Yemek Tarifleri

[Straht]

@cihankeskin

Forumda gün geçmiyor ki yeni bir bilgi öğrenmiyim, refrakter kelimesi bugünün karı oldu


Olayın detayını bilmesemde her türlü kaplamalara yapışmaz vs malzemelere mesafeliyim. Kalaylı bakır, döküm demir, çelik tencere, tavalar ve toprak kaplar hem saf ve sağlıklı hem de genelde yemeğe ekstra bir tat katıyorlar. Toprak kapta ağır ateşte pişmiş kuru fasulye veya nohut yemeğini hangi seramik yapabilir veya döküm demir tavada pişmiş bir tavuğu hangi teflon tava yapabilir

A.B.D yıllardır teflon yemek gereçlerinde kullanılan kimyasallara kısıtlamalar getiriyordu ve bu sene itibari ile (2015) teflonun yemek gereçlerinde kullanılmasını komple yasakladı. Biz şap kullanımı sağlığa zararlı mı diye tartışaduralım asıl evdeki gizli düşmanı görmüyormuşuz. Bu insanlar o kadar kısıtlamaya rağmen zararlı diyip yasaklıyorsa bizde satılan ve muhtemelen hiç bir kısıtlama olmadan üretilen tava, tencereler nasıldır acaba diye düşünmeden edemiyor insan.

-Et demire değecek

[neoromancer]

Komşum bu konuyu geçen gün babamla konuştum. Kendisi refrakterler konusunda sayılı uzmanlardandır. Bana seramik/keramik malzemelerin metale tutturulması için kullanılan kimyasalları anlattı. Birden soğudum. Tamamı ile seramik olmadığı sürece bence uzak durun bu tarz ürünlerden.

Teşekkürler uyarı için...dikkate aldığım önemli konulardan biridir bu meseleler..elden geldiğince organik ürünlerin kullanılmasına özen gösterirken yemek gibi ailecek herkesin sağlığını etkileyebilecek bir konuda gerektiği ve elden geldiği kadar dikkat etmemek olmaz tabii.fakat neticede kar merkezli bir sistemin içinde yaşıyoruz..yok o firma bu firma diye bizlere kazık rakamlarla ''doğal Ürün''satan şirketleri övecek değilim....yok işte belli testler belli sertifikalar da hikaye bence,,yani şu ortamda yaşayıp ''Sağlık''gibi insan hayatını belirleyen bir olgu bile dev bir Sektöre dönüşmüşken ,tercih etmeme tercihimizin olmadığı zamanlarda ehveni-şer diyerek seçiyoruz işte birşeyler....benim bu malzemede temel aldığım pişirirken besinlerin tadını bozmadan birbirine gerektiği kadar karıştırarak belli bir lezzet düzeyini yakalaması idi...işin ''sağlık'' boyutu ise...işte yukarda dediğim gibi..yani diğer ticari ürünlerin daha sağlıklı olabileceği gibi hesaplamayı yapmanın şu çağda çokda mümkün olduğunu düşünmüyorum....Kimya konusuna ancak ''Breaking Bad'' hayranı birinin olabileceği kadar vakıfım,neticede kimya evrenin temel taşı olan bilimlerden biri ve sonsuz bir derya...bu arada nette bu tava tencere muhabbetini araştırırken bulduğum bilgileri aşağıda paylaşayım dedim...yani çok doğal bir malzeme vs...iddiasında değilim ama çok eski çağlardan beri kullanılması itibarı ile çekici gelmişti bana...işin kimyasal maddeler kısmı ise yazıldığına göre baya zengin şimdiye kadar çok ciddi bir zehirlenme vakası duyulmadığına göre ben yakın durmaya devam edeceğim sanırım...
Seramik (Keramik)

Kelime kökeni olarak eski Yunancada “yanık/yanmış madde” anlamındaki ‘keramikos’ tan gelir.

Seramik, organik olmayan kaolin ve benzeri maddelerin, çeşitli yöntemlerle şekil verildikten sonra sırlanarak ya da sırlanmadan sertleşip dayanıklılık kazanacak kadar pişirilmesidir. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Bilim ve teknolojinin yanı sıra sanat dalıdır.

Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkânı vardır.

Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar, su ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Ergime sıcaklıkları yüksek (silis 1750ºC’ de alüminat 2050ºC’ de ergir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar. Silise %6 alüminat katılırsa ergime sıcaklığı 1550ºC’ e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler ergime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ ye kadar düşürebilir.

