26/08/2012, Saat: 16:10
Şahsen ben boraks ya da paraben, çok takmıyorum.
Örneğin paraben:
Sağlık Bakanlığı'ndan "paraben" açıklaması:
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulundan yapılan açıklamada, paraben maddesinin vücutta toksik etki yaratacak ölçüde biriktiğini gösteren ve insanlarda doğrudan kanser oluşturmasına yönelik kanıtlanmış bilimsel veri bulunmadığını belirtilerek, yapılan bilimsel çalışmalarla konunun bilim dünyası tarafından yakından takip edildiği vurgulandı.
Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamada, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun, ilaçlarda ve kozmetik ürünlerde koruyucu olarak kullanılan "paraben" maddesiyle ilgili, 26 Mayıs 2011 tarihinde toplandığı bildirildi.
Açıklamaya göre, toplantıda şu kararlar alındı:
-Parabenler, ilaçlarda ve kozmetik ürünlerde antimikrobik etkileri nedeniyle 1924'ten beri tüm dünyada, koruyucu amaçlı ve çok düşük dozlarda yardımcı madde olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Parabenlerin kimyasal yapılarına göre metil, propil, bütil paraben gibi türevleri vardır.
-Parabenler insan vücudunda östrojen hormonuna benzer etkiler göstermektedir. Ancak bu etkileri, östrojenin binde biriyle 10 milyonda biri kadardır. İlaçta ve kozmetikte en çok kullanılan metil parabenin etkinliği, östrojen etkinliğinin 2 milyon 500 binde biri kadardır. İlaçlarda ve kozmetik ürünlerde bulunan miktarıyla (östrojene uzun dönemde yüksek doza maruz kalmaya bağlı yan etkileri de dahil) östrojenik etki göstermediği kabul edilebilir. Bu nedenle kanserojenik ve endokrin bozucu etki göstermesi beklenmemektedir. Ayrıca, parabenler ilaç veya kozmetik olarak kullanıldığında çok hızlı bir şekilde parçalanarak vücuttan idrarla atılır. Ağız yoluyla alındıklarında ise midedeki asit ortamı nedeniyle parçalanmaları yüksek olup kana geçen miktarı yok denecek kadar azdır.
-Bu maddenin vücutta toksik etki yaratacak ölçüde biriktiğini gösteren ve insanlarda doğrudan kanser oluşturmasına yönelik kanıtlanmış bilimsel veri bulunmamaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarla konu bilim dünyası tarafından yakından takip edilmektedir.
-Ülkemizde ilaçlar, klinik kullanıma sunulmadan önce, içeriklerinin ve katkı maddelerinin (parabenler dahil) mevzuatımız sınırları içerisinde olması kaydıyla ruhsatlandırılmaktadır. İlaç ruhsatlandırmayla ilgili mevzuatımızdaki sınırlar da Avrupa Birliği ve ABD ile uyumludur.
-Kozmetikler ise, Avrupa Birliği'yle uyumlu kozmetik mevzuatımız doğrultusunda, bildirim esasına göre piyasaya çıkmaktadır. Kozmetiklerin piyasa denetimleri özellikle içerdikleri (parabenler gibi) koruyucu maddeler açısından yapılmaktadır.
-Ülkemizde klinik kullanıma sunulmuş ilaçlar ve kozmetikler içerisinde bulunan parabenlerin, formülasyonlardaki miktarları itibariyle insan sağlığına zararlı etkileri olması beklenmemektedir.
-Bugünkü veriler doğrultusunda parabenlerin, bilimsel olarak risk yaratmamakla beraber, çocukların korunmasına yönelik -özellikle bebeklik döneminde- kozmetik ürünlerin hekim veya eczacıya danışılarak kullanılması önerilir.
-Bu konudaki bilimsel veriler takip edilerek bilginin güncellenmesine devam edilecektir.
