30/05/2020, Saat: 22:17
Merhabalar,
Uzun zamandır merak ettiğim Merkur 933c'ye sonunda kavuştum.
Öncelikle elimdeki makineler arasında (naçizane sınırlı bilgim seviyesinde) bir klasik olarak saklamaya ve değerlenmeye müsait bir tasarıma sahip olduğunu düşünmem bu makineyi edinmekte en büyük motivasyonumdu.
Şu korona izolasyon günleri bittiğinde şunları ve bunları yapacağım listemde, seyahate çıkacağım ve yanıma bu tıraş makinesini alacağım hayallerim vardı... Ta ki makine elime ulaşana kadar...
Elime aldığımda bunun bir tıraş makinesi değil bir biblo kadar güzel olduğunu gördüm.
Siyah deri kılıfının içerisinden bir adet saklama kağıdında jilet ve 4 parçaya bölünmüş makine çıkıyor.
4 parça diyorum çünkü sapı 2 parça birbirine vidalanıyor, kafa kısmı da 2 parça, etti size 4 parça.
Sap kısmı birbirinin içine geçerek kılıfa giriyor ve uzunluğu uzun bir sigara filtresi kadar.
Almadan önce ben de en çok bu kadar kısa saplı bir alet, ben gibi bir aceminin elinde acaba nasıl sonuç veriri diye merak ediyordum.
Bir tanımlamada bulunmak için bir röper noktası alırsam kendi izlenimlerimi daha iyi aktarabilirim düşüncesi ile ilk makinem Timor 1322'nin sap ve tutuş dengesi ile kıyaslamayı uygun buldum. Daha sonra bu kıysalamaya EJ89 ve Mühle R89 u da dahil ettim. (Ancak başlığa tamamını yazamadım)
Timor 1322'nin başlığının 2 cm kadar altından tutuğunuzda, (içi dolu sap ağırlığı sebebi ile) başlık kısmı aşağıya doğru eğilmiyor.
Merkur 933c'nin sapı kısa olması sebebiyle ağırlığı kafa tarafında, yani başlığın 2 cm kadar altından (ince tırtıklı boğumdan) tutuğunuzda kafa tarafı aşağıya doğru eğiliyor, sapı yukarı kalkıyor. Bu da bu kadar hafif bir tıraş aletinin siz efor sarfetmeden sakalınızı yerçekimi etkisinden faydalanarak kesmenize imkan sağlıyor.
Elimde ki EJ89 ve Mühle R89'undaha uzun saplarının olmasına rağmen, denge noktalarının tam aynı yerde olduğunu gördüm. Bu sebeple Mühle R89'dan sonraki ilke 933c tıraşımda kendimi çok alışık olduğum bir aleti kullanıyormuşum gibi hissettim.
Sonra bu sap ve tutuş meselelerini düşünürken elimdeki EJ89 Barley'in sapını çıkartıp 933c'ye taktım ve mükemmelen uydu.
Merkur 933c'nin başlığının inceliği sebebi ile bıyık altında çok iyi iş çıkarttığını söyleyebilirim.
Deri kılıfın içerisinde saklama kağıtlarında 4-5 adet jilet yerleştirmek mümkün. Ancak bunu jilet kutusu veya kartonu ile yapamazsınız.
Ancak ben bu 933c'yi o kadar beğendim ki, onu iyi muhafaza etmeye, yolculuklara çıkarmamaya karar verdim. İyi muhafza etmek derken, deri kılıfının içerisinde sap kısmı ile başlık kısmının birbirine sürterek çizilmelere yol açması olası. Bu sebeple, bir gözlük mendilimi alıp başlığı ona sarıp sarmalayarak deri kılıfa yerleştirdim, yanınada rahat rahat sapını yerleştirdim ve hatta eşantiyon Merkur jiletini de...
Ben bu sarıp sarmalama işini yaptığımda deri kılıfta en ufak bir deformasyon olmadı. yani benim gibi titizlenmezseniz 4-5 adet jileti ferah ferah yerleştirecek yer mevcut. Ancak önerim sararak korumaya almanız yönünde.
Ben Timor 1322, Mühle R89, EJ89 ve 933c'yi de aynı şekilde tutuyorum. Serçe parmağım makineyi alttan destekleyerek tutuş sağlıyorum. Bir diğer deyişle sanıldığı kadar konforsuz bir tutuşu yok. Hatta Wilkinson Sword Classic TTO'nun o uzuuuunn sapı bana fazla uzun geldi, onu tutarken de serçe parmağımı alttan destek olarak kullandığımda, başparmak ve işaret parmak tutuş noktamı başlıktan 3cm kadar aşağıya kaydırıyorum.
Uzun lafın kısası, tutuşu eğer kısa sapla rahat ediyorsanız gayet başarılı. Timor 88mm. ve 933c ise 73mm. uzunlukta. Saplarının farkı ölçebildiğim kadarı ile 16mm. Yani 933c 16 mm. daha kısa ama elde hiç farkedilmiyor.
Beğendiğiniz herhangi bir başka aletin sapı ile mesela EJ89 Barley sapı ile (Barley saplarını hem görsel hem de işlevsel olarak çok beğeniyorum) uyumlu. Varsa veya edinebilirseniz hem yolculuk hem de evde kullanabileceğiniz iki alete kavuşmuş oluyorsunuz.
Önerim edinirseniz iyi saklayınız, bence bu ileride değer kazanacak bir klasik.
Sanırım biraz uzun oldu. Hatalarım olduysa affola...
