Herşey 1916 kışının ortasında Thomas Wild adlı soyadıyla tamamen tezat bir adamın eşinin,ailesinin ve toplumun gözündeki yerini sorgulamasıyla başladı.
Soyadından beklenmeyecek derecede pısırık olan bu abimiz,Londra’da bir berberin oğlu olarak dünyaya geldi.Kışları Yorkshire ilkokuluna gidiyor,yazın ise babasının Old Bond Street’teki barbershop’un da etrafı temizliyor,gelen müşterilerin üstünü başını düzeltiyor eğer babasının iyi bir günü ise belki bir iki ustura tekniği öğrenirim diye aval aval bakınıyordu.Baba Wild oğlundaki pısırıklığı sezmişti sezmesine ama tek varisinin de başka bir iş tutmasına razı gelmediğinden straight razor slanted techniques kisvesi altında bir iki teknik gösteriyor,balonları patlatan küçük Thomas günün geri kalanını ensesine şaplak yiyerek geçiyordu.Günler böyle geçerken tahsilini tamamlayan ve bir baltaya sap olamayacağı anlaşılan Wild,Sanayi Devriminin yükselmesiyle bir fabrikada iş buluyor,gel zaman git zaman tamamen tıraş kavramından uzaklaşıyor,hatta traş demeye bile başlıyordu.Fabrikada vardiyalı çalışan Wild aslında tıraş dahi olmak,lafını bile duymak istemiyordu öyle ki İngilizlere has kırmızı suratlı ve hassas ciltliydi bir de üstüne berber dükkanında ''Tıraş olmayı bilmeyen, başkasını tıraş edemez.'' cümlesinden yola çıkarak her gün usturayla tıraş ettiği sertleşen sakalları hassas cildiyle tam bir tezat oluşturmuştu.Bıraksalar hiç tıraş olmayacaktı,karısı Olivia ( zeytinyağlı tıraş sabunun mucidi ) bu pısırık,hımbıl adamdan ve onun bu pis,kirli sakallı görüntüsüden hiç hoşlanmıyor,’’Az medeni ol,at hırsızı gibi geziniyorsun’’ diye laf çarpıtmasına rağmen Wild’dan bir türlü istediği tepkiyi alamıyordu,taa ki fabrikadaki vardiya şefi Sweney’in bundan sonra bütün işçilerin sinekkaydı tıraş olarak işe gelme zorunluluğu olduğunu tebliğ edene kadar.Küreselleşme alanında büyük bir atılım yapmış Gillette firması,’’La oğlum dünyaya jilet satıyoruz,azcık adam olun diyoruz,bizim işçiler Bağcılar bebesi’’ gibi söylemlerden yola çıkarak tekelleşmenin gözüne vurmak amacıyla işçilerini de zaptı rapt altına almaya karar vermişti.Bu duruma en çok sevinen Olivia’ydı,başka türlü bu kırmızı suratlı,sakalının biri bir tarafa biri öbür tarafa bakan adamın yola gelmeyeceğini biliyordu.Biliyordu bilmesine de,zavallı Thomas’cık nasıl sinek kaydı tıraş olacaktı?
