15/06/2017, Saat: 19:20
Chris Harman'ın muhteşem kitabı "A people’s History of the World" den bir alıntı:
"Neolitik Devrim:
İnsanların yaşamlarında ve düşüncelerinde ilk önemli değişimler bundan sadece 10,000 yıl önce ortaya çıkmaya başladı.
İnsanlar dünyanın belli bölgelerinde ama en belirgin olarak Orta Doğu'daki "Bereketli Hilal"de geçimlerini, hayatta kalmalarını yeni bir yolla sağlamaya başladılar. Doğanın kendilerine yiyebilecekleri sebzeleri sağlamasına güvenmek yerine onların dikimini yapıp, tarımını yapmaya başladılar. Kimi hayvanları avlamak yerine onları evcilleştirmek de hayatlarına girdi. Bunlar yaşam biçimlerini tamamen değiştirecek yeniliklerdi.
Bu değişim onlara atalarından daha kolay bir yaşamın yolunu açmamıştı ama iklim değişiklikleri bazılarına çok az bir seçenek sunuyordu.
Öncesindeki 2000-3000 yıl boyunca, kendilerine yiyecek olarak bol yabani bitki ve avlanacak hayvan sunan bir ortamda yaşamaya alışmışlardı (Örneğin, Türkiye'nin güney doğusunda). Bir aile grubu çok da fazla emek harcamadan, 3 hafta içinde kendilerini 1 sene canlı tutacak hububat/tahıl/bitki tarzı şeyleri yabani doğadan toplayabiliyordu. Diğer insanlar gibi sürekli hareket halinde olmak zorunda değillerdi. Bir yıldan diğerine aynı yerlerde yaşayabiliyorlardı, düzensiz kamp yerlerini köy yerleşimine döndürüyor ve artık düzineyle değil, yüzlerle ifade ediliyordu oralarda yaşayanların sayıları. Yiyeceklerini taş ya da pişmiş topraktan yaptıkları kaplarda saklıyor, sofistike aletler yapıyorlardı taşlardan. Antik Roma'nın kuruluşundan günümüze kadar olan çok uzun zaman periyodunda yiyecek arayan toplumların küçük iş yüklerini, köy yaşamının avantajlarıyla bir araya getirmeyi başarmışlardı.
Ama o zamanlar global iklimde oluşan değişiklikler insan topluluklarının yaşamlarını bu şekilde sürdürmelerini de engelledi. Bereketli Hilal'de havanın kuruyup soğumasıyla değişen koşullar sonucu doğanın sunduğu tahıl/sebze miktarı azaldı, aynı azalma avlanabilecek geyik ve antilop nüfusunda da yaşandı. Avlayıcı-Toplayıcı köy grupları bir krizle yüzleştiler. Bu insan toplulukları artık alıştıkları biçimde yaşayamaz oldular.
Eğer açlıktan ölmemişlerse, ya küçük gruplara bölünüp, çoktan unutulmuş eski göçebe yaşam biçimine geri dönecekler ya da doğadaki kıtlığın yarattığı duruma karşı bir yol bulacaklardı.
İşte bu buldukları yol, etkin tarımdı. İnsanlar yüzlerce kuşak boyunca yabani bitki ve sebzelerle beslendikleri için bitkiler üzerine inanılmaz bir bilgi biriktirmişlerdi. Şimdi ise bazı insan toplulukları bu bilgiyi kullanarak , yiyeceklerini temin için, o yabani bitki ve sebzelerin tohumlarını toprağa ekmeye başlıyorlardı."
Sent from my iPad using Tapatalk