Yorumları: 1,492
Konuları: 33
Kayıt Tarihi: 2012
Arkadaşlar ulusal basında yayınlanması için çoğumuz kısa hikayelerimizi yazdık. Ulusal basına gönderiyoruz da kendi içimizde niye paylaşmıyoruz. Başlıyorum
--------------------------------
Öğrenci olduğum için kartuşlu makineler kullanırken pahalı olan kartuşları uygun fiyata alabilmek için internetteki forumların sıcak fırsat köşelerine göz gezdirirken geleneksel tıraşı keşfettim. Jiletler ve sabunlar o kadar uygun fiyata geliyordu ki kartuşlu yeni tıraş aletlerini tek seçenek bildiğimden bir servet ödediğimin farkında değildim. Nostaljiyi seven biri olduğum için de bu eski geleneksel tıraş olma ritüeli de benim için cazip bir seçenek oldu. Eski aletleri ilk başta nerede bulacağımı bilmiyordum, yeni üretilenler ise yurt dışından alınması gerektiği için ve bu opsiyon da benim gibi bir öğrenci için zor olduğundan ben de ilk önce aile içinde soruşturdum. Ve büyükbabama bu konuyu açtığımda bana yıllar önce kullanmayı bıraktığını düşündüğüm bir tıraş aleti verdi, bu ürün bir superspeed modeliydi ve internette yaptığım araştırma da 40 yaşında bir ürün olduğunu ve halen ilk günkü gibi olupta tıraş etmeye müsait olmasıyla beni heyecanlandırmıştı. Her yerde rahatlıkla bulunabilen jiletlerden aldım tıraş fırçası ve sabunu ile ilk tıraşımı olmamla birlikte hesaplı olması için girdiğim bu işte ufak bir koleksiyoner olarak bulunmaktayım. Şu an 20'den fazla tıraş aletim var ve aralarında 76 yaşında olan bir tıraş aletim dahi bulunmakta kendisi ile halen tıraş olabiliyorum. Aralarında annemle babamla dedemle yaşıt tıraş aletlerinin olduğu bu koleksiyonu her geçen gün büyütüyorum ve bu koleksiyonumu da seviyorum. Her tıraşımda farklı bir alet farklı bir sabun farklı bir fırça kullanmak her tıraşımı birbirinden farklı ve özel kılıyor. Erkekler olarak gün içinde kendimize ayırdığımız ender vakitlerden biri olan tıraş olma olayına özen göstermemiz gerektiğini düşünüyor bunu geleneksel yöntemlerle yapıp bir geleneği sürdürmemizin gerektiğine inanıyorum.
Yorumları: 4,215
Konuları: 119
Kayıt Tarihi: 2011
Çok mantıklı
Benim hikayem ise şöyle:
15 16 yaşlarındayken kendi ensemi tıraş etmek için bir tıraş makinesi aldım. yeterince temiz olmuyordu. Usturayla kendi ense tıraşımı yaparım ben dedim. İlk usturamı aldım elimde küçük bir ayna sırtımı büyük banyo aynasına dönerek usturayla ense tıraşı yapmaya başladım. Pis ense hiç sevmem. Haftada bir ense tıraşı yapıp sürekli tertemiz bir enseyle gezmeye başladım . Sakal tıraşı olmaya başladığımda herkes gibi önce plastik oyuncakları kullandım. Yeterince performans alamadığım elimde usturaya jilete yatkın olduğu için o dönemde ülkede bulunabilen tek sabun arko ve markasız bir fırça ile sakal tıraşımıda usturamla olmaya başladım. Fakat uzun sürüyordu. Sohbetlerde hep adı geçen jiletli double edge aletlerde malumunuz ülkede pek bulunamıyor. Ancak bir yuma edinebildim uzun süre yuma - arko - kalitesiz fırça ve bazen gerçek bazen sahte şansıma hangisi çıkarsa rapira jilet ile uzun yıllar tıraş oldum. Daha sonra benim gibi bu konuyla ilgilenen oldukça büyük bilgi birikimi ve koleksiyonun sahibi eskiuye3315 üstadımla tanışmam vesilesiyle bu iş hobiye ve koleksiyona dönüşüverdi.
