(19/01/2019, Saat: 02:52)hakan88 Adlı Kullanıcıdan Alıntı: açıkçası benim inancım yok. çünkü firmalar ve satıcılar para odaklı olmuş durumda. bugün ayakkabıma ayakkabı bağcığı almaya gittim ayakkabıcıların olduğu bir sokak var ulusta. internet sitelerinde gördüğüm için direkt o dükkana girdim kişi beni kazıklamaya çalıştı kötü ürünü överek çıktım sıradan bir yere girdim aradığım ürünü çok uygun bir rakama alıp çıktım. yada tüm gün dolaştım eskiden kalite varken şimdi kalitenin yerlerde olduğunu gördüm. aynısı antikacılar ikinci el ürün satanlar ve sıfır satanlar için bile geçerliydi. ben çocukken annem bana %100 kaşmir kazak alırdı çocuk dediğimde lise zamanı ve halen o kazak durur koy dükkana sıfır diye satılır şuan çarşıda %100 naylon ürünler var. pamuklu dahi kalmamış. %100 kaşmir yok mu var nerde zenginler için özel mağazalarda. traş konusuda farklı biraz hazır 2 3 bıçaklı yada 5 bıçaklı ürünü dandik köpüğü al geç şeklinde her yer. bugün bir yerde domuz kılı fırça görüp sordum porsuk kılı gibi fiyat çektiler. sonra pazarlık vs. neden kişiye göre fiyat belirliyorlar. küçük esnafı öldüren şeylerden biriside kısaca bu olmuş oluyor. yalan yok 3 bıçaklıyıda 5 bıçaklıyıda kullanırım ama traş keyfi yaşar mıyım asla. 2009 dan beridir bir arkadaşım var. evine giderken permatik alır 50 kuruş 1 liraya vs ve günlük traş olur devam eder yaşantısına. sorsan yüzünde 40 kesik vardır. kısaca ankara alışveriş için uygun bir şehir değil bence. bir kaç yeri hariç kaliteye kıyafete giyime beyfendi olmaya bile önem gösteren yok diyebilirim. alışveriş için istanbula gitmek lazım diye düşünenlerdenim. eminönünde 2 lira dedikleri eldiveni ankarada 35 liradan görünce yada 3 lira olan atlete 25 lira denildiğini görünce alışverişten soğudum. allahtan internet varda kazıklanmıyoruz.
Ankara bu konularda kısır gibi gözükmekle birlikte bir çok şeyin de bulunabileceği bir yer.
Yazdığınız bir çok şey de doğru.
Örneğin ayakkabı bağcığını bile zor bulabiliyorsunuz, oysa önceden yanı başında ki bakkalda bile satılıyordu.
Geçen ayda bir kaç süpermarket gezdim ve tezgahtarlara Jiletli Tıraş Makinesi'ni anlatamadım. Öyle yabancılaşmış, öyle uzaklaşmış.
Kimse tanımıyor. Adeta kendimizi yabancı bir ülkede ki turist ve o ülkenin dilini bilmeyen bir turist gibi hissediyoruz.
Ancak, sora sora Bağdat bile bulunur derler ya bu tam Ankara için.
Bu konularla ilgili Kızılay ile Ankara Kalesi ve etekleri büyük bir hazine gibi.
Gezmek ve zaman ayırmak lazım.
Diğer yandan da Eskişehir en hoşuma giden yer. Geleneksel meslekler konusunda olması gereken gibi.
Yine de şunu söyleyebilirim ki "Hem arz eden hem de talep eden de suçlu"
Kazıkçılık var, bir malın değerini bilmeyerek değerinden aşağı fiyata alma alışkanlığımız var, var oğlu var.
Bu alışkanlıklar da bazı hizmet sektörlerinin oluşumunu engellediği gibi var olan oluşumun da yaşamasını sekteye uğratıyor.
__________________________________________
E n v i r o n m e n t a l i s t
E n v i r o n m e n t a l i s t