25/02/2017, Saat: 15:11
Sevgili @ahraz teşekkür ederim. @Timuçin komşumuz da benzer bir soru sormuş. Genel olarak toparlamak gerekirse; İstanbul için konuşursak evet, konut fiyatları vatandaşın alım gücüne oranla yüksek. Ama geçerli sebepleri var: Öncelikle arsa fiyatları çok yüksek. Dövizdeki dalgalanmalar da inşaat maliyetlerini yukarı çekiyor. Bu ve buna benzer durumlardan rakamlar yüksek seyrediyor.
Doyum noktası konusuna gelirsek; özellikle dönüşüm başladığından beri konut stoğu hızla arttı. Ancak, 600 bin civarında olan stoğun sene başı itibariyle 200 bin civarına düştüğünü gösteren çalışmalar var. Her ne kadar net rakamlar konuşulmasa da ben de aynı kanaatteyim. Peki bu kadar konut satılır mı? Evet satılır. Faizlerle oynanır, kampanyalar yapılır, bankalarla anlaşılır, stok bir şekilde erir.
Fiyatlar artar veya düşer mi, sorusu ise çok bilinmeyenli denklem gibi. Türkiye'de yıllık ortalama 600 bin konut ihtiyacı doğuyor. Bu rakamın yaklaşık yarısı kadar da dönüşümden geliyor. Vatandaşın alım gücünde bir yükselme olmadığı için bu noktada arz-talep dengesizliği doğuyor. Buna rağmen yıllık konut fiyat artışı %20 nin altına düşmüyor. Enteresan, değil mi? Bu şartlar altında fiyatların düşmesi gerektiğini öngörmek mantıklı olacaktır. Ama burası Türkiye, o kadar enteresan bir iç dinamik ekonomimiz var ki, kağıt üzerinde öngörülen bir çok unsur, tatbikte mantık sınırlarını zorluyor. Ayrıca hepimizin bildiği bir gerçek var: Türkiye'de bireysel faaliyetler haricinde devlet politikasıyla veya piyasa koşullarının bir parça değişmesiyle herhangi bir temel sektör ürününün fiyatının düştüğü ne zaman görülmüş ki! Dolayısıyla konut fiyatlarında da bana göre dişe dokunur bir düşme olmayacaktır. Tabii şöyle bir ekstra durum da var: Yabancılara gayrimenkul satışında birtakım kolaylıklar öngören bir kanun tasarısı hazırlandı. Gayrimenkul alan yabancı sayısı zaten hiç de az değilken, bu tasarı sonucunda daha da artacaktır. Bu yabancı yatırımcıların büyük çoğunluğunun Ortadoğu ülkelerinin zengin bireyleri olacağını düşünürsek, fiyat düşüşünden ziyade, bölgesel bazda ciddi artışlar olacağını düşünüyorum. Ki, benzer örneklerini zaman zaman hepimiz gördük, yaşadık. Ama bu ciddi artışlar bölgesel bazda, bunu unutmamak gerek.
Sonuç olarak, Türkiye'de gayrimenkule yatırım yapmak, kısa veya orta vadede her zaman kazandırır. Uzunca bir süredir, yatırım yapacak güvenilir bir enstrüman kalmadığını da düşünürsek, en mantıklı yatırım yine gayrimenkuldür. Altının, dövizin ne yapacağı belli değil, sürprizlerle dolu yatırım araçları. Faiz kazandırmıyor, kağıt güven vermiyor, devlet hissesi öldürmüyor süründürüyor. Geriye gayrimenkulden hariç pek bir seçenek kalmıyor.
Özellikle yatırım için gayrimenkulü tercih etmeyi düşünen komşularıma da söyleyecek birkaç sözüm olacak. İstanbul'dan ziyade, İstanbul'a yakın bölgeler seçin. Ne kadar değer kazansa da, İstanbul'da artık müthiş fiyat yükselmeleri olmayacağını düşünüyorum. Şehir binaya doymak üzere, arsa kalmadı. Göç de bir yere kadar. Şehirler boş buldukları geniş arsalara, kırsal bölgelere yayılmaya başladı. Böyle olmak zorunda. Trakya ve Körfez bölgeleri iyi birer seçenek. İlla konut almak zorunda değilsiniz. Arsa da bir seçenek ve konuttan misli misli kazandırdığı bölgeler var. Ama bu farklı bir konu, ucu çok açık. Böyle bir yatırım düşüncesi olan komşumuz varsa yardımcı olmaya çalışır, tecrübelerimi aktarırım.
