni nesle bez mendilden söz ederken
faydalarına da değinecek olursak ; bunun hem çevreye hem kağıt tüketiminin
azaltılmasına ve dolayısıyla ağaç kesimlerinin azalmasına sebep olabilecek faydası yüzünden kağıt mendillerden bez mendillere dönmenin gerekliliği de anlatılmış
olur. Mendil bilindiği şekliyle burun silmek, kimi zaman da teri silmek, el yüz ya da
gözyaşlarını silmek maksadıyla kullanılan kare biçiminde küçük kumaş ya da
yumuşak kağıt parçası. Tabii bu kağıt parçası kelimesini çağa ayak uydurmak için
söylemiş olduk. Birkaç bin lira vererek aldığımız kağıt mendiller bakkallardan
eczanelere, marketlerden seyyar tezgahlara kadar her yerde bolca mevcut. İnsanlar
hiçbir manevi değeri olmayan kağıt mendillerle burunlarını siliyorlar, terlerini temizliyorlar, hatta ayakkabılarını bile parlatıyor, oturacakları yerleri siliyorlar ve
kaldırıp bir yerlere atıyorlar. Çağdaş insanın çağdaşlık işaretlerinden biri olan kağıt
mendiller gelince oyalı, nakışlı, süslü mendiller yok olmaya başladı bile .. TARİHÇE
Geçmiş yıllardaki evlerde genç kızların el emeği ve göz nuru ile meydana getirdikleri
süslü , işlemeli , oyalı mendillerin tarihinin insanlık tarihi ile başladığına dair verilere
rastlansa da ve her milletin geçmiş yıllarına bakıldığında mendille ilgili bir çok olaylara rastlamak mümkündür. Mendilin ilk kimler tarafından kullanıldığı pek bilinmemekle beraber en yoğun
şekliyle tarih kitaplarında eski Romalılar tarafından sıkça kullanıldığı
görülmektedir. Rivayet odur ki o zamanın vahşi spor oyunlarında , oyunun başlama
işareti, mendil sallayarak yapılırdı. Görevli olan şahıs bir kulenin üzerinden elindeki
mendili sallayıp atınca oyun başlardı. Eski orta Asya Türk toplumlarından Anadolu’ya kadar taşınan cirit oyununun
başlangıcında da yine obanın en yaşlısı elinde bulunan mendili yüksekçe bir yerden
sallayıp savurunca oyuncular yarışmaya başlardı. Ortaçağ insanları mendili süs eşyası olarak kullanmaya yöneldiler. İpekli mendiller,
ceketin kol ağzına sokulur ve geri kalan kısmı serbest bırakılarak sallanırdı. Onuncu
asır Fransa’sında ise kadınlar ve erkekler bellerine süslemeli mendiller sarmayı moda
haline getirdiler. Mendil, süs ve temizlik eşyası olarak kullanıldığı gibi yurdumuzun
çeşitli yörelerindeki mahalli oyunlarda, oyuncu başlarının elinde oyun idare etmek
için de sallanır. Türkülerimizden manilere, halk oyunlarımızdan deyimlere kadar bir çok geleneğimizde mendile rastlamak mümkündür. Mendillerin süsleri, oyaları,
işlemeleri çevrenin örf, gelenek ve göreneklerine göre değişmektedir. Anadolu’da
mendillere işlenen oyaların iplik renkleri, çeşitli motifler ve süsler, karşılıklı
düşünceler, istekleri dile getirmede kullanılır. Mendil bar, halay gibi halk oyunlarında
da oyunu yöneten kişi tarafından bir tür yöntem aracı olarak kullanılır. Oyunu
yöneten, öteki oyunculara figürün sona ereceğini, başka figüre geçileceğini gibi hareketleri mendilin salınımları ile bildirir. Balıkesir ve yöresinde kadınlar tarafından
