29/08/2020, Saat: 09:39
''Coğrafya, kaderdir.'' der İbn Haldun. Peki kaderi değiştirmek?
Kişinin kendi elinde midir mesela? Değişen kaderin Tanrı tarafından bilinmesinden ziyade, teolojik anlamın dışında bir felsefe barındırır ''kader''. Kaderinde 15 yaşında ölmek de olabilir örneğin ama atmazsın kendini boşluğa 15 yaşında öleceksin diye.
Bugüne değin öleceğine çokça inanan insana rastlamadım ben. Evet, hepimiz öleceğiz elbet ama bugün değil. Ne de olsa hiç ölmeyecek gibi planlar yapmıyor muyuz? Hemen, şu anda ölme ihtimalin bulunduğu, belki de son kez ''Güle güle'' dediniz birilerine. Sarılamaz mıydınız pekala? Hadi pandemi, virüs falan tamam da, iki güzel kemal da mı dökülmez ağzınızdan? Küs olduğunuz akraba, eş, dost, kardeş, peki küs gitmekte varsa bu hayatta?
Kader değil coğrafya. Seçimler kaderin. Artık dünya daha küçük. Memnun değil misin yerinden, kalk git, ağaç değilsin nasılsa. Uzaklarda yakın. Denizi görmeden ölen o kadar az insan var ki. Rahmetli Çavuş ( lakabı ) Dedem geçmiş zaman olur ki derdi, gökyüzünden geçen bir uçağın hikayesini anlatırdı. Arkasında dumanla iz bırakan bu uçak köy ahalisinin ''Aha ikiye böldü arzı.'' nidaları arasında geçip gitmiş köyün üzerinden. Kadınlar bebelerini emzirmeyi bırakmışlar , köy dediğin alnı hep secdede, kıyamet alemi görmüşler nasılsa. Bugün dünya daha bilgili. Yazıyorsun Google Amca'ya, şak diye karşında. Londra, Chicago, Paris bir tık uzağında. Coğrafya bütün dünya nasılsa.
Ama bir düşünsene 1300 yılında bir samuraysan Japonya'da, kolay değil öyle hayat senin için.Onur, şeref,sadakat ve gerektiğinde ayaklar altına almamak için onurunu , ölüm en güzel yol.
Coğrafya kader değil, seçimlerin kader. Efendisinin onurunu korumak için intikam yemini eden 47 Ronin'in seçimi, doğum sırasında annesini, 9 yaşında babasını kaybeden, ilk düellosuna 13 yaşında çıkan ve 60'dan fazla düelloda hiç yenilmeyen Miyamoto Musaşi'nin seçimi kader. İnzivada strateji kitabı yazmak ( Beş Çember ) ise başkaları da değiştirsin kaderini diye.
İyi ile kötünün savaşında kötüyü bilip iyiyi seçmek kader. Yoksa sadece iyiliği bilmek ve yapmak kolay nasılsa.
Peki kaldı mı o Samuraylar hala?
Kuzey İtalya'nın Lombardiya bölgesinde faaliyetine 2010 yılında faaliyetine başlayan The Goodfellas Smile ( TGS ), bugün 30bin üye ve 1 milyon avro'yu aşan ricosu ile yerel ve özel bir artizan işletme.
Bergamo'nun muhteşem doğasını ve esintilerini sabun ve losyonlarında fazlasıyla hissedebileceğiniz TGS koku içerikleri ile ön planda. İncelememize konu olan sabunları ise 2019 Aralık ayında yeniden formüle edilen Shibusa 2. Aşağıdaki resimde ilk formunu gördüğünüz Shibusa, tallow içeriği ile zenginleştirilerek bugünkü formuna kavuşmuş.
Maalesef sabun hakkında net ortamında çok fazla bilgi yok. Araştırma yaptığım yabancı kaynaklarda Razorock XXX'e koku ve performans olarak benzediği yorumu yapılmış. Daha önceden XXX'i severek kullanmış ve bitirmiş biri olarak koku içeriği burun hafızamda kalmadığı için hemen XXX arayışına girdim ama başarılı olamadım.
Koku olarak Acqua Di Parma'ya öykünen Shibusa 2, daha keskin kokusu, tatlı kahverengi rengi ile badem severlere göz banyosu yaptıran bir sabun. Hani yememek için zor tuttum kendimi. Baz nota olarak vanilla ve misk'in kullandığı bu sabun, anason, pesco ve ylang ylang ile zenginleştirilmiş. Fırçada ve ciltte kalan bu koku, ciltte daha tene yakın,bundan dolayı üzerine after shave veya balsam uygulamanıza müsaade etmekte.
