En Son Ne Bilediniz?
(30/01/2021, Saat: 00:11)taskind Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bilmiyorum , ama dediklerine göre arkansas gibi olmasa da sert ve kolay aşınmayan taşmış, ondan üstün tarafı hızlı kesici imiş. Alıırsam eğer deneriz komşum.

Komşum inşallah.
Yanlız, sert sentetikler kolay aşınmaz ama çok çizik bırakır. (Naniwa Chosera vs Superstone)
İkinci nokta, Amerikalıların dediklerini iyi irdelemeden yorumlamamaya dikkat edin bence. Adamlar tüketim çılgını ve zengin. Alıp denemek zevkleri, özellikle kendi malları için. Yorumları konuşmaları buram buram reklam kokar.
Sağlıcakla
Cevapla
(30/01/2021, Saat: 00:41)Hexciter Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Komşum inşallah.
Yanlız, sert sentetikler kolay aşınmaz ama çok çizik bırakır. (Naniwa Chosera vs Superstone)
İkinci nokta, Amerikalıların dediklerini iyi irdelemeden yorumlamamaya dikkat edin bence. Adamlar tüketim çılgını ve zengin. Alıp denemek zevkleri, özellikle kendi malları için. Yorumları konuşmaları buram buram reklam kokar.
Sağlıcakla


Hakkısın komşum. Çok şeyler yaşadım aynen uyardığınız gibi. Gereksizce abartılmış çok şeylere para harcadım. Mesela şimdi sabun ve koku işine hiç girmiyorum. Fırçalara yan gözle bile bakmıyorum. Çünkü çok subjektif. Konu ustura eh bir yere kadar taş meselesi oldumu sanki elimde hazır bir tuzlukla çağrı bekliyor gibiyim hala malesef


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Cevapla
(29/01/2021, Saat: 15:04)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Novakülit yüksek silisyum içerikli bir mineral. Silisyumun bileşikleri oldukça sert olduğu için aşındırması başarılı olan bir mineral. Adı da latince nova-cula'dan geliyor. Keskin bıçak, keskin jilet anlamına geliyor. Çok eskiden beri bilinen ve kullanılan bir taş türü. Ustura bilenmesinden kullandığı için ustura taşı olarak da bilinirmiş. Arkansas'tan çıkarılan ve adı da Arkansas olan taşlarda genelde novakülit oranı %90 ve üzeri oluyor. Aynı oluşumdaki taş Girit adasından da çıkıyor. Bunda da novakülit oranı %80leri bulabiliyor, yani arkansas'a çok yakın karakteri var. Girit adası orta çağ'da Osmanlı himayesinde bulunduğu için o aralar Giritten çıkan bu çok popüler bileme taşının adı "Türk yağ taşı" olarak isimlendiriliyor ve günümüze dek o şekilde kalıyor.

Şunu belirtmem lazım günümüzde hırdavatcılarda orda burada girit yağ taşı diye satılan çok düşük kumlu kaba taşların orjinal türk yağ taşı ile hiç bir alakaları yok. Gerçek türk yağ taşları artık antika ve bulması zor taşlar genellikle 100 yıllık ve daha eski oluyor. Renkleri tam siyah oluyor. Kesim karakterleri hemen hemen cerrahi siyah arkansas taşı ile aynı belki bir tık daha kaba ama tabi famara göre değişir. Zamanında siyah cerrahi arkansası da türk yağ taşını da oldukça kullandım. Benim şahsen pek sevmediğim çok ağır kesimli bir taş türü. Zaten yağ taşları genel olarak ağır kesimlidir ama bunlarda daha da ağır. Ayrıca ağız konforunu da pek sevemedim. Kum değeri olarak bana düşük kalıyor.

Sitedeki taşlar yeni bir varyete ama günümüzde bulunan silisyum oksit siyah taşların ince ve boyalı versiyonlarından başka bir şey olduğunu zannetmiyorum. Sonuçta novakülit'in de özü silisyum. Dolayısıyla bir nevi pazarlama oyunu olabilir.

