07/02/2021, Saat: 21:05
Yıllar önce, dünyanın en kanlı meydan savaşı kabul edilen Sakarya Meydan Muharebesi'nin gerçekleştiği Polatlı'ya bir gezi düzenlemiştik. Uzun yıllardır bölgede yerleşik olan bir aile, bize hem mihmandarlık etmiş hem de evlerinde ağırlayarak tadı hala damağımda kalan çiğ börek ikram etmişlerdi. Yediklerimi sindirmek için iki adım atma bahanesi ile dışarı çıkıp, traktörlerin park edildiği, avlu gibi bir alanda duran köpeği sevmeye başladım. Sevmek durumu tam olarak anlatmaya yetmeyebilir. Yanaklarını ısırıp, yere yatırıp hamur gibi yoğuruyordum. Köpeğin kuyruğu dakikada bin devirle dönüyordu yaklaşık. O sırada uzaktan bana seslenen ev sahibini duydum. Biraz endişeli bir ses ile beni çağırıyordu. Köpüşü öpüp, okşayıp ev sahibinin yanına doğru yürüdüm. Adam cidden korkmuştu. O köpeğe kimsenin yaklaşamadığını, yemeğini, suyunu kürek ile verdiklerini, çok saldırgan bir köpek olduğu için avluda kilit altında tuttuklarını söyledi. Oysa biz bir şekilde iletişim kurmuş ve birbirimizi sevmiştik. Muhtemelen ön yargılar olmadığından. Şimdi R41 ile ilgili yazılanları okuyunca aklıma bu anım geldi. Bence R41 hakkındaki ön yargılarınızı bir kenara bırakıp öyle tıraş olun. Kendisi en keyifli tıraşlarımın kahramanıdır.