topluca oynanan türkülü güvende türü bir halk oyunu “mendili oyaladım” adıyla
bilinirken, Edirne ve çevresinde yine kadınlar tarafından oynanan karşılama türü
oyunun adı da “mendil “ olarak bilinir. “Mendilli” adıyla da Gaziantep ve çevresinde
kadınlar tarafından ve elde mendille oynanan ağır halay türü bir halk oyunu da
Anadolu'muzun bir simgesidir. Mendil çocuk oyunları arasında da kendine yer edinmiştir. Körebe oyununda ebe olan çocuğun gözleri büyükçe bir mendille
bağlanırken, mendil kapmaca oyununda ise iki kümeye ayrılan çocuklar ortada
duran yine bir başka çocuğun elinde tuttuğu mendili birbirinden kaçırmaya
çalışarak oynadıkları bir başka oyun türüdür. TEKSTİLDE MENDİL Genellikle çevresine zeminden farklı renk ya da ya da numaradaki
ipliklerle ya da bezayağından farklı bir armürle dokunmuş şeritlerle oluşturulan
çerçeveyle birlikte bir kare oluşturan bezayağı armürlü dokumadan kesilen,
kesildikten sonra kenarları bastırılan mendil pamuktan, ketenden ya da ipekten
yapılır. Kağıt mendillerin fazla talebi nedeniyle bez mendil üretiminde gözle görülür
bir azalma söz konusudur. DÜNYA DİLLERİNDE MENDİL HANDKERCHIEF ingilizce MOUCHOİR fransızca PANUELO ispanyolca FAZZOLETTO italyanca LENÇO portekizce BATISTA romance TASCHENTUCH almanca ZAKDOEK felemenkçe NASDUK isveççe LOMMETQRKLAEDE danimarkaca CHUSTECZKA polonyaca CZECH çekçe SERBO-CROAT sırpça ZSEBKENDÖ macarca NENALİİNA finlandiyaca POS’TİKA esperanto NASAVÖY PLATÖK rusca MANTİ’Lİ yunanca MANDİL arapça MİTPACHAT ibranice HANKACH japonca KİTAMBAA suahilice MENDİLLERİN DİLİ Mendil, yavuklular arasında hatıra, armağan olarak kullanıldığı gibi bir
haberleşme aracı olarak da kullanılmaktadır. Tanışmak isteyen bir erkeğin
gönderdiği genellikle ucu yanık mendil kız tarafından kabul edildiğinde “ evet ” geri
gönderildiğinde ise “ hayır ” anlamı taşımaktadır. Genç kız mendili kabul ettiğinde
kendi elleriyle işlediği bir mendili sevdiği erkeğe gönderir. Bu tür gönül işlerinde
kullanılan mendiller kesinlikle kullanılmaz o günün hatırasına saklanır. Herhangi bir anlaşmazlık ya da kırgınlık halinde mendil geri gönderilir. Mendil nişan, düğün vb.
nedenlerle karşılıklı gönderilen bohçalarında vazgeçilmez eşyalarındandır. Kız
tarafına gönderilen mendil geri gönderildiğinde “ size verilecek kızımız yok ”
demektir. Eğer mendil iade edilmezse “ kızımızı istemenize memnun olduk. Buyurun
görüşelim.” anlamına gelmekteydi. Her genç kızın çeyizinde kendi eliyle işlediği
birkaç mendil mutlaka bulunur. Müslüman Türkler arasında haremlik selamlık ya da diğer bir deyişle kaç-göç
olduğu günlerde adeta bir konuşma dili olan mendil genellikle genç erkeklerin
ceplerini süslerdi. Ceketlerin küçük cebine takılan mendilin şekli, anlayan ve anlamak
için bakan “ kadın ”a çok şeyler söylerdi. Tabii ki renkleri ile birlikte...