Kil Türleri

Kalıntı killeri; plastik özelliği azdır. Ham maddesi kaolindir. Porselen yapımında kullanılır.

Çökelti killerli; ateşe dayanıklı killerdir. Artistik çalışmalar, ateş tuğlası, cam fırın ve kazanları, ocak ve fırınların iç yüzeylerinin örtülmesi için kullanılır.

Camlaşabilir killer; gözenekleri kapanan killer (kuraldışı kil) ısıya dayanıksızdırlar. 1200-1350 derecede camlaşabilirler. Bunlar; Gre seramik, inşaat tuğlası, yer karoları, lavabo vb. inşaat malzemeleridir. Ayrıca terra-cota (sırlanmamış toprak mamüller yüksek ısıda eğilip bükülmemesi istenen mamullerde kullanılır.

Kolay eriyen killer; gözenekli killer, gre seramik killeri, porselen killer.

Seramik Ham Maddeleri

Feldspat, pegmatit, tebeşir, çakmaktaşı, kuvars, kum, şamot, bentonit, kaolin.

Sır

M.Ö.5000 ve 6000’lerde uygulanmaya başlanmıştır. Su geçirmezlik ve güzel görünüm amacı ile 1. pişirimi yapılmış mamuller üzerinde bazı inorganik maddeleri eritmek yoluyla yapılır. Temel maddeleri kilde olduğu gibi silis ve alüminyum oksittir. Aralarındaki fark pişirme süresidir. Amaca ve seramiğin niteliğine göre çeşitli matlaştırıcı, opaklaştırıcı ve renk verici maddeler eklenebilir. Bunlar; çeşitli oksitler ve farkorperlerdir. Kullanılan oksitler kobalt, demir, bakır, mangan, bakır, kalay, zirkon, vanadyum vb.

Sırlama
Seramikte yapılan biçimlerin ve ürünlerin boyanması ve renklendirilmesidir. Seramik sırının kullanılmadan önceki ilk işlem sırın iyice karıştırılmasıdır. Sırlanacak olan ürünün yüzeyinin temiz olması sırlama esnasında ve sonrasında ortaya çıkabilecek bazı hataları önler.

[ckeskin]

Teşekkürler uyarı için...dikkate aldığım önemli konulardan biridir bu meseleler..elden geldiğince organik ürünlerin kullanılmasına özen gösterirken yemek gibi ailecek herkesin sağlığını etkileyebilecek bir konuda gerektiği ve elden geldiği kadar dikkat etmemek olmaz tabii.fakat neticede kar merkezli bir sistemin içinde yaşıyoruz..yok o firma bu firma diye bizlere kazık rakamlarla ''doğal Ürün''satan şirketleri övecek değilim....yok işte belli testler belli sertifikalar da hikaye bence,,yani şu ortamda yaşayıp ''Sağlık''gibi insan hayatını belirleyen bir olgu bile dev bir Sektöre dönüşmüşken ,tercih etmeme tercihimizin olmadığı zamanlarda ehveni-şer diyerek seçiyoruz işte birşeyler....benim bu malzemede temel aldığım pişirirken besinlerin tadını bozmadan birbirine gerektiği kadar karıştırarak belli bir lezzet düzeyini yakalaması idi...işin ''sağlık'' boyutu ise...işte yukarda dediğim gibi..yani diğer ticari ürünlerin daha sağlıklı olabileceği gibi  hesaplamayı yapmanın şu çağda çokda mümkün olduğunu düşünmüyorum....Kimya konusuna ancak ''Breaking Bad'' hayranı birinin olabileceği kadar vakıfım,neticede kimya evrenin temel taşı olan bilimlerden biri ve sonsuz bir derya...bu arada nette bu tava tencere muhabbetini araştırırken bulduğum bilgileri aşağıda paylaşayım dedim...yani çok doğal bir malzeme vs...iddiasında değilim ama çok eski çağlardan beri kullanılması itibarı ile çekici gelmişti bana...işin kimyasal maddeler kısmı ise yazıldığına göre baya zengin şimdiye kadar çok ciddi bir zehirlenme vakası duyulmadığına göre ben yakın durmaya devam edeceğim sanırım...
Seramik (Keramik)

Kelime kökeni olarak eski Yunancada “yanık/yanmış madde” anlamındaki ‘keramikos’ tan gelir.

