(26/12/2017, Saat: 18:56)mbilgin Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Beyler yanlış kullanmış olabileceğimi söylemişsiniz, hayır yanlış kullanmiyorum maksimum 1 dakika yüzüme sürüyorum sonra duruluyorum, hem 1 dk ile 5 dk sürme arasında bir fark yok, değer değmez sıkıntısını hissettim hani yarim saat de yapsam 1 dk da yapsam ayni sey olacakti. Dediğim gibi cildim kösele gibi değil buğday tenliyim yüzüm ise iyi baktığım için gerçekten pamuk gibi, tıraşın yapmadığı tahrişin 100 katını yapti nokta nokta kızarıklıklar 2 hafta geçmedi yeni yeni toparliyorum, kişisel olabilir dediğiniz gibi. Kıyamamadığım için de atmadım bir köşede bekliyor. Bir de feather jilete temelli geçiş yaptım boyun bölgem o kadar temiz ki çok mutluyum bunu da paylaşayım)

(26/12/2017, Saat: 19:00)ahraz Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bu hayatta bildiğim birşey varsa ;

Hayır demeyi bileceksin.Doğru zamanda “hayır” pek hayırlıdır.Beğenmediği ürünü sadece çöpçüler saklar.O sebeple kıyın,acımayın.İyi gelecektir.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

(26/12/2017, Saat: 19:00)ahraz Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bu hayatta bildiğim birşey varsa ;

Hayır demeyi bileceksin.Doğru zamanda “hayır” pek hayırlıdır.Beğenmediği ürünü sadece çöpçüler saklar.O sebeple kıyın,acımayın.İyi gelecektir.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

(26/12/2017, Saat: 20:21)protti Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Antiseptik ve tahriş gidermenin en ucuz ve doğal yolu şap kullanmaya mahna uydurulmasında bence hiç şüphe yok ki elli bin çeşit zararlı kimaysalla ürettikleri ve süslü ambalajlarda güzel kokularla ürünlerini satan kozmetikçiler .

10-15 liraya aldığınız bir kristal deo en az 6 ay dayanıyor. en ucuzu 15 lira olan normal deo ise en fazla 1 ay. İlaç, kozmetik gibi sektörlerin doğasında var bu . İnternet ise bu kirli bilgilerin yayılması için en ucuz yollu mecra. Yazarsınız bir şey bir bakarsınız ki altında bir karşı yorum aslında bilgi değil internetten alıntı

Mandalina, portakal bile bazı insanlara dokunuyor olabilir bu onun kötü olduğunu göstermez.

(26/12/2017, Saat: 21:35)mbilgin Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Hocam öyle de doğal olan bir şey zararsiz olacak diye bir kaide yok, bir şeyin zararli olup olmamasi konusunda bu ülkede bilinen çok yanlış bir algi var, kimyasal kimyasal, herkes bunu ağzına dolamış, kimya doğanın ta kendisinde olan bir bilim, dogada karşılığı olan bileşenlerin bir araya getirilmesiyle yapılıyor kozmetik ürünler. Cilt şapı doğal ve saf diye zararsiz olacağı anlamina da gelmiyor bu, uranyum da doğada bulunuyor ve inanir misiniz görünüşü şap taşına benziyor ama elinize dahi alamazsınız o derece zararli. Bunun bilimsel bir kanıtı sunulmuş mu diye araştırabiliriz,  lakin konunun en başında içinde ağır metallerden ötürü zararlı olduğunu söylemiş arkadaş.zararlı olduğu Iddiasinda haklı olabilir. O yüzden

(26/12/2017, Saat: 22:13)protti Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Doğal olanın zararsız olmayacağından bahsetmedim. TV' de prof. yada uzman olduğunu söyleyip ayuvaerdacılık oynuyorlar mesela katılıyorum. Kantaron kaynat iç meyan kökü kaynat iç diyorlar ben tansiyon hastasıyım onlara uysam içsem büyük ihtimalle  ölürüm. Şu arkadaş bunu yazdı diye yazmadım da ayrıca olaya bakış açısı ve benim şapa olan bakış açım.
Kimyasal konusu her yıl bir çok yeni kimyasal madde icat ediliyor ve zararları tam ispatlanmadan kullanılıyor sonra pardon deniliyor.
Plastik, gıda da kullanılabilir plastik deniliyor bana kalırsa hiçbiri kullanılamaz ve kullanmıyorum taşıma poşeti dışında . Hala mutfak için alüminyum folyo üretiliyor, tencere tava üretiliyor hop bir dakika diyen yok .
Kolestrol ilacı dünya fiyata sattılar standart değerleri düşürüp sonra değerler yukarı çıkınca fiyat pat aşağıya indi Adamlar kalp ilacı yapıyorlardı öyle satsalar 30 tanesi en fazla 50 lira baktılar ilaç kuşu uyandırıyor 3-4 tanesi dünya para...

Şap belkide gerçekten zararlı olabilir fakat beni şu anda inandıracak bir bilgi yok .