sonuç bu :
Bir de böyle düşün - Büyük Hilmi
Yorumları: 459
Konuları: 5
Kayıt Tarihi: 2011
orta yaşta hobi arayışı içerisinde takılırken erkek milletinin kendine ait tek lüksünün tıraş olmak olduğunu keşfettim, eşzamanlı olarak teknoloji kullanan ve tıraş sektöründe sözü geçen markalardan birisinin piyasaya çıkardığı titreşimli kartuşlu aletlerden birisiyle olan ilginç deneyimim sonrası tabir-i caiz ise "insanın eline vibratörü verdiler" diye düşünerek teknolojiyi en az kullanan, en geleneksel tıraş yöntemi olan ustura tıraşına geçmeye karar kıldım. taşıydı kayışıydı,fırçası sabunu derken hobi ihtiyacımı birkaç yıllığına karşıladığımı düşünüyorum, üstelik daha sağlıklı bir cilt, daha huzurlu bir psikoloji, çevreye karşı da daha karizmatik bir uğraşım olması nedeniyle de halimden gayet memnunum.
Sayın McOrco yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim
memleket kurtulana kadar siyah
Yorumları: 7,952
Konuları: 98
Kayıt Tarihi: 2012
erkek adam
eskiden at , avrat ve silah çokluğuyla övünürmüş
şimdilerde her konuda monogam olmak zorunda olduğu için
tıraş takımlarıyla teselli buluyoruz
quote='anesthesia' pid='22538' dateline='1344427704']
orta yaşta hobi arayışı içerisinde takılırken erkek milletinin kendine ait tek lüksünün tıraş olmak olduğunu keşfettim, eşzamanlı olarak teknoloji kullanan ve tıraş sektöründe sözü geçen markalardan birisinin piyasaya çıkardığı titreşimli kartuşlu aletlerden birisiyle olan ilginç deneyimim sonrası tabir-i caiz ise "insanın eline vibratörü verdiler" diye düşünerek teknolojiyi en az kullanan, en geleneksel tıraş yöntemi olan ustura tıraşına geçmeye karar kıldım. taşıydı kayışıydı,fırçası sabunu derken hobi ihtiyacımı birkaç yıllığına karşıladığımı düşünüyorum, üstelik daha sağlıklı bir cilt, daha huzurlu bir psikoloji, çevreye karşı da daha karizmatik bir uğraşım olması nedeniyle de halimden gayet memnunum.
Sayın McOrco yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim
[/quote]
Yorumları: 93
Konuları: 5
Kayıt Tarihi: 2012
McOrco' ya gönderdiğimden kopyalıyorum. Admin hikaye deyince bende hikaye formatı kullandım
Hikayesi olan objeleri toplamayı severim. Okunmuş bir kitap, kullanılmış bir radyo, eski bir kaset ya da kol saati gibi hikayesi olduğunu düşündüğüm, aslında bir hikaye uydurabileceğim objeler hoşuma gider. Gerçek hayatın stres ve tekdüzeliğinden arındırılmış hayallerimin başlangıç noktasıdır, bu objeler... Antikacı ya da eskici tezgahlarından bulduğum bu objeleri temizlerken, kullanırken -bir kasetse eğer- o kasetin benden önceki sahibi olan genç adamın, dinlerken aklından geçirdiklerini düşünürüm. Mahallenin en güzel kızını, ona olan aşkını, bir türlü açılamamasını yada meşhur "ben seni arkadaş olarak görüyorum" cevabının acısını...
İşte bu hikaye arama gezilerimde sık sık bir usturaya yada bir tıraş makinesine denk gelirdim. Genç sayılabilecek bir adam olmama rağmen bu makinelerin benim için bile geride kalmış olması, biraz Ayhan Işık, biraz Sadri Alışık hayranlığı (Laf aramızda bu ülkenin her erkeği,eğitim düzeyi yada sosyal durumu farketmez, Tophanenin bileği güçlü, acizi koruyan, adaletli eski zaman delikanlısının hayranıdır ) , bir dozda hızla tüketilen her şeye isyan bir araya gelince tıraş makinelerinin ve usturanın radarıma girmesi çok uzun sürmedi. Önce makine, sonra jilet derken "bu işlere tek meraklı adam ben değilimdir diyerek internette araştırmalara başladım ve önce şimdiki değerli dostlarım üstad eskiuye3315 ile sevgili lodrumuz sparhawk' ın blogları ve geltir.com ile tanıştım. Buradaki bilgi, paylaşılan tecrübeler ve yardımlaşma hevesi hem günlük rutin içinde son derece sıkıcı olan tıraş aktivitesini keyifli bir hobi haline getirdi, hem de ortak dil konuştuğum, delirdiğimi düşünmeyen yeni ve çok değerli dostlar ile tanıştım. Bu foruma üye yada değil tüm dostlarımın ortak noktası her zaman yeninin iyi olmayacağının farkında, dolayısı ile eskinin yani iyinin kıymetini bilen insanlar olmalarıdır. Ayrıca istisnasız hepimiz sakalın kesilirken çıkardığı o tatlı çıtırtıyı yada usturanın kayışlanırken çıkardığı sese bayılırız. Biz mecburiyetten değil keyiften tıraş oluruz, keyifle tıraş oluruz.
