28/09/2018, Saat: 10:13
Herkese selamlar,
Foruma yeni üye oldum fakat, forumun da neredeyse tamamını öncesinde okumuştum.. Biraz uzun bir tanışma yazısı olacak.
Benim tercihim çok uzun zamandır geleneksel tıraş. 10 seneden uzun zamandır geleneksel tıraş benim tek tercihim oldu. Öncesinde kartuş, teneke köpük vb kullanırken hep nefret ederek kullanmışımdır. Sakal uzayıp da kesmek için banyoya hep lanet ederek giderdim. Ta ki gelenekselle tanışana kadar. Ondan sonra zevke dönüştü. Geleneksele dönme sebebim de size ilginç gelebilir, eski Türk filmlerinde aktörlerin tertemiz suratlarını gördükçe dedim ki onların zamanında mak 3 mü, füjın mı varmış. Bak adamlar cillop gibi . Derken hoop yaprak jilete ve sabuna atladım.
O zamanlar geleneksel tıraş malzemelerini sadece arko, yuma, şu seyyar tezgahlarda satılan ıvır zıvır aletlerden ibaret bilirdim.
Sonraları işim gereği yurtdışına çıkmaya başlayıp, marketlerde reyonlarda değişik aletler, sabunlar, kremler gördükçe iyice geleneksel müptelası oldum. İlk yurtdışı alışverişimde İspanya La toja krem sabun ve adını hatırlamadığım bir alet almıştım. Bunları kullandıkça dedim ki aslında çok çok daha iyi sonuçlar veren malzemeler de varmış. Yumayla en az bir kesik atardım mesela, bunda hiç olmamıştı. Sabun da arkodan daha iyi koruyuculuk ve nemlendirme sağlamıştı.
Yurtdışına çıktıkça oradan bazı denemek için malzemeler alıyorum yoksa ülkemizde artık çok zor. Malum fiyatlar aldı başını yürüdü. Burada 80-100 lira olan şeyler orada 3-5 € ya alabiliyorsun.
O kadar çok şey denedim ki en son duruldum. Gerçekten bu işin sonu yok. Yabancıların tabiri ile YMMW. Her alet, her jilet, her fırça kişiden kişiye değişiyor. Mesela ben yerli-yabancı, pahalı-ucuz, neler denemedim ki, ama en son Rimei ve Derby extra ve omega domuz kılı fırçada karar kıldım, onlarla devam ediyorum. Sabun olarak da Tabac. Bana en konforlu en tahrişsiz tıraşı bunlar veriyor.
Sorularınız olursa her zaman cevaplamaya hazırım.
Herkese iyi forumlar.
Foruma yeni üye oldum fakat, forumun da neredeyse tamamını öncesinde okumuştum.. Biraz uzun bir tanışma yazısı olacak.
Benim tercihim çok uzun zamandır geleneksel tıraş. 10 seneden uzun zamandır geleneksel tıraş benim tek tercihim oldu. Öncesinde kartuş, teneke köpük vb kullanırken hep nefret ederek kullanmışımdır. Sakal uzayıp da kesmek için banyoya hep lanet ederek giderdim. Ta ki gelenekselle tanışana kadar. Ondan sonra zevke dönüştü. Geleneksele dönme sebebim de size ilginç gelebilir, eski Türk filmlerinde aktörlerin tertemiz suratlarını gördükçe dedim ki onların zamanında mak 3 mü, füjın mı varmış. Bak adamlar cillop gibi . Derken hoop yaprak jilete ve sabuna atladım.
O zamanlar geleneksel tıraş malzemelerini sadece arko, yuma, şu seyyar tezgahlarda satılan ıvır zıvır aletlerden ibaret bilirdim.
Sonraları işim gereği yurtdışına çıkmaya başlayıp, marketlerde reyonlarda değişik aletler, sabunlar, kremler gördükçe iyice geleneksel müptelası oldum. İlk yurtdışı alışverişimde İspanya La toja krem sabun ve adını hatırlamadığım bir alet almıştım. Bunları kullandıkça dedim ki aslında çok çok daha iyi sonuçlar veren malzemeler de varmış. Yumayla en az bir kesik atardım mesela, bunda hiç olmamıştı. Sabun da arkodan daha iyi koruyuculuk ve nemlendirme sağlamıştı.
Yurtdışına çıktıkça oradan bazı denemek için malzemeler alıyorum yoksa ülkemizde artık çok zor. Malum fiyatlar aldı başını yürüdü. Burada 80-100 lira olan şeyler orada 3-5 € ya alabiliyorsun.
O kadar çok şey denedim ki en son duruldum. Gerçekten bu işin sonu yok. Yabancıların tabiri ile YMMW. Her alet, her jilet, her fırça kişiden kişiye değişiyor. Mesela ben yerli-yabancı, pahalı-ucuz, neler denemedim ki, ama en son Rimei ve Derby extra ve omega domuz kılı fırçada karar kıldım, onlarla devam ediyorum. Sabun olarak da Tabac. Bana en konforlu en tahrişsiz tıraşı bunlar veriyor.
Sorularınız olursa her zaman cevaplamaya hazırım.
Herkese iyi forumlar.