Yorumları: 861
Konuları: 27
Kayıt Tarihi: 2019
(08/06/2019, Saat: 10:36)dr_green Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Komşum çok güzel bir anı olmuş, sıhhatler olsun. Berberin köpük yöntemini tam anlamadım. Bol sulu fırçayı yoğun sabun yükleyerek sonra da yüzde köpürtme yöntemi mi? Bi arkadaştan eski berberlerin böyle yaptığını öğrenmiştim. Fırçayı silkelemeden sulu şekilde en az 40-50 saniye kadar sabunda hızlı hızlı yükleyip sonra da yüzde köpürtme yaparak kıvamı güzel, yastıklaması iyi köpük oluşturduklarını söylemişti. Hatta bazen 2-3 kez yükleme yapıp ondan sonra yüzde köpürtme yaptıklarını söylemişti. Sizin yazdığınız da bana onu çağrıştırdı
Teşekkür ederim komşum.
Aynen belirttiğiniz gibi, çok sıcak sudan geçirdiği fırçaya yükleme yaptı, sonra yüzde köpürttü iyice, fırçayı ara ara hızlıca sıcak suya daldırdı, tekrardan yüze sürdü. Böylece fırçayı sürekli sıcak tuttu, öyle pasta kreması gibi köpük oluşmadı en başta, ama cilt iyice yumuşadığı için ve tıraş köpüğü biraz daha sulu olduğu için tahrişsiz, kaygan ve sorunsuz bir tıraş oldu. Benzerini dün yaptım MFY ile denedim, gerçekten çok rahat tıraş oldum. Artık iyiyce köpük yüklemesi yapıyorum fırçaya, sonrasında yüze sürerken ara ara sıcak suya yarım daldırıyorum, işe yarıyor. Sadece köpük ile kalmıyor, ciltte sürekli sıcak kalıyor, yumuşuyor. Denemenizi tavsiye ederim büyük bir fırça ile.
Hadi hayırlı tıraşlar!
Yorumları: 538
Konuları: 7
Kayıt Tarihi: 2019
Şu an yanımda 24mm Yaqi Sagrada sentetik var. Evde de 24mm Yaqi 2band porsuk var. En büyük fırçam evdeki porsuk yani
Yine de ikisiyle de deneyeceğim
BLA-L29 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Yorumları: 861
Konuları: 27
Kayıt Tarihi: 2019
Geleneksel tıraşa başladığım ilk zamanlarda deneyimlediğim yıllardan sonra berbere gitme ile ilgili anımı Geltir’e yazmıştım. Uzunca süre geçti aradan.. Bu süre zarfında geleneksel tıraşa dair pek çok ürün ve ekipmanı deneme şansım oldu, onlarca kez tıraş oldum: geleneksel tıraşın nasıl bir keyif/hobi olduğunu ve neredeyse her hobide olduğu gibi bununda bir sonunun olmadığını, dahası, çok iyi bildiğinizi zannettiğiniz pek çok durumun aslında sizin için yeni bir bilgi olabildiğine şahit oldum. Hobinin maddi değeri yüksek ürün/ekipmanlarla değil, kişinin tıraş esnasında nasıl konforlu ve keyifli bir tıraşla alakalı olduğunu, en pahalı sabunun size uymadığı zaman canınızın nasıl da yanabildiğini öğrendim bu süre zarfında. Bu işin tıraş kısmı: daha da önemli bölümü ise bu hobi sayesinde bu hobiye çok az sayıda sahip olan/sahip çıkan insanların iletişimlerinin ve varlıklarının tıraştan daha da önemli olduğunu fark ettim. Ben Ankara’da yaşayan birisi olarak kalabalık ve güzel bir grupla tanışma/dost olma şansına eriştim. Aylık olarak yapılmaya çalışılan buluşmalarda dikkatimi çeken nokta herkesin birbirine saygı duyması ve iletişimin/kibarlığın en üst seviye de olması. Bu, geleneksel tıraş camiasının neredeyse tamamında gözlemledim ki forumda yapılan tartışmaların çoğunluğunda bu seviye herkes tarafından korunmaya çalışıldı. Belirttiğim durum, bu hobinin insanın cildine iyi geldiği gibi kişiliğine/gelişimine de iyi geldiğini fark ettirdi bana; iyi ki de öyle olmuş, iyi ki de geleneksel tıraşla tanışmışım dedim bir kez daha.