(07/11/2016, Saat: 21:20)cbaytan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Arkadaşlar konuyu gördüm ve sonuna kadar zevkle okudum, her kimyasal konusunda şüpheci olmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Şimdi bu konuda bilimsel olarak konuşabilecek kadar bilgisi olan biri olarak, şunu söyleyebilirim, kulllandığımız Alum bbloklar yani şaplar yukarıdan kafanıza düşmediği veya yalamadığınız takdirde tehlikeSİZDİR, emniyetle kullanabilirsiniz.
Geçmiş olsun, gerisini okumayabilirsiniz.

Alum bloklar Aluminyum değildir Potasyum Aluminyum sülfat  tuzudur, vücut bu bileşikten Alüminyumu ayırıp kullanamaz (etkili olacak miktarlarda). yani bir Alüminyum elementiyle  alakası kalmamış bir bileşiktir. Tuzun saf sodyum yada potasyum olmaması gibi. Oluşan exotermik reaksiyonla Allüminyumun ayrışması çok uzun zaman alır ve çok küçük miktarlarda olabilir, ama o kadar miktarda ciltten emilen miktarın emilmesi nedeniyle göz ardı edilecek kadar önemsizdir.
Benim dahha çok önem verdiğim konu kalitesiz Alum bloklarda (rengi ne kadar bulanıksa o kadar az saftır (Bkz Ali Bıyıklı, İHA), ama saf Alum cam'a yakındır) ağır metallerin bulunabilmesi şüphesidir, ama bu sadece bir şüphedir. Aslında yalamadığımız için pek önemide yoktur, ama teorik olarak olsada mesela içinde kurşunu, civası çok bir Alumu yüzüme sürmek istemem.

Stiptik kalemleri araştırmadım onlarıda araştırıp yazacağım. Bu arada Türkiyede tüketilen fındıkların ve baharatların çoğunun başta taşımada kullanılan plastik tabanlı çuvallar ve haava almayan paketleme nedeniyle bir küf artığı (mantarın kakası) kanserojen Aflatoxin maddesi taşıdığını belirtir, kullanmadığınız Alumları banyodaki küfleri öldürmekte kullanan sevgili abinize göndermenizi rica ederim.  


Not Alum kullanınca stiptik kalem kullanmanıza gerek yoktur, Alum zaten aynı fonksiyonuu görüyor. Yani Alum'u olanın stipttik kalem almasına gerekte yoktur.

Bu şap hakkında ilginç bilgiler. 1200'lerde Osmanlı İzmir, Yeni Foçada Şap dağı denen yerde şap üretimine başlamış ve çok kıymetli olduğu için Cenevizliler yani Cenovalılar burayı alabilmek için bayağı sefer düzenlemişler (hatırladığıım kadarıyla).

https://www.youtube.com/watch?v=32MRU5KC-jQ


Herkese sevgiler.

(08/11/2016, Saat: 18:14)cbaytan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Arkadaşlar şap hakkında bir çok soru geliyor, bu sorulardan bir kısmıda bilmediğimiz veya bilemeyeceğimiz özellikler, çünkü piyasada satılan kozmetik ürünlerin özellikleri çok değişik ve aynı ürün çeşitli üretim tarihlerindede değişik formüllü veya değişik kimyasal oranlı olabiliyor, o yüzden içinde bir sürü öadde olan kozmetik ürünlerin derideki etkilerinin her fabrika çıkışı ürününün tek tek test edilebilmesi pratikte imkansızdır.
Ben bildiklerimizi yazayım ilkönce:

1-Şap tuz olduğu için doğal  bir antibakteriyeldir, bu özelliği yüze tuz sürmekten çokta farklı değildir, ancak tuz gibi granül olmadığı ve yani sürerken aşındırıcı olmadığı ve tuz gibi aşırı erimeden çok az oranlarda kaygan kalıp halinde kullanıldığı için tercih edilir, nitekim bu az miktarda tuzuda 1-2 dakika sonra yıkayıp atıyoruz.
2-Proteinleri bir araya toplasma özelliği (precipite) etme özelliği olduğu için antikoagülandır yani özellikle kılcal damarlarda kanı durdurma özelliği vardır, elimizdeki kayganlığı gidermeside muhtemelen bu precipitasyon özelliğinden kaynaklanır.

Şap hakkında mitler:
Porları kapar.  Hayır kapamaz, bu yüzden terlemeyide önlemez, ancak antimikrobial özelliğinden dolayı terin kokmasını önler, ter genellikle normalde 20 dakika sonra içinde mikrobik aktiviteden dolayı kokmaya başlar yoksa ter kokusuzdur.
Deriyi gerginleştirir: Sanırım buda bir mit, derideki yüzey gerilimini ve (cansız) yüzeydeki protein poziyonlarını değiştirdiği için subjektif bir gerilme hissi yarattığını sanıyorum. Yoksa derisi buruşuk özellikle kadınlar yerdi şapı değilmi?  

Aklıma gelenler şimdilik bunlar, umarım yanlış anlaşılma olmaz, sorunuz varsa sorun lütfen.

Herkese sevgiler.