-Sağlık Bakanlığı olarak, ulusal ve uluslararası otoritelerle gerekli temaslar sağlanmış olup bu konuda yapılan çalışmalar dikkatle izlenmektedir."
http://www.cnnturk.com/2011/saglik/05/28...index.html
Örneğin paraben:
Sağlık Bakanlığı'ndan "paraben" açıklaması:
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulundan yapılan açıklamada, paraben maddesinin vücutta toksik etki yaratacak ölçüde biriktiğini gösteren ve insanlarda doğrudan kanser oluşturmasına yönelik kanıtlanmış bilimsel veri bulunmadığını belirtilerek, yapılan bilimsel çalışmalarla konunun bilim dünyası tarafından yakından takip edildiği vurgulandı.
Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamada, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun, ilaçlarda ve kozmetik ürünlerde koruyucu olarak kullanılan "paraben" maddesiyle ilgili, 26 Mayıs 2011 tarihinde toplandığı bildirildi.
Açıklamaya göre, toplantıda şu kararlar alındı:
-Parabenler, ilaçlarda ve kozmetik ürünlerde antimikrobik etkileri nedeniyle 1924'ten beri tüm dünyada, koruyucu amaçlı ve çok düşük dozlarda yardımcı madde olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Parabenlerin kimyasal yapılarına göre metil, propil, bütil paraben gibi türevleri vardır.
-Parabenler insan vücudunda östrojen hormonuna benzer etkiler göstermektedir. Ancak bu etkileri, östrojenin binde biriyle 10 milyonda biri kadardır. İlaçta ve kozmetikte en çok kullanılan metil parabenin etkinliği, östrojen etkinliğinin 2 milyon 500 binde biri kadardır. İlaçlarda ve kozmetik ürünlerde bulunan miktarıyla (östrojene uzun dönemde yüksek doza maruz kalmaya bağlı yan etkileri de dahil) östrojenik etki göstermediği kabul edilebilir. Bu nedenle kanserojenik ve endokrin bozucu etki göstermesi beklenmemektedir. Ayrıca, parabenler ilaç veya kozmetik olarak kullanıldığında çok hızlı bir şekilde parçalanarak vücuttan idrarla atılır. Ağız yoluyla alındıklarında ise midedeki asit ortamı nedeniyle parçalanmaları yüksek olup kana geçen miktarı yok denecek kadar azdır.
-Bu maddenin vücutta toksik etki yaratacak ölçüde biriktiğini gösteren ve insanlarda doğrudan kanser oluşturmasına yönelik kanıtlanmış bilimsel veri bulunmamaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarla konu bilim dünyası tarafından yakından takip edilmektedir.
-Ülkemizde ilaçlar, klinik kullanıma sunulmadan önce, içeriklerinin ve katkı maddelerinin (parabenler dahil) mevzuatımız sınırları içerisinde olması kaydıyla ruhsatlandırılmaktadır. İlaç ruhsatlandırmayla ilgili mevzuatımızdaki sınırlar da Avrupa Birliği ve ABD ile uyumludur.
-Kozmetikler ise, Avrupa Birliği'yle uyumlu kozmetik mevzuatımız doğrultusunda, bildirim esasına göre piyasaya çıkmaktadır. Kozmetiklerin piyasa denetimleri özellikle içerdikleri (parabenler gibi) koruyucu maddeler açısından yapılmaktadır.
-Ülkemizde klinik kullanıma sunulmuş ilaçlar ve kozmetikler içerisinde bulunan parabenlerin, formülasyonlardaki miktarları itibariyle insan sağlığına zararlı etkileri olması beklenmemektedir.
-Bugünkü veriler doğrultusunda parabenlerin, bilimsel olarak risk yaratmamakla beraber, çocukların korunmasına yönelik -özellikle bebeklik döneminde- kozmetik ürünlerin hekim veya eczacıya danışılarak kullanılması önerilir.
-Bu konudaki bilimsel veriler takip edilerek bilginin güncellenmesine devam edilecektir.
-Sağlık Bakanlığı olarak, ulusal ve uluslararası otoritelerle gerekli temaslar sağlanmış olup bu konuda yapılan çalışmalar dikkatle izlenmektedir."
http://www.cnnturk.com/2011/saglik/05/28...index.html
“Kesin bilgi ancak çok az bildiğimiz zaman mümkündür. Bilgi miktarımız arttığında şüphemiz de artar.”
Goethe
Goethe