Üstadım, pazarlama oyunu olabilir gerçektende ama yaptıklarıyla bence benim gibi meraklı bir sürü insanı , bir denemeliyim dedirtiyorlar işte. Silisyum içeriği ile ilgili birşey diyemeyeceğim, silisyum aşındırıcılar içinde doğada en fazla bulunanı ama her taştaki yapısı aynı olmuyor zannederim, hatta novakülitler bile aynı olmuyor diye düşünüyorum. Şöyleki Charnley forest taşıda novaculit mineraline sahip, ancak arkansas ile aynı ağız karakterini vermiyor. 3 tane ayrı dönem charnley denedim hepsi keskinlikte üst düzey bir ağız verdiler ancak ağızı çok çıtır çıtır idi tıraşı zevk vermedi zaten bunu okumuştum ama çıtır çıtır ağız nasıl birşey bilmiyordum bu taş öğretti sağolsun, ancak black arkansas olarak iki taş kullandım , bunların dışında üç ayrı usturam da arkansas ile bilenmiş geldi ( ikisi translucent ile) hepsinde de aynı güzel ( çok yakın ve akıcı ) tıraşı buldum. Tıraştan sonraki ilk iki gün sakalın çıkışı çok farklıydı. Tabi ki, tıraş hissiyatı tamamen zevk meselesi, kiminin sevdiğini kimi sevemiyor , keyif denilen şey de belkide biraz bunu içeriyor.
Bu arada üstadım çok yoğunsunuz biliyoruz ama bize özellikle taşlar ve usturalar konusunda biraz bilgi paylaşımları yaparsanız çok memnun olurum. Bizi bu derde siz attınız, şimdi boş bırakmayın bizi. Boş verin aletçileri siz bize dönün fazlasıyla, Smile Saygıyla...
Cevapla
(02/02/2021, Saat: 17:24)taskind Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Üstadım, pazarlama oyunu olabilir gerçektende ama yaptıklarıyla bence benim gibi meraklı bir sürü insanı , bir denemeliyim dedirtiyorlar işte. Silisyum içeriği ile ilgili birşey diyemeyeceğim, silisyum aşındırıcılar içinde doğada en fazla bulunanı ama her taştaki yapısı aynı olmuyor zannederim, hatta novakülitler bile aynı olmuyor diye düşünüyorum. Şöyleki Charnley forest taşıda novaculit mineraline sahip, ancak arkansas ile aynı ağız karakterini vermiyor. 3 tane ayrı dönem charnley denedim hepsi keskinlikte üst düzey bir ağız verdiler ancak ağızı çok çıtır çıtır idi tıraşı zevk vermedi zaten bunu okumuştum ama çıtır çıtır ağız nasıl birşey bilmiyordum bu taş öğretti sağolsun, ancak black arkansas olarak iki taş kullandım , bunların dışında üç ayrı usturam da arkansas ile bilenmiş geldi ( ikisi translucent ile) hepsinde de aynı güzel ( çok yakın ve akıcı ) tıraşı buldum. Tıraştan sonraki ilk iki gün sakalın çıkışı çok farklıydı. Tabi ki, tıraş hissiyatı  tamamen zevk meselesi, kiminin sevdiğini kimi sevemiyor , keyif denilen şey de belkide biraz bunu içeriyor.
Bu arada üstadım çok yoğunsunuz biliyoruz ama bize özellikle taşlar ve usturalar konusunda biraz bilgi paylaşımları yaparsanız çok memnun olurum. Bizi bu derde siz attınız, şimdi boş bırakmayın bizi. Boş verin aletçileri siz bize dönün fazlasıyla, Smile Saygıyla...

Estağfurullah Taşkın komşum. Hakikaten çok vaktim olmuyor birkaç gündür biraz bakabiliyorum hallice. Nadiren de yazacak bir şeyler dikkatimi çekiyor. Benim malum ilgi alanlarım çelik, ustura ve taşlar.

Tabi bilemeyiz pazarlama mıdır değil midir ama sen çok daha iyi bilirsin bir yerde duramayınca para çok gidiyor artık. Sonuçta da aman aman değişiklikler olmuyor. Elbette arkansas kimi ciltte daha iyi sonuç verecektir, ne bileyim llyn idwal bir başkasında iyi sonuç verecektir ama en nihayetinde iş tıraş sonrası yüzünüze dokunduğunuzdaki keyif olarak kalıyor. Ben artık yoruldum onu bunu denemeye çalışmaktan çünkü bunun sonu yok. Sistemimi çok daha basitleştirdim, kafam da rahat, işim de kısa sürüyor, sonuçtan da memnunum. Çeliği okuduktan sonra sentetik mi istiyor, doğal mı istiyor, yola geliyor mu yoksa huysuzluk yapıp pastayla terbiyelenmek mi istiyor ona bakıp bitiriyorum geçiyorum. Spreylerin, elmas pastalarım, filmlerim falan bir köşede tozlanmış duruyor uzun zamandır. Şu aralar sıkca ustura restoresi yaptığım için, antika usturaları bulup, bunları tarihini araştırmak ve ilginç bilgilerle karşılaşmak çok daha hoşuma gidiyor.

