30/01/2019, Saat: 15:57
Merhaba,
Kendimi -daha doğrusu sakalımı- bildim bileli, geleneksel olmayan ıslak tıraş oluyorum. Liseyi İstanbul'da yatılı okurken tıraşa ilk başladığımda da, Ankara'nın soğuk ayazında içtimaya çıkmadan önce soğuk tuvaletlerde de, iş güç sahibi olup sakalın problem olmadığı işimde çalışırken keyfe keder tıraş olurken de; hep aynı şekilde tıraş oldum: Markası modeli sürekli değişen kartuşlu makineler, bazen üşengeçlikten bazen "lan o kadar para mı vericem yeni kartuşa, bu iyidir 3-4 tıraş daha götürür" düşüncesiyle neredeyse 40 kere kullanılıp körelen kartuşlar, siz deyin köpük, ben deyim jel, bazen "aaa köpük bitmiş, neyse düz sabun da olur yauu" diye sakala giriştiğim zamanlar özeti oldu tıraş hayatımın. En güzel tıraşlarımı hep berberler yapardı, o yüzden hep "komple" dedim berber koltuklarında; bari ayda yılda bir adam gibi jilet görsün cildim diye.
Taa ki, küçük güzel bir bayan hayatıma girene kadar. Ne zaman ki kızım bir süre önce hayatıma girdi, ve yakın temasımızda kötü tıraş olmanın verdiği üşengeçlikten bazıları hanyaya, bazıları konyaya, bazıları jübiter'e doğru kerterez almış sakallarım batarak O'na rahatsızlık vermeye başladı; dedim bu iş böyle olmaz, benim bu işi çözmem lazım. Peki çözüm neydi? Kötü tıraştan zevk alamıyorsak, iyi tıraş olalım.
Babam, ezelden beri iyi bir tıraş makinecidir. Yaşadığı küçük kasabada olmadığı için benden rica ettiğinden, Tahtakale'nin balta girmemiş ara sokaklarında, kaçak Braun kafası için han han dolaştığımı çok bilirim; büyük zevktir. Ama benim hiç aram olmadı makineyle. Yine de kartuştan daha "iyi" tıraşa geçerken ilk aklıma, babadan kalma makine geldi tabii.
Huyumdur, araştırmadan, cılkını çıkarmadan edemem. Elektrikli makine bakarken, ordan oraya zıplarken, gillette boykotu falan da derken, bir anda kendimi "geleneksel ıslak tıraş"ın -ve dahi geltir.com'un- içine düşmüş buldum. Breh breh, ne derya denizmiş arkadaş! Bebeğimi öperken cildim güzel olsun motiviyle çıktığım yolda, yaban domuzları, prosuklar, aloe vera'lar, italyanlar, almanlar birbirini kovalamaya başladı, boğuldum.
Serde yılların forumculuğu var; bilirim öyle armut piş, ağzıma düş olmaz, forumlarda çok da sevilmez. Yazmadan araştırayım dedim, blogları hatimledim (başta tiraskeyfim.blogspot.com*), yerli (burası) ve yabancı (badgerandblade) dört döndüm.
Ordan girdim, burdan çıktım, bütçem elverdiğince -çok da pahalı olmamasına dikkat ederek- şöyle mütevazi bir set yaptım :
Süreç Marka-Model Alınacak yer
Tıraş Öncesi Proraso Sandalwood Preshave Razorus
Tıraş Aleti Mühle R89 (korumasıyla) Mühle TR
Tıraş Kremi Proraso Sandalwood Shave Cream Razorus
Jilet Gillette 7 O'clock Yellow Extrashaving
Fırça Semogue 1800 Boar Razorus
Kase Proraso Köpürtme Kasesi Extrashaving
Stand Semogue Fırça Stand Razorus
Şap Osma Şap Extrashaving
Kantaşı İHA Kalem Extrashaving
Balsam Vichy Homme Aftershave Balm N11
Valla, kısıtlı bilgimle, kendimce araştırıp edip bu listeyi yaptım. Hepsini bir anda almak gibi bir hedefim yok, hatta öncelikle fırça takımını halledip, hem break-in sürecini geçirmeyi, hem de normal tıraşlarımda köpüğü düzgün yapmayı öğrenmeye çalışacağım.
Umarım burada kendi deneyimlerimi de paylaşır, ama daha önemlisi hala yolun başında olarak, sizlerin deneyimlerinden bolca faydalanırım.
Final: O kadar şey anlatıp, kendimden bahsetmemişim. Kimya mühendisiyim, uluslarası bir kimya firmasında çalışıyorum. Yani burada çokca bahsi geçen ve ürünlerin içinde olan SLES'ler, SLS'ler, stearat bazlı bileşikler, PEG'ler, UV filtreler, emülsfiyer polimerler vs. falan var ya; onları biz üretiyoruz "kozmetik firmaları" için
* = Bir konu dikkatimi çekti. Forumda konuların çoğuna baktığımda 2012-2013 seneleri çok yoğunken, git gide etkileşim azalmış. Hatta büyük bir zevkle okuduğum tiraskeyfim blogunun 2012'den sonra sadece Ocak 2018'de bir post atmış olması, sonrasının gene gelmemesi beni hayal kırıklığına uğrattı. 2013Te Göktaşı mı düştü, volkan mı patladı, ne oldu da böylesine engin bir kaynağa sahip forum kullanıcılarının çoğu el etek çektiler. Yoksa benim kaçırdığım bir trenddi de bu, millet hevesini alıp gitti, geriye esaslı ıslak tıraş sevdalıları kaldı?