2 gün önce evdeyken (Muğla-Milas-Ören) her yıl yaptığım gibi köydeki berberime (Berber Musti: deniz kenarında, sessiz sakin, temiz bir dükkan) gittim ve çıkışta bunları düşündüm. Mustafa abinin alışık olduğu yeşil astra, ustura, yanımda götürdüğüm beyaz proraso ve normal çeşme suyuyla tıraş olurken kahkahalar yankılandı ufacık dükkanın içinde her zaman olduğu gibi, sessizliği gülümsemeler ve kahkahalar doldurdu köpüklerin ve ustura geçişlerinin arasında. Sıfır tahriş ve 2 perdede işlemler tamamlanırken:
**Sana geçen sene getirdiğim Proraso Sandal nasıldı, beğendin mi? Diye sordum, cevap geldi hemen.
**Kokusu mest etti, sakalı iyi yumuşatıyor gerçekten. Ama, Arko arayan çok diyor yine de.
**Neden ki? diye sorunca cevabımı aldım,
**Adam öyle mutlu, Arko’yla…
Bu son cümle her şeyin özeti aslında, öyle ya da böyle, biz nasıl mutlu olabiliyorsak..
Hadi hayırlı tıraşlar!
Yorumları: 91
Konuları: 1
Kayıt Tarihi: 2020
(23/07/2021, Saat: 15:12)ekindgn Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Geleneksel tıraşa başladığım ilk zamanlarda deneyimlediğim yıllardan sonra berbere gitme ile ilgili anımı Geltir’e yazmıştım. Uzunca süre geçti aradan.. Bu süre zarfında geleneksel tıraşa dair pek çok ürün ve ekipmanı deneme şansım oldu, onlarca kez tıraş oldum: geleneksel tıraşın nasıl bir keyif/hobi olduğunu ve neredeyse her hobide olduğu gibi bununda bir sonunun olmadığını, dahası, çok iyi bildiğinizi zannettiğiniz pek çok durumun aslında sizin için yeni bir bilgi olabildiğine şahit oldum. Hobinin maddi değeri yüksek ürün/ekipmanlarla değil, kişinin tıraş esnasında nasıl konforlu ve keyifli bir tıraşla alakalı olduğunu, en pahalı sabunun size uymadığı zaman canınızın nasıl da yanabildiğini öğrendim bu süre zarfında. Bu işin tıraş kısmı: daha da önemli bölümü ise bu hobi sayesinde bu hobiye çok az sayıda sahip olan/sahip çıkan insanların iletişimlerinin ve varlıklarının tıraştan daha da önemli olduğunu fark ettim. Ben Ankara’da yaşayan birisi olarak kalabalık ve güzel bir grupla tanışma/dost olma şansına eriştim. Aylık olarak yapılmaya çalışılan buluşmalarda dikkatimi çeken nokta herkesin birbirine saygı duyması ve iletişimin/kibarlığın en üst seviye de olması. Bu, geleneksel tıraş camiasının neredeyse tamamında gözlemledim ki forumda yapılan tartışmaların çoğunluğunda bu seviye herkes tarafından korunmaya çalışıldı. Belirttiğim durum, bu hobinin insanın cildine iyi geldiği gibi kişiliğine/gelişimine de iyi geldiğini fark ettirdi bana; iyi ki de öyle olmuş, iyi ki de geleneksel tıraşla tanışmışım dedim bir kez daha.
2 gün önce evdeyken (Muğla-Milas-Ören) her yıl yaptığım gibi köydeki berberime (Berber Musti: deniz kenarında, sessiz sakin, temiz bir dükkan) gittim ve çıkışta bunları düşündüm. Mustafa abinin alışık olduğu yeşil astra, ustura, yanımda götürdüğüm beyaz proraso ve normal çeşme suyuyla tıraş olurken kahkahalar yankılandı ufacık dükkanın içinde her zaman olduğu gibi, sessizliği gülümsemeler ve kahkahalar doldurdu köpüklerin ve ustura geçişlerinin arasında. Sıfır tahriş ve 2 perdede işlemler tamamlanırken:
**Sana geçen sene getirdiğim Proraso Sandal nasıldı, beğendin mi? Diye sordum, cevap geldi hemen.
**Kokusu mest etti, sakalı iyi yumuşatıyor gerçekten. Ama, Arko arayan çok diyor yine de.
**Neden ki? diye sorunca cevabımı aldım,
**Adam öyle mutlu, Arko’yla…
Bu son cümle her şeyin özeti aslında, öyle ya da böyle, biz nasıl mutlu olabiliyorsak..
Komşum güzel yazı için teşekkürler. Müsaadenizle ben de yazınızın altına imza atmak isterim. Maksadımız gönüller hoş olsun, gönüller bir olsun.
JSN-L21 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Her belirleme değillemedir.