Taşlara baktığımızda zaten doğal olsun, sentetik olsun bunların %90'ı ya silisyum dioksit ya aliminyum oksit içerikli. Elbette farklı oranlarda oluyorlar ama hemen hepsi bundan ibaret. Değişen bağlayıcılar oluyor. Bir de farklı olarak granatlı kotikül ve elmaslar var işte. Benim hala olduğum en konforlu ustura tıraşını antika bir kotikül vermiştir o da hocamın taşıydı, öylesine denk gelemedim bir daha. Fakat pek sözü edilmeyen klasik japon su taşları da yumuşak yapılarıyla çok tatlı tıraş verebiliyorlar. Seramikleri kast etmiyorum eski nesil kil bazlı sentetik japonlar. Misal King, Jinzo gibi ymuuşaklar.

Benim çeliğe yaklaşımda temel kriterim çelik sertse yumuşak taş, çelik yumuşaksa sert taştır. En güzel dengeyi böyle buluyorum. Misal Charnley alman usturalarda gevrek ağız verir ama yumuşak sheffield'larda daha iyi uyum gösterir. Misal almanlar da thuringen veya escherler ile daha iyi sonuç gösteriyor. Japonlar da doğal japon taşlarının bitmek bilmeyen ince kum değerlerine iyi uyum sağlıyor. Yani aslında her ülkenin kesici gereci ve üretim kültürü, o ülkede çıkan bileme taşıyla eşdeğer orantılı. Misal isveç malı aleti japon taşında kullandığınızda o kadar iyi sonuç vermiyor ama o taşı japon malı aletle kulandığınızda hem taş daha iyi çalışıyor, hem alet daha iyi ağız alıyor. Böyle ilginç bir uyum var, birbirlerini toprak çekiyor herhalde. Smile

Bir başka konuda yazdım, bazı usturalar çok huysuz oluyorlar. Bu aslında form, ölçü, ya da taşlamalarından değil de, çeliklerinin üretim proseslerindeki sıkıntılardan kaynaklı oluyor. Bazıları kayışta bile körelecek kadar dayanımsız oluyor, bazıları yine kayışta bile çıtır çıtır kırılacak kadar gevrek oluyor. Artık homojenlik sorunu mudur, tane yapısı sorunu mu, alaşım sıkıntısı mı, tamperleme sorunu mu bilmem ama böyle usturaya denk gelince insanın canı sıkılıyor. Çok uğraştırıyor çünkü, taş beyenmiyor, deri beyenmiyor, pasta beğenmiyor. Ama işte atsan da atılmıyor, ustura işte. Yine de emek veriliyor ama özünde üretim hatalı bir çelik. Mutlaka her ustura meraklısına böyle kılçık bir ustura illa ki denk gelmiştir. İşte o durumlarda hemen bileme taşını suçlamamak lazım. Önce bir çeliği anlamak lazım nasıl hareket ediyor.

Kıtır ağızlı usturalara en iyi çözüm olabildiğince yumuşak ve kolay aşınan bir taş kullanmak ki aşınmayı yumuşak yapsın. Deri de pürüzsüz bir deri olsun ki ağzı gıdıklamasın. Yetmezse demir oksit, kırmızı "rouge" pasta sonrası krom oksit lazım. Elmas falan olmaz o da çok agresif kesiyor çünkü. Yeterince keskinlik alamayan yumuşak çelikte de olabildiğince sert yapılı ve yavaş aşındırma yapan taşta(tercihen yağ taşı) uzun süre oynamak lazım ki potansiyeline ulaşsın ve biraz daha latigo tarzı pütürlü bir deri ile uzun süre kayışlama yapılarak en keskin hale getirilsin. Yumuşak çeliklerde pasta türevleri ağzı çabuk döndürdüğünden çok kötü sonuç verir. Laplama filmleri veya sert yüzeylerde elmas ya da bor spreyler kullanılabilir ama hem konfor düşüyor hem her ustura buna gelemiyor.