Seramik, organik olmayan kaolin ve benzeri maddelerin, çeşitli yöntemlerle şekil verildikten sonra sırlanarak ya da sırlanmadan sertleşip dayanıklılık kazanacak kadar pişirilmesidir. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Bilim ve teknolojinin yanı sıra sanat dalıdır.

Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkânı vardır.

Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar, su ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Ergime sıcaklıkları yüksek (silis 1750ºC’ de alüminat 2050ºC’ de ergir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar. Silise %6 alüminat katılırsa ergime sıcaklığı 1550ºC’ e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler ergime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ ye kadar düşürebilir.

Kil Türleri

Kalıntı killeri; plastik özelliği azdır. Ham maddesi kaolindir. Porselen yapımında kullanılır.

Çökelti killerli; ateşe dayanıklı killerdir. Artistik çalışmalar, ateş tuğlası, cam fırın ve kazanları, ocak ve fırınların iç yüzeylerinin örtülmesi için kullanılır.

Camlaşabilir killer; gözenekleri kapanan killer (kuraldışı kil) ısıya dayanıksızdırlar. 1200-1350 derecede camlaşabilirler. Bunlar; Gre seramik, inşaat tuğlası, yer karoları, lavabo vb. inşaat malzemeleridir. Ayrıca terra-cota (sırlanmamış toprak mamüller yüksek ısıda eğilip bükülmemesi istenen mamullerde kullanılır.

Kolay eriyen killer; gözenekli killer, gre seramik killeri, porselen killer.

Seramik Ham Maddeleri

Feldspat, pegmatit, tebeşir, çakmaktaşı, kuvars, kum, şamot, bentonit, kaolin.

Sır

M.Ö.5000 ve 6000’lerde uygulanmaya başlanmıştır. Su geçirmezlik ve güzel görünüm amacı ile 1. pişirimi yapılmış mamuller üzerinde bazı inorganik maddeleri eritmek yoluyla yapılır. Temel maddeleri kilde olduğu gibi silis ve alüminyum oksittir. Aralarındaki fark pişirme süresidir. Amaca ve seramiğin niteliğine göre çeşitli matlaştırıcı, opaklaştırıcı ve renk verici maddeler eklenebilir. Bunlar; çeşitli oksitler ve farkorperlerdir. Kullanılan oksitler kobalt, demir, bakır, mangan, bakır, kalay, zirkon, vanadyum vb.

Sırlama
Seramikte yapılan biçimlerin ve ürünlerin boyanması ve renklendirilmesidir. Seramik sırının kullanılmadan önceki ilk işlem sırın iyice karıştırılmasıdır. Sırlanacak olan ürünün yüzeyinin temiz olması sırlama esnasında ve sonrasında ortaya çıkabilecek bazı hataları önler.

Komşum burada sıkıntı Seramik değil. O seramiğin metale tutturulması için kullanılan malzeme. Ben komple seramik tava görmedim daha önce. Hepsi dış metal alaşım iç seramik şeklinde.

[neoromancer]

Sıkıntı yok komşu...eywallah , uyarını dikkate alıyorum...Saolasın...iyi geceler

[Straht]

Limonata sevenler! Müjdemi isterim

Ben limonatayı ama haiki ev yapımı limonatayı çok severim hani şekerle yoğura yoğura yapılır tülbentte sıkılan sonra su ile seyreltilen limonatayı, öyle Uludağ falan şekerli renkli su gibi geliyor çok canım çekse bile içmem. Eee diğer türlüsü de anca birileri yapınca içiliyor tek başıma çok üşeniyorum onla uğraşmaya, kısacası bu zamana kadar limonata benim için zor bulunan bir nimetti

Geçen gün internette rastladığım bir tarif merakımı cezbedince denedim, benim hoşuma gitti ve sizlerle de paylaşmak istedim. Şimdi tarif biraz garip hani mucize gibi desem yeridir çünkü 1 portakal 1 limon ile 3 litre limonata yapıyoruz, inanması güç dimi

Gerekli Malzemeler

- 1 Limon
- 1 Portakal
- 1 büyük su bardağı veya 1.5 standart su bardağı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı limon tuzu
- 3 Litre su