Küçük cebe konulup ucu da hafifçe dışarı çıkartılmış bir “ kırmızı ” mendil “
senin için yanıp kül oluyorum.” anlamındaydı. Eğer mendil beyaz ise “ artık sabır kalmadı. Evdekileri haberle. Bizimkileri istetmeye gönderiyorum.” demeye gelirdi. Bir
genç kız kendisinde gönlü olduğunu bildiği bir erkeğin arkasından geldiğini
gördüğünde çevresine belli etmeden mendilini yere düşürür. Erkekte kendisi için
düşürülen mendili eğilir yerden alır ve kendini dünyanın en mutlu insanı
zannederdi. Hoş olan bu durum türkülerimizde “ Üsküdar’a giderken bir mendil
buldum. Mendilimin içine lokum doldurdum.” şeklinde bile yer etmiştir. Yolcuları, dostları, yakınları, sevgilileri uğurlama sırasında da mendilin önemli
rolü vardır. Garlarda, istasyonlarda, otogarlarda, limanlarda, havaalanlarında
sevenleri uzaklara götürecek araçların arkasından rengarenk mendiller sallanır. İki
sevgiliden biri diğerine mendil verirken “ mendil tez ayrılık getirir ” inancı yüzünden
mendili birbirlerine satar gibi yaparlar.
Eski kadınların, hanımannelerimizin ve ninelerimizin çocuklara verdikleri bayram hediyeleri arasında yine mendil bulunmaktadır. MENDİL ÇEŞİTLERİ Hamal mendili ; bu isimle anılan mendiller kadın ve erkek mendillerinden büyüktür.
İşlemeli süs mendillerine ise hiç benzemezler. Bir peçete büyüklüğünde ve mutlaka
renklidirler. Çoğu da damalıdır. Hamallar yorulup terleyince, kuşaklarının arasına
sıkıştırdıkları bu mendillerle silinip kurulanırlar.
Yazma mendil üzerine baskı tekniği ile desen basılmış mendil. Kenarlar kravatlarla
uyum içinde olur. Çıkın mendilleri ; Büyük ebatta olan bu tür mendiller çıkın yapmak, öteberi vs.
koymak için kullanılır. Genelde koyu renkte olur. Yolculuk esnasında küçük çapta
sofra altı olarak kullanılmaktadır.
EROL KARA YASAL UYARI: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun olarak yayın yapan erolkara.net bünyesinde yayınlanan yazı, haber ve videolar,kaynak göstermek veya ilgili sayfaya link vermek koşuluyla yayınlanabilir. Aksi durumlarda her türlü yasal
haklarımız saklıdır.
Alıntıdır http://www.erolkara.net/622-bez-mendile-...haber.html
KÂĞIT MENDİLLERE OUT BEZ MENDİLLER İN DEDİRTİYOR Artık bir nostalji olarak belleklerimizde yer eden eski
bayramlardan, çocuklarımıza söz ederken “ bir
zamanlar ” diye başladığımız ve “... büyüklerimizin
ellerinden öptükten sonra bir kenarda sessizce
otururduk. Kolonya ya da gül suyunu ellerimize
döktkten sonra şekerlerimizi alır, bir kabahat edecekmişiz gibi o renkli şekerleri usulca açardık. Bir
süre sonra gitmek için oturduğumuz yerden
kalktığımızda evin hanımannesi her birimizin
cebine, içlerine bayram harçlığı saklanmış olan
erkek çocuklarına mavili, kız çocuklarına pembeli
küçük süslü mendilleri usulca koyar ve ellerini öptürürlerdi. Saygısızlık ya da görmemişlik etmemek için evden çıkana kadar o
mendillere el süremezdik.” diyerek anlatmaya çalıştığımız o eski günlerden
anılarımızda kalan mendiller nerede. O eski İstanbul beyefendilerinin mendilsiz
sokağa çıkmadığı, hanımefendilerin çantalarından eksik etmediği o süslü mendiller
nerede. Merhum gazeteci Burhan Felek’ in bir şiirinde “mendile tüküremem yazık
diye , sokağa tüküremem yasak diye ” kıymetini belirlediği mendiller nerede... Belleklerimizde yer etmiş türkülerimizden biri “mendilimde gül oya gülmedim doya
doya ” derken , ünlü bir şiirimizin dizeleri arasında da “ sallanmaz o kalkışta ne
mendil ne de bir kol ” ( Y.K.BEYATLI ) diyerek kendinden söz ettiren mendil bugün
ceplerimizden eksik etmediğimiz , işi bitince kaldırıp gelişi güzel şekilde sağa sola
attığımız kağıt mendiller değil tabii. O mendiller ki sevenler arasında bir çeşit
haberleşme aracı olarak kullanılan Anadolu’nun gelenekselleşmiş bir simgesidir. Söylendiği zaman aklımıza ilk gelen şekliyle dört köşe bir bez parçası olan
mendil son yıllarda sıkça kullanmaya başladığımız kağıt mendiller yüzünden
unutulmaya yüz tutmuş bir kullanım eşyası olarak anılarımızda yer etmeye başladı.