Soyadından beklenmeyecek derecede pısırık olan bu abimiz,Londra’da bir berberin oğlu olarak dünyaya geldi.Kışları Yorkshire ilkokuluna gidiyor,yazın ise babasının Old Bond Street’teki barbershop’un da etrafı temizliyor,gelen müşterilerin üstünü başını düzeltiyor eğer babasının iyi bir günü ise belki bir iki ustura tekniği öğrenirim diye aval aval bakınıyordu.Baba Wild oğlundaki pısırıklığı sezmişti sezmesine ama tek varisinin de başka bir iş tutmasına razı gelmediğinden straight razor slanted techniques kisvesi altında bir iki teknik gösteriyor,balonları patlatan küçük Thomas günün geri kalanını ensesine şaplak yiyerek geçiyordu.Günler böyle geçerken tahsilini tamamlayan ve bir baltaya sap olamayacağı anlaşılan Wild,Sanayi Devriminin yükselmesiyle bir fabrikada iş buluyor,gel zaman git zaman tamamen tıraş kavramından uzaklaşıyor,hatta traş demeye bile başlıyordu.Fabrikada vardiyalı çalışan Wild aslında tıraş dahi olmak,lafını bile duymak istemiyordu öyle ki İngilizlere has kırmızı suratlı ve hassas ciltliydi bir de üstüne berber dükkanında ''Tıraş olmayı bilmeyen, başkasını tıraş edemez.'' cümlesinden yola çıkarak her gün usturayla tıraş ettiği sertleşen sakalları hassas cildiyle tam bir tezat oluşturmuştu.Bıraksalar hiç tıraş olmayacaktı,karısı Olivia ( zeytinyağlı tıraş sabunun mucidi ) bu pısırık,hımbıl adamdan ve onun bu pis,kirli sakallı görüntüsüden hiç hoşlanmıyor,’’Az medeni ol,at hırsızı gibi geziniyorsun’’ diye laf çarpıtmasına rağmen Wild’dan bir türlü istediği tepkiyi alamıyordu,taa ki fabrikadaki vardiya şefi Sweney’in bundan sonra bütün işçilerin sinekkaydı tıraş olarak işe gelme zorunluluğu olduğunu tebliğ edene kadar.Küreselleşme alanında büyük bir atılım yapmış Gillette firması,’’La oğlum dünyaya jilet satıyoruz,azcık adam olun diyoruz,bizim işçiler Bağcılar bebesi’’ gibi söylemlerden yola çıkarak tekelleşmenin gözüne vurmak amacıyla işçilerini de zaptı rapt altına almaya karar vermişti.Bu duruma en çok sevinen Olivia’ydı,başka türlü bu kırmızı suratlı,sakalının biri bir tarafa biri öbür tarafa bakan adamın yola gelmeyeceğini biliyordu.Biliyordu bilmesine de,zavallı Thomas’cık nasıl sinek kaydı tıraş olacaktı?
İşin şakası bir tarafa Thomas Wild pısırık mıydı,hassas cilt ve sert bir sakala sahip miydi bilinmez ama 1916 yılında patentlenmiş başvurusu ile belki farkında olmayarak tıraş dünyasını derinden sarstı.
Aslında Halifax Gibbet ( ilk giyotin ) 1200'lü yıllardan beri biliniyordu ama bildiğimiz anlamda giyotin 1792'de Paris'te kullanıldı,Halifax'tan farklı olmak üzere düz kesim yerine açılı kesim imkanı veriyor ve böylelikle daha az kuvvetle,daha temiz bir kesim sağlıyordu.
Thomas,kuvvetle muhtemel hem bundan hem de berberlerin o dönemde ustura ile yapmış oldukları slant tekniklerinden esinlenerek tasarlamış olduğu bu alette,1904'te yılında patenti King Camp Gillette tarafından alınan open-comb aletten esinlendi.Elbette ki patent alınmadan önce ve daha sonraları oblik ve diagonal kesimin faydalarını bilen mucitler tarafından çeşitli patent başvuruları yapılsa da maalesef tıraşın en temel unsurlarından olan jilet konusuna yenik düşmüşlerdi. Çünkü o zamanlarda ucuz,kaliteli ve bulunabilir jiletleri üreten tek firma Gillette ki hala tekel olduğu söylenebilir,tek bir tasarım jilet üretmekte,bu durum farklı tasarımdaki aletlere uymadığından tarih sahnesinden silinmelerine yol açmıştı. Bugün bildiğimiz anlamda slant tasarımını Thomas Wild'e borçluyuz,her ne kadar ilk başvurunun Emil Hermes ( Alman Merkur firmasının kurucusu ) tarafından yapıldığı Alman kaynaklarca iddia edilse de 2nci Dünya Savaşı'nda kaybolan kayıtlar sebebiyle slant tasarımın mucidinin Thomas Wild olduğunu kabul etmekteyiz.Kadere bakın ki geleneksel tıraşın popülerliğinin artması ve buna bağlı olarak 2011 yılından günümüze slant makinelere doğan ilgiyle üretilen eski tasarım-yeni tip ürünler hariç en çok slant makine üretimi yapan İngiliz firmalarının aksine Alman Merkur firması olmuştur.Kaldı ki Wild'in patentini aldığı ilk alet Merkur 37'ye benzemektedir.
