23/11/2017, Saat: 15:52
Tüy Dikmek Nedir,Ne Değildir?
Güzel Türkçe'mizde böyle bir deyim var,hem de öyle bir deyim ki hayatın her anında karşımıza çıkıyor,sokakta,Tv'de,işyerinizde hatta evinizde nice tüyler dikiliyor.Niceleri tüy dikmekle kalmıyor,yetmemiş olacak ki tüy kurumadan sıvamaya başlıyor. Garip bir durum aslında.Alışkanlık haline getirmişsen sıkıntı da hani hep tüyle gezemezsin ki yanında arkadaş.Hoş,gezeni de varmış...İşte konumuz tüy dikmeyi alışkanlık haline getirenler.
Ortaçağ Avrupa'sı derebeylikler ve soylular altında inim inim inlerken,üstüne karabasan gibi çöken veba,tüberküloz(akciğer),sarbon,cüzzam vb. hastalıklar yüzbinleri kırarken küçük bir azınlık güçlü taş duvarlar arkasına saklandıkları Şatolarında zevk-ü sefa içerisinde yüzüyordu.Temiz su bulmak neredeyse mümkün değildi,üstüne tarım toplumu olan halkın büyük çoğunluğunun hayvanlardan getirdiği hastalıklar zaten uygun olan koşullarda hızla yayılıyor,trajik bir biçimde bazen bir nüfusun yarısının hayatına mal olabiliyordu.Ortaçağ Avrupası hastalıklıydı.İlk dönem Hristiyanlığın ruh temizliğine önem vermesi zaten kişisel temizliğine dikkat etmeyen Avrupa'ya bahane sunmuş,sokakları,caddeleri,hatta Şatoları b.k götürür olmuştu. ( Burada b.k kelimesi mecaz anlamda kullanılmamıştır )
Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmak isteyen soylular etrafı düşman işgalini yavaşlatmak/önlemek maksadıyla su ile çevrili Şatolarında kara kara düşünüyor,altyapı/üst yapı hak getire olduğundan bir çözüm de bulamıyorlardı.Doğu ise hanlar,hamamlar,sıcak köpüğün gözüne vuruyor,tellaklar hamam göbek taşında yumuşattığı babayiğitleri pür-ü pak fabrika ayarlarına döndürüyordu.Birşey yapmalıydı ama ne? Derken Zihni sinir bir Süzeren çılgın bir fikirle geldi.Her ne kadar pantolon Sümerler'den beri biliniyor ve kullanıyordu ama Dönemin Fransa'sında erkekler zırh içi giydiği korseler sebebiyle yün pantolonlarını uzun bir tunik ile tamamlıyorlardı.
Kadınlarda zaten sorun yoktu,etek vardı nasılsa.Bağcılar oturuşuna müteakip kalk ayağa devam et,oh ne rahat.
Hikaye bu ya,soylular tuvaleti geldiklerinde yer,zaman,mekan farketmeksizin çömelip işlerini görüyorlar,peşlerinden gelen uşaklar ise dışkı hem başka insanlar tarafından fark edilsin hem de kuruyunca tüyden tutup atmak için dışkıya tüy dikiyorlardı.Dışarıdaki su ise sözde bütün ayıbı örtüyordu.Su örtüyordu örtmesine de oluşan ağır kokuya yapacak birşey yoktu.Af buyurun taharet falan ne bilecek elin gavuru,duvarlar taş ama onu da sökemiyor,yine bizim Süzeren'e başvurdu.Bu adam cin,IQ testi bulunmamış o devirde ama kendinden beklenmeyecek halde çağın ilerisinde,hani Ellon Musk mı desem,Steve Jobs mu,Mensa üyesi bir kere ''Kokuyu başka bir koku bastırır.'' diyerek olaya nokta koyan bu abimiz,bir nevi parfümün de mucidi.Edp kısaltmasının da isim babası : Ettin de Parfüm? .Zamanla soru işareti atılmış.
