Domuz İşi, Haram/Sevap Meselesi
#21
(19/06/2018, Saat: 21:36)Bilge_Kagan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Hocam bu mantıkla bir  müslümanın şarap bağı kurup satmasında da bi sakınca yok mu oluyor Smile müslüman birinin domuz çiftliği kurup domuz eti ticareti yapması,  Aynı şekilde ZARURİYET olmadıkça domuzdan elde edilen ürünleri kullanması da İslami kaynaklara göre caiz değildir. Kaynak olarak Ömer Nasuhi Bilmen’in ilmihaline bakabilirsiniz en bilindik ve dili sade olan ilmihaldir.  Bunları kesin cümlelerle sorun yoktur, günah olmaz dediğiniz için yazıyorum ifadeleri öznel kullanırsak bence daha iyi olur Smile

Üstadım zaten mesajıma bakarsanız ''bence'' ifadesi kullanmışım. Bu benim şahsi düşüncemdir.

Müslümanın şarap bağı kurup satmasında bir sakınca var mıdır yok mudur bilemem ama Osmanlı İmparatorluğunda İstanbul'dan Şarap ihraç edilirdi. Hem de koca koca gemilerle. O şaraplar gökten yağmadığına göre Osmanlıda şarap imalatı açıkça var. Osmanlı İmparatorluğu da bundan büyük gelir etmekteydi. Demek ki günah değilmiş ki Osmanlı kadıları, şeyhülislamları karşı bir fetvada bulunmamışlar. Smile

Ayrıca İslami kaynak dediğiniz tam olarak nedir..? Hani şu 4 halife döneminde toplatılan ve özellikle Hz. Osman döneminde yakılarak imha edilen Hadis-i Şerifler mi..?
Cevapla
#22
(19/06/2018, Saat: 21:49)Niko Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Geçenlerde you tube da izledim. Adam kocaman bir domuz etini bir kaba koyup üzerine epeyce bir kola döktü. Bir süre bekledi. Sonra eline uzun bir cımbız aldı. Ben ne yapacak acaba diye beklerken etin içinden koca koca kurtlar çıkardı. Üşenmeyen bulsun videoyu hatta buraya koysun. Belki buradaki dostların arasında da yiyen vardır, bir şey demek istemem ama video felaketti.

Konunun diğer bölümüyle ilgili fikrim yok ancak, bu kurt olayından bahsetmek istiyorum. Mesleğim dolayısıyla daha fazla bilgiye sahibimdir diye düşünüyorum. Kurt diye bahsedilen durum Trichinella denilen sadece domuzda bulunan bir parazit, ancak bu şekilde sadece sığırda, tavukta da bulunan parazitler var. Onlara da domuzlar da rastlanmıyor. Yani o parazitle bulaşık olmayan bir domuz etinden bu parazitleri almanız imkansız. aynı şekilde nasıl ki koyunlarda görülen ya da sığırlarda görülen parazitlerlerle bulaşık etleri yemezseniz bulaşmayacağı gibi. Bu demektir ki her domuz bu parazitle bulaşıktır, böyle birşey olsa zaten dünyanın en ucuz et ürünlerinden biri olan. domuz etini tüketen herkes kurtlanırdı. Bunun yanında, kolanın dökülme amacı da pepsin enzimi. Etle beraber kola içince daha rahat hissedilmesinin sebebi de midenizde etin sindirimini arttırdığı için. Yani kola dökünce eriyen şeyler kolanın, içimizi nasıl erittiği veya kötülükleri açığa çıkardığı değildir.

Amacım, kimseye ye veya yeme demek değil, zaten bu benim görevim de değil. sadece bilimsel açıdan nasıl bakıldığından bahsetmek istedim.
Cevapla
#23
(19/06/2018, Saat: 21:53)ziyanınjileti Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Üstadım zaten mesajıma bakarsanız ''bence'' ifadesi kullanmışım. Bu benim şahsi düşüncemdir.