Yapılan araştırmalar geleneksel tıraşa yeni başlayan kullanıcıların %85'in geleneksel tıraşa devam ettiğini,bu yüzdenin de slant aletle tanışanlarının %70 oranında slant alete kaydıklarını ortaya koymaktadır.Öyle ki %7 lik kesim slant aleti hiç sevmemiş,%23 ise slant aletin kesimi ile her daim kullanmış olduğu aletin kesimi arasında fark görmediğini söylemiştir. Slant alet deneyimlemiş kullanıcılar arasında ise ''Gillette slide'' tekniği ile benzer bir kesim hissiyatı elde edilebileceği iddia edilmektedir.
Daha az ağırlık ve kuvvetle daha temiz bir kesim imkanı sunan giyotin efekti slant aletlerce sağlanabilse de bugün literatüre Mantic59 ile giren ''Gilette Slide'' olarak bilinen teknikle benzer bir kesim hissiyatının verilebileceği iddia edilmektedir.
Not:Bu video ve bundan sonra bahsedilecek olan konular yeni başlayan kullanıcılar için değildir.Lütfen tıraş kesim tekniklerini tanımadan ve bilmeden bunları evde denemeyiniz.İlgililer için konu http://geltir.com/showthread.php?tid=813
Gillette slide tekniğinde slant makinelerin doğası gereği jileti büken yapısından farklı olmak üzere ''blade rigidity''den ( jiletin bükülmesi ile ortaya çıkan karakteristik ) ayrıca farklı ''blade exposure'' durumlarından bahsedilmemiştir.Bu sebeple gillette slide tekniği ile slant hissiyatı alamazsınız.Elbette ki burada devreye ''Your mielage may vary'' cümlesi girecek,her aletin deneyimlenmesinin kişiden kişiye değişkenlik gösterdiği gerçeği karşımıza çıkacaktır.Bu incelemeye de bu gözle bakmanızı tavsiye eder,size kısaca inceleme metodumdan bahsederek konuya giriş yapmak isterim.Henüz giriş yapmamış mıydınız diye soranlar lütfen bir kahve koysunlar ve koltuklarına yaslansınlar.
Metod:
a.İnceleme süresince tek değişken alet olacak şekilde aynı sabun,aynı fırça,aynı tıraş ritüeli (hazırlık,perde sayısı,tıraş sonrası) izlenmiş olup günlük,gün aşırı ve uzun sakal denemeleri yapılmış,bu süreçte 3 temel jilet kullanılmıştır.
b.Jiletler,Feather,Yeşil Astra ve Racer'dır.Çok subjektif olmasına rağmen bu jiletleri seçmemdeki ana etmenler,sırasıyla,keskinlik ( Feather ),ortalama jilet ve kolay bulunabilirlik Türkiye şartlarında ( Yeşil Astra ) ve nispeten kötü jilet ( Racer ).
c.Slant aletler jilet karakterini ölçmede birebir,yeni jilet denemek istiyorsanız lütfen bunu slant bir aletle yapın.
ç.Elbette ki bu süreçte farklı kombinasyonlarda tarafımdan denenmiş olup ana incelemeye dahil olmamakla beraber arada onları da harmanlayıp bilginize sunacağım.
Neden Slant?
a.Yumuşak ve efektif kesim
b.Hassas cilt/sert sakal veya kıvırcık sakal, sadece sert sakal kombinasyonlarında diğer DE'lerde olmayacak ölçüde başarı
c.Tek perdede uzun sakalda efektif
ç.Agresif hissiyat ile doğru açı ve jilet kombinasyonları ile temiz bir tıraş ve tıraş sonrası hissiyatı
d.Farklı bir görünüm
Yukarıda saymış olduğum maddeler ışığında slant bir aletin sakalı kesip kesmediği konusunda diğer DE'ler de almış olduğunuz sesli geri bildirimi almayacaksanız,kesiyor mu kesmiyor mu diye düşündüğünüz noktada slant arka planda sessiz sedasız işini gayet güzel yapıyor olacak.Elbette ki bir ses var ama bu DE ya da usturadakine benzer bir ses değil.Agresiflik değerlendirmesi farklı olmak üzere ortalama kullanıcılar için slant aletler agresif/orta agresif bir kesim hissiyatı sunacaktır.Bu anlamda Tıraş aletleri jilet açıklığı tablosu'nun incelenmesini yararlı buluyorum.Bknz.http://www.geltir.com/showthread.php?tid=7676
Kıymetli üstadların bildiği üzere jilet açıklığı,jiletin bükülme derecesi ve jiletin daha açıkta olması (exposure) agresifliğe etki eden faktörler olmasına karşın slant aletler helicoidial geometrileri ile bunu doğal olarak sağlarlar.Bazı kullanıcılara göre alet mild bile olsa da kesim hissiyatı orta agresif/agresif segmentindedir.