Biraz karışık yazdım sanırım, kusura bakmayın. Malum, hafta sonu, yoğunluk var. Umarım bir nebze yardımcı olabilmişimdir.
Sevgilerimle.
Doyum noktası konusuna gelirsek; özellikle dönüşüm başladığından beri konut stoğu hızla arttı. Ancak, 600 bin civarında olan stoğun sene başı itibariyle 200 bin civarına düştüğünü gösteren çalışmalar var. Her ne kadar net rakamlar konuşulmasa da ben de aynı kanaatteyim. Peki bu kadar konut satılır mı? Evet satılır. Faizlerle oynanır, kampanyalar yapılır, bankalarla anlaşılır, stok bir şekilde erir.
Fiyatlar artar veya düşer mi, sorusu ise çok bilinmeyenli denklem gibi. Türkiye'de yıllık ortalama 600 bin konut ihtiyacı doğuyor. Bu rakamın yaklaşık yarısı kadar da dönüşümden geliyor. Vatandaşın alım gücünde bir yükselme olmadığı için bu noktada arz-talep dengesizliği doğuyor. Buna rağmen yıllık konut fiyat artışı %20 nin altına düşmüyor. Enteresan, değil mi? Bu şartlar altında fiyatların düşmesi gerektiğini öngörmek mantıklı olacaktır. Ama burası Türkiye, o kadar enteresan bir iç dinamik ekonomimiz var ki, kağıt üzerinde öngörülen bir çok unsur, tatbikte mantık sınırlarını zorluyor. Ayrıca hepimizin bildiği bir gerçek var: Türkiye'de bireysel faaliyetler haricinde devlet politikasıyla veya piyasa koşullarının bir parça değişmesiyle herhangi bir temel sektör ürününün fiyatının düştüğü ne zaman görülmüş ki! Dolayısıyla konut fiyatlarında da bana göre dişe dokunur bir düşme olmayacaktır. Tabii şöyle bir ekstra durum da var: Yabancılara gayrimenkul satışında birtakım kolaylıklar öngören bir kanun tasarısı hazırlandı. Gayrimenkul alan yabancı sayısı zaten hiç de az değilken, bu tasarı sonucunda daha da artacaktır. Bu yabancı yatırımcıların büyük çoğunluğunun Ortadoğu ülkelerinin zengin bireyleri olacağını düşünürsek, fiyat düşüşünden ziyade, bölgesel bazda ciddi artışlar olacağını düşünüyorum. Ki, benzer örneklerini zaman zaman hepimiz gördük, yaşadık. Ama bu ciddi artışlar bölgesel bazda, bunu unutmamak gerek.
Sonuç olarak, Türkiye'de gayrimenkule yatırım yapmak, kısa veya orta vadede her zaman kazandırır. Uzunca bir süredir, yatırım yapacak güvenilir bir enstrüman kalmadığını da düşünürsek, en mantıklı yatırım yine gayrimenkuldür. Altının, dövizin ne yapacağı belli değil, sürprizlerle dolu yatırım araçları. Faiz kazandırmıyor, kağıt güven vermiyor, devlet hissesi öldürmüyor süründürüyor. Geriye gayrimenkulden hariç pek bir seçenek kalmıyor.
Özellikle yatırım için gayrimenkulü tercih etmeyi düşünen komşularıma da söyleyecek birkaç sözüm olacak. İstanbul'dan ziyade, İstanbul'a yakın bölgeler seçin. Ne kadar değer kazansa da, İstanbul'da artık müthiş fiyat yükselmeleri olmayacağını düşünüyorum. Şehir binaya doymak üzere, arsa kalmadı. Göç de bir yere kadar. Şehirler boş buldukları geniş arsalara, kırsal bölgelere yayılmaya başladı. Böyle olmak zorunda. Trakya ve Körfez bölgeleri iyi birer seçenek. İlla konut almak zorunda değilsiniz. Arsa da bir seçenek ve konuttan misli misli kazandırdığı bölgeler var. Ama bu farklı bir konu, ucu çok açık. Böyle bir yatırım düşüncesi olan komşumuz varsa yardımcı olmaya çalışır, tecrübelerimi aktarırım.
Biraz karışık yazdım sanırım, kusura bakmayın. Malum, hafta sonu, yoğunluk var. Umarım bir nebze yardımcı olabilmişimdir.
Sevgilerimle.