Yeni neslin belki de hiç bilmediği bez mendiller folklor hayatımızdan el sanatlarına
giysilerimizdeki yerinden halk oyunlarına, deyimlerden ( mendil açmak –dilenmek;
mendil sallamak –uğurlamak ; mendil kadar -çok küçük ; mendili kurumaz – çok ağlayan ya da sürekli aptesli olan ) manilerimize kadar pek çok yerde sıkça
kullandığımız bir kavram aslında. “ Kağıt mendil çıktı bez mendil öldü ” sözünün
orta yaşın üzerindeki insanlar arasında sıkça kullanılması mendilin yeni nesillere
kolayca aktarılmasına sebep olabilir. Yeni nesle bez mendilden söz ederken
faydalarına da değinecek olursak ; bunun hem çevreye hem kağıt tüketiminin
azaltılmasına ve dolayısıyla ağaç kesimlerinin azalmasına sebep olabilecek faydası yüzünden kağıt mendillerden bez mendillere dönmenin gerekliliği de anlatılmış
olur. Mendil bilindiği şekliyle burun silmek, kimi zaman da teri silmek, el yüz ya da
gözyaşlarını silmek maksadıyla kullanılan kare biçiminde küçük kumaş ya da
yumuşak kağıt parçası. Tabii bu kağıt parçası kelimesini çağa ayak uydurmak için
söylemiş olduk. Birkaç bin lira vererek aldığımız kağıt mendiller bakkallardan
eczanelere, marketlerden seyyar tezgahlara kadar her yerde bolca mevcut. İnsanlar
hiçbir manevi değeri olmayan kağıt mendillerle burunlarını siliyorlar, terlerini temizliyorlar, hatta ayakkabılarını bile parlatıyor, oturacakları yerleri siliyorlar ve
kaldırıp bir yerlere atıyorlar. Çağdaş insanın çağdaşlık işaretlerinden biri olan kağıt
mendiller gelince oyalı, nakışlı, süslü mendiller yok olmaya başladı bile .. TARİHÇE
Geçmiş yıllardaki evlerde genç kızların el emeği ve göz nuru ile meydana getirdikleri
süslü , işlemeli , oyalı mendillerin tarihinin insanlık tarihi ile başladığına dair verilere
rastlansa da ve her milletin geçmiş yıllarına bakıldığında mendille ilgili bir çok olaylara rastlamak mümkündür. Mendilin ilk kimler tarafından kullanıldığı pek bilinmemekle beraber en yoğun
şekliyle tarih kitaplarında eski Romalılar tarafından sıkça kullanıldığı
görülmektedir. Rivayet odur ki o zamanın vahşi spor oyunlarında , oyunun başlama
işareti, mendil sallayarak yapılırdı. Görevli olan şahıs bir kulenin üzerinden elindeki
mendili sallayıp atınca oyun başlardı. Eski orta Asya Türk toplumlarından Anadolu’ya kadar taşınan cirit oyununun
başlangıcında da yine obanın en yaşlısı elinde bulunan mendili yüksekçe bir yerden
sallayıp savurunca oyuncular yarışmaya başlardı. Ortaçağ insanları mendili süs eşyası olarak kullanmaya yöneldiler. İpekli mendiller,
ceketin kol ağzına sokulur ve geri kalan kısmı serbest bırakılarak sallanırdı. Onuncu
asır Fransa’sında ise kadınlar ve erkekler bellerine süslemeli mendiller sarmayı moda
haline getirdiler. Mendil, süs ve temizlik eşyası olarak kullanıldığı gibi yurdumuzun
çeşitli yörelerindeki mahalli oyunlarda, oyuncu başlarının elinde oyun idare etmek