Kendimi -daha doğrusu sakalımı- bildim bileli, geleneksel olmayan ıslak tıraş oluyorum. Liseyi İstanbul'da yatılı okurken tıraşa ilk başladığımda da, Ankara'nın soğuk ayazında içtimaya çıkmadan önce soğuk tuvaletlerde de, iş güç sahibi olup sakalın problem olmadığı işimde çalışırken keyfe keder tıraş olurken de; hep aynı şekilde tıraş oldum: Markası modeli sürekli değişen kartuşlu makineler, bazen üşengeçlikten bazen "lan o kadar para mı vericem yeni kartuşa, bu iyidir 3-4 tıraş daha götürür" düşüncesiyle neredeyse 40 kere kullanılıp körelen kartuşlar, siz deyin köpük, ben deyim jel, bazen "aaa köpük bitmiş, neyse düz sabun da olur yauu" diye sakala giriştiğim zamanlar özeti oldu tıraş hayatımın. En güzel tıraşlarımı hep berberler yapardı, o yüzden hep "komple" dedim berber koltuklarında; bari ayda yılda bir adam gibi jilet görsün cildim diye.
Taa ki, küçük güzel bir bayan hayatıma girene kadar. Ne zaman ki kızım bir süre önce hayatıma girdi, ve yakın temasımızda kötü tıraş olmanın verdiği üşengeçlikten bazıları hanyaya, bazıları konyaya, bazıları jübiter'e doğru kerterez almış sakallarım batarak O'na rahatsızlık vermeye başladı; dedim bu iş böyle olmaz, benim bu işi çözmem lazım. Peki çözüm neydi? Kötü tıraştan zevk alamıyorsak, iyi tıraş olalım.
Babam, ezelden beri iyi bir tıraş makinecidir. Yaşadığı küçük kasabada olmadığı için benden rica ettiğinden, Tahtakale'nin balta girmemiş ara sokaklarında, kaçak Braun kafası için han han dolaştığımı çok bilirim; büyük zevktir. Ama benim hiç aram olmadı makineyle. Yine de kartuştan daha "iyi" tıraşa geçerken ilk aklıma, babadan kalma makine geldi tabii.
Huyumdur, araştırmadan, cılkını çıkarmadan edemem. Elektrikli makine bakarken, ordan oraya zıplarken, gillette boykotu falan da derken, bir anda kendimi "geleneksel ıslak tıraş"ın -ve dahi geltir.com'un- içine düşmüş buldum. Breh breh, ne derya denizmiş arkadaş! Bebeğimi öperken cildim güzel olsun motiviyle çıktığım yolda, yaban domuzları, prosuklar, aloe vera'lar, italyanlar, almanlar birbirini kovalamaya başladı, boğuldum.
Serde yılların forumculuğu var; bilirim öyle armut piş, ağzıma düş olmaz, forumlarda çok da sevilmez. Yazmadan araştırayım dedim, blogları hatimledim (başta tiraskeyfim.blogspot.com*), yerli (burası) ve yabancı (badgerandblade) dört döndüm.
Ordan girdim, burdan çıktım, bütçem elverdiğince -çok da pahalı olmamasına dikkat ederek- şöyle mütevazi bir set yaptım :
Süreç Marka-Model Alınacak yer
Tıraş Öncesi Proraso Sandalwood Preshave Razorus
Tıraş Aleti Mühle R89 (korumasıyla) Mühle TR
Tıraş Kremi Proraso Sandalwood Shave Cream Razorus
Jilet Gillette 7 O'clock Yellow Extrashaving
Fırça Semogue 1800 Boar Razorus
Kase Proraso Köpürtme Kasesi Extrashaving
Stand Semogue Fırça Stand Razorus
Şap Osma Şap Extrashaving
Kantaşı İHA Kalem Extrashaving
Balsam Vichy Homme Aftershave Balm N11
Valla, kısıtlı bilgimle, kendimce araştırıp edip bu listeyi yaptım. Hepsini bir anda almak gibi bir hedefim yok, hatta öncelikle fırça takımını halledip, hem break-in sürecini geçirmeyi, hem de normal tıraşlarımda köpüğü düzgün yapmayı öğrenmeye çalışacağım.
Umarım burada kendi deneyimlerimi de paylaşır, ama daha önemlisi hala yolun başında olarak, sizlerin deneyimlerinden bolca faydalanırım.
Final: O kadar şey anlatıp, kendimden bahsetmemişim. Kimya mühendisiyim, uluslarası bir kimya firmasında çalışıyorum. Yani burada çokca bahsi geçen ve ürünlerin içinde olan SLES'ler, SLS'ler, stearat bazlı bileşikler, PEG'ler, UV filtreler, emülsfiyer polimerler vs. falan var ya; onları biz üretiyoruz "kozmetik firmaları" için
* = Bir konu dikkatimi çekti. Forumda konuların çoğuna baktığımda 2012-2013 seneleri çok yoğunken, git gide etkileşim azalmış. Hatta büyük bir zevkle okuduğum tiraskeyfim blogunun 2012'den sonra sadece Ocak 2018'de bir post atmış olması, sonrasının gene gelmemesi beni hayal kırıklığına uğrattı. 2013Te Göktaşı mı düştü, volkan mı patladı, ne oldu da böylesine engin bir kaynağa sahip forum kullanıcılarının çoğu el etek çektiler. Yoksa benim kaçırdığım bir trenddi de bu, millet hevesini alıp gitti, geriye esaslı ıslak tıraş sevdalıları kaldı?