24/06/2020, Saat: 20:38
(25/05/2018, Saat: 19:52)candova Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Cihan komşum beni çağırmış, bir iki kelam etmek boynumuzun borcudur artıkEfendim kusuruma bakmayın. Zaten olayı çok iyi anlatmışsınız bende meslek icabı, temizliği ile ilgili olarak bir şey diyeyim. İlk temizliği deterjan ile yapıp daha sonra malzemeyi ocağa koyup kalan suyu buharlaştırıp, kuruduktan sonra havlu kağıda bir parça yağ damlatıp mamulü sıvayıp daha sonra kullanabilirsiniz. Sonra ki kullanımlarda ise iri taneli tuz ile ovup bez ile silerseniz daha sonra havlu mendil ile çok az yağlayarak kaldırabilir ve sonra yine bu şekilde kullanabilirsiniz. Böylece her seferinde su ile temas etmez. Tuz, kokuyu ve yağı aldığı için tek olarak kullanmanız kafi gelir. Bu arada yurt dışı markalarından Staub'da ikinci kategoriye giriyordu sanırım. Mamulleri efsanedir (benim bildiğim de paslanan bir malzeme kullandırılmıyor). Her konu da olduğu gibi bu da derya deniz bir mevzu.
Cihan komşum da bu forumun değerli bazı eski üyeleri gibi tarafımdan zehirlenen dökümcülerden. Bu konudaki bilgim tıraş bilgimden daha fazla maalesef.Maalesef diyorum benim döküm aşkımı herkes bilir, evde 100 kilo döküm tencere vardır belki de
Çok şey söylenmiş farkedebildiğim bazı noktalara tecrübem dahilinde cevap vereyim. Dünyada 2 çeşit döküm ile tencere yapma yöntemi var.
1. yöntem Türk markası Lava ve Hecha gibi kaplamalı olan modeller. Bu modellerde döküm demir hava veya gıda ile temas etmiyor.İç bölüm cam emaye kaplı.(Yurtdışında içi beyaz olan seramik emaye kaplı tencereler var, Fransız markları ünlü ve çok pahalı.)Tencerenin dışı ise boya.Demir hava ve su ile temas etmediğinden paslanma olmuyor. Bakımı kolay istediğiniz deterjan ile yıkayabilirsiniz, demir suyu/deterjana temas etmediğinden sorun yok.Bu tencereler Türklerin sırlı güveci gibi düşünülmelidir.Yemeğe kattığı lezzet, yavaş pişirme sebebiyledir.Yemeğin lezzetini emmez.Deterjan ile yıkayabilirsiniz.Mantık aynı.
2.Yöntem Türkiyede dökümcübabayı saymazsak yok.Tam olarak bilmiyorum ama paslanan bir materyalle yemek kapı yapmak yasakmış.Tam olarak bilmiyorum, doğru da olabilir yanlış da.
Bu yöntemde demir döküm haneden çıktığı gibi üzerine boya veya emaye kaplama yapılmıyor.Yani direkt olarak hava su ve yemeğinize temas ediyor.Aynı bizim gerçek güveç tencerelerimiz gibi.Yemeği her seferinde emiyor gözeneklerine. Yemek bitti peki paslanmıyor mu? Evet, hem de çabucak.Bu tarz dökümler yemekten sonra sıcak su ile yıkanıp, kurulanıp ardından hava ile olan temaslarını kesmek için elde hafifçe yağlanıyor.Dikkat edin lava tarzı emaye ile kaplı olan tencerelerde bu yapılmıyor.Ne kadar çok yemek yaparsanız, her yemeğin yağı tadı suyu lezzeti ne derseniz diyin bu tencereye geçiyor.Dediğim gibi toprak sırsız güveç misali.
Her iki yöntemin avantaj ve dezavantajları var.Kullanıcının tercihine kalmış.Kaplamasız model Türkiyede satılmıyor.Amerika veya Almanyadan getirtebilirsiniz.Kaplamalı modeller özellikle lava markasının fiyatları uygun.