Hani başta hikayesi olan objeler demiştim ya, tıraş makineleri hikaye de bırakabilirler. Bir babanın oğluna, torununa bırakması gereken mirasın içinde tıraş makinesi de olmalıdır. Bu sayede dünyadan göçüp gidince bile evladınız küçük bir çocukken öptüğü o pamuk gibi yanakları kolayca hatırlar. Porsuk fırçası ile yüzüne sürdüğü acıbadem yada sandal ağacı kokulu köpük, aslında baba kokar. İşte o zaman birlikte geçirdiğiniz güzel zamanlar gelir aklına... Sabahın köründe gidilen balık avları, ilk bisiklete binme denemesi, okulun başladığı ilk gün bahçeden içeri girerken birazda korkuyla dönüp baktığında gülümsemesi ile güven veren kocaman adam...
İşte geleneksel tıraş bunları sağlar adama... Hayal kurdurtur, keyif verir.
sinekkaydı tıraş, boyalı ayakkabı, ütülü pantolon...
Yorumları: 7,952
Konuları: 98
Kayıt Tarihi: 2012
üstad sözün özüne gelmiş
'' Bir babanın oğluna, torununa bırakması gereken mirasın içinde tıraş makinesi de olmalıdır. Bu sayede dünyadan göçüp gidince bile evladınız küçük bir çocukken öptüğü o pamuk gibi yanakları kolayca hatırlar. Porsuk fırçası ile yüzüne sürdüğü acıbadem yada sandal ağacı kokulu köpük, aslında baba kokar. İşte o zaman birlikte geçirdiğiniz güzel zamanlar gelir aklına... Sabahın köründe gidilen balık avları, ilk bisiklete binme denemesi, okulun başladığı ilk gün bahçeden içeri girerken birazda korkuyla dönüp baktığında gülümsemesi ile güven veren kocaman adam...
İşte geleneksel tıraş bunları sağlar adama... Hayal kurdurtur, keyif verir.''
Yorumları: 2,008
Konuları: 38
Kayıt Tarihi: 2011
Birgün geltir diye bir site keşfettim. Gerisi kendiliğinden geldi.
Yorumları: 234
Konuları: 25
Kayıt Tarihi: 2012
13/08/2012, Saat: 01:42
(Son Düzenleme: 13/08/2012, Saat: 01:44, Düzenleyen: haaydin.)
Yazim bosa gitmesin deyip burada yayinliyorum.
3 sene ønce issizken evde yapicak birsey yoktu, canImda cok sIkILIyordu, tabiki bunun yanindada evde kalmanin cildi bozduguna sahit oldum, hergun tras olmasini seven birsiyim, hep marketlerde satilan klasik makinelerle olurdum, yuzumu parlak tutmayi sevdigimden son seneleri yuzumde berbat yaralar olusmaya baslamisti, buda beni fena rahatsiz ediyordu, istemedigim kadar kremler alIyordum yuzumu eniyi sekilde korumak ve bakimini saglamak icin, ama malesef, hicbirisi bir ise yaramiyordu, bosuna paralar sayiliyordu, jiletler ise dunya parasiydi, 3 seferden sonra atmakta insanin gucune gidiyordu, okadar parayi vermisken biraz kullanalim diyorduk, ama malesef onunda etkisi ile yuze daha cok tahris veriyordum, birgun canim fena sIKILmIsTI bu duruma, internete girip iyice arastirma yaptim, sonra burda internette klasik sakal trasi mamulleri satan bir yer gördum, makinelere bakinca agzim acik kalmisti, ilanlarin altindaki yorumlarla iyice gaza gelip okkali bir Merkur Futur aldim, parasida kendine okkaliydi, baktikca gaza geliyordum, neyse ismarladim yaninda mutlaka jilet almaliydim, aman Allahim bizim Turk derbysi vardi , Haliylen sasmam ve sevinmem Normaldi, Norvecte kaldigim icin yerli mali görmek mutluluk vericiydi, neyse bir pakette ondan, bi pakette sundan -bundan derken, eeee bunun sabunu ne olucakti? Tabiki yaninda sabunda almaliydim, ucuz bir amerikan sabunu aldim, ama halen daha bitmemisti, sabunu köpurtmek icinde firca gerekliydi. Onuda aldik, artik yeter diyordum, sabun kasesi icin en guzeli papaganimin yemlik tasi vardI, nasil olsa celiktendi, okadarda parliyorduki tam bir sabun kabIna uyuyordu. Ekstradan sabun kasesi almama gerek yoktu.. neyse ismarladim 3-4 gun sonra malzemeler elime gecti, makineyi bekledigim icin tras olmaktan kaciniyordum,iki gun gunluk sakalla ilk geleneksel trasimi oldum, makine muhtesemdi, elede iyi oturyordu, ama sabun birturlu köpurmemisti, ucuz etin suyu kara olur hesabi dedim gectim. Birde tras olurken eskiden babamin jiletleri aklima gelirdi, ergenlik caglarimda bIyIklarim cikmaya basladiginda pederin jileti kullandigim zamanlar aklima gelmisti, birde mavi bir aftershavi vardi, ne kokusu vardi, halen burnumda tutuyor.
Öyle böyle derken degisik sabunlar denedim, hepsininde kokusu bir baskaydi, iclerinden encok heyecanla bizim Arkoyu denemek olmustu, sonralari Derby, ikiside Turk mali olunca ayri bir heves ve heyecan yapiyordu, ama artik baska makineleride denemek lazimdi, 1 tane makine ile kendimi avunduramiyordum. Öyle böyle derken, Geleneksel tras diye arama yaptiktan sonra nette karsima geleneksel tras forumu CiktI, Cok basit bir foruma benziyordu, neyse dedik girelim bakalim giris o giris birdahada Cikmak nasip olmadi, uyelerin hepsi muhterem kisiler, saygin ve degerliler, soruya aninda cevap aliniyordu, bilmeyenler laf olsun baslik dolsun diye basliga atilmiyordu, temiz bir forum olusmustu bu durumda, ortalik tenhaydi herkes kendi halinde ama yolunu bilen kisilerdi, durum böyle oluncada forumda temiz ve bilgili doluydu. Birde Forumun SHERIFF `ì vardi, tanimam uzun surmedi, ne makine sorsam isminlerini TIKIR TIKIR söyluyordu. Birde bunun yaninda forumdaki HIZLIGI ise cok sasirticiydi, Retkit `i bile geri viteste sollardi.
Forumdan cok seyler ögrendim sagolsunlar, ilk Yuz sapinida forumdanki arkadaslar sayeninde tanistim, yuze ayri bir parlaklik kazandirdiyordu, alip geritene hayir duvalarim eksik olmasin.
Forumda eski makinalarin ismini ve kendilerini görup ögrenince hevesle alip denemek istiyordum, ilk eski makinemi almistim, Gilette ball end derken sonra geriside teker teker gelmeye basladi, makinesi fircasiydi, domuz kiliydi porsuk kiliydi at kiliydi derken onlardandada baya bir toplamistim, yetmiyordu, illahi daha fazlasi olucakti. Fena bir hastalikti bu, hobbi olurda bukadar olmazdi, resmen toptanciya dönmustum, sabundan -fircasindan -makinesinden -jiletinden senelerdir yetecek kadar olmustu. Ama hic bir zamanda pisman olmadim.her sabak trasimi keyifli bir sekilde olmak icin yarim saat erken kalkmanin keyfini aliyordum, bol köpuklu ve mis kokulu sabunlar ve trastan sonra aftershave veya halis hulis Turk kolonyasinin yerini hic birsey tutamazdi, ayri bir keyif ve zevk aliyordum Trastan. Saygilar bol köpuklu traslar dilerim
Yorumları: 208
Konuları: 4
Kayıt Tarihi: 2012
Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.(Mevlâna)
Yorumları: 4,215
Konuları: 119
Kayıt Tarihi: 2011
Bir de böyle düşün - Büyük Hilmi
|