Gel zaman git zaman parfüm işi o kadar ilerlemiş ki Fransızlar kozmetik markaları ile tanınır olmuşlar.Bize misafir olan ürünleri ise Savon à Barbe – Enrichi en Argile blanche & Karité
Arkasında kapı gibi 1867 yılında Fransa'da kurulan Theophile Berthon'u almış olan bu sabun zaten 1878 ve 1889 yıllarında dünya fuarında üretmiş oldukları sabun ile almış olduğu altın madalyalar ile rüştünü ispat etmiş olan bir firma.En son 1903 yılında Hanoi'de almış oldukları büyük ödül ise ekmek kadayıfı niyetine. ( Hanoi'nin uzun yıllar Fransız sömürgesi altında olduğunu düşündüğümüzde çok da şaşılacak bir durum değil ama bu konu dışı tabii ki ) Velhasıl kelam köklü bir firma Theophile Berthon ve bu tecrübelerini Savon a Barbe'ye aktarmışlar.
Hani don yağı olmasın,yok mu hayvansal içerikli olmayan bir sabun diye yalvaran komşular yetişin! %100 bitkisel içeriği,shea yağı ve beyaz kil ile Marsilya'daki fabrikada zenginleştirilmiş bu sabun uygun fiyatı,güzel kokusu ile size göz kırpıyor,Nber Yakışıklı? diyor.
INGREDIENTS : SODIUM PALMATE, POTASSIUM PALMATE, SODIUM PALM KERNELATE, AQUA, POTASSIUM STEARATE, POTASSIUM PALM KERNALATE, GLYCERIN, SODIUM STEARATE, PARFUM, KAOLIN, BUTYROSPERNUM PARKII BUTTER, PALM KERNEL ACID, SODIUM CHLORIDE, PENTASODIUM PENTETATE, TETRASODIUM ETIDRONATE, TERTASODIUM EDTA. CI 77891, HEXYL CINNAMAL, BUTYLPHENYL METHYLPROPIONAL, LINALOOL, LIMONENE, CITRONELLOL, HYDROXYCITRONELLAL
İçerik bilgisini aynen veriyorum.Maalesef içerik konusunu hiç bilmem.Bilen arkadaşlar yorumlar ise sevinirim.
100gr ağırlığında metal bir kutuyla gelen sabunumuz logo işlemesi ile güzel bir görünüm kazanmış.Bembeyaz bir sabun,vetiver,sedir,limon ve son notada tarhun ile odunsu aromatik bir koku ile cezbediyor.Koku önemli,öyle ki kokusunu sevmediğim sabunları alemi cihanda olsa sevemiyorum.Çok kalıcı bir koku değil ama fırça içerisinde hoş bir koku bırakıyor,evet,tıraş sonrası fırçalarımı kokluyorum.
Su seven bir sabun,başlangıçta değil ama azar azar katmak faydalı,kısa zamanda güzel bir köpük yapıyor.Tastan taşarcasına köpük yapmıyor,bitkisel sabunların genel özellikleri sanırım,don yağı olmayanlar fazla köpürmüyor.Köpüreni vardır elbet ama bu konumuz dışı olduğu için girmeyeceğim.Koruyuculuk bu anlamda ortalama ama bunu kayganlık ile çok güzel örtüyor.Cilde tutunmayı seven bi sabun,aferin ona.Nemlendirmesi güzel,zaten benim çok dikkat ettiğim bir özellik değil nemlendirme.Bunu genelde tıraş sonrası ürünlerle çözüyorum,çoğunlukla ona gerek bile kalmıyor.Neden mi? Çünkü farklı iklim şartlarına fazlasıyla alışık bir bedenim ve cildim var.Yoğun istek üzerine
Sözün özü; jel ve köpük kullanarak tüy dikiyorsanız 9,5 Euro'luk efsane fiyatı ile tamamen bitkisel ( tanıtımda yazan ) bu sabunu almayarak sıvamış olmayın.
Not:Edith Piaf ''La vie En Rose'' dinleyerek okumanız tavsiye olunur.
Beğenmeniz ümidiyle.Bol köpüklü,keyifli tıraşlar dilerim.Kusurumuz olduysa affola!
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?