Müslümanın şarap bağı kurup satmasında bir sakınca var mıdır yok mudur bilemem ama Osmanlı İmparatorluğunda İstanbul'dan Şarap ihraç edilirdi. Hem de koca koca gemilerle. O şaraplar gökten yağmadığına göre Osmanlıda şarap imalatı açıkça var. Osmanlı İmparatorluğu da bundan büyük gelir etmekteydi. Demek ki günah değilmiş ki Osmanlı kadıları, şeyhülislamları karşı bir fetvada bulunmamışlar. Smile

Ayrıca İslami kaynak dediğiniz tam olarak nedir..? Hani şu 4 halife döneminde toplatılan ve özellikle Hz. Osman döneminde yakılarak imha edilen Hadis-i Şerifler mi..?

Birincisi Osmanlı’da gayrimüslimlerin devlet işlerinde görev alması yasaktı. Bu insanlar geçimlerini bir şekilde sağlayacakları için ticaret ve sanat erbabı oldular. Osmanlı İmparatorluğun’da şarabın yanında rakı da üretildi ancak bunların hepsi gayrimüslimler tarafından yapıldı. Müslümanların kesinlikle şarap ticareti yapması yasaktı. Biliyorsunuz şeriatla yönetilen bir imparatorluk ve şer’i hükümlere göre müslümanların şarap ticareti yapması caiz değil.

İkincisi hadislerin 4 Halife döneminde toplatılmasının temel nedeni o zamanlarda dini bir mesele olduğunda peygamberimizin direk konuya açıklık getirmesi ve yazılı bir kaynağa ihtiyaç duyulmamasıdır. 4 Halife de hangi sözün peygamberimize ait olduğunu bildiği için yalan yanlış olan hadisleri evet toplatmıştır ancak hepsini değil dikkatinizi çekerim.

Sonuç olarak bunlar inanç meselesidir isteyen inanır isteyen inanmaz komşum iyi akşamlar dilerim
Cevapla
#24
Daha bugün yakın bir arkadaşımla bu domuz meselesini konuşuyorduk, üstüne bu tuz biber oldu. Şahsi fikrim domuz kılı kullanmanın bir sakıncası olmadığı yönünde, yemeye yemiyorum ama o konuda karışık midye de haram mesela onu yiyorum, alkol de haram yeri geldikçe kullanıyorum, birçok esim dostum da öyle. Ortalama, cumaya giden, ramazanda oruç tutan bir müslümanım.

Aslında İslamiyette bazı konular vicdana ve akla bırakılmış diye düşünüyorum. Bu noktada sünnetler ve hadisler devreye giriyor. Hadislerle ilgili de son zamanlarda farklı şeyler duymaya başladım. Ben açıkçası islami bazı konularda yüreğimin götürdüğü yere gitmeyi tercih ediyorum. Hatamız varsa da Allah affetsin diyorum.

Son olarak bu konudaki tartışma üslubu hoşuma gitti, bende ondan karaladım birşeyler.

Sevgiler
Cevapla
#25
Öncelikle böyle ayrı bir başlık olması gayet yerinde bir karar olmuş. Adminlere teşekkür.
Konuşmalar-yazışmalar "debate" tadında (Türkçesini bilmiyorum-açıkoturum tarzında bir havası var) ilerliyor. Gayet güzel.
Konu hakkında bir yorum yapamam, nötrüm. Kim nasıl isterse onu yaşar, öyle yaşar bana göre Smile
Ama konu ilgi çekici.
"A Samurai always wears two swords."
Cevapla
#26
(19/06/2018, Saat: 22:19)DenizKSK Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Öncelikle böyle ayrı bir başlık olması gayet yerinde bir karar olmuş. Adminlere teşekkür.
Konuşmalar-yazışmalar "debate" tadında (Türkçesini bilmiyorum-açıkoturum tarzında bir havası var) ilerliyor. Gayet güzel.
Konu hakkında bir yorum yapamam, nötrüm. Kim nasıl isterse onu yaşar, öyle yaşar bana göre Smile
Ama konu ilgi çekici.