Dolayısıyla, sert çeliğe, yumuşak taş ve gerekirse pasta, macun, pürüzsüz dokulu kayış
yumuşak çeliğe, sert ve yavaş taş, laplama filmi ya da sert satıhta spreyler, pütürlü, çekişi yüksek deri

kombinasyonlarını öneririm. Ama elbette bu çok genel bir tarif. Eldeki çeliğin taştaki davranışını görüp ne istediğini bizzat anlamanız lazım.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/  
http://saklinotalar.blogspot.com/
WWW
Cevapla
Üstadım tecrübelerinizden süzülmüş öyle bilgiler vermişsiniz ki bir kısmını daha henüz yaşamasak ta yakında karşımıza çıkacak yada yaşayıp nedenini anlayamayamadığımız anlasakta tanımlayamadığımız bir sürü problemin çözümünü veya yaklaşım metodunu vermişsiniz bir kaç satırda. En samimi duygularımla kendi adıma ve buradaki usturacı arkadaşlarım adına çok teşekkür ederim.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Cevapla
(03/02/2021, Saat: 02:32)taskind Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Üstadım tecrübelerinizden  süzülmüş öyle bilgiler vermişsiniz ki bir kısmını  daha henüz yaşamasak ta  yakında karşımıza çıkacak yada yaşayıp  nedenini anlayamayamadığımız anlasakta tanımlayamadığımız bir sürü problemin çözümünü veya yaklaşım metodunu vermişsiniz bir kaç satırda. En samimi duygularımla kendi adıma ve buradaki usturacı arkadaşlarım adına çok teşekkür ederim.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Rica ederim komşum ne demek, birbirimizin tecrübelerinden faydalanıyoruz hep beraber.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/  
http://saklinotalar.blogspot.com/
WWW
Cevapla
Forumdan bir arkadaşımız yurtdışından satınaldığı vintage bir Girit bileme taşını değerlendirmem için bana gönderdi. Yanında gönderdiği üç usturası  ile bu taş üzerinde yaptığım bileme denemeleri ile ilgili bir yazı yazacaktım. İki haftayı geçti hala yazamadım. Her seferinde bir şekilde kaldı. Bu sefer tam yazmaya niyetliydim ki, Amerikadan yeni aldığım konveks coticule ile iki usturamı bileyince önce bu konuyu yazayım dedim , o yazımı bir kere daha ertelemiş oldum.
Amerikada üç beş seneyi geçti, dönem dönem bir konveks şekil verilmiş taşlar ile bileme yapılması konusu forumlarda hararetlenir. Birileri bunun ne kaddaaan iyi bir şey olduğunu, Almanya’ daki profesyonel bileyici honemaisterlerin yüz yıllarca bu şekildeki taşlar ile bileme yaptıklarını anlatır. Ardından meşhur forumların ilk müdavimlerinden ve moderatölerinden oluşan artık kendilerini Ustura Evreninin  Yunan bileme tanrıları olarak her konuda yetkin gören, her söylediklerinin herkes tarafından ayet hükmünde kabul edilmesi gerektiğine inanan ağır abiler çıkar kendi dediklerinin  tersine davranan, konuşan  herkesi cahil cühela ve düz dünyacı olarak addeder, karşı gruba biz binlerce ustura biliyoruz bu işler öyle değil deyip bir kavga başlatır,  bu kişiler aşağılanır, birkaç hafta kavgalar sürer ve sonra unutulur.  
Birkaç yıldır The Superior shave adlı tıraş malzemeleri satışı yapan firmanın sahibi ve Youtube’da da aynı isimli bir kanalı olan  Jared bu işi sahiplendi. Bu işi kendi bilediği usturalar üzerinde denemek için kendi bileme taşlarını zamanında Alman bir honemeisterden öğrendiği usule göre şekillendirip, bilemeler yaptı. Ben bundan aldığım ve aynı usulde bilenmiş bir usturanın tıraşını çok beğenince , bu işe bir ara kısacık bir daldım. Elimdeki bir mavi Belçika taşı ile bir coticule yi , spiral bir conveksliğe getirdim. Yani yalnızca kısa olan tarafından işleme tabi tuttum böylece taş boyunca bir sırt oluşmuş oldu. Aslında onun söylediği ve savunduğu ise farklıydı hem uzun tarafından hem de kısa tarafından belirli bir konvekslik istiyor böylece tam ortada bir tepe gibi bir yer oluşturuyordu kendisi . Ben makitanın 1200 gritlik taşında bunu da yaptım ama bilemesini beceremedim usturaya ağız veremedim. Tabi ki onun savunduğu ve ismini elips şeklinde konveks olarak adlandırdığı taşın yapısını benim vermem çok zordu. O bu elipsi 25 foot * 6 foot ölçülerinde bir elips olarak düşünerek bunun içinden bir parçanın bileme taşına aksedilen haline göre bir hesap yapmakta ve konveksliği ona göre oluşturmaktaydı benim öyle bir ölçüyü oluşturacak bir matematik bilgim olmadığı için göz kararı olmuştu. Birkaç deneme yaptım ve fazla aklıma yatmadı bıraktıysam da,
Hobi işine girince insan biraz değişiyor homo ekonomikus veya homo mantikus olmaktan homo manyakus a dönüştüğü için ben de bu işi hiç unutmadım ve ilk elden bunu yaşamak için kendisinin şekillendirdiği bir coticule için sipariş verip aldım. Bu arada Jared, 2021 yılı Ocak ayından itibaren bu taş şekillendirmeyi son kullanıcıların kendisi de yapabilsin diye şekil verici aparatlar yaptırdı ve satışa başladı. Onu nasıl almadım anlamıyorum, arada aklım başıma geliyor demek ki, önce bir deneyeyim eğer becerebilirsem alırım diye düşündüm. Beceremez isem ise elimde bir coticulem daha olur diye düşünmüşüm iki cezbe arası.
JNKDST.jpg
LzJi83.jpg
Y9P94h.jpg