1- Portakal ve Limonumuzu sabahtan derin dondurucuya koyuyoruz ve akşama kadar bekliyoruz yada geceden koyup sabahta yapabilirsiniz. Bu dondurma olayı nasıl oluyorsa kabuktaki acılığı alıyor.
2- Portakalımızı ve limonumuzu dondurucudan çıkartıp 15 dakika kadar bekliyoruz ki ilk kristal hali biraz geçsin. Sonra dilimleyip robota atıyoruz.
3- Dilimleyip robota attığımız meyvelerin üzerine şekerimizi döküyoruz. Robotunuzun gücüne göre 3-5 dakika güzelce çeviriyoruz robotta.
4- İyice püre haline gelen karışıma limon tuzumuzu ve 3 litre su ekliyoruz bir de öyle karıştırıyoruz.
5- Elimizdeki karışımı tülbentten geçirip süzüyoruz ve hazır!

Tercihinize göre şeker veya limon miktarını ayarlayabilirsiniz. Yaz aylarında bol naneli ve buzlu bir limonata gibisi de yok

Afiyet olsun

[protti]

Limonata sevenler! Müjdemi isterim

Ben limonatayı ama haiki ev yapımı limonatayı çok severim hani şekerle yoğura yoğura yapılır tülbentte sıkılan sonra su ile seyreltilen limonatayı, öyle Uludağ falan şekerli renkli su gibi geliyor çok canım çekse bile içmem. Eee diğer türlüsü de anca birileri yapınca içiliyor tek başıma çok üşeniyorum onla uğraşmaya, kısacası bu zamana kadar limonata benim için zor bulunan bir nimetti

Geçen gün internette rastladığım bir tarif merakımı cezbedince denedim sizlerle paylaşmak istedim. Şimdi tarif biraz garip hani mucize gibi desem yeridir çünkü 1 portakal 1 limon ile 3 litre limonata yapıyoruz, inanması güç dimi

Gerekli Malzemeler

- 1 Limon
- 1 Portakal
- 1 büyük su bardağı veya 1.5 standart su bardağı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı limon tuzu
- 3 Litre su

1- Portakal ve Limonumuzu sabahtan derin dondurucuya koyuyoruz ve akşama kadar bekliyoruz yada geceden koyup sabahta yapabilirsiniz. Bu dondurma olayı nasıl oluyorsa kabuktaki acılığı alıyor.
2- Portakalımızı ve limonumuzu dondurucudan çıkartıp 15 dakika kadar bekliyoruz ki ilk kristal hali biraz geçsin. Sonra dilimleyip robota atıyoruz.
3- Dilimleyip robota attığımız meyvelerin üzerine şekerimizi döküyoruz. Robotunuzun gücüne göre 3-5 dakika güzelce çeviriyoruz robotta.
4- İyice püre haline gelen karışıma limon tuzumuzu ve 3 litre su ekliyoruz bir de öyle karıştırıyoruz.
5- Elimizdeki karışımı tülbentten geçirip süzüyoruz ve hazır!

Tercihinize göre şeker veya limon miktarını ayarlayabilirsiniz. Yaz aylarında bol naneli ve buzlu bir limonata gibisi de yok

Afiyet olsun

Ben geçen gün 5 limondan 1 lt yaptım Naneli fena olmadı fakat sizin sistem daha ekonomik ve tadını merak ediyorum .

İpucu : Aldığınız naneden 2 sap bir boş saksıya ekin 1 ay sabredin . 12 ay naneniz elinizin altında

[Straht]

Ben geçen gün 5 limondan 1 lt yaptım Naneli fena olmadı fakat sizin sistem daha ekonomik ve tadını merak ediyorum .

İpucu : Aldığınız naneden 2 sap bir boş saksıya ekin 1 ay sabredin . 12 ay naneniz elinizin altında

Komşum eski yöntemlerle yapılan limonata çok güzel fakat bir limonata içicem diye o kadar vakit harcamak bana zor geliyor. Bu yöntem ile dondurucuda bekleme kısmını geçerseniz 15 dakikada 3 litre limonatanız oluyor

Ben limon tuzu yerine neyle ekşilik katabilirim diye düşünüyorum. Misket limonu belki işimi görür, bundan sonrası tarifi kişiselleştirme ve damak tadına uydurma kısmı yani deneme yanılma.