Kaplamasız modellerde kullanım ömrü yok,ölümsüzler.Paslanırsa pası temizleyip tekrar kaplama yaparsınız, yağlayarak.Kaplamalı modellerde kaplama zamanla kalkar, ama bu kısa bir zaman değildir, kaplama kırılıp yemeğinizin içine düşebilir, anlamazsınız.Benim Türk malı ilk döküm tavamda 5 yılda kaplaması bozuldu.(Cok yoğun kullanımda değildi ama acemiliğim de vardı.)
Kaldırıp atmanız iyi bir yöntem olabilir.Tamiri yok.Seramik emaye olsa içi beyaz olur, neresi kırıldı çatladı görürsünüz, TR dekiler cam olduğu için tencerenin renginde.Kırıldı mı çatladı mı anlamıyorsunuz.
Kaplamalı modellerde çok sıcak çok soğuk metal kaşık darbesi vs gibi durumlar kullanma kılavuzlarında uyarı vardır.Emaye çatlayabilir diye, ama kaplamasız tavalarda kaplama olmadığından kırılacak birşey yoktur.En fazla tavayı kırarsınız.
Kaplamasız tava bahsettiğim gibi güveç gibi her yemeğin lezzetini içine çeker, doğal bir kaplaması olur kullandıkça.Ecnebinin "patina " dediği ve Türkçe karşılığını henüz bulamadığım bir durum.Hani bizim bakır cezvelerda zamanla kahve izi oluşur ya onun gibi.Bizim anneler de ova ova çıkarır.Ecnebi bunu yapmıyor, tam tersi lezzete katkısı olduğunu düşünüyor.
Kaplamalı modellerin temizliği çok rahattır.Deterjan kullanabilirsiniz. Kaplamalı olanda deterjan kullanılmaz çünkü gözenekler açık olduğundan hemen deterjanı içine çeker, veya sizin çok zaman harcayıp oluşturduğunuz doğal kaplamasını zedeler.
Şunu da unutmadan kaplamalı modellerde tencere sizin yemeğinize emayeden dolayı temas etmeyeceğinden demir iyonu vermez.Ama kaplamasız modeller yemeğinize direkt olarak değdiği için demir iyonu katar.Ecnebinin araştırmaları var internette denk gelebilirsiniz.
Kaplamasız olan modeller kampçılıkta Kuzey Amerikada çok populer.Odun ateşi kömür vs heryerde kullanabilirsiniz. Kaplamalı olanlar da kullanılır ama ömrü çok kısalır.Kaplamasız modellerin 1800-1900 lü yıllardan kalanları ebayde çok pahalı.Amerikalılar her gittiği yere götürmüş, ölümsüz yapmışlar işte.
Benim tercihim ne?Eğer standart bir kullanıcı iseniz Türk malı alıp kullanın, normal çelik tencere ile arasında dağlar kadar fark var.Zahmetsiz bir güveç olarak düşünün.Bu tencereler fırına giriyor.Yıllardır aliminyum seramik vs hiçbirşey kullanmıyoruz, kesinlikle eve sokmam.
Kadınların büyük korkusu ağırlığı, bu konuda erkekler olarak yardımcı olursak sağlığımız açısından bayağı avantajlı olacağımız kesin.En son bizim hatun alışmış 6-7 kiloluk dev kazanı mutfakta söylenmeden yıkıyordu
Ben geleneksel ürünlere hep ilgi duymuşumdur. Yemeği yaptıktan sonra sıcak su ile yıkayıp kurulayıp yağlayıp kaldırıyorum.Bu bana zevk veriyor. Ama bir arkadaşım ise artık uğraşmak istemiyor, esse marka tavasını kullanıyor mesela.
Kısacası aklınıza takılan merak ettiğiniz birşey olursa seve seve bildiğim kadar cevaplarım.
Burada konusu geçmeyen içinde demir tava (carbon steel veya iron pan) ve açık havada kullanılan Amerikalının "Dutch Oven" dediği yöntemler de var. Keten tohumu yağı kaplama yapma, matkap ile tavanın tabanının pürüssüzleştirilmesi gibi ileri evrelerimiz de mevcuttur.
Kaplama yapmanın inglizcesi "seasoning" dir