Bu amaçla Dovo Silver Prima ve Vintage İmperial Böker usturalarımı bilemeye karar verdim. Usturaları önce mevcut ağızlarından kurtarmak için bardak kenarına sürttüm elimi kesmediğini görünce ( her seferinde elimle yapıyorum bunu ve bazen kesiyor meret) Önce Mavi Belçika taşında- ki önceki maceralarımda bir yüzünün dar kısmına konvekslik vermiştim  Jared’in adlandırması ile spiral konveks olmuştu- ağız açtım. Normalden fazla bir süre almadı ama bu usturalarımın ağız alma karakterleri zaten böyleydi yani bir artı veya eksi durum söz konusu değildi, sonra coticule geçtim, ilk aşamada su kullandım, slury –çamur- oluşturmadım. Bu şekildeki bilemeyi defalarca Jaredin videolarından seyretmiş olsamda başta çok zorlandım, parmağımla ağzın geldiği durumu defalarca kontrol ederek belli bir seviyeye gelince aynı taşa balistol ve su karışımını koydum böylece taşın kesici gücünü azaltacağımı , parlatmayı arttıracağımı düşünüyordum ve düşündüğüm gibi oldu, taş artık parlatmayı daha iyi yapıyor bir hale gelmişti, bu arada parmak testini her dakika yapar oldum, çünkü bu bileme tarzında usturanın her adımda yalnızca bir tarafında yoğunlaşıyorsunuz ve o noktayı en iyi hale getirebiliyorsunuz. Gerçekten de parmaklarımda her aşamayı hissettim ve artık bu iş olmuştur deyip, English briddle stropumda direkt deri üzerinde strop yapıp sonlandırdım.
Her iki usturamı tıraşını denedim ama çoğunluğu Dovo usturayı kullanarak tıraşımı oldum. Her zamanki gibi tek perdah ve düzeltmelerimi yaptım , gerçekten çok yakın ve güzel bir tıraş oldu. Bir coticule tıraşı hissi olmasına rağmen gerçekten bir farklılık vardı. İyi bir Coticule tıraşı tahrişsiz ve sıkıntısız bir tıraş olur, sakalı keserken size pek hissettirmez ve kendini pek duyurmaz tıraşın seyri biraz hissiyatsızdır çünkü çok canlı bir ağız değildir. Tıraşı güzeldir, hissiyatında sakin diye tarif edebileceğim bir donukluk vardır. Ancak bu sefer iki ustura da öyle değildi ağız bir coticule ağızı olmasına rağmen benim sheuiro 20 K nın ağzı gibi yüzünüzde kendini hissettiriyordu ama tipik bir coticule gibi cilde dost bir şekilde sakalı kesiyordu. Yani diyeceğim o ki coticuleyi birkaç tık öteye taşımıştı, ancak daha çok deney yapmam gerekir net farkı anlayabilmem için.
Bileme işleminin normale göre daha uzun sürmesini bekliyordum çünkü bazıları usturanın her seferinde yalnızca küçük bir alanının taşa değdiği için süreyi uzatacağını söylüyordu öyle olmadı hatta beklediğimden çabucak sonlandırabildim.
Şimdi diyeceksiniz ki nedir bu konveks taşla bilemenin özelliği ki ortalıkta bu kadar fırtına kopuyor. Anlatılana göre Alman ustura bileyleme ustaları – honemeisterler- yüzyıllarca bu metodu kullanarak usturalarını bilemişler çünkü ; diyor bu taşları savunanlar ve;
1- taşın dar alanının kavisli olması ustanın bileğini kolayca çevirerek bileme yapmasına ve bilemenin daha hızlı olmasına izin veriyor.