Yeni kullanıcılara önerme konusunda ikilemde kaldığım slant aletler,ortalama her kullanıcı da mutlaka bulunması gereken aletler.Nitekim hiçbir DE ile yaşamadığınız farklı bir kesim hissiyatını mutlaka yaşayacağınızı garanti edebilirim.
Neden slant edinmemiz gerektiğini anlamış olduğumuza göre gelelim en güzel kısma.Peki hangi slant?
A.Merkur 39C, B.İkon X3, C.İkon DLC Slant, Ç.Maggard Slant, D.Above The Tie S1, E.Phoenix Alpha Ecliptic Slant
A. Merkur 39C
Merkur 39C,The Sledgehammer; Emil Hermes'in slant patentini Thomas Wild'e kaptırması içine mi oturdu bilinmez ama 2011'den sonra yeni üretimlere kadar slant aletleri en çok üreten Merkur firmasının 111,8 gr ağırlığı ile slant dünyasına kazandırdığı en ağır aletlerden biri.Piyasada bu anlamda çokca vintage slant alet bulmanız mümkün,30'larda başlayan teknolojik değişim tasarım anlamında tıraş dünyasına birçok yenilik katmış,bu sebeple birazdan size bahsedeceğim birçok makine geçmiş dönem aletlerin birer kopyası sayılır.Elbette ki malzeme farklılığı ve işcilik aletlere geçmiş dönemden farklı kesim hissiyatları kazandırmış.Kardeşi 37C'ye nazaran daha ağır ve daha uzun olan 39c barber-pole handle dizaynı ile birlikte geliyor.Tedarikçelerimizde bulmak gayet mümkün.Handle uzunluğu 9,527cm,toplam uzunluk ise 10,074cm.
37C 75,4 gr iken 111,8grlık ağırlığı ve daha uzun yapısı ile büyük eller için tasarlanmış gibi dursa da kullanımı,dengesi gayet yerinde.37C elimde olmadığı için test etme imkanım olmadı ama aralarındaki tek fark ağırlık ve uzunluk.İkisi de 2 parçadan oluşan aletler,kafa yapısı slant olmakla beraber jilet düz bir zeminde eğim veriliyor.
İşcilik konusunda Merkur firması geçmiş dönemlere nazaran kendini iyileştirse de kafa yapısının et kalınlığının biraz daha fazla olmasının daha iyi olacağı belirtilmiş birçok yerde,görsel ve estetik anlamda bu durum beni çok rahatsız etmedi.Aletlerin şekline,duruşuna dikkat eden birisi olmakla beraber krom-kaplama ile zaten yeterince hoş görünen bu aletin handle et kalınlığı 1,156cm ike bir de kafa et kalınlığının arttırılmasının şahsen daha kaba bir görüntü vereceğini düşünüyorum.Görsel anlamda bir eleştiri getirmem gerekirse görünmeyen noktalardaki krom-kaplamanın daha iyi olması diyebilirim.
Jilet yükleme basit ama iki tarafında da ''blade exposure''nun doğru ayarlanması için düzeltme yapmak gerekebiliyor.Bunun kontrol edilmesi önemli.
Eğer ilk resimde göstermiş olduğum tekniği kullanırsanız ikinci resimdeki gibi bir yerleşim elde ediyorsunuz,bu sebeple birazdan paylaşacağım videodaki düzeltmenin önemi daha çok ortaya çıkıyor,çünkü iki tarafta da eşit jilet exposure'u için bu gerekli.Bknz.How to load a blade into safety razor.( maalesef 2nci videoyu eklememe izin vermiyor )
Kesim hissiyatına geçmeden önce ağır bir alet olması sebebiyle diğer slantlar gibi (bazı handle'lar Rocnel,haliyle ağır ) aşağıda görülen serçe parmak ile ağırlığın desteklenmesinin faydalı olacağı kanısındayım.