için de sallanır. Türkülerimizden manilere, halk oyunlarımızdan deyimlere kadar bir çok geleneğimizde mendile rastlamak mümkündür. Mendillerin süsleri, oyaları,
işlemeleri çevrenin örf, gelenek ve göreneklerine göre değişmektedir. Anadolu’da
mendillere işlenen oyaların iplik renkleri, çeşitli motifler ve süsler, karşılıklı
düşünceler, istekleri dile getirmede kullanılır. Mendil bar, halay gibi halk oyunlarında
da oyunu yöneten kişi tarafından bir tür yöntem aracı olarak kullanılır. Oyunu
yöneten, öteki oyunculara figürün sona ereceğini, başka figüre geçileceğini gibi hareketleri mendilin salınımları ile bildirir. Balıkesir ve yöresinde kadınlar tarafından
topluca oynanan türkülü güvende türü bir halk oyunu “mendili oyaladım” adıyla
bilinirken, Edirne ve çevresinde yine kadınlar tarafından oynanan karşılama türü
oyunun adı da “mendil “ olarak bilinir. “Mendilli” adıyla da Gaziantep ve çevresinde
kadınlar tarafından ve elde mendille oynanan ağır halay türü bir halk oyunu da
Anadolu'muzun bir simgesidir. Mendil çocuk oyunları arasında da kendine yer edinmiştir. Körebe oyununda ebe olan çocuğun gözleri büyükçe bir mendille
bağlanırken, mendil kapmaca oyununda ise iki kümeye ayrılan çocuklar ortada
duran yine bir başka çocuğun elinde tuttuğu mendili birbirinden kaçırmaya
çalışarak oynadıkları bir başka oyun türüdür. TEKSTİLDE MENDİL Genellikle çevresine zeminden farklı renk ya da ya da numaradaki
ipliklerle ya da bezayağından farklı bir armürle dokunmuş şeritlerle oluşturulan
çerçeveyle birlikte bir kare oluşturan bezayağı armürlü dokumadan kesilen,
kesildikten sonra kenarları bastırılan mendil pamuktan, ketenden ya da ipekten
yapılır. Kağıt mendillerin fazla talebi nedeniyle bez mendil üretiminde gözle görülür
bir azalma söz konusudur. DÜNYA DİLLERİNDE MENDİL HANDKERCHIEF ingilizce MOUCHOİR fransızca PANUELO ispanyolca FAZZOLETTO italyanca LENÇO portekizce BATISTA romance TASCHENTUCH almanca ZAKDOEK felemenkçe NASDUK isveççe LOMMETQRKLAEDE danimarkaca CHUSTECZKA polonyaca CZECH çekçe SERBO-CROAT sırpça ZSEBKENDÖ macarca NENALİİNA finlandiyaca POS’TİKA esperanto NASAVÖY PLATÖK rusca MANTİ’Lİ yunanca MANDİL arapça MİTPACHAT ibranice HANKACH japonca KİTAMBAA suahilice MENDİLLERİN DİLİ Mendil, yavuklular arasında hatıra, armağan olarak kullanıldığı gibi bir
haberleşme aracı olarak da kullanılmaktadır. Tanışmak isteyen bir erkeğin
gönderdiği genellikle ucu yanık mendil kız tarafından kabul edildiğinde “ evet ” geri
gönderildiğinde ise “ hayır ” anlamı taşımaktadır. Genç kız mendili kabul ettiğinde
kendi elleriyle işlediği bir mendili sevdiği erkeğe gönderir. Bu tür gönül işlerinde
kullanılan mendiller kesinlikle kullanılmaz o günün hatırasına saklanır. Herhangi bir anlaşmazlık ya da kırgınlık halinde mendil geri gönderilir. Mendil nişan, düğün vb.
