05/03/2016, Saat: 11:11
2008 de Amerika ve buna bağlı olarak Dünya da yaşanan kriz sonrası insanlar önce lüks tüketimden vazgeçtiler. Sadece Birleşik Devletler de 8.000.000 kişi işsiz kaldı. Devasa şirketler battı...vs. vs.. Tabi bu dönemde doğal olarak dolar dibe vurdu.
O dönemde Türkiye de taklit parfümler ciddi olarak revaçtaydı. Nasıl olmasın bir şişe parfüm, Sevil de ya da Tekin Acar da yüzlerce liralara satılıyordu. İşte tam o sıralarda Strawberry'i keşfettik. Ardından fragrancex geldi ve daha niceleri. Yüzlerce liralık parfümler çok komik rakamlara satılıyordu. İlk aklımıza gelen sahte olabilecekleriydi tabi. İlk şişelerden sonra bu kuşkularımız da gidince, abandık
Nasıl abanmayalım 10 küsur dolara Gucci Envy Tester aldığımızı hatırlıyorum. Evet 100ml. 20 şişe falan almıştık parça parça. O dönemde internetin ticari olarak, yani alış verişte kullanımı çok yaygın değildi. Ama komşularımın kapılarında lila renkli kurdeleli kargo kutularını gördükçe netten alışverişin patladığını anlamamız zor olmadı. Krize giren ekonomilerde, ayakta kalmak için o eski devasa kar marjlarından vazgeçilmiş ve fiyatlar normal seviyelerine gelmişti belki de. Hele Amerikan menşeili parfümler mesela Calvin Klein gibi moda markaları kolonya fiyatına düşmüşlerdi.
Fakat ülkemizde fiyatlarda pek bir değişiklik yoktu. Bizimkiler hala eski fiyatlarda satışa devam etmeye çalışıyorlardı. Tabi ki de satamadılar. Niye böyle diye de araştırınca ortada ki apaçık gerçeği görmeleri fazla sürmedi.. İnsanımız netten alışverişi keşfetmiş ve aradaki büyük fark en cesaretsizi bile teşvik edecek kadar olduğundan bir şekilde ilk alışverişini yapmış ve arkası çığ gibi gelmişti. Peki onlar bu duruma nasıl bir çare buldular ?
Tabi ki fiyatları indirmediler. Bizim tane tane çok ucuza aldığımız parfümleri, çok çok daha ucuza alıp makul fiyatlarla satmak yerine, Maliye Bakanlığına gitmeyi tercih ettiler. Biz şu kadar vergi ödüyoruz, ekonomiye şu kadar katkımız var ama artık dayanamıyoruz, batmak üzereyiz bunlarla nasıl rekabet edebiliriz gibi bir edebiyatla bahse konu kozmetik yasağını inşa ettirdiler.
Bizim Dolce Vita da sona erdi böylece. Şimdilerde arada kumar oynayıp dediğiniz gibi gümrük memuruna ya da şansına güvenenler atış yapabiliyor ama bunlar çok münferit. Bazen geliyor, bazen takılıyor....
Ezcümle, bu konuyla ilgili dava vs. neye dayandırırsanız dayandırın, kazanma şansı %1'i geçmez. Devlet sağladığı toplam faydaya bakar.
O dönemde Türkiye de taklit parfümler ciddi olarak revaçtaydı. Nasıl olmasın bir şişe parfüm, Sevil de ya da Tekin Acar da yüzlerce liralara satılıyordu. İşte tam o sıralarda Strawberry'i keşfettik. Ardından fragrancex geldi ve daha niceleri. Yüzlerce liralık parfümler çok komik rakamlara satılıyordu. İlk aklımıza gelen sahte olabilecekleriydi tabi. İlk şişelerden sonra bu kuşkularımız da gidince, abandık
Nasıl abanmayalım 10 küsur dolara Gucci Envy Tester aldığımızı hatırlıyorum. Evet 100ml. 20 şişe falan almıştık parça parça. O dönemde internetin ticari olarak, yani alış verişte kullanımı çok yaygın değildi. Ama komşularımın kapılarında lila renkli kurdeleli kargo kutularını gördükçe netten alışverişin patladığını anlamamız zor olmadı. Krize giren ekonomilerde, ayakta kalmak için o eski devasa kar marjlarından vazgeçilmiş ve fiyatlar normal seviyelerine gelmişti belki de. Hele Amerikan menşeili parfümler mesela Calvin Klein gibi moda markaları kolonya fiyatına düşmüşlerdi. Fakat ülkemizde fiyatlarda pek bir değişiklik yoktu. Bizimkiler hala eski fiyatlarda satışa devam etmeye çalışıyorlardı. Tabi ki de satamadılar. Niye böyle diye de araştırınca ortada ki apaçık gerçeği görmeleri fazla sürmedi.. İnsanımız netten alışverişi keşfetmiş ve aradaki büyük fark en cesaretsizi bile teşvik edecek kadar olduğundan bir şekilde ilk alışverişini yapmış ve arkası çığ gibi gelmişti. Peki onlar bu duruma nasıl bir çare buldular ?
Tabi ki fiyatları indirmediler. Bizim tane tane çok ucuza aldığımız parfümleri, çok çok daha ucuza alıp makul fiyatlarla satmak yerine, Maliye Bakanlığına gitmeyi tercih ettiler. Biz şu kadar vergi ödüyoruz, ekonomiye şu kadar katkımız var ama artık dayanamıyoruz, batmak üzereyiz bunlarla nasıl rekabet edebiliriz gibi bir edebiyatla bahse konu kozmetik yasağını inşa ettirdiler.
Bizim Dolce Vita da sona erdi böylece. Şimdilerde arada kumar oynayıp dediğiniz gibi gümrük memuruna ya da şansına güvenenler atış yapabiliyor ama bunlar çok münferit. Bazen geliyor, bazen takılıyor....
Ezcümle, bu konuyla ilgili dava vs. neye dayandırırsanız dayandırın, kazanma şansı %1'i geçmez. Devlet sağladığı toplam faydaya bakar.
Dünyayı görüşüne göredir, insanın dünya görüşü. Maddeci için, gözyaşı tuzlu su, kalp ise kan pompasıdır...