Öneri için teşekkürler komşum fakat bahçede zaten nane, dereotu, maydanoz, kuzu kulağı vs her türlü yeşillik var

[Straht]

Evettt yeni bir tarif ile yine yeni yeniden bu başlığı canlandırmaya geldim Şimdiden uyarıyorum öğrenci evinde olanlar, yurtta kalanlar, eşleri evden gitmiş mutfağa yeteneği olmayan veya üşenen beyler yazının devamını okumasınlar.

------------------------------------------------------------------------------------------------

Herhalde hepimiz hamburgere bayılıyoruzdur fakat dışarıda adam akıllı bir hamburger yanında patates ve birasıyla en az 30-40 liraya geliyor ve o güzel hamburgeri tuttuğunuz takımın maçını izlerken veya Rossi'nin virajdan viraja akışını izlerken yemeniz imkansız ;çünkü çoğu burger dükkanının ya evlere servisleri yok yada eve geldiği zaman hamburger tanınabilecek bir halde olmuyor. İşte bu tarif ile ne zaman isterseniz o güzel hamburgerlerden evinizde yapabileceksiniz. Ben size en çok sevdiğim hamburgerlerden biri olan ''Garlic Mushroom Burger'' tarif edicem tabii kendimce değiştirdiğim haliyle. Bunun için öncelikle gerekli malzemeleri görelim.

Hamburgerin eti için (Bu tarif bana ait değil, internette sık rastlanılan bir tarif ben denedim beğendim)

- 600 gr Dana kaburga kıyma. Kıyma makinesinden bir defa çekilecek, iri taneli olacak. İyi bir kasabınız varsa hamburger yapacağınızı söylerseniz zaten size tek çekim dana kaburga kıyma verir. Kilosu gün itibariyle benim kasabımda 36 lira.
- 3 tatlı kaşığı Dijon Hardalı
- 3 tatlı kaşığı pekmez (mümkünse üzüm pekmezi, bir önceki sefer dut pekmezi ile denediğim zaman fazla tatlı geldi)
- 3 tatlı kaşığı sirke. Orjinal tarif beyaz şarap sirkesi diyor fakat o kadar uçmaya gerek yok bildiğiniz üzüm sirkesi gayet yeterli
- 3 tatlı kaşığı galeta unu
- Tuz ve karabiber

Hamburgerin süslemesi için (İşte bu bana ait )

- 1 paket istiridye mantarı (Migroslarda paket olarak taze bulunabiliyor)
- 1 Kapya biber
- 3 tane orta boy soğan
- Yarım çay bardağından biraz az zeytinyağı
- Çeyrek çay bardağından az balsamik sirke
- 2 diş sarımsak
- Dilediğiniz, damak tadınıza hitap eden ve kolay eriyebilen bir peynir. Ben cheddar kullanıyorum kolay bulunabildiği için.

Hamburgerin ekmeği için ( Bunun tarifi Arda Türkmene ait)

-15 gram toz şeker
-15 gram yaş maya
-200 ml süt
-25 gram yoğurt
-50 ml zeytinyağı
-1 iri boy yumurta
-550 gram un
-2 tutam tuz

Şimdi, öncelikle şunu belirteyim ben eğer böyle soslu falan bir hamburger yerine klasik soğan, domates, marul kullanarak hamburgerimi süsleyeceksem kıymaya yukarda koyduğum ekstraların hiç birini koymuyorum sadece tuz ve karabiber atıp geçiyorum. Siz de eğer bu sosu kullanmadan klasik bir hamburger istiyorsanız bu ekstraları atlayabilirsiniz.

Önce kıymamızı hazırlayalım sonra eklediklerimizle özdeşleşmelerini beklerken ekmeğimizi yaparız. Kıymamızın 600 gramını geniş ve çok derin olmayan bir kaba alıyoruz sonra yukarıda saydığımız bütün malzemeleri gezdire gezdire üzerine atıyoruz ve kıymamızı yoğurmadan sadece karıştırıyoruz. Bu noktada kıymayı mıncıklamadan, yoğurmadan sadece karıştırmak önemli. Bütün malzemelerin homojen şekilde karıştığından emin olduktan sonra kabın üzerini streçleyip dolaba alıyoruz. Orada yaklaşık 2-3 saat geçirecek.