nedenlerle karşılıklı gönderilen bohçalarında vazgeçilmez eşyalarındandır. Kız
tarafına gönderilen mendil geri gönderildiğinde “ size verilecek kızımız yok ”
demektir. Eğer mendil iade edilmezse “ kızımızı istemenize memnun olduk. Buyurun
görüşelim.” anlamına gelmekteydi. Her genç kızın çeyizinde kendi eliyle işlediği
birkaç mendil mutlaka bulunur. Müslüman Türkler arasında haremlik selamlık ya da diğer bir deyişle kaç-göç
olduğu günlerde adeta bir konuşma dili olan mendil genellikle genç erkeklerin
ceplerini süslerdi. Ceketlerin küçük cebine takılan mendilin şekli, anlayan ve anlamak
için bakan “ kadın ”a çok şeyler söylerdi. Tabii ki renkleri ile birlikte...
Küçük cebe konulup ucu da hafifçe dışarı çıkartılmış bir “ kırmızı ” mendil “
senin için yanıp kül oluyorum.” anlamındaydı. Eğer mendil beyaz ise “ artık sabır kalmadı. Evdekileri haberle. Bizimkileri istetmeye gönderiyorum.” demeye gelirdi. Bir
genç kız kendisinde gönlü olduğunu bildiği bir erkeğin arkasından geldiğini
gördüğünde çevresine belli etmeden mendilini yere düşürür. Erkekte kendisi için
düşürülen mendili eğilir yerden alır ve kendini dünyanın en mutlu insanı
zannederdi. Hoş olan bu durum türkülerimizde “ Üsküdar’a giderken bir mendil
buldum. Mendilimin içine lokum doldurdum.” şeklinde bile yer etmiştir. Yolcuları, dostları, yakınları, sevgilileri uğurlama sırasında da mendilin önemli
rolü vardır. Garlarda, istasyonlarda, otogarlarda, limanlarda, havaalanlarında
sevenleri uzaklara götürecek araçların arkasından rengarenk mendiller sallanır. İki
sevgiliden biri diğerine mendil verirken “ mendil tez ayrılık getirir ” inancı yüzünden
mendili birbirlerine satar gibi yaparlar.
Eski kadınların, hanımannelerimizin ve ninelerimizin çocuklara verdikleri bayram hediyeleri arasında yine mendil bulunmaktadır. MENDİL ÇEŞİTLERİ Hamal mendili ; bu isimle anılan mendiller kadın ve erkek mendillerinden büyüktür.
İşlemeli süs mendillerine ise hiç benzemezler. Bir peçete büyüklüğünde ve mutlaka
renklidirler. Çoğu da damalıdır. Hamallar yorulup terleyince, kuşaklarının arasına
sıkıştırdıkları bu mendillerle silinip kurulanırlar.
Yazma mendil üzerine baskı tekniği ile desen basılmış mendil. Kenarlar kravatlarla
uyum içinde olur. Çıkın mendilleri ; Büyük ebatta olan bu tür mendiller çıkın yapmak, öteberi vs.
koymak için kullanılır. Genelde koyu renkte olur. Yolculuk esnasında küçük çapta
sofra altı olarak kullanılmaktadır.
EROL KARA YASAL UYARI: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun olarak yayın yapan erolkara.net bünyesinde yayınlanan yazı, haber ve videolar,kaynak göstermek veya ilgili sayfaya link vermek koşuluyla yayınlanabilir. Aksi durumlarda her türlü yasal
haklarımız saklıdır.
Alıntıdır http://www.erolkara.net/622-bez-mendile-...haber.html