Kesim hissiyatı agresif,Feather jilet ile çok uyumlu olan bu alet,Astra ve Racer'la bile işini en güzel şekilde yapıyor.Ses geri bildirimi,x3 ve maggard'dan çok,Att ile benzer,phoenix'ten ise bir tık az.Racer gibi kör bir jiletle bile çok efektif ve yakın tıraş veren 39c,daha yakın ve temiz bir tıraşa daha kısa zamanda erişme imkanı sunuyor,daha derinden aldığı için sakalların uzaması için gereken süre maggard ile benzer,x3 ve diğer aletlerden biraz uzun,Att ile aynı gibi geldiği için çok fark göremedim aralarında.Cildiniz çok hassas değil ve efektif bir tıraş istiyorsanız,gün boyu devam eden tıraş hissiyatı sizin için önemli ise,yatık ya da kıvırcık sakala sahipseniz 39c'yi çok seveceksiniz,f/p oranı ve yüksek bulunabilirliği ile tıraş koleksiyonunuzda başı çekmeli.Tek perdede dahi harika bir tıraş,şap sür çık cabası.Bu anlamda efektif kesimi ile en beğendiğim alet,üstüne fiyat/performans/bulunabilirlik girdiğinde en beğendiğim alet diyebilirim.Ama...Ama'sı diğer incelemelerimizde...Devam
B.İkon x3 with Rocnel Handle
85mm Rocnel sap ve onun ağırlığı ile elinizde tam tezat bir kesim sunan bir alet X3.Yumuşacık.Hani okşarcasına yumuşacık,zaten kesip kesmediğine şaştığınız slant aletlerin genel karakteristiğini bu aletle birlikte en üst seviyede tecrübe etmeniz çok kolay.Resimde görüldüğü üzere 39c'ye nazaran daha az olan ''blade exposure'' daha mild bir kesim hissiyatı veriyor,Feather ile dengelendiğinde bebek poposu kıvamında tıraşlar elde edebiliyorsunuz.Alüminyum kafaya sahip bu alet efektiflik açısından maggard'dan daha yumuşak ve efektif,39c ve maggard'a göre daha az agresif.Eğer hassas bir cilde sahipseniz ilacınız x3 olabilir,sıfır tahriş,söyledim mi bilmiyorum ama genel olarak slant makinelerin en temel özelliği bu.Efektif kesimleri sayesinde daha az jilet geçişi olduğu için daha az tahriş yaşıyorsunuz,neredeyse yok denecek kadar az.Yeşil astra 39c ve maggard'da öğleye doğru kaşıntı yapmasına rağmen x3'te kaşıntı yapmadı ama Racer ile boyun bölgesinde ufak bir tahriş yaşadım ama bunu da jilete bağladığım için önemsiz.Sadece head alarak 55 dolar civarındaki ücretine değecek tıraşlar yaşayabilirsiniz.Yumuşak kesim olarak 39c'den daha hoş bir hissiyatı var.
C.İkon DLC slant
Diamond like coating! Hell yeah! Görüntüsü,finishing harika,açık ara en yakışıklı head'lerden biri ama Att'nin bu anlamda gerisinde.Finishing kesinlikle 39c,Maggard ve x3'ten iyi,phoenix ayrı bir tasarım o sebeple onu tek değerlendirmek gerek.Att s1 bu anlamda lider.
En agresif aletimiz;elbette ki doğru açı ile.Yüze biraz daha eğimli bir biçimde tıraş olduğunuzda,sapı yere daha paralel kullandığınızda r41'nin daha hoş kesimlisi diyebilirim.R41 kadar saldırgan gözükmüyor ama en az onun kadar agresif ama bunu çaktırmadan yapıyor.Bu sebeple yeni kullanıcılara 39c ve DLC'yi tavsiye etmiyorum,x3 ile başlayabilirler.Feather ile değil ama daha konforlu bir jilet ile daha uyumlu bir birliktelik olacaktır.Ben -bana göre- konforlu Personna ile enfes tıraş oldum ama dediğim gibi tutuş açısı önemli.Handle yine Rocnel.
Ç.Maggard Slant
Evet,slant efektifliğine sahip,evet,yumuşacık bir cilt bırakıyor,evet sessiz sedasız işini yapıyor ama slantlar arasında en az beğendiğim slant.30'larda üretilen Mulcuto/Paul Müller tasarımın güncel versiyonu ( İkon'da da benzer tasarımdan esinlenmiş ) olan bu alet çinko gri kaplama ile finishing,bu anlamda x3'ten ve DLC'den geride,ince et kalınlığı sebebiyle 39c'den iyi.Birçok yabancı kaynakta aşırı agresif diye bahsedilen bu alette ben orta-agresif bir hissiyat aldım.x3'ten agresif,39c'den geri,dik açılı DLC'den geri,phoenix'ten agresif,Att.Att güzel alet
Konforlu jilet kullanılmasını bu alet için de tavsiye ediyorum.Jilet düzeltmesi zaman zaman gerekli.
