13/10/2012, Saat: 22:24
@papazeriği ve @lathrodectus, paylaşımlarınızın çok yararlı olduğunu düşünüyorum. kendi adıma teşekkür ederim
http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-...armis.html
aşağıdaki metin yukardaki linkten alıntıdır.
..................................................................................................
SABUNDAKİ ‘SODİUM/POTASSİUM TALLOWATE’İN SIRRI
Şampuan sektöründe ‘doğal’ ibareli sayısız ürün var. Fakat hepsi doğallıktan fersah fersah uzak. Sakın ‘ısırgan otlu doğal şampuan’, ‘yüzde yüz zeytinyağlı şampuan’ diye reklamı yapılan ürünlere kanmayın. Çünkü onların içindeki tek doğal malzeme zeytinyağı ve ısırgan otundan ibaret. Peki ne yapacaksınız? Saçlarınızı önce zeytinyağından ya da defneden yapılmış sabunlarla ardından, bitkisel gliserin, Hindistan cevizi yağı, mısır glikozu, ayçiçeği yağı, polysaccharid ve limon asidinden yapılmış Ecocert sertifikalı organik bebek şampuanıyla yıkayabilirsiniz. Piyasadaki şampuanlar kadar saçlarınız birden ahenkle dans etmese de kepek sorunu, sertlik, kırılma gibi yaşacağınızı düşündüğünüz problemlerle karşılaşmıyorsunuz. Bilakis; saçlarınız uzun süre yağlanmıyor, canlı kalıyor, sağlıklı görünüyor, kırıklar azalıyor, daha az dökülüyor. Yalnız alacağınız organik ürünlerde belli özellikleri gözetmeniz gerektiğini anlatıyor Betül Hanım: “Kozmetik ürünlerin tamamı değilse de bazılarının doğallığını kanıtlayan uluslararası özel logolar geliştirildi. Ecocert logosu bunların en önemlileri arasında. Bu, ürünün doğallığını gösteriyor. Bunun dışında geliştirilen bir diğer logo Cosmebio. Yani biyolojik kabul edilen kozmetik anlamına geliyor. Tüketiciler satın alacakları ürünlerde bulunması gereken bu logolara dikkat etmeli.”
Sıvı sabunların yapısı itibariyle bulaşık deterjanından bir farkının bulunmadığını bilen aileler ‘eski usül’e yani katı sabun kullanımına dönüyor. Genellikle de hoş kokan, nemlendirici özelliği bulunan ürünleri tercih ediyor. Oysa bilinenin aksine; bu tarz sabunlar içindeki maddeler itibariyle çamaşır deterjanlarına eşdeğer nitelikte. Üstelik katı sabunların bir kısmının içinde de domuz türevi hammaddeler kullanılıyor. Konunun ayrıntısını Kudret Hanım anlatıyor: “Katı sabunlarda Sodium/Potassium tallowate diye bir sabun yağı var. Bu hayvansal da olabilir, bitkisel de. Eğer hayvansalsa domuzdan elde ediliyor. Piyasada ‘İçinde domuz ve domuz katkı maddeleri kullanılmamıştır’ diye özelikle belirten markalar var. Eğer böyle bir ibare yoksa aldığımız üründe domuz katkısı olduğunu düşünebiliriz. İçinde gliserin de var. ‘Gliserin bitkisel mi hayvansal mıdır?’ derseniz Türkiye’de kullanılan gliserinlerin hayvansal olmayacağını düşünüyorum. Çünkü bu madde sabundan da elde ediliyor. Ülkemiz çok büyük bir sabun üreticisi. Ama tedbiri de elden bırakmamak lazım.” Özellikle soğuk baskı yöntemiyle elde edilen bitkisel yağlı sabunları tavsiye eden Kimya Mühendisi Betül Şahin el sabunlarına temkinli yaklaşılmasını tavsiye ediyor: “Sabunların sertliğini, köpüğünü artırmak için hayvansal yağlardan faydalanılıyor. Bunların içinde domuz yağı da var. Ayrıca bu tarz yağların içinde tarım ilaç kalıntıları bulunabildiği için toksik (zehirli) olma riski de mevcut.”
‘Doğal’ diye satılan ürünler ne kadar doğal, sağlıklı; bunun kontrolü Türkiye’de ne yazık ki yapılmıyor. Sadece Sağlık Bakanlığı ‘sağlık’ ibaresinin kullanılmasına izin vermiyor. Ama isteyen herkes imal ettiği ürününe ‘doğal’ diyebiliyor. Dolayısıyla benzer sorun katı sabunlarda da karşımıza çıkıyor. ‘Doğal Zeytinyağlı’, ‘Yüzde yüz zeytinyağlı’ yazan ürünlere de mesafeli durmak lazım. Çünkü bu şekilde tanıtımı yapılan sabunlar tam bir kimyasal harikası. Tabi, içeriğinde kullanılmış zeytinyağını saymazsak! Peki, alacağımız bir sabunun doğallığını nasıl anlayacağız? Cevap Livaoğlu’ndan: “Doğal bir sabunun etiketinde okuyabileceğimiz maddeler; su, doğal yağlar (badem, defne, papatya ve benzerleri), NaOH (sabunlaştırıcı), tuz (NaCl) ve gliserin olabilir. Doğal sabunun tek sorunu PH’ı 9’dur. Suyla durulandığında bu 7-7,5’e iner. Cilt biraz uyum sorunu yaşar, hafif kurur. Ama kısa zamanda nem oranı dengelenir. PH’ı ayarlanmışsabunlar var; ama onlar bunu zararlı kimyasallarla yapıyor.”