2- usturanın son kısmının -heel- taşa çarpıp bilemeyi zorlaştırmasını engelliyor.
3- Uzun kısmının konveks olması ile beraber ise usturanın yalnızca çok küçük bir bölgesi taşa değmekte böylece , üretimden kaynaklanabilen yapısal, şekilsel bozukluklarının bilemeyi imkansız hale getirmesinin önüne geçiliyor. Gerçekten bazen olmaması gereken sırt yamukluğuna sahip usturalar oluyor ve bunu bilemek için çok emek sarfetmek Rolling x stroke denilen metod ile takla atmanız gerekmektedir. Usturayı imal edenler nasıl bu kadar düzgün ağız açtılar bu usturaya diye de şaşırmışımdır.
4- Ayrıca bu şekildeki taşlar ile bilemenin usturanın ağız açısını yaklaşık 0,2 derece azalttığını böylece daha keskin bir ağız oluşturarak daha iyi bir tıraş verdiklerini söylüyorlar  .
Karşı görüşte olanlar eliptik konveks taşın düztaşa bir üstün tarafının olmadığını söylüyor ve olsa bile kendisinin de çok problemi var Yalnız; diyor karşı görüşte olanlar ve,
1- bu şekilde bir taşın oluşturulması gerçekten bilgi gerektiren, yetenek gerektiren bir iş, ustalar yüz yıllarca böyle taşlar kullandıysa da , aynı dönemlerde berberler ve normal son kullanıcılar ise düz taş kullandılar, çünkü taşa bu şekli vermek zor.
2- Taşa gereken şekli verseniz dahi  coticul gibi , görece yumuşak bile taşlarında birkaç bilemeden sonra şekli yenilemeniz gerekecek, her seferinde ayrı bir uğraş isteyecektir. Bu belki arkansas veya bizim eski Girit taşı veya charnley forest gibi bir taş olursa çabuk aşınmayacağı için bir nebze kullanılabilir olabilecektir. Ayrıca bizim gibi son kullanıcılar taşlarımızı yalnızca ustura bilemede kullanmıyoruz, bıçaklarımızı biliyoruz, iskarpelalarımızı biliyoruz dolayısıyla kullanılabilirliği azalmaktadır.
3- Bu taşla bilenen usturanın ağzı normalden daha ince olacağı için daha çabuk deforme olup daha sık bileme isteyeceği açıktır.
4- En önemlisi her an çok dar alanda bilemek ağzın eşit aşınmasını engelleyerek ağızda frown denilen iç bükey bir yapı bozukluğunun oluşacağını söylüyorlar .Bunu desteklemek için ise Dovo çıkışlı , bir çok ustura da fabrika ağzında frown yapı gördüklerini söylüyorlar. Bana göre düşündüklerinde haklılar bu şekildeki taş ile defalarca bileme yapılması sonucunda frown oluşabilme ihtimali yüksektir. Ancak bir seferde oluşacak bir durum değildir.Dovo fabrika ağızılarının bazılarında özellikle düşük fiyatlı olanlarında frown ağız olabilir çünkü bir çok üreticinin aksine dovo bir kurumsal yapıdır, bünyesinde ençok ustayı çalıştıran bir fabrikadır ancak her ustura cinsi aynı ustalarca yapılmamakta bazı cinsler için deneyimli ustalar kullanılırken bazılarında ise daha acemi ustalar veya yardımcı çalışanlar kullanılmaktadır. Bu frown yapı da böyle oluşmaktadır hatta bilemede değil üretim aşamasında olmaktadır. Dovonun ucuz usturalarında bulabileceğiniz bileme veya üretim kusurları Fransız Thiers Isaard usturaların en pahalılarında olmaktadır. Hatta firma kusurlarını söyleyenlere ters cevaplar bile vermektedir. Jared dahil bazı firmalar bu usturaları satarken bunun bilincinde olarak alınmasını iade kabul edilmeyeceğini belirtmektedirler. Eskiden durum daha kötü idi herhalde çünkü eski sharprazorplace forumunda bu konuda çok geyik dönerdi. Şimdilerde çok nadir rastlıyorum.