Uzun zamandır merak ettiğim Merkur 933c'ye sonunda kavuştum.
Öncelikle elimdeki makineler arasında (naçizane sınırlı bilgim seviyesinde) bir klasik olarak saklamaya ve değerlenmeye müsait bir tasarıma sahip olduğunu düşünmem bu makineyi edinmekte en büyük motivasyonumdu.
Şu korona izolasyon günleri bittiğinde şunları ve bunları yapacağım listemde, seyahate çıkacağım ve yanıma bu tıraş makinesini alacağım hayallerim vardı... Ta ki makine elime ulaşana kadar...
Elime aldığımda bunun bir tıraş makinesi değil bir biblo kadar güzel olduğunu gördüm.
Siyah deri kılıfının içerisinden bir adet saklama kağıdında jilet ve 4 parçaya bölünmüş makine çıkıyor.
4 parça diyorum çünkü sapı 2 parça birbirine vidalanıyor, kafa kısmı da 2 parça, etti size 4 parça.
Sap kısmı birbirinin içine geçerek kılıfa giriyor ve uzunluğu uzun bir sigara filtresi kadar.
Almadan önce ben de en çok bu kadar kısa saplı bir alet, ben gibi bir aceminin elinde acaba nasıl sonuç veriri diye merak ediyordum.
Bir tanımlamada bulunmak için bir röper noktası alırsam kendi izlenimlerimi daha iyi aktarabilirim düşüncesi ile ilk makinem Timor 1322'nin sap ve tutuş dengesi ile kıyaslamayı uygun buldum. Daha sonra bu kıysalamaya EJ89 ve Mühle R89 u da dahil ettim. (Ancak başlığa tamamını yazamadım)
Timor 1322'nin başlığının 2 cm kadar altından tutuğunuzda, (içi dolu sap ağırlığı sebebi ile) başlık kısmı aşağıya doğru eğilmiyor.
Merkur 933c'nin sapı kısa olması sebebiyle ağırlığı kafa tarafında, yani başlığın 2 cm kadar altından (ince tırtıklı boğumdan) tutuğunuzda kafa tarafı aşağıya doğru eğiliyor, sapı yukarı kalkıyor. Bu da bu kadar hafif bir tıraş aletinin siz efor sarfetmeden sakalınızı yerçekimi etkisinden faydalanarak kesmenize imkan sağlıyor.
Elimde ki EJ89 ve Mühle R89'undaha uzun saplarının olmasına rağmen, denge noktalarının tam aynı yerde olduğunu gördüm. Bu sebeple Mühle R89'dan sonraki ilke 933c tıraşımda kendimi çok alışık olduğum bir aleti kullanıyormuşum gibi hissettim.
Sonra bu sap ve tutuş meselelerini düşünürken elimdeki EJ89 Barley'in sapını çıkartıp 933c'ye taktım ve mükemmelen uydu.
Merkur 933c'nin başlığının inceliği sebebi ile bıyık altında çok iyi iş çıkarttığını söyleyebilirim.
Deri kılıfın içerisinde saklama kağıtlarında 4-5 adet jilet yerleştirmek mümkün. Ancak bunu jilet kutusu veya kartonu ile yapamazsınız.
Ancak ben bu 933c'yi o kadar beğendim ki, onu iyi muhafaza etmeye, yolculuklara çıkarmamaya karar verdim. İyi muhafza etmek derken, deri kılıfının içerisinde sap kısmı ile başlık kısmının birbirine sürterek çizilmelere yol açması olası. Bu sebeple, bir gözlük mendilimi alıp başlığı ona sarıp sarmalayarak deri kılıfa yerleştirdim, yanınada rahat rahat sapını yerleştirdim ve hatta eşantiyon Merkur jiletini de...
Ben bu sarıp sarmalama işini yaptığımda deri kılıfta en ufak bir deformasyon olmadı. yani benim gibi titizlenmezseniz 4-5 adet jileti ferah ferah yerleştirecek yer mevcut. Ancak önerim sararak korumaya almanız yönünde.
Ben Timor 1322, Mühle R89, EJ89 ve 933c'yi de aynı şekilde tutuyorum. Serçe parmağım makineyi alttan destekleyerek tutuş sağlıyorum. Bir diğer deyişle sanıldığı kadar konforsuz bir tutuşu yok. Hatta Wilkinson Sword Classic TTO'nun o uzuuuunn sapı bana fazla uzun geldi, onu tutarken de serçe parmağımı alttan destek olarak kullandığımda, başparmak ve işaret parmak tutuş noktamı başlıktan 3cm kadar aşağıya kaydırıyorum.
Uzun lafın kısası, tutuşu eğer kısa sapla rahat ediyorsanız gayet başarılı. Timor 88mm. ve 933c ise 73mm. uzunlukta. Saplarının farkı ölçebildiğim kadarı ile 16mm. Yani 933c 16 mm. daha kısa ama elde hiç farkedilmiyor.
Beğendiğiniz herhangi bir başka aletin sapı ile mesela EJ89 Barley sapı ile (Barley saplarını hem görsel hem de işlevsel olarak çok beğeniyorum) uyumlu. Varsa veya edinebilirseniz hem yolculuk hem de evde kullanabileceğiniz iki alete kavuşmuş oluyorsunuz.
Önerim edinirseniz iyi saklayınız, bence bu ileride değer kazanacak bir klasik.
Sanırım biraz uzun oldu. Hatalarım olduysa affola...