İçeriğinde Aqua (Water), Stearic Acid, Coconut Oil, Tallow, Potassium Hydroxide, Parfum (Fragrance), Sodium Hydroxide bulunmakta. İçerik konusundan hiç anlamam, bilen arkadaşlar yorumlar ise sevinirim.
Porsuk ve domuz ile iki ayrı köpük performansı yaptığım bu incelemede porsuğa nazaran domuzcuk da -biraz da kıl yapısından kaynaklı- daha kıvamlı köpük kalitesine ulaştım.
Başlangıçta kendi kabında üzerine ılık su koyarak hafif yumuşattığım sabunu, suyunu ayrı kaba dökerek ve yükleme sırasında oluşan köpüğü de ayrı tasa alarak kıvamlı köpük için hazır hale getirdim. Ben bu yöntemi bütün sabunlarda kullanıyorum. Köpürmeyen sabun yok. Kıvamsız köpük de.
Yüklemeye kabında başladığınızda hafif kahverengi formda bir köpük elde ediyorsunuz. Hani beyaz değil, kırık beyaz diyebiliriz. Köpük kıvam kalitesinden çok renge dikkat edin lütfen. Elimden geldiğince resimlerde bu tonu göstermeye çalıştım.
En uygun yöntem olarak Kıymetli @korgunv Üstadın bana sabunu verirken bahsettiği üzere - ki inceleme fırsatı tanıdığı için kendisine tekrar teşekkür ederim- sabunu bir çay kaşığı marifetiyle köpürtmek istediğiniz ayrı bir kaba alın ve sabunu parmaklarınız marifetiyle güzelce ezin. İçeriğin ezilmesi daha homojen karışmasına ve ortaya bembeyaz renkli, süzme yoğurt kıvamında bir köpük çıkmasına imkan veriyor. Diğer türlü kendi kabından köpürtme kaldırmış olduğunuz sabunu ne kadar çalışırsanız çalışın tam anlamıyla ezemiyor,tabiri caizse, haliyle de hafif kahverengi formdan kurtulamıyorsunuz.
Tasta ezmenin yanı sıra kendi kabında köpürtmede hafif kahverengi olan köpük, eldeki formunda daha beyaz. Eğer illa kendi kabında köpürteceğim diyorsanız bu işleme daha sonra elde devam etmenizi tavsiye ederim.
Ayrı kapta ezilmiş haliyle porsuk performansı. Resimde yakında inceleyeceğim Round 1! Fight adlı incelememin oyuncularından şirin bir sabun bize göz kırpmış
Velhasıl kelam 8.90 avro'luk güzel fiyatı ile muhteşem kokuya sahip bu sabunu her seferinde tasta ezerek kullanır mısınız, bilmiyorum. Ya da köpük kıvamı olarak güzel, koruyuculuk ve kayganlık anlamında orta halli olan bu sabun sırf kokusu için alınır mı, emin değilim. Belki çok da kusur aramamak gerek. Eskilerin bir hikayede dediği gibi belki de ;
Vaktiyle genç ve yakışıklı bir adam, bir gözü kör, bir ayağı topal ve sırtı da hafifçe kambur bir kızla evlenmiş. Adamın, böyle bir kızla evlenmesini yadırgayan bir dostu, neden böyle bir hanımla evlendiğini sorunca:
“Sokaklarda lüzumsuz dolaşıp durmasın ve kavga ettiğimiz zaman da beni kovalamasın” diye cevap vermiş.
“Ya körlüğü?” deyince de:
“Tek gözü ile, kusurlarımın ancak yarısını görebilmesi için” demiş.
“İyi” demiş dostu, “Peki kamburuna ne diyeceksin?”
Kadının kocası da:
“Eee, sen de amma uzun ettin be birader” diye cevap vermiş. “Bu kadarcık kusur kadı kızında da bulunur.”
Eee siz de bir zahmet tasta eziverin dostlar. Ne demiş şair ;
Karun gibi buldukça bunar,
Gökte buluttan nem kapar.
Kendi kusuruna bakmaz ama
Kadı kızında kusur arar.
Kusur değil ,güzellik aramanız dileğiyle. Bol köpüklü, keyifli tıraşlar.
Kusurumuz olduysa affola!
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?