Şimdi mantarlı sosumuza geçelim. Öncelikle mantarları saplarından ayırıyoruz ve orta boy bir buzdolabı poşetine atıyoruz. Sonra 2 diş sarımsak soyup ince ince kıyıp onları da mantarların yanına yolluyoruz. Üzerlerine tuz ve karabiber ekleyip yukarıda tarif ettiğim zeytinyağlı ve balsamik sirkeli karışımı da ekleyip poşetin ağzını bağlıyoruz. Poşeti biraz mıncıklayıp, sallayıp bütün mantarların zeytinyağlı karışıma bulandığından emin olduktan sonra poşetimizi buzdolabına kıymanın yanına doğru uğurluyoruz.

Gelelim ekmeğin yapılışına, ben ekmeği yapmaya yukarıdakileri buzdolabına attıktan 1 saat sonra başlıyorum ki dolaptaki malzemeler temizinden 3 saat birbirleriyle kaynaşacak vakit bulsunlar. Ekmeğin tarifini aynen Arda'nın Mutfağı internet sitesinden alıntılıyorum.

''Un ve tuzu bir derin kapta karıştırın.Ortasını çukur yapın ve diger bütün malzemeyi çukura ekleyip, hamur olacak şekilde karıştırın ve güzelce yoğurun.İyice hamur kıvamına gelince, kabın üzerini streç filmle sıkıca bir kaç kat kapatın ve 1 saat ilk mayalanma turu için bekletin.1 saat sonra streçi yırtın, hamurdan burger ekmeği büyüklüğünde toplar kesin ve yoğurarak yuvarlak bir top şekli verin. Top şekli verdiğiniz ekmekleri, yine streçle kapatın ve 30 dk. daha ikinci mayalandırma turu için kenarda bekletin. 180 dereceye ısıtılmış fırında, üzerine biraz da yumurta sarısı sürerek ve çörek otu serperek 20 dk. pişirin.''



Dilerseniz ekmeği marketten alıp, kıymaya giren ekstra malzemeleri ve mantarlı sosu es geçip Hamburgerinize 15 dakika içinde de ulaşabilirsiniz

Ekmekleriniz piştikten sonra hamburgerin sosunu hazırlamaya başlayabilirsiniz. Bunun için önce soğanlarınızı soyup sonra halka halka olacak şekilde doğruyorsunuz. Soğanlar zeytinyağı ile yağlanmış tavada kavurmaya başlıyoruz. Soğanlar kavrulurken bir yandan da kapya biberimizi küp küp olarak şekilde doğruyoruz. Soğanlar karamelize olmaya yakınken biberlerimizi de tavaya ekliyoruz. Kapya biber de hafif öldükten sonra dolapta beklettiğimiz mantarlı karışımı aynen tavanın üzerine boca ediyoruz ve mantarlar pişene kadar bekliyoruz ki en fazla 2 dakika falan sürer. Sosumuz hazırlandıktan sonra tavamızı bir kenara alıyoruz.



Dolapta bekleyen kıymamızı çıkartıp 200 gramlık 3 eşit parçaya ayırıyoruz. Her bir parçayı kalınca ve ekmeklerimizin içine sığacak şekilde yuvarlıyoruz. Kıymamızı yuvarladıktan sonra ortasına parmağımızla bastırarak bir çukur açıyoruz. Bunları yaptıktan sonra döküm demir veya granit ızgara tavamızı 1-2 kaşık zeytinyağı ile yağlayıp iyice ısıtıyoruz. Tavamızın iyice ısındığından emin olduktan sonra köftelerimizi tavamıza atıyoruz. Yüksek ısıda iki tarafı da mühürlendikten sonra alaca-sulu sevenler için yeterli pişkinliğe gelecektir, herkes kendi zevkine göre pişirdikten sonra köftelerimizi tavadan almadan 1-2 dakika önce köftelerimizin üzerine birer dilim peynir koyup tavamızın üzerini bir kapak vasıtasıyla örtüyoruz ki peynirler daha kolay erisin.



Köftelerimiz de piştikten sonra geriye kalan tek şey keyfinize göre her şeyi birleştirip sunumunu yapmak. Afiyet olsun.

[Aleksey]

Muazzam bir tarif olmuş kaptan! Yurtta kalmama rağmen keyifle ve imrenerek okudum. Ellerine sağlık, hem tarif için hem de hamburgerler için. Afiyet olsun.
Yanına içecek ne tercih ediyorsun bunun?

[Delidumrul]

Karnım acıktı ben olsam yanında içecek olarak ev yapımı organik buz gibi bir erik şurubu yada kızılcık şurubu tercih ederdim  

Tarif içinde teşekkürler straht üstat