..................................................................................................
http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-...armis.html
aşağıdaki metin yukardaki linkten alıntıdır.
..................................................................................................
SABUNDAKİ ‘SODİUM/POTASSİUM TALLOWATE’İN SIRRI
Şampuan sektöründe ‘doğal’ ibareli sayısız ürün var. Fakat hepsi doğallıktan fersah fersah uzak. Sakın ‘ısırgan otlu doğal şampuan’, ‘yüzde yüz zeytinyağlı şampuan’ diye reklamı yapılan ürünlere kanmayın. Çünkü onların içindeki tek doğal malzeme zeytinyağı ve ısırgan otundan ibaret. Peki ne yapacaksınız? Saçlarınızı önce zeytinyağından ya da defneden yapılmış sabunlarla ardından, bitkisel gliserin, Hindistan cevizi yağı, mısır glikozu, ayçiçeği yağı, polysaccharid ve limon asidinden yapılmış Ecocert sertifikalı organik bebek şampuanıyla yıkayabilirsiniz. Piyasadaki şampuanlar kadar saçlarınız birden ahenkle dans etmese de kepek sorunu, sertlik, kırılma gibi yaşacağınızı düşündüğünüz problemlerle karşılaşmıyorsunuz. Bilakis; saçlarınız uzun süre yağlanmıyor, canlı kalıyor, sağlıklı görünüyor, kırıklar azalıyor, daha az dökülüyor. Yalnız alacağınız organik ürünlerde belli özellikleri gözetmeniz gerektiğini anlatıyor Betül Hanım: “Kozmetik ürünlerin tamamı değilse de bazılarının doğallığını kanıtlayan uluslararası özel logolar geliştirildi. Ecocert logosu bunların en önemlileri arasında. Bu, ürünün doğallığını gösteriyor. Bunun dışında geliştirilen bir diğer logo Cosmebio. Yani biyolojik kabul edilen kozmetik anlamına geliyor. Tüketiciler satın alacakları ürünlerde bulunması gereken bu logolara dikkat etmeli.”
Sıvı sabunların yapısı itibariyle bulaşık deterjanından bir farkının bulunmadığını bilen aileler ‘eski usül’e yani katı sabun kullanımına dönüyor. Genellikle de hoş kokan, nemlendirici özelliği bulunan ürünleri tercih ediyor. Oysa bilinenin aksine; bu tarz sabunlar içindeki maddeler itibariyle çamaşır deterjanlarına eşdeğer nitelikte. Üstelik katı sabunların bir kısmının içinde de domuz türevi hammaddeler kullanılıyor. Konunun ayrıntısını Kudret Hanım anlatıyor: “Katı sabunlarda Sodium/Potassium tallowate diye bir sabun yağı var. Bu hayvansal da olabilir, bitkisel de. Eğer hayvansalsa domuzdan elde ediliyor. Piyasada ‘İçinde domuz ve domuz katkı maddeleri kullanılmamıştır’ diye özelikle belirten markalar var. Eğer böyle bir ibare yoksa aldığımız üründe domuz katkısı olduğunu düşünebiliriz. İçinde gliserin de var. ‘Gliserin bitkisel mi hayvansal mıdır?’ derseniz Türkiye’de kullanılan gliserinlerin hayvansal olmayacağını düşünüyorum. Çünkü bu madde sabundan da elde ediliyor. Ülkemiz çok büyük bir sabun üreticisi. Ama tedbiri de elden bırakmamak lazım.” Özellikle soğuk baskı yöntemiyle elde edilen bitkisel yağlı sabunları tavsiye eden Kimya Mühendisi Betül Şahin el sabunlarına temkinli yaklaşılmasını tavsiye ediyor: “Sabunların sertliğini, köpüğünü artırmak için hayvansal yağlardan faydalanılıyor. Bunların içinde domuz yağı da var. Ayrıca bu tarz yağların içinde tarım ilaç kalıntıları bulunabildiği için toksik (zehirli) olma riski de mevcut.”
‘Doğal’ diye satılan ürünler ne kadar doğal, sağlıklı; bunun kontrolü Türkiye’de ne yazık ki yapılmıyor. Sadece Sağlık Bakanlığı ‘sağlık’ ibaresinin kullanılmasına izin vermiyor. Ama isteyen herkes imal ettiği ürününe ‘doğal’ diyebiliyor. Dolayısıyla benzer sorun katı sabunlarda da karşımıza çıkıyor. ‘Doğal Zeytinyağlı’, ‘Yüzde yüz zeytinyağlı’ yazan ürünlere de mesafeli durmak lazım. Çünkü bu şekilde tanıtımı yapılan sabunlar tam bir kimyasal harikası. Tabi, içeriğinde kullanılmış zeytinyağını saymazsak! Peki, alacağımız bir sabunun doğallığını nasıl anlayacağız? Cevap Livaoğlu’ndan: “Doğal bir sabunun etiketinde okuyabileceğimiz maddeler; su, doğal yağlar (badem, defne, papatya ve benzerleri), NaOH (sabunlaştırıcı), tuz (NaCl) ve gliserin olabilir. Doğal sabunun tek sorunu PH’ı 9’dur. Suyla durulandığında bu 7-7,5’e iner. Cilt biraz uyum sorunu yaşar, hafif kurur. Ama kısa zamanda nem oranı dengelenir. PH’ı ayarlanmışsabunlar var; ama onlar bunu zararlı kimyasallarla yapıyor.”
..................................................................................................