11/11/2016, Saat: 16:26
(Son Düzenleme: 11/11/2016, Saat: 16:29, Düzenleyen: neoromancer.)
Gençliğimde hayranı olduğum orta yaşlarımdayken kendisini hemen sahne önünden canlı dinleme şansını(Fransa-Colmar festivalinde) bulabildiğim ender rastlanılan büyük sanatçılardan biriydi..en güzel eseride hayatıydı bence
''Zen hocası ona Jikan adını takmış. “Yalnız uçurum”. Ne mutlu ki, o uçurumun katmanlarına 82 yıllık hayatında bizi de ortak etmeyi bildi Leonard Cohen. 70’li yaşlarının sonunda iki sefer İstanbul’da izledik onu: Hiç beklenmedik bir vecd aurası kurduğu, hayatı tevazuyla kutsadığı, müzisyen arkadaşlarını saygıyla kucakladığı meditatif performanslardı. En ünlü aşk şarkıları, giderek zalimleşen bu dünyada insanca davranışın kodlarını taşıdığı için sevildi. Herkesin her şeyi bildiği, iyilerin yenildiği, kötülerin galip geldiği faşizan bir dünyanın fütürologu olmanın yanında, aynı zamanda bir “partizan”, bir “âşık”, hakikate bağlanmış bir sesti. Gençliğinde modern şiirden ve romandan müziğe ilerledi, ama ardında sadece şarkılar ve kitaplar değil, hayatı bir sanat yapıtı olarak yaşamanın timsalini ve hatırasını, bizi bu zor zamanlarda ayakta tutacak varoluşsal bir esini bıraktı. Haliyle, Roll’da başımızın tacıydı. Kendisine müteşekkir olmaktan başka, bugün Cohen için ne söylesek az. Bir arkadaşın twitter’da dediği üzere, aramızdan ayrılışı, “dünya üzerinde konuşulan bir dil kaybolmuş gibi”.
Roll Dergisinden 11-11-16
insan sorunlarını anlatmak ile onlara çözüm bulmanın aynı şey olmadığını anladığında artık büyümüş demektir