D.Above The Tie S1
Hani başlardaki yazımızda belirtmiştik.%7lik bir kesim slanta alışamıyor,sevemiyor diye.İşte onlar tarafından kaçırılsanız,işkence sonunda deseler ki ''Bundan sonra hayatında tek bir slantın olacak.Seç hemen!'' Hiç düşünmeden Att s1 deyin,hatta demeyin bırakın o desin.
Bamboo handle ile birlikte gelen bu yakışıklı komple bir slant,işcilik,malzeme kalitesi harika.Markanın hakkını teslim etmem gerek.Dengesi,tıraş hissiyatı müthiş,tek perdede işi bitiriyor.Handle ile manevra kabiliyeti süper.Genel olarak değerlendirmem de fiyat analizi yapmamaya çalışsam da en pahalı alet.Elbette bunda harika 303 çelik ve işciliğine değinmeden olmayacak.2015 Amerika yapımı bu alet .61mm jilet açıklığı ile orta-agresif segmentte.Elinize oturan Bamboo handle ile birlikte sadece tıraş olmak için değil,aynı zamanda oturup izlemek için bir şaheser.Slantlar içerisinde malzeme kalitesi,işcilik anlamında açık ara en çok beğendiğim alet.Feather jilet ile uyumlu ama polsilver ile uyumsuz bir hava yakaladım.Yeniden belirtmem de fayda var,kesim hissiyatı süper,malzeme kalitesi süper,işcilik süper.O paraya değer mi,değer!
E.Phoenix Alpha Slant
Alpha Slant,bakalit ve metal versiyonları mevcut,incelediğim metal olan resimde görüldüğü üzere şık bir kutuyla beraber geliyor.Alman Walter Busch&Sohne (Walbusch) bakalit slantının birebir kopyası olan bu alet,kafa yapısı itibariyle en farklı dizayna ve en hafif ağırlığa sahip.Hassas tartım olmaması sebebiyle maalesef ağırlığını ölçemedim lakin kafa ağırlığı handle ağırlığından fazla.Diagonal kafa yapısı ile birlikte yüze temaz etme şekli doğal bir açı vermenizi böylelikle stabil bir tıraş efektifliği sağlamayı hedefliyor.Tabii ki bu kadar hafif olmasa olabilirdi belki.Belki benim tekniği tam oturtamamdan dolayı,belki de diğer slantlarda alışmış olduğum ağırlıklardan sonra çok hafif gelmesi sebebiyle yanaklar haricinde istediğim verimi alamadım.Jileti yerleştirken çıkan ses güzel,yanaklarda kesim hissiyatı güzel ama özellikle boyun bölgesinde zaten hafif olan alet acaba bir hata yapar mıyım hissiyatı oluşturuyor,bu durumda insanı rahatsız ediyor.Açıyı koruma amaçlanmış ama hafiflikten dolayı ister-istemez bastırma hissi oluşturuyor,bu da hafif alette güvensizlik yaratıyor.Belki de ben beceremedim,maalesef aleti de sevemedim.Mild ya da konforlu bir jiletle başlanıp uygun teknik oturtulduktan sonra en keskin jiletinizi kullanmanız tavsiye ediliyor.Bu alet ile ilgili şahsi düşüncem,bıçak sırtı olduğu,ya seveceksiniz ya da nefret edeceksiniz.Ortası yok.
Bu serüvende çok güzel deneyimler yaşadım.Başlangıçta belirttiğim gibi bütün slantlar efektif/yakın tıraş,sert/kıvırcık sakaldaki muhteşem performansları ile DE'lerin bir adım önünde.Koleksiyonuzda mutlaka bulunması gereken aletler.Bu süreçte katkılarından dolayı @dikdik_s Serdar Abi'ye çok teşekkür ederim.Uzun bir yazı olması sebebiyle elimden geldiğince eğlenceli ve kısa tutmaya çalıştım.Umarım beğenirsiniz ve sıkılmazsınız.Bol köpüklü,keyifli tıraşlar.
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?