Günün Şiiri - Baskı Önizleme +- Geleneksel Tıraş Forumları (http://www.geltir.com) +-- Forum: BEYİN FIRTINASI (http://www.geltir.com/forumdisplay.php?fid=35) +--- Forum: Tıraş Dışı (http://www.geltir.com/forumdisplay.php?fid=37) +--- Konu Başlığı: Günün Şiiri (/showthread.php?tid=5871) |
Günün Şiiri - yamtar - 09/04/2015 Forum üyelerimizin sevdiği ve paylaşmak istedikleri şiirler için bir konu açtım. Beni en çok etkileyen şair olan Arif Nihat Asya'dan bir şiiri paylaşmak istiyorum. Kubbeler Dün başlar seferber; eller seferber; Kurşun eritildi, mermer çekildi. Bunlar; bu kubbeler, bu minareler, Akçayla olacak işler değildi. Bulabildinse ey yolcu yerini, Hepsinin alnında altından bir ay. Seyret istanbul'un câmilerini, Minare minare, kubbe kubbe say! Açılır masmavi burda gökyüzü, Gümüşten sütunlar üstünde durur. Kiminin gölgesi dinlenir yerde, Kiminin beyazı sulara vurur. Mihraplar; kemerler, kubbeler yapmış, Sultanı, çerisi, piri, veziri. Nesilden nesile götürsün diye, Kanatlar üstünde şanlı tekbiri. Burda kubbe, kemer ve mihrap olmuş, O kıvrak şekil ki serhadde yaydı. Atlas bayrakların dalgalarında, Rüzgârla öpüşen ince bir aydı. Uzaklarda kırık minarelerden, Gökte bir kapıyı vurur leylekler; Birgün açılacak o büyük kapı, Ve kanatlar yere inmeyecekler. Taraf taraf, kol kol şu yamaçlardan, Aktıkça fetihler tarihi Türk'ün. Kubbeler erecek birgün murada, Ve minareler dal verecek birgün. Geçersen altından bu loş kemerin, Menekşe menekşe gül güldür içi... Kapanmaz kapısı Allah evinin, Ki beş vakit gürül gürüldür içi. Çiniler çiniler taze çiniler, Boyası göz nuru, fırçası kirpik... Ey sanat "Kuruyan dallarımıza, Bir yeşil yaprak ver!" demeye geldik. Biri hattın; biri mermerin, tuncun, Kurşunun sırrını aramış bulmuş. Yesâri elinde "Lafza-i Celâl", Sinan'da kubbeyle minare olmuş. İşte bir kubbe ki söyler saati, Yolcu ilk, dalgalar son cemaâtı, Mavidir çinisi, yenidir adı, Mermerini sisler karartamadı. Şehzâde, Lâleli, Haseki Sultan, Hepsinin üstünde Süleymaniye. Süleymaniye'den, Ayasofya'dan, Yollar iner dal dal Yenicâmi'ye. Yolları arkada bırakan hızla, Kanatlarımızla, atlarımızla, Aşarken toprağı, taşı, denizi, Bu kurşun memeler emzirdi bizi... Arif Nihat Asya Cvp: Günün Şiiri - Bruce - 09/04/2015 Dağ tepesinde bir çam olamazsan, Vadide bir çalı ol. Ama, dere kenarındaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir avuç ot ol. Bir yola neşe ver. Bir nilüfer olamazsan bir saz ol. Ama, gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya da mecburuz. Burada hepimiz için birer iş var. Cadde olamazsan, sokak ol. Kazanmak ya da kaybetmek ölçü değildir Her ne isen onun en iyisi sen ol… Ralph Waldo Emerson Cvp: Günün Şiiri - BigHillMe - 09/04/2015 Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer, Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer, Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer, Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer, Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi, Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi? İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli mi? Çevrilir dest-i kaderle bu şu'unun fili mi, Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer, İbret aldın, okudunsa şu yaman dünyadan, Nefsini kurtara gör masyad-ı mafihadan. Niyyet-i hilkatı bul aşk-ı cihan aradan, Önü yoktan, sonu yokdan, bu kuru da'vadan Utanır gayret-i gufranla cehennem de geçer. Ne şeriat, ne tarikat, ne hakikat, ne türe, Süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre Cahilin korku kokan defterini Tanrı düre! Ma'rifet mahkemesinde verilen hükme göre, Cennet iflas eder, efsane-i Adem de geçer. Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne, Girmemiştir bu avalim, bu bedyi' gözüne. Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne. Pir olur sakiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne, Hak olur pir-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer. Cvp: Günün Şiiri - ohtararan - 09/04/2015 Sakın terk-i edebten kuy-ı Mahbub-i Huda'dır bu Nazargah-i ilahidir, Makam-ı Mustafadır bu Felekde mah-i nev, Babüsselem'ın sine çakıdır Bunun kandili Cevza, matla-i ziyadır Habib-i Kibriya'nın habgahıdır fazilette Teveffuk-i kerde-i Arş-ı Cenab-ı Kibriyadır bu. Bu hakin pertevinden oldu deycur-i adem zail Amadan açdı mevcudat düş çeşmin tutiyadır bu. Muraat-ı edep şartıyla gir Nabi bu dergaha Metaf-ı Kudsiyandır cilvegah-ı enbiyadır bu Cvp: Günün Şiiri - BigHillMe - 09/04/2015 mernuş bu engin ayrılık canıma yetti, başımdan aşıyor kederim mernuş, bu yolda yazılmış fermanı kaza, bunu da gösterdi