Her neyse, Ben “Amerikan ustura ilahları”  ile “bak ben ne buldum”cuların bu konudaki bitmeyen savaşını mantıksız buluyorum. Sanki uzaya roket yollanacak kadar önemli veya kurallara bağlı bir iş değil ki bu. İsteyen istediği gibi bileme yapsın kardeşim, yeni bir şey bulup anlatan anlatsın isteyen uygulasın isteyen geçsin gitsin. Benim şimdilik gördüğüm normal bilemeye göre bir üstünlüğü var gibi ama iki usturayla tam bir kanaate varmak zor. Sırf bu şekilde bileme yapmak için başlangıç ve ara taşlarımı bu şekle sokmayacağım, taşlara şekil vermek için gereken aparata yüz küsür dolar vermeyeceğim için fazla da kafaya takmayıp elimdeki kotikülün şekli bozulana kadar birkaç ustura daha bilerim diye düşünüyorum. Tabi ki içimdeki Homo manyaküs ortaya çıkarsa ne olur bilemiyorum.  Bildiğim tek şey, sorunlu Bu sistem ile bilemenin, yamuk usturaları bilemek için x-stroke ile taklalar atmak zorunda kalmadan bileme yapabilmemize imkan sağladığı için faydalı olacağı kesindir. Selam ve saygıyla…
Cevapla
Benzer tekniği japonlar katanalarını bilerken de kullanıyorlar ama o kılıç tabi. Ben bu konveksi işini sevemedim şahsen. Bence ustura ağzı üzerinde fazla hırpalayıcı ilaveten çok da gerekli değil. Zaten smile biler gibi çapraz kullanımla ve biraz hisle düz taşta bile ağzın istediğiniz yerine odaklanabiliyorsunuz. Elbette bir konveks taş kadar net bir dokunuş olmuyor ama ustura gibi ağzı aşırı hassas bir kesici gereçte bu derece sert noktasal bir taş baskısına ihtiyaç var mı zannetmiyorum. Hele ki singing almanların ağızlarının tırnak baskısıyla bile eğildiğini ve almanların aynı usturayı gün aşırı kullanmayı bu sayede tıraş esnasında dönen ağzın, kullanılmadığı gün kendiliğinden düzelerek eski haline döneceği tavsiyesi düşünüldüğünde konveks taş işi fazla sert geliyor bana. Yeni başlayanlara hiç uygun değil heves edip ağzı mahvedersiniz. Şöyle 20-30 başarılı bileme yapmadan konveks işine girmeyin derim. Ama her yiğidin yoğurt yiyişi de farklıdır.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/  
http://saklinotalar.blogspot.com/
WWW
Cevapla
@taskind Taşkın abi yine dolu dolu bir yazı olmuş, bu ustura bileme işinde kesin birşey yok, bugün beğenmediğin bir tekniği yarın beğenebiliyorsun yada tam tersi beğendiğin bir tekniği terkedip daha iyi olduğunu düşündüğün başka bir tekniğe geçiş yapabiliyorsun, eline sağlık, keyifle okudum.
Cevapla
Bir süre Gold Dollar bileyeceğim gibi duruyor Smile 5ce2bd59d3ab46be8b0de7e45482df93.jpg
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: