18/06/2017, Saat: 19:43
Dolmakalem Tarihinden:
Pen World dergisinden anımsadığım bir yazıdan kısaca:
Dolmakalem konusunda yanlış bilinenlerden birisi de mucidinin kim olduğudur.
Romanyalı Matematikçi, Mühendis Petrache Poenaru (1799–1875) adı kaynaklarda Dolmakalem'in Mucidi olarak karşımıza çıkar ama bu bilgi doğru değildir. 1827 yılında Fransız Patent Ofisine kayıtlı bir patent olsa da bu bildiğimiz anlamda bir dolmakalem değildir. Ayrıca patent ya da üretim olarak adı geçen o tür ilk kalemlerden biri de değildi.
Gelin 900'lü yılların Kahire'sine gidelim.
İslam Halifesinin zamanları....Halifeliğin resmi tarih yazıcılarından birisi kitabına şu bilgiyi alır o yıllarda.
" Halifemiz hokkaya ihtiyaç duymadan yazı yazabileceği, mürekkebi içinde taşıyan bir kalem yaptırmayı arzu ettiğini söyledi. Mürekkeple doldurunca istediği zaman yazı yazabileceği bir kalem. Üzerinde taşıyabileceği ve mürekkep lekesiyle giysisini kirletmeyecek, mürekkebinin sadece yazı yazmak istediğinde akışa başlayacağı bir kalem. Böyle bir kalem önceden yapıldı mı, bunun önemi ve amacı konusunda düşünen oldu mu bilmiyorum dedi.
Bir süre sonra bir usta, istenen özelliklerde bir kalemi altından yapıp getirdi. Halife kalemi mürekkeple doldurduktan sonra onunla yazabildi ama mürekkep istediğinden fazla akıyordu. Ustadan bu problemi çözmesini istedi. Kalem tamir edilip getirildi. Elde çevrilince mürekkep bulaştırmayan bu kalem, yazmak için kağıda değdiğinde en güzel şekilde mürekkebini salıp yazdı. Böyle mükemmel bir kalem yapılabileceğini hiç düşünmemiştim."
Sent from my iPad using Tapatalk
Pen World dergisinden anımsadığım bir yazıdan kısaca:
Dolmakalem konusunda yanlış bilinenlerden birisi de mucidinin kim olduğudur.
Romanyalı Matematikçi, Mühendis Petrache Poenaru (1799–1875) adı kaynaklarda Dolmakalem'in Mucidi olarak karşımıza çıkar ama bu bilgi doğru değildir. 1827 yılında Fransız Patent Ofisine kayıtlı bir patent olsa da bu bildiğimiz anlamda bir dolmakalem değildir. Ayrıca patent ya da üretim olarak adı geçen o tür ilk kalemlerden biri de değildi.
Gelin 900'lü yılların Kahire'sine gidelim.
İslam Halifesinin zamanları....Halifeliğin resmi tarih yazıcılarından birisi kitabına şu bilgiyi alır o yıllarda.
" Halifemiz hokkaya ihtiyaç duymadan yazı yazabileceği, mürekkebi içinde taşıyan bir kalem yaptırmayı arzu ettiğini söyledi. Mürekkeple doldurunca istediği zaman yazı yazabileceği bir kalem. Üzerinde taşıyabileceği ve mürekkep lekesiyle giysisini kirletmeyecek, mürekkebinin sadece yazı yazmak istediğinde akışa başlayacağı bir kalem. Böyle bir kalem önceden yapıldı mı, bunun önemi ve amacı konusunda düşünen oldu mu bilmiyorum dedi.
Bir süre sonra bir usta, istenen özelliklerde bir kalemi altından yapıp getirdi. Halife kalemi mürekkeple doldurduktan sonra onunla yazabildi ama mürekkep istediğinden fazla akıyordu. Ustadan bu problemi çözmesini istedi. Kalem tamir edilip getirildi. Elde çevrilince mürekkep bulaştırmayan bu kalem, yazmak için kağıda değdiğinde en güzel şekilde mürekkebini salıp yazdı. Böyle mükemmel bir kalem yapılabileceğini hiç düşünmemiştim."
Sent from my iPad using Tapatalk