kaderim mernuş. bağlanmıştım bütün kalbimle sana, şu fani cihanı okuttun bana. sen göçtükten sonra ben yana yana hicranla gözyaşı dökerim mernuş. bu yolda cahilim, bildiğim kısa, sen girdin toprağa ben düştüm yasa. haklı haksız hatırını kırdımsa affet günahımı beşerim mernuş. Günün Şiiri - yamtar - 09/04/2015 GÜLCE Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Uçurumun kenarındayım Hızır Civan hazır Divan hazır Ferman hazır Kurban hazır Uçurumun kenarındayım Hızır Güzelliğin zulme çaldığı sınır Başım döner, beynim bulanır El etmez Gel etmez Gülce'm uzaktan dolanır Uçurumun kenarındayım Hızır Gülce bir davet Mecaz değil Maraz değil Gülce bir afet Peri değil Huri değil Gülce beyaz sihir Gülce ölümcül naz Buram buram zehir Yar yüzünde infaz Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Güzelliğin zulme çaldığı sınır Uçurumun kenarındayım Hızır Ben fakir En hakir Bin taksir Ateşten Kalleşten Mızrakla gürzden Dabbetülarz'dan Deccal’dan, yedi düvelden Korku nedir bilmeyen ben Tir tir titriyorum Gülce’den Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan Nutkum tutuluyor, ürperiyorum Saniyeler gözlerimde birer can Her saniyede bir can veriyorum ÖMER LÜTFİ METE Günün Şiiri - yamtar - 10/04/2015 Sitare “Çeşmek Be-zen Sitare Ezmen Mekon Kanare” Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz Nedimin nigehban nergisleri gibi Üstümüzde bütün nazarlar Çok utanıyorum Sitare Dün oturup hesap ettim Sen doğduğun zaman Ben bir askeri mektepte talebeymişim Sen bilmezsin Sitare Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu Her akşam dokuzda yat borusu çalardı Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı Bir derin uykuya atardım kendimi Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı Bende onu alır anamın düşlerine kaçardım Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Seninle konuşurken Sitare Aklıma yıldızlar dökülüyor Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında Gökyüzü salkım salkım Zigguratlar tıklım tıklım Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım Gözlerine baktığım zaman Sitare Bütün çöllere ay doğuyor Yoldaş ediyorum kendime İmrül Kays’ı Antere’yi A’şa’yı En kuytu vahaları dolaşıyorum Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare Çadırla su arasında bir cılga var O cılgada narin ayak izlerin var Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun Biliyorum içinde bir sızı var Bıçak ağzı gibi bir sızı var Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan Züheyr’in Suad’ı gibi keremsiz kılan Kuzeyden güneye Güneyden kuzeye Heyy! Gidip geliyorum bu çöllerde Kureyş’in heybetli ve inatçı develeri Hiç aldırmadan benim esmer sevdama Geviş getiriyorlar ufka bakarak Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum “Ah minel aşk-ı ve halatihi..” Çok eski bir gerçektir bu biliyorum Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Sinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz Ve ikimizde ıslanıyoruz Ben ne yağmurlar gördüm Sitare Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır O şehirde sırılsıklam gezerdim Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan Tapınaklar insanları safra gibi atardı Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun Kaşı karam, gözü karam, saçı karam Umay gibi yumuşak huylum Nerden çıktın karşıma böyle Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare Adam akıllı yorulmuşum Ellerin böyle olmamalıydı Ellerine acıyorum Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum Durup durup ıssız yerlerde “güçlü ol ey kalbim, güçlü ol Daha çok işimiz var” diyorum Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Dilaver Cebeci Cvp: Günün Şiiri - ckeskin - 10/04/2015 bir martıyı ağlattın iste bir çocuk garanti intihar eder artık kütür kütür küfrediyor gece imanıma bir yaprak kırılıp suya düşüyor su yaralanıyor su kanıyor şelale! ah nasıl titredim tensiz bir piyanist büküldü sanki kesişen ayrışık doğrular gibi çarpışıverdim yüzünle. Yüzün öyle düzgün suna bir el yazısı yüzün yüzüme aksedince yüzün ayna alnımda yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı! bitmemiş bir ömrün yalanısın sen: kabuslarımın tabiri çocukluğumun arta kalanısın! öldüreceğim kendimi dudaklarınla dudakların etle, şehvetle seferber sen! bana inen son kutsal kitap son fakir yatır son aciz peygamber! bir martıyı ağlattın iste bir çocuk garanti intihar eder artık Küçük İskender Cvp: Günün Şiiri - ozgun41 - 18/05/2015 ay karanlık deniz sakin ve derin gece ayaz yakamı bırakmaz kederin ay karanlık uçurumda can çekişir canım yokluğun mayın gibi bassam patlayacak sol yanım |