(19/06/2018, Saat: 22:11)mehmetk1907 Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Son olarak bu konudaki tartışma üslubu hoşuma gitti, bende ondan karaladım birşeyler.

Sevgiler

Ben de ilk defa bir forumda dini bir konuda bu kadar saygılı bir tarz gördüm ondan cesaret alarak yazdım yoksa yakın çevrem dışında din ve siyaset konuşmamaya özen gösteriyorum. Komşularımız sadece tıraşta değil tıraş dışı konularda da hem anlayışlı hem paylaşımcılar Smile
Cevapla
#27
Hocam "Şüpheniz varsa uzak duru" hadisi bulunmakta. Varsa şüphesi olan uzak durabilir. Şüphesi olmayan hangi yönde ici rahat ediyorsa onu yapsın.
A. Şüphem yok mekruh ben kullanmam.
B. Şüphem yok kılından zarar gelmez ben kullanırım.

Bitti çok basit. Konunun beyin fırtınası ici  bir meclis oluşturulur. Aramızda konuya hakim alim arkadaşlar gelir yahut tanıdığı olan varsa davet edilir  kaynaklar açılır içtihat yapılır, ilim yapılır sevabı da büyük olur.

Saygılar...
Şol Gökleri Kaldıranın, Doldurup Donatanın,
Ol Deyince Olduranın, Doksan Dokuz Adı İle,
Usturalarımız Keskin, Elimiz Düzgün Olsun.
Cevapla
#28
(19/06/2018, Saat: 22:09)forsa Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bunun yanında, kolanın dökülme amacı da pepsin enzimi. Etle beraber kola içince daha rahat hissedilmesinin sebebi de midenizde etin sindirimini arttırdığı için. Yani kola dökünce eriyen şeyler kolanın, içimizi nasıl erittiği veya kötülükleri açığa çıkardığı değildir.

Merhaba@forsa komşu,
İçimizdeki kötülükler veya kolanın içimizi erittiği gibi bir düşünce aklıma gelmemişti şahsen. Kolanın içindeki asidin, ette bulunan kurtları bir süre sonra rahatsız edip, bu arada yine asidin etkisiyle etin de yumuşayıp bu kurtların yüzeye çıkmalarına sebep olduğunu düşünmüştüm. Bu arada teknik bilgi için teşekkürler.
Cevapla
#29
Çok faydalı,saygılı,seviyeli bir ortam buldum ben bu forumda inşallah ülkemizi çokça meşgul eden diğer konularında bu platformda olduğu gibi işlenmesini diliyorum.Herbirinize saygılarımı sunuyorum.
Cevapla
#30
(19/06/2018, Saat: 22:09)Bilge_Kagan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Birincisi Osmanlı’da gayrimüslimlerin devlet işlerinde görev alması yasaktı. Bu insanlar geçimlerini bir şekilde sağlayacakları için ticaret ve sanat erbabı oldular. Osmanlı İmparatorluğun’da şarabın yanında rakı da üretildi ancak bunların hepsi gayrimüslimler tarafından yapıldı. Müslümanların kesinlikle şarap ticareti yapması yasaktı. Biliyorsunuz şeriatla yönetilen bir imparatorluk ve şer’i hükümlere göre müslümanların şarap ticareti yapması caiz değil.

İkincisi hadislerin 4 Halife döneminde toplatılmasının temel nedeni o zamanlarda dini bir mesele olduğunda peygamberimizin direk konuya açıklık getirmesi ve yazılı bir kaynağa ihtiyaç duyulmamasıdır. 4 Halife de hangi sözün peygamberimize ait olduğunu bildiği için yalan yanlış olan hadisleri evet toplatmıştır ancak hepsini değil dikkatinizi çekerim.

