01/12/2022, Saat: 05:07
(15/04/2021, Saat: 13:34)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Türkiyede amatör olarak sabun yapanların en çok zorlandığı konu kaliteli hammadelere ulaşabilmek. Özellikle ülkemizde kaliteli esans bulmak biraz zor, ama bir bakıma üreticiler de buna önem vermiyor. Herkes tıraş camiasına ve camiadaki ürünlerin koku kalitesine tam aşina olmadığından ucuz esanslarla üretimde sorun olmayacağnı düşünüyor, ama bu tabi ki büyük bir yanılgı elin almanının , fransızının, italyanının kullandığı esans kalitesine alışmış birisi ucuz ve sentetik koku esanslarını kesinlikle sevemez.
Ben üreticilere hep aynı çağrıyı yapıyorum, özellikle de karma parfümlü esanslı ürün yapmaya çalışanlara, bu çok zordur, tek notalı ürün yapın diye. Misal davidoff gibi kokulu ürün yapmaya çalışmayın. Başarısız olacaktır. Bakın bizim ülkemizde ne meşhur? Gül. Ispartaya gidin birinci sınıf naturel gül esansı alın. Bununla çok kaliteli ve doğal gül kokulu bir ürün yapın misal.
Sonra yine kaliteli badem yağı ve esansı arayın. Ne bileyim ülkemizin ormanlarında çam ağaçları yaygındır, taze çam sakızı üretimi boldur, fıstık çamı boldur. Misal doğal reçine esansı, çam fıstığı esansı ve balmumu ile çok kaliteli ve güzel kokulu tıraş sabunları yapılabilir. Köylüsü vs de üretimden pay sahibi olmuş olur. Bunlar zor şeyler değil. Kaliteli ürün ancak böyle olur. Hele Isparta gibi bir gerçek varken, ülkemizde hala yüksek kalitede gül kokulu tıraş kozmetiği olmamasını anlayamıyorum. Elin almanı Klar nasıl da yapıyor ama.
Başka türlü litresi 200-300 liraya hazır sandalağacı esansı alıp ürün yapmaya kalkarsan bunun yapay ve deterjan gibi kokmamasının imkanı zaten yoktur.
Hocam klavyenizden bal damlamış. iki üç ay önce Isparta'daydım ve envai çeşit esanstan kolonya parfüm vs pek çok ürün deneme fırsatım oldu. Hele minik bir tüpteki gül yağına bakıp bunun büyük çoğunluğunun İngiltere'ye gittiğini öğrenince şaşırmıştım. Ama tabi şu da bir gerçek ki gül yağı ciddi anlamda zor elde edilen, kıymetli ve pahalı bir yağ. Onun yanlış hatırlamıyorsam dörtte biri ya da beşte biri fiyatına lavanta yağı vardı ve bana kalırsa nisbi olarak daha gerçekçi bir seçenek. Bir sabun ortaya çıksa mesela, sadece lavantalı bir çeşidi olsa... Kabı da mor olsa filan...
Ama tabi böyle bir girişimde bulunacak kişi kafasında ihracat ile kollarını sıyırmak durumunda. Diğer forumdaşları bilemem ama ben bugüne kadar geleneksel tıraş olan tek bir kişi tanıdım. Geri kalanlar benim başlattıklarımdı. Çok niche bir uğraş bu, bilhassa Türkiye şartlarında... Bu da ne yazık ki pek çok mes'eleye doğrudan etki ediyor. Örneğin yerli domuz fırça üreticilerinin naylona dönmesi gibi... Bu gidişle beş on seneye yerli tıraş ürünü alma durumu kalmayacak gibi görünüyor. Hayırlısı...
Till the break-in, use the cheap cream.