Sonuç olarak bunlar inanç meselesidir isteyen inanır isteyen inanmaz komşum iyi akşamlar dilerim

Gayri müslimler şarap satıyor, gayri müslimler rakı satıyor. Çok afedersiniz gayri müslimler genelev açıyor. Osmanlı da bunlardan vergi topluyor. Vergi toplamayı bırak, Osmanlı paşaları genelev önünde sıraya giriyorlar. Onu nasıl yapacağız komşum..? Bence Osmanlıdan devam etmeyelim komşum, zira o tünelin sonu çok hayırlı bir yerlere çıkmıyor. Smile

4 halife dönemi hakkında profösör değilim. Ama 4 halife dönemi hakkında az buçuk araştırma yapmışlığım, kitap okumuşluğum, makaleler, yayınlar taramışlığım var. İlk kez ''o zamanlarda dini bir mesele olduğunda peygamberimizin direk konuya açıklık getirmesi ve yazılı bir kaynağa ihtiyaç duyulmaması'' diye bir neden duydum komşum.

Ben size asıl ve gerçek nedenini söyleyeyim mi komşum..?
Son kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'den önceki kitapların yükümlerini, kurallarını bozan, değiştiren insan eli yazılmış yazılardır. Peygamber efendimiz bunu çok iyi bildiği için onun zamanında yazılmış bir tek hadis-i şerif yoktur. Kendisi bizzat izin vermemiştir. Peygamber efendimizin meclis konuşmaları da yazıya geçirilmemiştir. Neden.? Çünkü Allah'ın verdiği hikmetle peygamber efendimiz, insanın çok affedersiniz ne mal olduğunu çok iyi biliyor. Kur'an-ı Kerim de bile bundan önceki kitapların insan eli ile bozulduğu, çarpıtıldığı açıkça yazar. Peygamber mecliste konuştuğunda, ister 1 ister 5 kişi konuşmaları kayda geçirsin, hepsi mutlaka farklı manada, farklı yorumlamalara açık yazı kaleme alacaklardır. Hadis-i şeriflere gelince, ben size 5 yıl önce yaşadığınız bir olayı kaleme alın desem %100 doğru şekilde, hiçbir yorum katmadan, hiçbir yanlış mana veya yorumlamaya imkan vermeyecek şekilde yazabilir misiniz..? Yazamazsınız. Ama hadis-i şerifte 150 yıl önceki olay dosdoğru(!) aktarılıyor.
Bundan dolayı bilmeyen komşularım için peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) zamanında yazılan hiçbir hadis-i şerif yoktur, hatta hiçbir yazı kaydı yoktur.
Eğer olsa biz müslüman alemi şuan yapboz gibi parçalara ayrılmıştık. Gerçi şuan bile bir birlik beraberlik yok ya, neyse. Bundan sonra ki 4 halife döneminde peygamberin bu tutumu devam ettirilmiştir. İslamın kaidelerinin bozulmasını engellemek için 4 halife döneminde hadis-i şeriflere kesinlikle izin verilmemiştir. Özellikle Hz.Osman döneminde çok sert müdahaleler yapılmıştır. 4 halife dönemi bu yüzden de karışık bir dönemdir.

Tekrar diyorum, bu benim şahsi görüşümdür. Herkesin aklı kendine. Kur'an-ı Kerim de en çok geçen ''hiç düşünmez misiniz'' sözüdür. Onun için müslüman akıllı olacak, akıllı olmakta zorunda. Dediğiniz gibi bunlar inanç meselesidir, herkesin inancı, düşüncesi kendine. Ben de size iyi akşamlar dilerim komşum. Smile

Not: İslam hakkında bilgili birine sakız çiğnesem orucum bozulur mu, kaşımı alsam orucum bozulur mu, Hz.Musa peygamber gibi saçımı uzattım, kötü mü olmuş, diye soru soracağımıza bu konuştuklarımız sorulsa, insanımız bilgilenecek ama nerdeee...
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: